|
|
Konu Araçları |
ilhan, roman, romanı, selahattin’in, selçuk, yüzbaşı, özeti |
Yüzbaşı Selahattin’in Romanı (İlhan Selçuk) Roman özeti |
05-21-2012 | #1 |
peri
|
Yüzbaşı Selahattin’in Romanı (İlhan Selçuk) Roman özetiYüzbaşı Selahattin’in Romanı (İlhan Selçuk) roman özeti KİTABIN ADI : YÜZBAŞI SELAHATTİN’İN ROMANI KİTABIN YAZARI : İLHAN SELÇUK YAYIN EVİ : REMZİ KİTAB EVİ BASIM YILI : 1976 KİTABIN KONUSU Yüzbaşı Selahattin’in romanı yalnız kendisinin değil , bir kuşağın romanıdırbu romanda değer yarğılarıyla birlikte çöken Osmanlı İmparatorluğunun yerine yeni bir imparatorluk kurmak isteyenlerin dramı ve devletin çöküşünü durdurmak isteyen bir asker kuşağının fedakarlık destanı yer alır KİTABIN ÖZETİ Birinci Dünya savaşı 29 Ekim 1914’te başlamış ve 30 Ekim 1928’de Mondrosta imzalanan ateşkes ile sona ermiştir Ancak Türkiye için barış Yunanlıların İzmir’i işgali üzerine bozuldu Bu savaş bizim için sekiz yıl sekiz ay sürdü , birçok devletle mücadele etmek zorunda kalan Osmanlı İmparatorluğu battı ve Osmanlı İmparatorluğunun , Türklerle dolu yerlerinde özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kuruldu Bu kitapta YzbSelahattin’in Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yaptıkları ve daha sonraki hayatına etkileri anlatılmaktadır Yzb Selahattin’in Batum’dan İstanbul’a gelmesiyle olaylar başlarİstanbul’daki manzara onu dehşete düşürmüştü Mondros Mütarekesi sayesinde galip devletler istanbul’u işgal etmişti İstanbul Hükümetinin devleti bu buhrandan kurtarmak isteyenleri hapse atması veya sürgüne göndermesi durumu iyice zorlaştırmıştıİstanbul Hükümeti onların her dediğini yerine getiriyordu(Türk subayları rütbesi ne olursa osun yabavcı devlet subaylarına selam vermek zorundaydı)Yzb Selahattin her defasında arkadaşlarına birşeyler yapmaları gerektiğini söylüyorduArkadaşlarından biri bu işi ancak Mustafa Kemal’in başarabileceğini söylemişti Haydarpaşadaki görev yerine giderken Albay Beki Sami ona vatanı kurtarmak için yaptığı planı anlattı ve onunla gelmesini istediDüşünmek için zaman istedi ve arkadaşlarının ve ailesinin baskısına rağmen 22 mayıs 1919 günü Bandırma’da sonu bilinmeyen bir yolda vatanı kurtarmanın tohumlarını attılar Bandırma’ya geldiklerinde ortam anları dehşete düşürse de bütün yetkiyi eline alan Bekir Sami kaymakamdan şehirdeki yabancı devletlere ait ait olan bütün şeylerin kaldırılmasını istemesiyle biraz düzeldi Bu hareket birçok kimsenin hoşuna gitse de , bir kısım insanı sinirlendirmişti Bandırma’da başlayan bu hareket Balıkesir , Manisa , İzmir derken yavaş yavaş birçok il’de etkisini göstermeye başladı Bu sırada Bekir Sami yalnız düşmanla değil İstanbul Hükümeti ile de uğraşıyordu O sırada ilk direnme eylemleri Manisa’da görüldü ve meyvalar toplanmaya başladıBekir Sami silahlı birliklerin toplanması kararını bütün yurda dağıttı Anadolu İhtilalinin ilk kurbanları Alaşehir’de halkı yanlışyöne sevk eden dört hoca oldu böylece vatan uğruna ilk kan dökülmüş oldu Devletin geleceği için aynı hareketin diğer illerde de gösterilmesi gerekiyordu ve yapıldı Bu sıralarda Selahattin’in çok istediği kurmaylık sınavları başlamış ama durumun müsayisizliği yüzünden katılamamıştı Bursa’nın durumu ise çok vahimdi ve bir an önce müdahale edilmesi gerekiyorduSelahattin’in ailesi ise onu evlendirmeye çalışıyorlar fakat Selahattin her defasında birşeyler buluyorduMustafa Kemal, Meclis-i Mebusan açılması için gerekli hazırlıkları tamamlamış üyeleri toplamaya çalışıyordu Nihayet Selahattin’in beğendiği bir kız bulunmuştu Ali Rıza Bey’in kızı Nimet ile evlenmeye karar verdi Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümetine artık birşeyler yapmaları gerektiğini bildirmişti İstanbul ‘un işgali üzerine Meclis-i Mebusan’ın kapatılması üzerine Heyet Ankara’da toplanma kararı aldı Eskişehir’de silahlı birlikler toplanmaya başlamıştı Ankara ‘da Büyük Millet Meclisi açılması kararı itilaf devletlerini çok kızdırdıBunun üzerine Bekir Sami vatanını seven herkesi yanlarına çağırdığını, askerler yardımıyla bütün ülkeye bildirdiSelahattin yeni evlenmesine rağmen ailesine pek zaman ayıramamıştı,sadece Nimet’in hastalandığı zaman yanında kalabilmiştiBekir Sami’nin hareketlerini beğenmeyen yabancı devletlerin isteği ile Hükümet Bekir Sami’yi görevden aldığını bildirdi Hatta daha da ileri gidip Bekir Sami’yi Divanıharbe gönderme kararı aldılar Olayın sebebini ise Bekir Sami’nin savunduğu Bursa’ya girilmesi olarak gösterdiler Oysa Bekir Sami’ye çıkması emri Mustafa Kemal tarafından verilmişti Yaptığı yanlışlığı fark eden Hükümet Bekir Sami ve Selahattin’i Kafkaslara gönderdi Selahattin ailesini güvence altına almak için Kastomonu’ya gönderdi ve Kafkaslara gitmeden ailesinin yanına geldiKafkaslarda bulunan anarşi Bekir Sami Kafkaslara gitmeme kararı aldı ve istifasını istediHükümet Selahattin’I Ankara’dan İstanbul’a taşınan Harbiye Mektebi IIBölük Komutanlığına atadıNimet ve çocukları yanına almayı kararlaştıran Selahattin giremediği kurmaylık sınavları için çalışmaya başladı, hatta özel hoca bile tutmuştuBu sırada bir çocukları daha dünyaya geldi Kurmaylık sınavında başarılı olacağını düşünüyorduama sınavlarda kopya çekildiği şüphesi yüzünden ,sınavların topyekün iptali kararı alındıBüyük bir öfkeye kapılarak sonradan çok pişman olacağı ordudan ayrılma kararını aldı ve yüzbaşılık’tan emekli oldu Selahattin için artık yep yeni bir hayat başlamıştıÜç çocuğu ve karısının geçimleri için birşeyler yapması gerkmekteydi En sonunda bir çiftlik kurmaya karar verdiBu iş başlarda iyi gidiyor gibi gözükse de çocukların yetişmesi için gerekli olan parayı sağlayamıyordu ve Nimet ile araları açılmıştıBaşka bir iş için arkadaşlarından yardım isterken , eski bir arkadaşı yardımıyla Tekel ‘de memuriyete başladı Çiftlik işiyle bunu başlarda beraber yürütmesine rağmen para sıkıntısı çekiyordu Bu sırada Nimet’in çok hasta olduğu haberini aldı ve hastahaneye yatırma kararı aldıİstanbul’daki hastahanelerin ücreti çok fazla olduğundan Ankara’da yatırma kararını verdiYapılan ameliyatın başarılı geçtiği düşünülse de birkaç gün sonra etkileri gözükmeye başladı ve Nimet hayatını kaybettiÖlüm sebebi ise vakit kaybetmelerinden dolayı kanserin midesine bulaşmış olmasıydıNimet’in ölümünden sonra Selahattin hayatının geri kalan kısmını çocuklarıyla beraber Ankara’da geçirdiVasiyeti üzerine çelenksiz bir törenle toprağa verildi KİTABIN ANAFİKRİ Türkiye Cumhuriyetinin ne kadar zorlukarla bu günlere geldiğini bize göstermekte ve toprakların değerini bize anlatmaktadır KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ Selahattin: Kitaptaki olayların başından geçen kişi olan Selahattin, Türk subayının nasıl davranmasını gösteren örnek bir kişiliktirDevletin çıkarlarını ve geleceğini herşeyden üstün tutan ve bu yolda elinden geleni yapan bir subaydırBaşına gelen bir çok zorluğa katlanmış fakat karısı Nimet’i kaybedince hayata küsmüştür Nimet: Selahattin’in karısı olan Nimet , bütün zorluklarda Selahattin’in yanında olmuştur Bekir Sami: Türk Millet’ini buhrandan kurtarmak için çabalayan bir subaydırkitapta Selahattin’in akıl hocalığını yapmaktadırBirçok zorlukla karşılaşsa da verdiği mücadeleden vazgeçmeyen cesur bir Türk subayıdır Ali Rıza Bey: Nimet’in babasıdırHer fırsatta Selahattin ‘e yardım etmiştir Ali Fuat Paşa: Selahattin’e ve Bekir Samiye üstlendikleri bu zorlu görevde yardımı esirgemeyen bir subaydır KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER Yüzbaşı Selahattin’in romanı Kurtuluş Savaşını bize çok iyi anlatan Kitaplardan birisidirO dönemde meydana gelen olayları açıkça anlattığı için üzerinde yaşadığımıztoprakların değerini daha iyi anlamamıza neden olmaktadırKitabın içinde isim ve yer adlarının fazla geçmesinden dolayı bazen olaylarda kopukluk olsa da sürükleyici bir romandır KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ 1925 yılında Aydın’da doğduİstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1950) Avukatlık , matbacılık, dergi ve gazetelerde yazı işleri müdürlüğü yaptı İlk yazıları 41 Buçuk isimli mizah dergisinde çıkmıştı(1952) ESERLERİ İlk iki kitabı gittiği yerler üzerine incelemeler:Güzel Amerikalı(1976),Uzak Komşu Rusya’dan Gezi Notları(1967) Mustafa Kemal’in Saati (1969)’nde belgesel yazılarını derledi DİĞER KİTAPLARI • Sovyetler • İran • Amerika İzlenimleri(1976) • Yeni Kırallar • Yeni soytarılar(1976) • Ağlamak ve Gülmek(1982) • Görülmüştür(1986) • Ziverbey Köşkü(anı,1987) • Japon Gülü(1988)
__________________
Yüreğin varsa karşılıksız da seversinBeklentisiz Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir |
|