Prof. Dr. Sinsi
|
Nilüfer Hatun
HAKKINDA YAZILANLAR
Fukara anası Nilüfer Hatun
İrfan Özfatura bilgi@tg com tr
Türkiye 08 Nisan 2004
Osman Gazi genç yaşta lider olur, omuzladığı yük herkesin kaldıramayacağı kadar ağırdır Kimbilir, belki de bu yüzden yaşından önce olgunlaşır
Osmanlı’nın kutlu meşalesi Şeyh Edebali hazretleri Osmanoğullarını komşularıyla iyi geçinmeye çağırırlar Şu çalkantılı dönemde düşman değil, dost kazanmalıdırlar Diğer komşular gibi Bilecik Tekfurunu da hoşça tutar, alır, satar, ticaret yaparlar Yaylağa çıkarken ağırlıklarını ona bırakır, dönüşte hediyeler getirip gönlünü alırlar Hani Bilecik Tekfuru da “adam” olsa Hem macerayı sever, hem koltuğuna sevdalıdır, hem zulüm yapar, hem gölgesinden korkar
Evet, Osmanlı’ya dost görünür ama fır dönen gözleri adeta “sizden hoşlanmıyorum” diye çığlık atar Kalesine iyi niyetli bile olsa tek mücahit sokmaz, ancak kadınların girip çıkmasına ses çıkarmaz Yayladan dönenler, hasırları, çadırları kadınlar vasıtasıyla kaleye bırakırlar
Baskın basanındır! 
Gelgelelim İnegöl Tekfuru harbidir, düşmanlığını saklamaz Nitekim Karacahisar Tekfuru ile birleşip Osman Gazi’ye saldırır ama hesapta olmayan bir mağlubiyet alırlar Tekfurlar tam Osman Gazi’ye “sen bittin aslanım” demeye hazırlanırlarken yaşadıkları hezimetle şok olurlar Bir araya gelip çareler düşünür, şeytanın aklına gelmeyecek tuzaklar kurarlar
Görünen o ki Osman Bey’le meydan savaşı yapmak akıl kârı değildir, bu kavga kazanılsa bile kayıpları büyük olacak, ciddi ciddi sarsılacaklardır Halbuki bu saf göçebeyi pusuya düşürebilseler 
Gerisi kolaydır 
Uyanıklar alelâcele bir düğün tertipler, Osman Bey’i de davet ederler Büyük lider, henüz kılıcındaki kanları silemeden çağırıldığı törenden şüphelenir Öyle ya, Yarhisar tekfuru asil ve güzel kızı Holifira’yı Bilecik Tekfuru gibi çürük dişli, bükük belli ihtiyar huysuza niye verir? Hem “ille de gel” diye bunca ısrar niyedir? Davetin altında bir bit yeniği vardır ama ne? Nitekim beklediği haber adam gibi bir adamdan gelir Harmankaya Tekfuru Köse Mihal ona “hain pusu”nun haberini verir
Osman Bey davete sevinmiş görünür Ancak yaylaya çıkma telâşında olduklarını bahane ederek katılamayacağını söyler “Aaa güceniriz inan, sensiz katiyen olmaz” denilince, düğünün Çakırpınar’da yapılmasını teklif eder Böylece hem mesire yerinde yiyip, içip, eğlenecekler, hem de yayla meşgalesinden kopmayacak vakit kaybetmeyeceklerdir
Tekfurlar kafese girmekte olan kuşu ürkütmez, “nasıl istersen öyle olsun” derler
Osman Gazi zokayı yutmuş görünür, hem Bilecik’e, hem de Yarhisar’a sürüler dolusu koyun göndererek her iki tarafı da tebrik eder Tekfurlar çok heyecanlanır, sinsi sinsi el oğuşturup, kılıçlarını bileylerler
Düğün gecesi Söğütlü kadınlar teknelerini, güğümlerini Bilecik’e getirir, her zamanki gibi hisara bırakmak isterler Tekfur adamları ile düğüne gitmiş, kalede çok az asker kalmıştır Muhafızlar lâkayt ve laubali tavırlarla kapıyı açarlar Kadınlar birden hançerlerini çeker, muhafızları esir alırlar Bunların kadın kılığına giren mücahidler olduğunu anlarlar ama kale ellerinden çıktıktan sonra  
Ava giden avlanır  
Bu sırada Çakırpınar’da mevzilenen Rum silahşörler yalana yalana kılıçlarını okşamakta, saldırmak için işaret beklemektedirler Ancak Osman Gazi zamansız ayaklanır ve ortaya yüzlerce akıncı çıkar Holifira göz açıp kapanıncaya kadar biten kanlı gösteriden çok korkar, beti benzi atar Osman Bey Holifira’yı alıp Söğüt’e götürür, kızı gibi ağırlar Şirin prenses beklenenin aksine Türklere ısınmaya başlar Ondan öyle bir şey isteyen yoktur ama Yörük kadınlarıyla birlikte yayık döver, kirman çevirir, hamur açar ve bıkıp usanmadan İslamiyet hakkında sorular sorar Müslümanların da Meryem Validemizi ve İsa aleyhisselamı sevdiklerini öğrenince çok şaşar
Osman Gazi’nin bu kızcağıza kanı kaynar Nitekim bir gün onu kenara çeker ve “seni oğluma alsam ne dersin” diye sorar Esir olan ne desin? Büker boynunu, yere bakar Prenseslik böyledir işte, babası “Yarhisar tekfuruyla evleneceksin” dediğinde de sesini çıkaramamış, o ihtiyar, inatçı, sümsük ihtiyarla bir ömür geçirmeyi göze almıştır Orhan Gazi hakkında hiçbir fikri yoktur ama Yarhisar Tekfurundan daha çirkin olacak değildir ya  
Holifira, Orhan Gazi’yi görünce bir şükür secdesine kapanmadığı kalır Şu ana kadar gördüğü en yakışıklı, en asil, en kibar erkek karşısındadır Gazimiz, geniş omuzlu, gür kumral saçlı, mavi gözlü bir Oğuz yiğididir Hepsi bir yana güldükçe yüzü aydınlanır, inci dişleri bakımlı sakalına çok yakışır
Güzel prenses çevresindekileri tanıdıkça putlarını kırar, kendi isteği ile Müslüman olur ve sımsıkı kapanır O artık Prenses Holifira değil, Kayı Boyu’nun Nülifer ablasıdır
Biliyor musunuz Nülifer Hatun bütün servetini vakfeder ve güzel izler bırakır İznik ve Bursa’yı camiler, imaretler, medreselerle donatır Fakirden fukaradan hesapsız dua alır
Peki ya Bilecik? Şeyh Edebali hazretleri yerleştikten sonra şirin belde Osmanlı’ya kandil olur Devlet adamları, komutanlar bu kapıda yıkanır, arınırlar Önce kararsız aşiretler, sonra Köse Mihal Osmanlı’ya katılır Altı asır yaşayacak bir Cihan İmparatorluğuna kapı aralarlar…
|