Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dönemi, islâm, mekke, tarihi

İslam Tarihi (Mekke Dönemi)

Eski 05-02-2012   #1
tersinim
Icon7

İslam Tarihi (Mekke Dönemi)



DAYANAKLAR

Kuran-ı Kerim Meal ve Tefsirleri

Sahih Hadisler

Dört İncil

= = =

FAYDALANDIĞIMIZ ESERLER

Abdullah Aydemir=İslami kaynaklara göre peygamberler
Ahmet bHanbel=Müsned
Ahmet Cevdet Paşa= Kısas-ı Enbiya
Belâzuri=Ensabu’l Eşraf
Beyhaki=Delailin Nübüvve
Beyhaki=Sünen
Bünyamin Ateş= Peygamberler tarihi
Buhari=Sahih
Büyük İslam Tarihi (Kurul)
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ebul Ferec ibnCevzi=El Vefa
Ebul Fida=Elbidaye vennihaye
Ebu Nuaym=Delailün Nübüvve
Diyarbekri=Hamis
Halebi=İnsanüluyun
İbnAbdulberr=İstiab
İbn Esir=Kâmil
İbn Haldun=Tarih
İbnİshak-İbn Hişam= Sîre
İbnKayyım=Zadülmead
İbn Kesir= Kuran tefsiri
İbn Sa’d=Tabakat
İbn Seyyid=Uyûnul Eser
İmam-ı Gazali= İhya
Kastalani=Mevahibülledüniyye
Maurice Bucaille=Müsbet ilim yönünden Tevrat, İnciller ve Kuran
Muhammet Hamdi Yazır=Hak dini, Kuran dili
MAsım Köksal=İslam Tarihi
MAsım Köksal=Peygamberler tarihi
Müslim=Sahih
Taberi=Tarih
Yakubi=Tarih
Zehebi=Tarih-ül İslam

= = =

Gönlünün Allah ve Peygamber sevgisiyle dolu, dolu olduğunu iyi bildiğim ve bu konu da pek çok kişiyle birlikte şahadette bulunabileceğim dünyalar güzeli, Cennetmekan pek sevgili anneciğime ithaf olunur

Lütfen onun ve ahrete intikal etmiş diğer Müslüman kardeşlerimizin ruhlarına bir FATİHA okuyunuz

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)

Eski 05-02-2012   #2
tersinim
Varsayılan

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)



NİÇİN SİYER İLMİ?


Bismillahirrahmanirrahim

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!

O Allah ki eşi ve şeriki yoktur Din gününün sahibidir

Yerdekilerin, göktekilerin ve ikisi arasındakilerin sahibi O’dur Onun her şeye gücü yeter Yalnız O’na ibadet eder, yalnız O’ndan yardım dileriz

Şanı yüce Allah (cc) insanı yarattı Doğru yolu bilsinler diye peygamberler gönderdi Yüz yirmi dört bin peygamberin yalnız yüz otuz beşine kitaplar verdi Peygamberlerden kimini bize bildirdi, kimini bildirmedi

Siyer ilmi peygamberlerin hayatını anlatan ilim demektir

İnsanlar inandıkları, rehber edindikleri peygamberlerini yüceltmek istemişler, her kavim peygamberini ululamaya çalışmış; onlara olmadık sıfatlar yakıştırarak hayatlarına israiliyat dediğimiz hurafeler karıştırmışlardır

Fakat bir peygamber vardır ki onun hayatı bir Güneş gibi apaçıktır O ahirzaman peygamberi Hz Muhammed(as)tir

Onun hayatı Kuran-ı Azimüşşanın en doğru tefsir edilerek yaşanmış şeklidir

O yaşam ki Allah’ın sevgilisi olduğu halde dünya nimetlerini bir kenara itivermesi; inananlar kolayca örnek alıp, taklit edebilsinler diye son derece sade ve gösterişsiz bir hayatı tercih etmesinin sonucudur

Düşününüz ki dünya nimetlerinin en iyilerini, en güzellerini sahip olma şansı olduğu halde O bunlara itibar etmemiş, hayatı boyunca üç gün üst üste karnı tok olduğu halde yatıp uyumamıştır

Karnını taş bağlayıp, açlığını yatıştırmaya çalışanlardan biri de Odur

Henüz anne karnındayken babasını kaybedip yetim kaldı

Beş yaşındayken annesini kaybetti Hem yetim hem öksüz kaldı Hz Fatıma dışındaki evlatlarıyla iki hanımını kendi elleriyle kabre koydu En büyük acı olan evlat acısını defalarca tattı

O Allah’ın Resulü ve Habibi olduğu halde acılarla terbiye edildi

O hayatını maddiyatla değil de manevi güzelliklerle bezemiş; gelmiş, geçmiş en büyük insan, Allah’ın kulu ve resulüdür

Hayatının bir güneş gibi apaçık olması, israiliyet türü hiç bir hurafenin karışmaması biz Müslümanlar için bulunmaz bir nimettir

Bulunmaz bir nimettir çünkü Onun yaşayışını taklit ederek ulaştığı yüksek makamların şeref ve mükâfatlarından bir nebzecikte olsa pay alabiliriz En zengininden en fakirine kadar hiç bir Müslüman'ın onu taklit etmekten alıkoyan haklı bir gerekçesi olamaz

Biz Onun hayatında sevgi, şefkat, merhamet, alçak gönüllük, sabır, af, cesaret, yiğitlik gibi insani meziyetlerin en güzel örneklerini görürüz

Bir bakıma onun hayatının öğrenirken asr-ı saadet dönemini birlikte yaşarız

Onun ashabından, kapı dibi komşularından biri oluruz Onunla birlikte dertlenip kederlenir, onunla birlikte acılar çeker, onunla birlikte seviniriz

Güzel yüzünü görür, tatlı sesini dinleriz Bedir’de, Uhut’ta onunla birlikte savaşırız Onunla birlikte gazalara çıkarız

Bir bakıma bizzat kendisi tarafından müjdelenmiş olan Onu görmeden sevenlere vaat edilen en yüksek, en üstün makamlara ulaşma şansımız olur Onu öğrenelim ve Onun gibi yaşamaya çalışalım


Hüdai ÇAKMAK

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)

Eski 05-02-2012   #3
tersinim
Varsayılan

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)



HZ MUHAMMED’İN (asv) SOYU VE YAKINLARI

Peygamber efendimiz Kureyş kabilesindendir Kureyş kabilesi ise aynı soydan gelmekteydi Fertleri uzaktan, yakından birbirleriyle akrabaydı Bu nedenle birbirlerine; amcamın oğlu, kardeşimin oğlu ya da amcamın kızı, kardeşimin kızı diye hitap etmekteydiler

İslam tarihindeki olayları tam manasıyla anlayabilmek, doğru irdeleyebilmek için peygamber efendimizle kavmi arasındaki akrabalık ilişkilerini de yakından bilmek gerekir

Fakat daha önce belirttiğimiz gibi peygamber efendimizin soyu Kureyş kavmi ile iç içedir Bu bile başlı başına çok geniş ve derin bir konudur Biz burada sadece peygamber efendimizin soyu ile İslam tarihinde adı geçen kişilerden bahsedeceğiz

= = =

Peygamber efendimiz soyu konusunda dedesi Abdülmuttalib’ten sonra yirminci atasına kadar zikredilmesine izin vermiştir Buna göre O:

Muhammed (asv) b Abdullah b Abdülmuttalib (Şeybe) b Haşim (Amr) b Abd-i Menaf (Mugire) b Kusayy (Zeyd) b Kilab b Mürre b Kâ’b b Lüey b Galip b Fihr b Malik b Nadr b Kinâne b Hüzeyme b Müdrike (Amir) b İlyas b Mudar b Nizar b Maad b Adnan’dır

Peygamberimizin soyu Adnan’dan kırk ata sonra İsmail b İbrahim’e (as) gelip dayanır

Peygamberimizin ataları konusunda daha geniş bilgi isteyen okuyucularımız ikinci cildimize (Cahliye Dönemi) müracaat edebilirler

= = =

Peygamberimizin babası Haşim oğullarından Hz Abdullah b Abdülmuttalib’tir

Peygamberimizin annesi Zühre oğullarından Hz Amine bint-i Vehb’tir Bu nedenle Zühre oğulları peygamberimizin dayısı durumundadır

Ashab-ı Kiramdan Hz Sa’d b Ebi Vakkas Zühre oğullarındandı Peygamber efendimiz kendisine dayım diyerek iltifat buyururdu

= = =

Peygamberimizin anneannesi Abdüddar oğullarından Berre bint-i Abdüluzza’dır

Peygamberimizin babaannesi Mahzum oğullarından Fatıma bint-i Amr’dır

Peygamberimizin anne yönünden dedesi Vehb b Abd-i Menaf b Zühre’dir

Peygamberimizin baba yönünden dedesi Abdülmuttalib b Haşim’dir

Görüldüğü gibi peygamberimiz soyca baba tarafından Haşim oğullarına, anne tarafından Zühre oğullarına, anneanne tarafından Abdüddar oğullarına, babaanne yönünden ise Mahzum oğullarına gelip dayanmaktadır

= = =

Peygamberimizin dedesi Abdülmutalib’in annesi Selma bint-i Amr hatun Medine’de oturan Neccar oğullarındandı Bu nedenle Neccar oğulları peygamberimize dayı düşmekteydiler

Peygamberimizin dedesinin dedesi Abd Menaf b Kusayy’ın annesi Cürhümî’lerden (Huzaâ’lardan) Hubba Hatun idi

Bu nedenle Cürhümilerde (Huzaâlarda) peygamberimize dayı düşmekte idiler Huzaâlar ile Haşim oğulları her zaman birbirlerine yakın durmuşlar ve yardımcı olmuşlardır

= = =

Sakiflerden Benî Sa’d b Bekir kabilesi peygamberimize süt anneliği ve kardeşliği yönünden yakındılar

Arap gelenek ve göreneklerine göre süt anneliği ve kardeşliği gerçek anne ve kardeşlerden farksızdır Bu nedenle bu bağ son derece güçlüdür ve ömür boyu sürmüştür

= = =

Peygamberimizin büyük, büyük dedesi Kusayy b Kilab’ın annesi Fatıma bint-i Sa’d, kocasının ölümünden sonra Kudaâ’lardan Rebia b Haram ile evlenmiş olduğundan peygamberimizle Kudaâlar arasında akrabalık bağı kurulmuştur

= = =

Peygamberimizin zevceleri:

1-Ümmül müminin Hz Hatice bint-i Hüveylid (ranha)

2- Ümmül müminin Hz Sevde bint-i Zem’a (ranha)

3- Ümmül müminin Hz Aişe bint-i Ebu Bekir (aanha)

4- Ümmül müminin Hz Meymune (ranha)

5- Ümmül müminin Hz Ümmü Habibe (ranha)

6- Ümmül müminin Hz Ümmü Seleme (ranha)

7- Ümmül müminin Hz Zeynep bint-i Cahş (ranha)

8- Ümmül müminin Hz Zeynep bint-i Huzeyme (ranha)

9- Ümmül müminin Hz Safiye (r:anha)

10- Ümmül müminin Hz Hafsa bint-i Ömer (ranha)

11- Ümmül müminin Cüveyriye bint- Haris (ranha)

12- Ümmül müminin Hz Mariye (ranha


Ümmül müminin Hz Hatice bint-i Hüveylid (ranha) ile Ümmül müminin Hz Zeynep bint-i Huzeyme (ranha) peygamberimizin sağlığında vefat etmişlerdir

Peygamber efendimizin vefatından sonra Ümmülmüminin olan hanımları içinde ilk vefat eden Zeynep bint-i Cahş (ranha) en son vefat eden ise Hz Ümmü Seleme’dir (ranha)

Peygamberimiz yukarıda belirtilenler dışında Esma bint-i Numan’el Kindî ile hicretin dokuzuncu yılında evlenmiş ise de bu kadın, onu çekemeyen bazı kadınların oyununa gelmiş, peygamberimizin onaylamadığı bazı davranışlarda bulunmuş, peygamberimizde onu gerdeğe girmeden babasının evine göndermiştir

Peygamberimiz Reyhane isminde bir hanımla nikâhlanmış ise de kadının vücudunda hastalık belirtisi bazı alacalar bulunduğundan gerdeğe girmemiştir

= = =

Peygamberimizin erkek evlatları:

1-Hz Kasım

2-Hz Abdullah

3-Hz Tayip

4- Hz Tahir

5-Hz İbrahim


= = =

Peygamberimizin kız evlatları:

1-Hz Zeynep (ranha)

, 2-Hz Rukayye (ranha)

3-Hz Ümmü Külsüm (ranha)

4-Hz Fatımatüzzehra (ranha)


Hz İbrahim dışındaki evlatlarının annesi Hz Hatice bint-i Hüveylid’tir Hz İbrahim’in annesi Hz Mariye’dir

Bazı kaynaklarda Hz Tayip ve Hz Tahir’in aynı çocuk olduğu şeklinde bir rivayet vardır Bu rivayet doğru ise peygamberimizin dört kız, dört erkek evladı olmuş olur

Peygamberimizin erkek evlatlarının hepside küçük yaşlarda vefat etmişlerdir

Hz Fatıma dışındaki bütün evlatları peygamberimizin sağlığında vefat etmişlerdir

Bu durumda peygamberimiz bazı kaynaklara göre sekiz, bazı kaynaklara göre de yedi defa evlat acısını tatmış, iki hanımını da kendi elleriyle defnetmiştir


= = =

Peygamberimizin damatları:

1-Ebul’As (ra) (Hz Zeyneb’in kocasıdır)

2-Hz Osman b Affan (ra) (Hz Rukayye ile Hz Ümmü Külsüm’ün kocasıdır

3-Hz Ali b Ebu Talip (kv) (Hz Fatımatüzzehra’nın kocasıdır


= = =

Peygamberimizin erkek torunları:

1-Abdullah b Osman (Annesi Hz Rukayye’dir)

2-Hasan b Ali (ra) (Annesi Hz Fatımatüzzehra’dır)

3-Hüseyin b Ali (ra) (Annesi Hz Fatımatüzehra’dır


Peygamberimizin kız torunları:

1-HzZeyneb bint-i Ali (Annesi Hz Fatımatüzzehra’dır

2-HzÜmmü Külsüm Bint-i Ali (Annesi Hz Fatımatüzzehra’dır)


Peygamber efendimizin ilk sütannesi amcası Abdüluzza’nın (Ebu Leheb’in) cariyesi Süveybe Hatundur

= = =

Peygamberimizin süt kardeşleri

Süveybe hatun oğlu Mesruk ile birlikte peygamber efendimizi, Hz Hamza b Abdülmuttalib’i (ra) ve Ebu Seleme b Abdülesed’i (ra) de emzirmiştir

Peygamberimizin ikinci süt annesi Benî Sa’d b Bekir kabilesinden Ebu Zueyb Abdullah b Haris’in hanımı Halime Hatun’dur

Buna göre peygamberimizin sütkardeşleri:

Mesruk (Süveybe hatun emzirdi)

Hz Hamza b Abdülmuttalib (ra) (Süveybe hatun emzirdi)

Ebu Seleme b Abdülesed (ra) (Süveybe hatun emzirdi)

Abdullah b Abdullah (Halime hatun emzirdi)

Şeyma bint-i Abdullah (Halime hatun emzirdi)

Üneyse bint-i Abdullah’tır (Halime hatun emzirdi)


Arap kültüründe sütkardeşliği çok önemlidir Süt kardeşlerin birbirleriyle evlenmeleri haramdır Süt kardeşlerin öz kardeşlerden herhangi bir farkı yoktur

= = =

Peygamberimizin dadısı Ümmü Eymen Bereke’dir

Peygamberimizin gerçek annesi yerine koyup sevip, saydığı ve diğerlerinden ayrı tutup değer verdiği dört kadın vardır

Bunlar:

1-Halime hatun (peygamberimizin sütannesi)

2-Fatıma bint-i Esed (ranha) (Ebu Talib’in hanımı Peygamberimizi ba-kıp, büyüten kadın)

3-Ümmü Eymen Bereke (ranha) (Peygamberimizin dadısı)

4-Süveybe hatun (Doğduğunda peygamberimizi emziren kadın)


Peygamberimiz sağlıklarında bu dört kadını sık, sık ziyaret eder, sevgi ve saygı gösterir, ikramlarda bulunurdu

= = =

Peygamberimizin amcaları (yaş sırasına göre):

1-HarisAnnesi Semra Bint-i Cündüb’tür

2-ZübeyrAnnesi Fatıma Bint-i Amr

3-Ebu Talib (Abd-i Menaf)Annesi Fatıma bint-i Amr

4-Ebu Leheb (Abdüluzza) Annesi Lübna Bint-i Hacer

5-Kusem Annesi Fatıma Bint-i Amr

6-Dırar… Annesi Nüteyle Bint-i Cenab

7-Mukavvim(Abdülkâbe)Annesi Hale Bint-i Vüheyb

8-Hacl (Kaydak)Annesi Hale Bint-i Vüheyb

9-AbbasAnnesi Nüteyle Bint-i Cenab

10-HamzaAnnesi Hale Bint-i Vüheyb’dir

Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib en büyük oğlu Haris’e nispetle Ebül Haris künyesiyle künyelenmiştir Beş numarada belirtilen Kusem küçük yaşta vefat etmiştir

= = =

Peygamberimizin halaları olan Abdülmuttalib’in kızları ve bu kızların anneleri şunlardır

1-SafiyyeAnnesi Hâle Bint-i Vüheyb

2-Ümmü Hakîm Beyza Annesi Fatıma bint-i Amr

3-Âtike Annesi Fatıma bint-i Amr

4-Ümeyme… Annesi Fatıma bint-i Amr

5-Ervâ… Annesi Fatıma bint-i Amr

6-Berre … Annesi Fatıma bint-i Amr


= = =

Peygamberimizin amcaoğulları:

1-Talib b EbuTalib

2-Âkil b Ebu talib

3-Cafer b Ebu Talib (ra)

4-Ali b Ebu Talib (kv)

5-Utbe b Abdüluzza (Ebu Leheb)

6-Uteybe b Abdüluzza (Ebu Leheb)

7-Abdullah b Abbas (ra)

8-Fadl b Abbas (ra)

9-Kusem bAbbas (ra)


= = =

Peygamberimizin amcakızları:

1-Ümmü Hani Fahite bint-i Ebu Talib (ranha)

2-Fatıma bint-i Hamza b Abdülmuttalib (ranha)


= = =

Peygamberimizin halaoğulları:

1-Zübeyr b Avvam ( Annesi Hz Safiye bint-i Abdülmuttalip)
Zübeyr b Avvam aynı zamanda Ümmülmüminin Hz Hatice Bint-i Huveylid’in kardeşi Avvam’ın oğludur Bu nedenle Hz Hatice Zübeyr b Avvam’ın halasıdır Zübeyr b Avvam’ın hanımı Esma Bint-i Ebu Bekir Ümmül-müminin Hz Aişe Bint-i Ebubekir’in ablasıdır Hz Aişe Abdullah B Zübeyr’in teyzesi olur

2-Tuleyp b Ümeyr (Annesi Hz Erva Bint-i Abdülmuttalip)

= = =

Peygamberimizim halakızları:

1-Ümmülmüminin Hz Zeynep bint-i Cahş

= = =

Peygamberimizin üveyoğulları:

1-Hind bEbi Hâle (ra) (Annesi Hz Hatice)

2-Hâle b Ebi Hâle (ra) (Annesi Hz Hatice)

3-Seleme bAbdülesed (ra) Annesi Ümmü Seleme


= = =

Peygamberimizin üvey kızları:

1-Hind bint-i Âtik (Annesi Hz Hatice)

= = =

Peygamberimizin azatlıları:

1-Zeyd b Harise

2-Ebi Kebşe

3-Enese




Devam edeceğiz

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)

Eski 05-19-2012   #4
tersinim
Varsayılan

Cevap : İslam Tarihi (Mekke Dönemi)



HZ MUHAMMED’İN (asv) BEKLENİŞİ

İsa (as) yüce Allah (cc) tarafından göğe çekildikten sonra havariler dünyanın dört yanına dağıldılar Bu, İsa’nın (as) kendilerine olan vasiyetiydi İsa (as) onlara:

-Yeryüzüne dağılınız İnsanların akına karasına Rabbimin Nurunu götürünüz diye emretmişti

İsa (as) sağlığında havarilerini gidecekleri yerleri belirtmişti Buna göre:

1-Petros’a yanında müminlerden Bulus olduğu halde Rumiyye’ye,

2-Andrea ve Matta’ya insan yiyen zencilerin yurduna,

3-Tomas’a Babil ülkesine,

4-Yuhanna’ya Ashab-ı keyfin yurdu olan Efsus’a,

5-Yakub’a Oraşalım’a,

6-Simon’a Kuzey Afrika’daki Berberîler ülkesine
gitmelerini emretmişti

Havariler görevlerini layıkıyla yaptılar Önlerine çıkan hiç bir zorluk onları yıldırmadı İsa’nın (as) getirdiği Nuru yaymak için hiç bir fedakârlıktan kaçınmadılar İşkencelere uğradılar, sürgün edildiler İçlerinde bu uğurda canlarını verenler oldu

Müşriklerin, özellikle Yahudilerin bütün engel olma çabalarına rağmen Hıristiyanlık bütün dünyaya süratle yayılmaya başladı Bu ara İnciller kaleme alındı Pek çok İnciller yazıldı İncillerin sayısı yüzleri buldu

İncillerin pek çoğu bazı konularda birbirleriyle çelişiyordu Bu; yeni dini, önce kendi dinlerine benzetmeye, daha sonrada zayıflatmaya, içlerinde eritmeye çalışan Yahudilerin Hıristiyanları bölüp parçalamaya yönelik bir oyunuydu

İlk Hıristiyanlardan yakalananlar çeşitli işkencelere maruz kalırlardı Fakat onlar gerçek mümin kişilerdi Aç aslanlara atılma; diri, diri yakılma gibi tüyler ürpertici işkencelere maruz kalmalarına rağmen dinlerinden dönmezlerdi

Bu durum İsa’nın (as) doğumundan üç yüz on sene sonrasına kadar devam etti Nihayet Roma imparatoru Konstantin Hıristiyanlılığı serbest bıraktı, İsevîlerin inançlarını rahatça yaşamalarına izin verdi

İmparator Konstantin Roma’yı bırakarak bu gün İstanbul ismiyle anılan Konstantiniyye şehrini geldi, başşehrini buraya taşıdı

Etrafına pek çok Hıristiyan toplandı Konstantin’in kendisi de Hıristiyan oldu Hıristiyanlığı imparatorluğunun resmi dini yaptı

İmparator Konstantin’in Hıristiyan olması Hıristiyanlara pek büyük bir güç verdi Süratle yayılıp, çoğaldılar

Fakat İncil-i Şerif İsa’nın (as) ağzından çıktığı şekliyle kaleme alınmamış, doğru bir şekilde zapt edilememişti

İlk dönemlerde İncil insanların zihinlerindeydi Yahudiler bundan çok kötü bir şekilde istifade ettiler

Yeni dini zayıflatmak, bölüp parçalamak için birbirlerinden farklı pek çok İncil’in yazılmasına ön ayak oldular

Birbirleriyle çelişen pek çok İncil’in bulunması Hıristiyanlar arasında uyuşmazlıkların, çözülmesi mümkün olmayan çetin ihtilafların ortaya çıkmasına neden oldu

İnciller halktan gizlendi Okumaları, öğrenmeleri engel olundu Bunun sonucunda İncili okuyup yorumlayan halktan ayrı bir ruhban sınıfı oluştu

İncil, ruhban sınıfların elinde kaldı Geniş halk kitleleri haftadan haftaya yapılan ayinlerde papazların okuduğu belirli bölümler dışında İncil konusunda her hangi bir bilgiye sahip değildiler

İnciller piskopos diye anılan bazı kişilerin yorumlarına bırakıldı

Çeşitli İnciller olması nedeniyle İncilleri yorumlayan bu kişiler arasında kıskançlıklardan kaynaklanan amansız bir rekabet başladı Bu kıskançlıkların doğurduğu rekabetse aralarındaki ihtilafları, anlaşmazlıkları çoğalttı

Bu anlaşmazlıkların siyasi bir etkisi oldu Sonunda Roma imparatorluğu doğu ve batı olmak üzere ikiye bölündü

Roma imparatorluğunun bölünmesi Hıristiyanlığında ikiye bölünmesi demekti Bu, aynı zamanda Hıristiyanlığın iki başlı olmasına neden oldu

Aynı peygambere inanmalarına rağmen birbirlerine rakip hatta düşman iki parçaya ayrıldılar

Hıristiyanlardan bir kısmı Roma’da bulunan papaya tabi oldu Onlara Katolik denildi

Diğer kısmı ise İstanbul’da bulunan patriğe bağlıydılar, onlara da Ortodoks adı verildi Bunlarda aralarında pek çok mezheplere ayrıldılar

Bu aralarda bir tevhit dini olan Hıristiyanlığa teslis akidesi sokuldu Allah’ın babasız yarattığı bir kulu ve onun tertemiz bir bakire olan annesi birer ilah haline getirildi

Böylece İsa’nın (as) getirdiği tevhit dini bozuldu; duruluğunu, güzelliğini kaybetti

Bütün tevhit dinlerinde olduğu gibi İsa’da (as) şanı yüce Allah’a (cc) şirk koşmayı en büyük günah saymakta, buna şiddetle karşı çıkmakta idi

Fakat Hıristiyanlar kiliselerine Allah’a (cc) şirk olan tasvirler asmakta, bunlara tazimde bulunmakta bir sakınca görmediler Böylece şanı yüce Allah’ın (cc) anılması, yalnız O’na ibadet edilmesi gereken kiliseler müşriklerin mabetlerine benzetildi

Zamanla İsa’nın (as) getirdiği bu güzel tevhit dini ağır, ağır yozlaştırıldı, bir kısım insanların menfaatlerine, siyasi çıkarlarına alet edildi

Koyu bir taassup ve zulmet bir kere daha bütün dünyayı sardı, insanların ufuklarını kararttı

Sevgiyi, merhameti, fedakârlığı, ana babaya, hısım akrabaya ve bütün insanlara saygıyı, onların haklarını korumayı öğreten ve emreden bu tevhit dini; insanlara zulmeden, onları diri, diri yakan, kalın urganlarla ayaklarından ve ellerinden bağlayıp, atlara çektirerek parçalatan, türlü işkencelerle inim, inim inleten, insanları hapishanelerde çürüten bir zulüm aracı hâline getirildi

Engizisyon mahkemeleri kuruldu Nice yüzyıllar bu mahkemeler koyu bir taassupla nice masum insanların kanına girdi

Bu mahkemeler İsa (as) adına insanları zulmediyor, onlara olmadık cezalar veriyor, işkenceler ediyor, öldürüyordu

Ne gariptir ki bütün bunlar; yanağınızı vurana diğer yanağınızı çevirin güzel öğretisini getiren, henüz annesinin kucağında meme emen bir bebekken; Ben cebbar ve şaki bir kişi değilim diyen İsa (as) adına yapılıyordu

Zamanla kiliseler insanlara para karşılığı günahlarını affetmeye, cennetlerden bağlar, bahçeler satmaya başladılar Bu yollarla inanılmaz servetler edindiler

Halbuki o cennetler Allah’ın (cc) muttakî kullarına bir ödülüydü Tâat sahiplerinin, Allah’ın (cc) emirlerine uyan, yasaklarından kaçınanların yeri ve hakkıydı Onu başkalarına vaat etmeye, satmaya hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yoktu

Kiliseler dini bırakıp doğrudan siyasetin içine girdi İnsanları olduğu gibi devletleri kontrol eden, onları yıkan ya da yeniden kuran bir güç oldu

Böyle bir güç kiliselerin başında bulunanların başlarını döndürdü Bu aynı zamanda kiliseler arasında da amansız bir rekabetin doğması demekti

İnsanlar aynı dine inandıkları halde birbirleriyle amansızca savaştılar, İsa (as) adına birbirlerini öldürdüler Allah (cc) ve İsa (as); papaların, patriklerin, papazların siyasi çıkarları için kullandıkları bir haline geldi


Devamı var

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.