Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
radloff, vilhelm

Vilhelm Radloff

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vilhelm Radloff



Wilhelm Radloff, (1837 - 1918) “Türk Dünyası’nı türlü yönlerden araştıran yabancı bilginler arasında müstesna bir yer tutan ve devir açan şahsiyetlerden biri de, hiç şüphesiz 81 yıllık uzun ömrünün (1837-1918) altmış yılını bu uğurda çalışmaya hasretmiş olan Alman asıllı Rus Türkoloğu Wilhelm Radloff’tur 1813 Savaşları’na katılmış olan Prusya Ordusu yedek subaylarından ve Berlin şehri polis komiseri Wilhelm Radloff’un biricik oğlu olarak 5 Ocak (yeni takvime göre 17 Ocak) 1837’de Berlin’de doğmuştur

İlk ve orta tahsilini aynı şehirde yaptıktan sonra, gelirleri mahdut olduğu halde çocuklarının ciddi bir tahsil görmesini isteyen ailesinin teşvikiyle 1854 yılının sonbaharında, Wilhelm henüz 17 yaşında iken Berlin Üniversitesi Felsefe Fakültesi’ne kaydolmuştur

Lisede iken en çok Alman Edebiyatı ve klasik filoloji hocalarının derslerini sevmiş, bunlardan bilhassa klasik edebiyat öğretmeni ve iyi bir pedogog olan üniversite doçenti Benari’nin, Radloff’un yetişmesinde mühim rolü olmuştur


Üniversite hayatının ilk aylarında manevi ilimlerin türlü dallarını denemiş, esas olarak önce ilahiyat tahsil etmek istemişse de, az zaman sonra fikrini değiştirerek filolojide karar kılmıştır Tahsilinin büyük bir kısmını Berlin’da yapmış, iki sömestir Halle’de bulunmuş ve doktora sınavını da Jena’da vermiştir (20 Mayıs 1858)…

Radloff mukayeseli dilbilgisini kuran ve bilhassa İndocermen dillerinin mukayeseli gramerini yazan FBopp’un son derslerini dinleyebilmiş, dilci ve filozof HSteinthal’in derslerine devam etmiş Jena’da AFPott’un takririlerini dinlemiştir Bütün bu genel dersler meyanında Radloff Şark dillerini de merak ederek Berlin’da başlıca WSchott’un talebesi olmuştur…

Radloff’un hocaları arasında Wvon Humbold’un fikirlerini devam ettirenlerden AFPott ile H Steinthal’i görmekteyiz Fakat bunların fikirleri de sonraları birbirinden ayrılmıştır…


Radloff, üniversite tahsili esnasında HSteinthal’den ziyade AFPott’un fikirlerine bağlanarak, önümüzdeki eserinde dil hadiselerini halk psikolojisiyle değil de, insanların ferdi hususiyetleriyle açıklamaya çalışmıştır

Radloff’u şark dillerine meraklandıran hocası, daha sonra ACastren’den önce linguistik özelliklere dayanarak Türk, Mançu, Moğol, Fin ve kuzeydeki diğer diller arasındaki akrabalığı göstermeye çalışan Wilhelm Schott olmuştur

Bunlara Abel Rėmusat gibi ‘Tatarische Sprachen’ adını veren ve sonra da ‘Hochaslatiscih Sprachen’ tabirini teklif eden WSchott, 1836’da ifade ettiği gibi, yaptığı araştırmanın sağlam bir zemine dayanabilmesi için daha çok çok zamana ihtiyaç olacağını müdrikti

Böylece Radloff, WSchott’un tesiriyle Orta Asya ve Sibirya’nın az tanınmış dillerini kendisine çalışma sahası olarak almış, Türkçe ile birlikte Moğol, Mançu ve Çin dillerini öğrendiği gibi, İbrani, Arap ve Fars derslerine devam etmiştir Radloff bunları içerisinde bilhassa Mançu Tunguz dilleri üzerinde durarak ilerideki araştırmalarını da bu konu üzerine yöneltmeyi düşünüyordu…

Jena Üniversitesi’ne sunduğu Über den Einfluss der Religion auf die Nationalitäten und Sprachen Hochasiens’ adlı teziyle 20 Mayıs 1858 tarihinde felsefe doktoru payesini kazanıp, halk mektebi öğretmenlerinden birinin kızı olan Pauline-Auguste Fromm ile nişanlandıktan sonra, aynı yıl hocası WbSchott’un tavsiye mektubu ile Petersburg’a hareket etti

1854’de Petersburg’da açılmış bulunan Vostoçnıy Fakültet’e (Şark Fakültesi’ne) Kazem-beg Şeyh Tantavi, İN Berezin, DAChwolson, VP Vasilyev ve Popov gibi tanınmış şahsiyetlerin de çağrılmış olması, Radloff’un Rusya’ya giderek doğu dillerini yerinde öğrenmek hususunu körükleyen hadiselerdendi

Yakut dili gramerini yazan OBöhtligk de o zaman Petersburg’da yaşıyordu Bu sıralarda LvonSchrenk idaresindeki sefer heyeti (1858) Amur civarında bulunuyor, fakat Radloff’un da iştirak etmek istediği FBSchmidt’in doğu seferi heyeti ise bir türlü harekete geçemiyordu

Bunun üzerine Baron PMeyendorff ve FASchiefner gibi hamileri 1859 Mayısı’nda (tayin tarihi 14Mayıs1859) onu Batı Sibirya’da bulunan Barnaul şehrindeki yüksek madencilik mektebine (Barnaulskoye Visşoye Gornoye Uçilişçe) Almanca ve Latince öğretmeni olarak tayin ettirdiler

İlk anlaşması beş yıl müddetle olup, maaşı senede 1000 ruble idi ve bundan başka, yazın yapacağı geziler için her yıl ayrıca 700 rublelik tahsisat ayrılmıştı

İşte WRadloff’un ilmi faaliyeti esas bundan sonra başlar Barnaul’a gelirken henüz 22 yaşında olduğu halde, kafasında ne muazzam planlar taşıdığını sonraki senelerde yaptığı çalışmalarla ispat etti

Radloff Sibirya’da 1859’dan 1871’e kadar 12 yıl kalmış, kışın öğretmenlik yapmış, yazları da dil, etnografya ve tarih malzemesi toplamak üzere Sibirya ve Türkistan’da yaşayan türlü Türk boyları arasında seyahat etmiştir


Radloff bu zaman içinde (Kuznetsk havalisi madencilik müfettişi Freze’nin daveti üzerine 1859’da yaptığı ilk kısa gezi müstesna), ilk defa 1860 yazında ve son defa da 1870’de olmak üzere on defa seyahat etmiş, ancak 1864’de kesilen tahsisatı yeniden temin etmek maksadıyla Petersburg’a gitmek zorunda kaldığından gezisini tatbik edememiştir

…Freze’nin daveti üzerine yaptığı kısa gezisinden Barnaul’a döndüğü zaman, tesadüfen orada bulunan Tomsk Valisi Ozerskiy’i ziyarete gelmiş olan Altay Türkleri mümessillerinden ibaret bir heyetle karşılaştı ve onun başkanından, kendisine söze usta birini öğretmen olarak göndermesini rica etti Radloff, kısa zaman içinde gelen Yakob adlı bu öğretmenle bütün yaz ve kış çalışarak Altay ağzını öğrendi ve 1860’da başlayacak gezisine hazırlandı

1860-1863 yılları yazında Altaylı, Soyon, Kazak-Kırgız, İli ve Abakan Türkleri’ni ziyaret ederek onların dilleri üzerine ve bundan başka Rus-Moğol ticareti hakkında da malzeme topladı 1860 yazında Berlin’den yeni gelmiş olan karısının veöğretmen Yakob’un iştirakiyle yaptığı ilk gezi esnasında, 1843-1865 yıllarında misyoner Landışev ile tanışarak sonra onu kendisine öğretmen ve anmaraş edindi ve onun hayatını Proben der Volksliteratur’un 1cildinde yayımlayarak ebedileştirdi

1864’de tahsisatı yenilemek maksadıyla Petersburg’a gidince, PMeyendorff ölmüş olduğundan başka hamiler aramak icabetti Akademi üyesi Ber, onu saray nedimesi Fräulein Editha von Rahden’e takdim etmek suretiyle, bu yolda ona yeni imkanlar açtı Radloff, Evon Rahden’in salonunda o zamanki Rusya’nın birçok münevver şahsiyetleriyle tanışmak fırsatına nail oldu Saray nedimesi onu büyük prenses Elena Pavlovna’ya takdim etti, bu suretle tahsisat işi çabuk halledildi Oradan Berlin ve Tirol’e seyahat ederek dinlendi ve yeni kuvvetle Barnaul’a döndü

Radloff bu gezileri esnasında her şeyden evvel Türk boylarının dil ve halk edebiyatına ve bu meyanda halk bilgisi, arkeoloji, coğrafya, istatistik ve ekonomi sahasına ait malzeme topladı Barnaul’da kaldığı müddet zarfında hepsi 20 adet eser neşretmekle beraber, ilk beş senede malzemesini tasnifle uğraştığından, bu müddet içinde yayınladıkları birkaç makale ile seyahati hakkındaki raporlara inhisar etmiştir Proben der Volksliteratur der Turkischen Stämme ‘Türk boylarının halk edebiyatı denemeleri) gibi büyük eserleri ancak 1866’dan sonra çıkmaya başlamıştır (1bölümün metin ve tercümesi 1866; 2 ve 3 bölümleri 1868 ve 1870) Bunlar ilim dünyasında geniş bir ilgiyle karşılanmış ve Dorpat Üniversitesi Radloff’a bu eserleri yüzünden fahri doktor ünvanını tevcih etmiştir “Honoris causa pro maxima intelligentia orlentalium”)

Radloff, 1871 yılının ilk aylarında Barnaul’dan ayrıldı ve yol üzerinde Kazan’dan geçerken birkaç gün tanınmış Rus misyoneri Nİİlminskiy’nin (1822-1891) evinde misafir kaldı 15 yol Kazan ve Mısır medreselerinde tahsil etmiş olan ve Kazan’daki Rus İlahiyat Akademisi’nde profesörlük yapan İlminskiy, İdil boyu Türkleri’ni çok iyi tanıyor, bir yerliden farksız Türkçe konuşuyor ve buradaki Türk boyları arasında Hıristiyanlığı yaymak için canla başla çalışıyordu

O zamanki Kazan Maarif Müdürü Şestakov, İlminskiy’nin evinde Radloff ile tanışarak, ona, İdil boyu Müslüman mektepleri müfettişliği vazifesini teklif etti Bu iş, zorla Hıristiyanlaştırılmış Mazanlılar’a (Kreşinler’e) ait mektepleri idare eden İlminskiy’nin faaliyetine paralel bir çalışma teşkil edecekti


Esas itibariyle bunu kabul eden Radloff, plan üzerinde etraflıca konuştuktan sonra Petersburg’a gitti Şestakov da meseleyi Maarif Nazırı Graf DATolstoy’a (1823-1889) arz etti Radloff, Prens Konstantin Nikolayeviç vasıtasıyla bu işin devlet şûrasında sıradışı görüşümesini teklif etti ve halk mektepleri üzerinde araştırma yapmak maksadıyla, Rus maarif nezaretinin emri altında tekrar Batı Avrupa’ya gitti Radloff Berlin’de Rus maarif nazırı Tolstoy tarafından tertiplenen bir ziyafette, nazırın daveti üzerine, azınlık milletlerin mektepleri hakkında bir konuşma yaptı

1872’de Müslüman mektepleri meselesi müspet olarak çözüldü ve böylece Radloff, Kazan bölgesi Tatar, Başkurt ve Kazak mektepleri müfettişliğine tayin edildi O zaman Rusya’da Ruslar’dan başka milletlerin (Rus tabiriyle azınlık milletlerin) devlet tarafından idare edilen mektepleri yoktu Türk-Tatar medreselerine, mahalli idare veya yerli zengin şahıslar tarafından bakılıyordu

Misyoner mektepleri iç işleri vekaletine bağlı olup, maarif nazırlığı, ezilmiş milletlerin aydınlanma ve terbiyesine karşı cephe almıştı Bundan başka, dini taassubun tesiri ve Ruslaşma korkusu yüzünden, Türk ahali kendisi de kısmen yeni usul mekteplere muhalif bulunuyordu Bu yüzden Radloff, muallim mektepleri açmakla işe başladı Kazan muallim mektebi ancak 12Kasım1876’da açılabildi

Muallimlerin bir kısmı başta Ruslar’dan ibaretti Önce muallim olarak Kazanlı Türkler’den ancak birkaç kişi celbedilebilmiştir ki, bunlar Veteriner Teregul (tabii ilimler için), Kazan Üniversitesi okutmanlarından Ahmer idi Bundan başka Radloff meşhur Kazan tarihçisi Şehab ed-Din Mercanî ile de yakından tanışmış ve onun eserleri hakkında batı dünyasına bilgi vermiştir

Mercanî, Kazan arkeoloji cemiyetine üye olan ilk imamdır ve sonraları Kazan’da Radloff tarafından açılan muallim mektebinde o da öğretmenlik yaparak İslam dini bilgisi ve tarih okutmuştur Radloff, Kazan muallim mektebinde bilhassa tabii ilimler terdisatına önem veriyordu İlk yıllarda buraya alınan talebeler çocuklardan değil de yetişmiş imam namzetlerinden ibaretti ve halkın şüphesini gidermek için, mektebe alınırken dini mevzulardan iyice imtihan ediliyorlardı

Radloff, bu meyanda Müslüman kızları için de bir ilk mektep açmak istiyordu Fakat önce hiçbir İslam kadını böyle bir mektepte muallimlik yapmayı kabul etmedi Kızlar mektebi nihayet tahsilli bir kadının evinde açılabildiyse de, bu ilk deneme çok yaşamadı ve talebe azlığı sebep gösterilerek Rus Hükümeti tarafından kapattırıldı (İlk senede 4 ikinci yıl 8 talebesi vardı)

Radloff, eskimiş camilerin tamiri sırasında, Rus Hükümeti tarafından bu gibi camilerin yanında bir Rus mektebi açılmasının şart konmasına da şiddetle karşı geldi ve bu şartın, Rus mektebi yerine Müslüman mektebi açılması şeklinde değiştirilmesini talep etti O, iki taraftan da engellerle karşılaşıyordu Rus Hükümeti yerli halkın uyanmasını istemiyor, Müslüman ahali ise Radloff’a Rus misyoner teşkilatının bir mümessili olarak bakıyordu Bazı mütaassıp Tatarlar’dan rüşvet alan Rus polisi, eski zihniyetli Müslümanlarla bir olarak Radloff’a karşı çalışıyordu

Fakat bu gibi tatsız hadiseler geçici oldu Birkaç yıl içinde İdil boyu Türkleri arasında ve az sonra Rusya içerisindeki bütün diğer Türk ülkelerinde de geniş bir medeni kalkınma gözüküyordu Bu yolda her hareketin Radloff’un tesiriyle açıklanması doğru olmamakla beraber denebilir ki, onun tarafından girişilen faaliyet, Rusya içerisindeki Türk halklarının uyanma hareketini çabuklaştırmaya hiç şüphesiz yardım etmiştir Türkler arasında basım ve kitabevleri, gazete ve mecmualar ve yayımlanan eserlerin sayısı gün geçtikçe arttı ve 1905’de geniş kalkınma halini aldı Muallim birlikleri tedris usulü için yeni cereyanlar (usulü ceditçilik), Müslüman kadın birlikleri ve nihayet bütün bunların bir neticesi olarak muhtariyet veya Rusya’dan ayrılmak için tam istiklal hareketleri meydana geldi

Radloff Kazan’da 1872’den 1884’e kadar 12 yıl kaldı ve bu esnada bilhassa pedagoji, felsefe ve genel linguistik problemleriyle uğraştı Bu zaman içinde irili ufaklı 11 kadar eser yayımladı ki, en mühimleri şunlardı: Uçebnik nemetskago yazıyka (Almanca derslik), “Proben der Volksliteratur”un 4bölümü (metin ve tercüme), “Bilik” (Kazan lehçesinde okuma kitabı), “Grammatika russkago yazıyka” (Tatarlar için Rusça gramer), “Phonetik der nördlichen Türk-Sprachen” vs Bu meyanda “Aus Sibirien” adlı eserini tab’a hazırladı ve Koman dili üzerine de bir makale yazdı

Radloff Petersburg’ta

1881’de Berlin’de toplanan müsteşrikler kongresine iştirak ettikten sonra Radloff 1884’de Kazan’daki vazifesinden ayrıldı ve 47 yaşında iken 25 yıllık bir ilmi çalışmasına istinaden Petersburg İlimler Akademisi’nin ‘Tarih ve Eski Eserler’ kısmına üye seçildi ve oraya gidip yerleşti Bu suretle kendisini büsbütün ilme vermek imkanını kazanmış oldu

Aynı yıl ‘Kudatku Bilik’ (Kutadgu Bilig)’in nüshasını tetkik etmek üzere Viyana’ya, 1886’da Kırım’a, 1887’de Batı Karamları’na seyahat etti, 1891’de Petersburg Akademisi tarafından Orhon Bölgesi’nin arkeolojik tetkiki için tertiplenen heyetin başında bulundu, 1898’de yine aynı müessese tarafından tertiplenen bir heyetle Turfan’a ve 1907’de etnografya müzelerini tetkik etmek amacıyla Batı Avrupa’ya gitti

Roma’da toplanan 12 Milletlerarası Şarkiyatçılar Kongresi’nde (1899) Radloff’un teklifiyle, merkezi Petersburg’da olmak üzere ‘Assosiation Internationale pour I’exploration archėologique et linguistique de I’Asie Centrale et de I’Extrėme Orient’ adı altında bir cemiyetin kurulmasına karar verildi ve bu iş Hamburg’da toplanan 13 kongrede (1902) tekrar konuşularak tasdik edildi

Radloff, Rus akademisindeki çalışmasıyla aynı zamanda daha şu vazifeleri de görüyordu: a) Rus arkeoloji cemiyetinin şarkiyat bölümü neşriyatının (Trudıy Vostoçn Otdeleniya Imp Russk, Arch Obşçestva) tahrir heyetinde azalık, b) Yine aynı müessesenin etnografya bölümünde azalık, c) Sibirya’yı araştırma cemiyeti başkanlığı, d) Petersburg’da yapılacak Budist mabedi inşa komisyonu başkanlığı ve e) 20 Ocak 1894’de ölen Schrenk’in yerine 16 Mart 1894’den başlayarak akademinin etnografya müzesi müdürlüğü

Radloff’un Petersburg’da yayımlanan eserlerinin sayısı 100’e yakındır O burada çalışmasını modern ağızlara tahsis ettirmeyip, orta devir Türkçesi ile eski Türkçe üzerinde de büyük işler başarmıştır

Modern lehçelerle ilgili en mühim eseri olan ‘Proben der Volksliteratur…’un son 10 cildi, Petersburg’da bulunduğu zaman yayımlanmıştır 1859’da Barnaul’a yerleşerek metin toplamayabaşladığı zaman, ikinci büyük eseri olan ‘Versuch Wörterbuches der Türk Dialecte (Türk ağızları için sözlük denemesi)nin planını da kurmuştu Fakat bunun ikide bir eklemelerle tamamlanması icabettiğinden, ilk fasikülü çıkıncaya kadar (1888) aradan 29 yıl geçti Nihayet bu lûgat, her altı fasikülü bir cilt teşkil etmek üzere 26 fasikül ve 4 cilt halinde (hepsi 8161 sütun +256 sayfa) 1911’de tamamlanabildi

1887’de ‘Das Türkische Sprachmaterial des Codex Comanicus’u ve 1890, 91, 1900, 1910 yıllarında 4 cilt halinde ‘Kudatku Bilik’in metin ve tercümesini neşretti Bundan başka Anadolu’daki Selçuk metinleriyle de ilgileniyordu

Onun eski Türkçe üzerindeki çalışma ve eserlerine gelince, bu mesele başlıbaşına bir tarihtir Çin kaynaklarıyla Alâ ed-Din Cüveynî gibi bazı İslam yazarları istisna edilirse, Avrupalılar, eski Türk yazıtlarının ancak 18yüzyılın ikinci yarısında farkına varmışlardır Bunlardan ilk bahseden kimseler Hollandalı NCWiytsen, (1641-1717) Çar 1Petro (1672-1725) zamanında yaşamış SURemezov adlı bir Rus memuru ve Poltava Savaşı’nda (1709) Ruslar’a esir düşerek Sibirya’ya sürülen İsveçli subaylardan Strahlenberg (1726-1730) olmuştur…

Radloff’un henüz okunmamış olan bu yazıtları araştırmak maksadıyla 1891’de Petersburg Akademisi tarafından tertiplenen bir sefer heyetinin başında Orhon Bölgesi’ne gitti Bu heyette ondan başka Sçegolev, Klementz, Dubin Yadrintsev ve Levin gibi bilginler de vardı Radloff önce bu gezi hakkında bir önhaber (…1892-93) yayımlandı ve toplanan mazemeyi iki seri halinde neşre başladı…

… Yenisey ve Orhon yazıtları hakkındaki Fin neşriyatına (1889-1892) ve Radloff tarafından yayımlanan atlasa dayanarak (1892, 93, 96, 99), Danimarkalı dil bilgini Vilhelm Thomsen de, Radloff ile yarış halinde bu yazıtların alfabesini çözmek için çalışıyordu Thomsen 25 Kasım 1893 tarihinde eski Türk yazıtlarında kullanılan alfabenin sırlarını tamamıyla çözmeye muvaffak oldu ve araştırmalarının neticesini bir mektupla Radloff’a bildirdi Bu keşifle ilgili Dėchiffrement de In******ions de I’Orkhon et de I’Iėnissėi, 1894 adlı 15 sayfalık broşürünü 15 Aralık 1893’te Danimarka Akademisi’ne sundu ve çözümünü gösteren bir listeyi Radloff’a da yolladı

Bu sırada Radloff da 11 kadar işareti çözmüş olmakla beraber, bütün metni ancak 1894’da Thomsen’in anahtarını kullanmak suretiyle okuyabildi ve ilk denemesini Die alt-türkischen Inschriften der Mongolei IDas Denkmal zu Ehren des Pirnzen Kül Tegin adı altında 1894 kasımında 35 sayfalık bir broşür halinde ancak 50 nüsha bastırarak meslektaşları arasında dağıttı

Kısa zaman içerisinde üç fasikül halinde (Mart 1894, Mayıs 1894, Ekim 1895) Koşo Tsaydam yazıtlarını da neşretti ve bunları sonradan bir cilt halinde birleştirerek tekrar yayımladı 1897’de bu eserlerin ‘Neue Folge’ (yeni serisi) aynı yılın aralığında Radloff ve Melioranskiy tarafından hazırlanmış Rusça tercümesi ve nihayet 1899 martında Tonyukuk yazıtlarının Zweite Folge (ikinci serisi) neşredildi

Radloff, Uygurca el yazma metinler üzerinde ancak 1898’den sonra çalışmaya başladı Bir yıl sonra Altuigursche Sprachproben aus Turfan, 1906’da AGrünwedel’in seferinde bulunan Uygurca metinler ile Ein uigurischer Text aus dem XII Jh, 1909’da Cuastuanit, Buss gebet der Manichäer 1909-1912’de altı kitap halinde Alttürkische Studien ile Uygurskie Fragmenti 1911’de Kuan-şi-im Pusar ve 1913’de Suvarnaprabbasa’nın metnini neşretti, Radloff’un ölümünden sonra Malov 1928’de Uigursche Sprachdenkmäler adı altında bir cilt halinde diğer metinleri ve 1930 yılında Suvarnaprabbasa’nın yine Radloff tarafından yapılmış olan tarcümesini yayımladı…

Fakat onun hususi hayatı hakkında kaynaklardan pek çok bilgi edinmek mümkün değildir Şternberg’in makalesinden öğrendiğimize göre, Almanya’daki 1848 isyanları küzüklüğünde Radloff’a büyük tesir yapmıştır Radloff, hayatı müddetince filoloji ile birlikte bilhassa felsefe ve kalisek edebiyatı da sevmiştir

Halen Seattle’de bulunan Prof Dr NPope’nin bana yazdığına nazaran, Radloff’un ölümünden sonra karısı Berlin’e dönmüş ve birkaç yıl sonra aynı şehirde ölmüş, biricik oğulları Aleksander ise 1930 sıralarında Paris’te mide kanserinden vefat etmiştir Ayrıca Radloff’un iki kız çocuğu vardı

Friedrich Wilhelm Radloff kendisi 29 Nisan (yeni takvime göre 12 Mayıs) 1918 günü Petersurg’da hayata gözlerini kapamıştır

Radloff’un ölümünden sonra kurulan Dadlovdkiy krujok (Radloff Birliği) Barthold’un reisliği altında her ay toplanarak yıllarca ilim çalışmasını devam ettirmiştir 1930 yılında Barthold’un ölümünden sonra bu işi ANsamoyloviç idare etmiş, fakat 1937’de bu birlik dağıtılarak Samoyloviç öldürülmüş ve Radloff’un da Alman casusu olduğu ileri sürülerek adının eserlerde anılması yasak edilmiştir Son yıllarda onun adı (1953) ilmi eserlerde yine gözükmeye başlamıştır

(WRadloff, Sibirya’dan 1Cilt, XIII-XXVII)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.