Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakko, vitali

Vitali Hakko

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vitali Hakko



1913 yılında İstanbul'da doğdu 1934 yılında şapka devriminin ilk günlerinde Şen Şapka mağazasını açarak iş dünyasına adımını attı Vakko firmasını, önemli bir marka haline getirdi 11 Aralık 2007 tarihinde İstanbul’da vefat etti

xxxxxxx


HABER


Vitali Hakko hayatını kaybetti

Hürriyet 11 Aralık 2007


Vakko'nun kurucusu, ünlü iş adamı Vitali Hakko (94), İstanbul'da vefat etti


Rahatsızlandığı için dün akşam Amerikan Hastanesine kaldırılan Hakko, yapılan müdahalelere rağmen gece yarısı hayatını kaybetti


Vitali Hakko'nun ölüm haberi, Vakko'nun internet sitesinde, siyah zemin üzerinde yer alan “Vakko'nun kurucusu, yaratıcısı, Vakko ailesinin değerli büyüğü, sayın Vitali Hakko'yu kaybettik Acımız sonsuzdur” ifadeleriyle duyuruldu


CENAZE YARIN TOPRAĞA VERİLECEK


İstanbul'da vefat eden işadamı Vitali Hakko'nun cenazesi, yarın toprağa verilecek Hakko için yarın saat 1100'de Merter'deki Vakko Fabrikasında bir tören düzenlenecek Hakko'nun cenazesi, daha sonra Neve Şalom Sinagogunda yapılacak dini törenin ardından Ulus Musevi Mezarlığındaki aile kabristanlığında defnedilecek


HAKKINDA YAZILANLAR


Vitali Hakko:

İşim insanları mutlu etmek

Ünal Bolat

Türkiye 9 Aralık 2000


Yarım yüzyılı aşkın süre, benim meslek hayatımın hemen hemen tümüdür Hayatımı anlatırken Vakko’nun geçmişini de anlatmış oluyorum Zira benim hayatım, Vakko’yla özdeşleşmiştir Nerede olursam olayım, herkes beni Bay Vakko olarak görür

Hayatımı, bana sorarsanız hayli ilginç geçti Yanlış söyledim: İlginç geçiyor Çünkü hayat devam ediyor ve her ânından zevk aldım ve almaya devam ediyorum


Sıfırdan başlamak

Benim kuşağımın birçok işadamı, işe sıfırdan başladığını söyledi Ben sıfırdan bile başlamadım Başladığım nokta sıfırın çok altındaydı Ne var ki, ben de, benim kuşağımın birçok işadamı da, kendimize özgü kişileriz Ve bambaşka sosyal ve ekonomik şartlar içinde yetiştik İyi niyetten, umuttan, geleceğe ve kendimize olan güvenden, becerimizden başka hiçbir sermayemizin olmadığı bir dönemde kendi kendimizi yetiştirdik

Genç Cumhuriyetin ilk kuşağıydık Bize hız veren Atatürk devrimleriydi Şapka devrimi, kıyafet devrimi olmasaydı, kuşkusuz bugün Vakko da olmazdı


Spor

Ondört yaşındaydım Spor benim için o zamanlar bir saplantıydı Yaşıma, boyuma bosuma rağmen başarmam gerekiyordu Ama nasıl? Spora cimnastikle başladım Tabii yanlış bir seçme yapmıştım Aletli cimnastik kasları güçlendirir, ama boyun uzamasına yardımcı olmaz Oysa ben kısa boyluydum Dolayısıyla atletizm ya da voleybol, basketbol ile başlamam daha doğru olurdu Ama bu konularda bilgi sahibi olmadığım gibi, beni uyaran biri de çıkmadı Bir süre sonra, aletli, cimnastiği bırakıp atletizme yöneldim Orada hocam tarafından hafife alındığım vehmiyle kendimi ispat etmek için rekor denemesi yaptım Rekor 40 sa-

niyeydi ve 18 yaşındaki Fintzi adlı bir atlete

aitti Ben ise 14 yaşıma rağmen 42 saniyeyi yakalamıştım Hocadan aferin beklerken oralı bile olmamıştı Ama hiç değilse tebrik edebilirdiniz deyince hiçbir zaman hafızamdan silinmeyecek şu cümleyi söyledi “Şunu hiçbir zaman unutma, sporcunun rakibi, başkaları değil, kendisidir


En büyük sermaye; eleman

Yirmi yıl öncesine kadar, bir genç, öğrenimini yaptıktan, bir iş bulup çalışmaya başladıktan bir süre sonra o işten ayrılıp kendi işini kurardı Hatta sekiz on yıl aynı iş yerinde çalışıp da kendi işini kuramamış olanlara “yeteneksiz” gözüyle bakılırdı Bölünerek çoğalma dönemiydi o yıllar Bugün daha çok bunun tersi görülüyor Öğrenimini yapmış bir genç, gerçekten kendi dalında bilgili ve yetenekliyse, çalışacağı kuruluşu kendi seçiyor Eğer seçtiği kuruluş ondan, o da çalıştığı kuruluştan memnunsa mutlu ve verimli bir birliktelik başlıyor Bunun sürmesi iki taraf için de yararlı oluyor En büyük sermayenin eleman olduğunu, bu ülkede, sanırım ilk kez Vebhi Koç gördü ve gösterdi Uzaktan izlediğim kadarıyla Koç camiasından kopup kendi işini kuran üst düzey yöneticisi pek yoktur Hiç değilse diğer holdinglerinki kadar yoktur


Yönetici bulmak zor

Bugün bir iş adamı için, yeni yatırımlar yapmak istediğinde, büyümek istediğinde kapital bulmak zor değildir Know How bulmak da zor değildir Ama yurt içinde, yurt dışında yetişen bunca gencimize rağmen, yönetici bulmak zordur Acaba bu güçlük bizlerden, yani hayat üniversitesinden gelen birinci nesil patronların hâlâ işin başında olmamızdan mı kaynaklanıyor, diye düşündüğüm olmuyor değil Yoksa bu, gençlerin, kendi kendilerini bizlerle kıyasladıklarında, yabancı dil açısından, kuramsal bilgi açısından, bizlerden daha bilgili, daha kültürlü, daha dünyaya açık olduklarını görüp köklü bir değişimi gerçekleştirmek istediklerinde, bizleri bir köstek olarak görmelerinden ve bunu açıkça dile getirememelerinden mi kaynaklanıyor? Bilmiyorum Belki her ikisi de


Güzelliğin özü değişmiyor

Ben resim yapamam Beste yapamam Şiir yazamam Ama, insanlara renklerle, desenlerle ortaya koyacağım ve onları mutlu kılacağına inandığım bir eşarp, bir kravat, bir giysi seçip, onu gerçekleştirebilirim Güzel sözlerle onların gönlünü alabilir, mutlu anlar yaşatabilirim Biz eskiler bunları, gençlere anlatmakta güçlük çekeriz Onlara anlamakta güçlük çekerler Bana çevremdeki gençler, oğlum dahil, sık sık, “devir değişiyor” derler Haklıdırlar Ne var ki, devir ilk defa değişmiyor Ben hayatım boyunca, bu devir denen şeyin birçok defa değiştiğini gördüm Ama ağaçlar, çiçekler, kuşlar, kelebekler değişmiyor Güzelliğin biçimi değişiyor olabilir, ama özü değişmiyor


Hakko’dan inciler

* Yalanın inananı çok oluyor!

Hayatta öğrendiğim gerçeklerden biridir: Sizinle ilgili iyi bir şey söylense, bu doğru da olsa, buna pek az kimse inanır Ama söylenen kötü bir şeyse hemen herkes inanır Yalan ne kadar büyükse inananı o kadar çok olurmuş

* Profesyonel olmadan başaramazsınız

Bizim meslekte gerçek sermaye insandır Onun bilgisi, tecrübesi, sezgileridir Eğer böyle bir kaptanınız varsa, denize açılmaktan korkmayın! Gerçek profesyonellik budur Eğer içinizde bu profesyonellik duygusu yoksa hiçbir şey başaramazsınız

* Hayat Üniversitesi yok artık

Bizler gibi işadamları dönemi kapanmıştır Artık teori ile pratiği, bilgi ile tecrübeyi birleştiren bilgisayarın nimetlerinden, uluslararası iletişimin imkanlarından yararlanan gençlerimiz bizim eserlerimizi hiç kuşkum yok, çok daha ötelere götüreceklerdir

* Başarmak tutkusu

Hayatta insanı başarıya götüren tek şey, başarmak tutkusudur Kuşkusuz diğer faktörler bu başarıyı kolaylaştırıp, çabuklaştırabilir, uzun ömürlü olmasını sağlayabilir Ama hiçbir şey sizin elinizden aklınızı, yeteneğinizi, deneyimlerinizi, tutkularınızı alamaz

* Vakko benim, ben Vakko’yum

Otuz kırk yıl önce, Vakko’ya da çocuğum gözüyle bakabilirdim Oysa bugün Vakko ve ben aynı kişiyiz Benim hayat öyküm Vakko’nun, Vakko’nun varoluş öyküsü de benim hayatımdan başka birşey değil

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.