![]() |
(¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#1 |
karamela
|
![]() (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)ÖNSÖZ Sözlük anlamı gitmek, izlemek, gidilen yol demektir![]() ![]() ![]() İslâm tarihinde, mezheb kelimesi genel olarak itikadi, siyasi ve fıkhi görüşlerin hepsi için kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı mezheb tarihçileri, İslâm mezheblerini Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı mezheb tarihçileri bu hadiste söylenen rakamın çokluktan kinaye olmayıp hakiki sayı olduğuna inanarak yazdıkları eserlerde ana mezhebleri tesbit etmiş ve bunları da kendi aralarında kollara ayırarak mezheblerin sayısını yetmiş üçe ulaştırmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm Tarihinde Mezheblerin Çıkış Sebebleri Müslümanlar arasında mezheblerin çıkışını etkileyen başlıca sebepler şunlardır: 1- İnsanların anlayış ve idrak seviyelerinin farklı oluşu, arzu ve isteklerinin uyuşmazlığı ![]() 2- Metod ve ölçülerin farklı oluşu ![]() ![]() 3-Arab ırkçılığı ![]() ![]() ![]() ![]() 4- Hilafet münakaşaları ve bunun neticesinde ortaya çıkan fitne ve iç savaşlar ![]() ![]() 5- Karşılaşılan eski kültür ve inançların etkisi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6- Eski Yunan, Hind ve İran felsefesinin Arapçaya tercüme edilmesi ![]() ![]() ![]() ![]() 7- Bir takım kıssacı ve hikayeciler, İslamla uyuşmayan asılsız hikayeleri nakletmişler ve müslümanlar arasında yaymışlardır ![]() ![]() 8- İslâmın tanıdığı fikir hürriyeti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 9- Nassların karakteri ![]() ![]() ![]() 10- Hadislerin, zabt edilme ve senedi konusunda konulan şartlar sebebiyle sahih, hasen ve zayıf kısımlarına ayrılması, zayıf hadisle amel edilip edilemeyeceği de ihtilaflara yol açmıştır ![]() 11- Arabçanın gramer ve belâgatını bütün incelikleriyle bilememek ![]() ![]() 12- Heva ve nefse uymak, arzulara tabi olarak delilsiz hüküm vermek, başkalarını delilsiz taklid etmek ![]() 13- Örf ve âdetlerin değişik olması da mezheblerin çıkış sebeplerinden birisidir ![]() Mezheplerin Çıkışı Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar arasında zuhur eden iç savaşlarda Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Hakem olayına itiraz edip Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() İslamda Mezheplerin Hükmü Usul-i dinde (akaidde) ihtilaf zararlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam birliğini parçalayıcı nitelikteki akide ayrılıklarının haram olduğuna delalet eden ayetler çoktur: "Hepiniz toptan Allah'ın ipine sarılınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fıkıhtaki ihtilaflar, itikattaki ihtilaflar gibi bid'at ve delâlete ***ürmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rasulünün elçisini, rasulünün razı olacağı bir şeye muvaffak kılan Allah'a hamdolsun " dedi (Ebû Dâvûd, el-Akdiye, 11; Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yalnız "mevrid-i nas'da içtihada mesağ yoktur" yani Kitab ve Sünnet'te hükmü bulunan bir mesele içtihad konusu olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tabiin ve Tebe-i Tabiin devrinde Hicaz'da hadis bilenler çok olduğu için Hicaz fukahasına "Ehlül-Hadis" denmiştir ![]() ![]() Hicri I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fıkhi ihtilafın cevazıyla beraber mezhebi içtihadın Kur'ân'ın ruhuna uygun olması gereklidir ![]() ![]() ![]() Bid'at Mezheplerinin Özellikleri Bid'at; bazı kimselerin dinde olmayan bir şeyi sonradan ortaya atıp bunu şer'î imiş gibi göstermeleri ve bununla Allah'a ibadeti kasdetmeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Acaba akaidde hangi ihtilaf sünnet dairesinde, yani Rasulullah ile ashabının takib ettiği yola uygun, hangisi Rasulullah'ın akide sünnetinin dışındadır ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Müslümanların büyük kalabalığından, ehl-i İslâmın büyük çoğunluğundan ayrılmak ![]() ![]() ![]() 2- Kendi heva ve heveslerine tabi olmak ![]() ![]() 3-Mütevatir hadisten başkasını kabul etmemek küfre ***ürmezse de sahih hadisleri kabul etmemek eğrilik ve sapıklığa ***ürür ![]() 4-Kitab ve Sünnet'te bulunmayan bir kavli veya bir fiili şer'î ve dini olarak ortaya attıklarında, halkı bunu kabul etmeye zorlamak, halkı buna uyması için baskı yapmak ![]() 5- Kur'an'ın muhkemini bırakıp müteşabihlerine tabi 6lmak ve muhkem âyetleri de delilsiz keyfi olarak te'vil etmek ![]() 6- Hüküm çıkarırken Kur'anın bütünlüğüne riayet etmemek ![]() ![]() ![]() 7- Zarurat-ı diniyyeden birini veya bir kaçını inkâr etmek, iman esaslarının zıddı olan bir takım inançlar taşımaları sebebiyle bazı mezhebler küfre düşmüşlerdir ![]() Mezheblerin genel tasnifi slâm tarihinde zuhur etmiş mezhebler başlıca üç kısımdır: A) Siyasi mezhebler: Bunlar önceleri siyasi bir maksatla ortaya çıkmış, sonraları itikadî bir kisveye bürünmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() B) İtikadi Mezhebler (akaid mezhebleri): İkiye ayrılır: 1- Ehl-i Sünnet mezhebleri: Bunlar da ikiye ayrılır: a) Eh1-i Sünnet-i hassa denilen Selefiyye ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Ehl-i Bid'at: Ehl-i Bid'at mezhebleri de ikiye ayrılır: a) Küfre düşmeyenler ![]() ![]() b) Küfre düşen bid'at mezhebleri: Haricilerden Acâride'nin Meymuniyye kolu, Yezidiyye, Batıniyye-i Nizariyye (ki bu mezheb hicri 5 ![]() ![]() C) Fıkhî mezhepler: Fıkıh mezheblerinin hepsi de Kur'an ve Sünneti esas alırlar ![]() 1- Bugün tabileri bulunan mezhebler: Hanefiyye, Şafüyye, Malikiyye, Hanbeliyye, Caferiye, Zeydiye ve Zahiriyyedir ![]() ![]() ![]() 2- Tabileri kalmamış olanlar: Bugün tabi ve müntesibleri kalmamış ve fıkıh tarihine geçmiş olan mezheblerin imamları şunlardır: Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akaid mezheblerin muhtelif açılardan taksimi: A) Allah'ın sıfatları ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın zatından başka sıfatları yoktur, O'nun sıfatları zatının aynıdır, zatının tealluk ettiği şeylere göre bir durumudur diyenler; Cehmiyye ve Mu'tezile'dir ![]() ![]() ![]() B) İmanın hakikatı konusunda mezhebler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Cumhur-ı Muhakkikin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Kavl-i Meşhurcular ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Hariciler, Mu'tezile, Zeydiyye ![]() ![]() ![]() 4- Kerramiyye ![]() ![]() ![]() 5- Mürcie ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() C- Kulun ihtiyarı ve kader konusunda çıkmış olan başlıca üç mezheb vardır ![]() 1- Cebriyye: Kulun ihtiyar ve iradesinin olmadığını iddia edenlerdir ![]() 2- Kaderiyye ve Mu'tezile: Kulun mutlak hür olduğunu ve işini kendisi dinleyip yarattığını iddia edenlerdir ![]() 3- Ehl-i Sünnet mezhebleri: Kulun hür olduğunu kabul etmekle beraber kadere de saygılı olan kimselerin mezhebidir ![]() Muhiddin BAĞÇECİ
__________________
![]() zemheride taşa taş bile kuytu olurken, sen benim başıma kar yağdırıyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() gölge etme, başka ihsan istemez ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#2 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)EBU HANİFE (80/150 - 700/767) İmam Âzam (büyük İmam) lâkabıyla bilinen, Ebû Hanife künyesiyle meşhur Numân b ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife, Kûfe'de hicrî 80 yılında doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife'nin yaşadığı yer ve çağda itikâdı fırkalar çoğalmış, bir sürü sapık fırkalar ortaya çıkmış, Emevi hükümdarlarının Ehl-i Beyt'e zulmü devam etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Numân, babasıyla onaltı yaşında hacca gittiğinde ortada tâbiînden Atâ b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocası Hammâd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife ilimle uğraşırken ticareti de bütünüyle bırakmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife vakar sahibi bir insandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölümünden sonra ders halkasını Ebû Yusuf sürdürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanîfe önceleri Kelâm ilmiyle uğraşmış ve birtakım tartışmalara katılmış olmasına rağmen cedelcilerin iddialı üslûbundan uzak kalmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezhepleri günümüze kâdar varlığını sürdüren Ehl-i Sünnet mezheplerinden dördü arasında ilk tedvin edilen mezhep Hanefi mezhebi olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife yetmiş yıllık ömrünü fetvâ vermek, ders halkasında talebe yetiştirmek, ilmî seyahatlerde bulunmak ve ibadet etmekle geçiren, İslâm âleminin yetiştirdiği büyük müctehidlerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Âzam usûlünü şöyle açıklamıştır: "Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah'ın kitabındakini alır kabul ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Muhammed de "İlim dört türdür: Allah'ın kitabında olan ile ona benzeyen, Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife'ye hadis konusunda bir kısım tenkidler yapılagelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekte, Ebû Hanife, hadis ilminde meşhur muhaddisler kadar mütehassıs değilse de, "ictihad şûrâsı"nda bu konuda kendisine yardımcı olan hadis hâfızları vardır (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan, Kıyas yüzünden Ebû-Hanife'ye tenkit yöneltenler haksızlık etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine, "İstihsan" metodu başta Şâfii olmak üzere birçok âlim tarafından ağır bir şekilde mahkum edilmiş ve bazı kimseler tarafından da yalnız Ebû Hanife'ye nisbet edilmiştir ![]() ![]() İmam Şâfii'ye göre İstihsan; "Bir kimsenin keyfine göre bir şeyi beğenmesi, güzel bulmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hazm'da İstihsan, nefsin arzuladığı, beğendiği şekilde hükmetmektir (el-İhkâm, 42) ![]() ![]() Bu imamlara göre istihsan; Kitab, sünnet, icmâ ve kıyas gibi mûteber delillerden birine değil de nefsin arzusuna dayanan bir istidlal ve hüküm verme yoludur ![]() ![]() ![]() ![]() İstihsanın iki anlamı vardır: 1- İctihad ve re'yimize bırakılmış miktarların tayin ve takdirinde re'yimizi kullanmak; nafaka, tazminat bedeli, yasak ava karşılık kesilecek hayvanın takdirlerinde olduğu gibi ![]() 2- Kıyası bundan daha kuvvetli bir delil ve delâlete terketmek, Râzî bu ikincisini de ikiye ayırarak geniş izah ve misaller veriyor ki bunlardan çıkan neticeye göre istihsanın ikinci türü: Nass, icmâ, zaruret veya daha kuvvetli başka bir kıyas sebebiyle kıyası terketmekten ibaret oluyor ![]() Bu anlamıyla istihsan hem gayr-i mûteber bir ictihad metodu olmaktan hem de yalnız Ebû Hanife'ye mahsus bulunmaktan çıkmış oluyor ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Ebû Hanife'nin ictihâdından bazı örnekler: 1- Ebû Hanife'ye, Evzâı soruyor: -Namazda rükûa giderken ve doğrulurken niçin ellerinizi kaldırmıyorsunuz? -Çünkü Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() -Haber nasıl sahih olmaz? Bana Zühfi, Sâlim'den, o babasından, "Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() -Bana da Hammâd, İbrâhim'den, o Alkame ve el-Esved'den, bunlar da Abdullah b ![]() ![]() -Ben sana Zührî, Sâlim, babası yoluyla Hz ![]() -Hammâd b ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cevap üzerine Evzâî, susmayı tercih etmiştir (Karaman, a ![]() ![]() ![]() ![]() Bu istinbâtında Ebû-Hanife, hadise dayanmış, fakat üstadları olduğu için râvilerini daha yakından tanıdığı bir hadisi diğerlerine tercih etmiştir ![]() 2- Bir kimse diğerine kârı ortak olmak üzere satması için bir elbise veya aynı şartla yapıp kiraya vermesi için bir ev teslim etmek suretiyle bir "mudârebe akdi" yapsa bu akid Ebû Hanife'ye göre fâsittir ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı akid, "müzâraa" akdine benzetilerek, İbn Ebî Leylâ tarafından câiz görülmüştür ![]() Bu kıyas ictihâdında iki müctehid, makisûn aleyhleri farklı olduğu için iki ayrı hükme varmışlardır ![]() 3- Keza bir kimse, diğerine mahsulün yarısı, üçte yahut dörtte biri kendisinin olmak üzere arazisini veya hurmalığını teslim etse yani müzâraa veya muamele akdi yapsa, Ebû Hanife'ye göre bu akidler bâtıldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- Yahudi ve hristiyanlar gibi farklı din sâliki gayr-i müslimlerin birinin diğerine şâhid veya vâris olması, Ebû Hanife'ye göre câizdir; "çünkü bütün kâfirler tek bir millet gibidir" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam-ı Azam'ın fıkıh tedvinindeki öncülüğü İslâm ilimlerinde fıkhın konularının düzenli olarak belirlenmesiyle bunların kitap, bâb, fasıllara ayrılarak yazılması İslâm hukukunda çok önemli bir dönüm noktasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Azam bazı rivâyetlere göre işkence edilirken, zehirlenerek öldürülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çağdaşları içinde değişik okullara mensup Mâlik, Evzâî, Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife, meseleleri olmuş gibi farzederek takdîrî fıkıh hükümleri ortaya koymuş, örfü ve istihsanı sık sık kullanmış, ticârî akidlerdeki ictihadlarında ilk defa ortaya hükümler çıkarmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife'nin bir başka önemli görüşü, Dârü'l-Harb'e izinli giren bir müslümanın fâiz almasını câiz görmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vakıf konusunda da Ebû Hanife, mâlikin mülkünde hiçbir kayıtla mukayyed olmadığını savunurken, mâlikin kendisinin yaptığı vakıfta ne kendisi ne mirasçıları hakkında lâzım bir vâkıf olmamakta, vakıf âriyet hükmünde olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() >>>>> |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#3 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)MUHAMMED B ![]() ![]() Şafiî mezhebinin öncüsü ve müctehid imamlardan biri ![]() Hicrî 150/Miladî 767 yılında Filistin'in Gazze şehrinde doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Henüz küçük yaşta iken babasını kaybeder ![]() ![]() ![]() Bundan sonra yirmi yıla yakın bir süre çölde, Huzeyl kabilesi içinde yaşayarak fasih Arapça'yı ve câhiliye şiirlerini öğrendi ![]() ![]() ![]() ![]() Akabinde birçok alimden hadis okudu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medine'de İmam Mâlik'ten fıkıh ve hadis ilmi aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî, bu arada çalışmak zorunda olduğu için bir süre Yemen'e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî bundan sonra H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî'nin "er-Risâle" adlı eseri fıkıh usulünde ilk kaleme alınan usul kitabıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Onun ilmî ve edebî şahsiyeti yanında, takvâsı, olgun karakteri ve güzel ahlâkı da zikredilmesi gereken hususlardandır ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrencileri onun hakkında, "Şafiî Hz'leri bir âyeti tefsir etmeye başlayınca, sanki o âyetin indirilişini görmüş gibi büyük bir vukufla konuşurdu" derler ![]() İmam Şâfiî, müstakil mutlak müctehid idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şâfiî mezhebinin usûlü kitap, Sünnet, icma ve kıyasa dayanmaktadır ![]() Hanefî ve Mâlikîlerin kabul ettiği istihsanla ameli terketti ve "istihsanı kullanan kendisi şeriat koymuştur" görüşünü ileri sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî, râvisi sikâ, zabt ve hadis muttasıl olunca âhâd haberle amel etmenin gerekli olduğunu savunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer yandan İmam Şâfiî istihsanı ve Mâlikîlerin mesâlih-i mürsele delilini reddederken, kendisi bunlara benzer "istidlâl" adını verdiği bir aklî delil kullanır ![]() Şfiîlerde, çeşitli konularda fetvâ, İmam Şâfiî'nin yeni mezhebine göredir, İmam Şafiî, eski mezhebini temsil eden el-Hucce'den dönmüş ve; "Onu benden rivayet edene hakkımı helâl etmiyorum" demiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî Hicaz, Irak, Mısır ve diğer İslam beldelerinde çeşitli talebeler yetiştirmiştir ![]() 1) Ebû Ya'kub Yûsuf b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Ebû İbrahim İsmail b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Ebû Muhammed er-Rabî' b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Harmele b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5) Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şâfiî'nin mezhebi; Mısır, Güney Arabistan, Doğu Afrika, Doğu Anadolu, Seylan, Endonezya, Cava, Filipinler, Malaya, Mâveraü'n-Nehir ve Horasan gibi yerlerde yayılmıştır (ez-Zühaylî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şâfiî İctihad'da izlediği usûl: Delillerden hüküm çıkarma ve ictihad'ta izlediği usulü "İhtilâfü'l-Hadis", "Cimâu'l-İlm" ve "er-Risâle" isimli eserlerinin çeşitli yerlerinde açıklamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî, Kitap ve Sünnet'in te'vile muhtaç kısımlarını doğru tevil etmek için Arapçanın, yapılan te'vile müsait bulunmasını ve Kitap, Sünnet ve İcma kaynaklarında, anlaşılan manâyı takviye eden bir delilin bulunmasını şart koşar ![]() ![]() ![]() İstihsanı, mesnedsiz, keyfî hüküm olarak anladığı için reddeden İmam Şafiî, rey ictihadını kıyastan ibaret kabul etmiş, kıyası da delâlet yoluyla ilahî beyan çeşitlerinden biri saymıştır ![]() ![]() ![]() İmam Şafii'nin ictihad ve taklid konusundaki şu sözleri kayda değer: "Delilsiz ve hüccetsiz olarak bilgi toplayan kimse gece karanlığında odun toplayana benzer; topladığı bir arkalık odunu yüklenirken bunun içinde kendisini sokacak bir yılanın bulunduğunu bilmez ![]() ![]() ![]() İctihadına örnek: "Cuma günü yıkanmak vaciptir" hâdisini rivayet ettikten sonra Şafiî, şöyle der: "Hadiste geçen "vacip" ifadesinin "başkasına caiz değil, ahlaken gerekli, temizlik ve pis kokunun giderilmesi için tercih edilmeli ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî, annenin ****** emzireceğini, babanın da yiyecek ve giyeceğini temin etmesinin, süt anne tutulursa bunun da emzirme ücretini ödemesinin gerektiğini belirten el-Bakara 2/233 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İctihadla kıyası aynı anlamda kullanan İmam Şafiî, yalancı şahidlikle bir kimsenin eşini üç talakla boşadığını iddia ederek hâkimin eşleri ayırmasına sebep olanların yalancılıkları anlaşılınca, mağdura eşinin mehri mislini vermeye mecbur kılınması ictihadında olduğu gibi, maslahat-ı mürsele delilini de kullanır ![]() Hikmetli sözleri ve şiirlerini ihtiva eden bir Dîvân'ın sahibi olan İmam Şâfiî, edebî yönüyle de eşsiz bir şahsiyet sayılır ![]() ![]() "Hafızamın bozukluğunu (hocam) Vekî'e şikayet ettim ![]() Bana günahları terketmemi tavsiye etti ![]() Ve bana şunu bildirdi ki; ilim bir nurdur Ve Allah'ın bu nuru âsilere verilmez ![]() Mehmed Emin AY |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#4 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)AHMED B ![]() Ebu Abdullah Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() 164/780 yılında Bağdat'ta doğan Ahmed'in babası Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk eğitimini bir ilim ve kültür merkezi ve aynı zamanda Abbâsîlere başkent olan Bağdat'ta aldıktan sonra dini ilimlere yönelen Ahmed, İslâm'ı bütün yönleriyle yaşamak istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihte büyük müctehidlerin birçoğuna zulmedildiği görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Ahmed'in hayatı -babasından kalan bir kira geliri dışında- fakirlik ile geçmiş iki evliliğinden, oğulları Salih ile Abdullah, cariyesinden de üç oğlu, bir kızı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() İtikadı, ilmi "Halku'l Kur'an" olayında Mutezile* mezhebi, "yalnız Allah kadimdir"diye Kur'an'ın hâdis olduğunu ortaya attığında ve bu görüş zorla herkese kabul ettirilmek için devletin baskı ve zulmü imamlara dayatıldığında Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() Müsned Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fıkhı Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Ahmed, kölenin şahidliğini kabul ederken, sahabe fetvasına dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhaddislere göre bu hadis Davud b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıyas deliline gelince, İmam Ahmed, hiç kimsenin kıyastan kaçınamayacağını söylemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezhebi Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halbuki İmam Ahmed hiçbir zaman şiddet, isyan taraftarı olmamış, isyancıları baği olarak nitelemiştir ![]() İmam Ahmed'in necaset ve taharet konularındaki görüşleri asın Hanbelilerce başkalarına karşı yanlış olarak kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan Hanbelilik, "hile-i şeriyye"* meselesine hiç bulaşmamış olmasıyla dikkati çeken bir Sünnî mezheptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezhebin belli başlı fıkıh kitapları şöyledir: Necmeddin Tûfi, Kavâidi Kübra i ibn Receb, Kavâid, Alaeddin Ali b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamil İA |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#5 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)MÂLİK B ![]() Mâlik b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, Medine'de doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik'in ailesi aslen Yemenli olup, dedesi Zû Asbah kabilesine mensup olan Mâlik b ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik'in dedesi Medine'ye yerleştikten sonra, Kureyşe mensup Benû Teym b ![]() ![]() İmam Mâlik'in ailesi, Medine'ye yerleştikten sonra ilimle meşgul olmuş, özellikle hadisleri toplamaya ve Ashab'ın fetvalarını öğrenmeye büyük önem vermişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, babasından sadece bir hadis rivayet etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hulefâ-ı Râşidîn devrinde Medine, Ashab'ın ileri gelen âlimlerinin bir arada bulunduğu ve ilim tahsilinin zirvesine ulaştığı bir merkez konumundaydı ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, kendini tamamen ilme vermiş bir aile muhitinde büyümüş ve çok canlı bir ilmî hareketliliğin yaşandığı Medine'de ilim tahsil etmeye başlamıştı ![]() ![]() İmam Mâlik önce, Kur'an-ı Kerîm'i hıfz etmiş, peşinden de hadisleri ezberlemeye başlamış ve bilhassa annesinin teşvik ve yönlendirmeleri ile Medine'nin büyük ve meşhur âlimlerinden Rabia b ![]() ![]() ![]() Daha sonra o, bir şeyler öğrenebileceği bütün âlimlerin yanına gitmeye ve onlardan hadis, sahabelerin fetvaları ve fıkıh konularında istifade etmeye başlamıştı ![]() Yüze yakın âlimden yararlanan İmam Mâlik'in yetişmesinde, fikrî ve ilmî yapısının oturmasında, başta Abdurrahman ibn Hürmüz, Rabîa, Şıhab ez-Zührî, Ebu Zinad, Yahya b ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hürmüz, hadis ve şer'î ilimlerde söz sahibi bir âlim olup, ayrıca zamanın bütün fikrî, siyasî gelişmelerini takip eden ve onların iç gerçeklerine nüfûz eden bir kültür genişliğine sahipti ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, yetişip olgunlaştıktan sonra, fıkıhta hocası olan Rabianın bazı görüşlerini tenkit etmeye başladı ![]() ![]() ![]() Bundan sonra o, Zühri'nin dersi dışında evine kapanıyor, o zamana kadar kağıtlara kaydettiklerini derleyip toparlamaya çalışıyordu ![]() Ayrıca İmam Mâlik, Cafer-i Sadık'ın derslerini hiç bir zaman kaçırmazdı ![]() ![]() ![]() ![]() O, Medine'nin ilmini tamamen öğrendiğine iyice kanaat getirmeden ders vermeye başlamadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, derslerini Mescid-i Nebî'de vermeye başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik'in dersleri, hadis ve fıkhî meselelerle verdiği fetvalar şeklinde cereyan ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Hastalığının ilk dönemlerinde, mescite namaza gelir, sonra evine dönerdi ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, ilimde olgunlaşıp dersler vermeye başladıktan sonra, bilgilerini daha da derinleştirmek ve farklı fıkhî görüşleri, incelikleriyle kavrayabilmek için âlimler ile ilişkisini yoğun bir şekilde sürdürmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik ayrıca, ilmini yenilemek ve asrının diğer fakihlerinin görüşlerini öğrenmek için mektuplaşma yolunu da kullanıyordu ![]() ![]() İmam Mâlik keskin bir zekâ ve kuvvetli bir hafızaya sahipti ![]() ![]() ![]() ![]() Sadece Allah Teâlâ'nın rızasını kazanmak için ilim tahsil etmiş, hayatı boyunca takva yolunu terketmemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik, bedenen heybetli bir yapıya sahipti ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik'in babası ok imalatçısı idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Mâlik'in yaşadığı dönem fikrî ve siyasî fitnelerin zirvesine ulaştığı bir dönemdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak daha sonra Mansur, bu olaydan haberi olmadığını ve bu işi yapan valisini cezalandırdığını söyleyerek ondan özür dilemiş, İmam Mâlik de onu bağışlamıştır (İbnü'l-İmâd el-Hanbeli, Şezerâtuz-Zeheb, Beyrut t ![]() ![]() ![]() O, halife ve idarecilere, Hac için Medine'ye geldikleri zaman, halkın menfaatı ve selâmetini gözetip hak ve adalet üzere yürümelerini öğütler, ayrıca yüz yüze görüşme imkânı olmayanlara da mektuplar göndererek onları ıslah etmeye çalışırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in hastalığı ağırlaşıp, vefat edeceğini anladığında o zamana kadar gizlediği hastalığını ve gizleme sebebini dostlarına şöyle açıklıyordu: "Eğer hayatımın son günleri olmasaydı size bildirmeyecektim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, hem bir hadis âlimi hem de büyük bir fakihti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik, imanın kalben tasdik, dil ile ikrar ve amel olduğunu söylerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in fıkhı, öğrencileri tarafından hazmedilip daha onun sağlığında Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika'da yayılmaya başlamış, oradan da Endülüse ulaşmıştır ![]() İmam Malik'in ilimdeki büyüklüğü hakkında onun önünde diz çökmüş ve ilminden feyz almış büyük fakîh İmam Şafiî şöyle demektedir: "Malik, Allah Teâlâ'nın, Tabiinden sonra kullarına karşı hüccet olarak gönderdiği bir insandır" (Suphi es-Salih, Hadis İlimleri ve Hadis İstilahları, Terc ![]() ![]() Hayatı boyunca Medine'den başka bir yere gitmeyen İmam Malik, Resulullah (s ![]() ![]() ![]() Muvatta'ı: O bir çok kitap tedvin etmiş olup, bunlar arasında en önemlisi Muvatta adlı eseridir ![]() ![]() ![]() Hadis külliyatı içerisinde ilk tedvin edileni Muvatta'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mansur işbaşına geçince, o da Ömer b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik onlara şöyle diyordu: "Ashab-ı kiram fer'î meselelerde ihtilâf ettiler ve onlar bu ihtilâflarıyla birlikte her tarafa dağıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik, hadisleri çok titiz bir tenkit süzgecinden geçirdikten sonra rivayet ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi Muvatta'da bulunan hadisler çok sayıda hadis arasından süzülerek seçilmiştir ![]() ![]() Muvatta'ı, Kütüb-i Sitte'nin altıncısı olarak kabul edenlere göre derece itibarıyla Sahihayn'dan sonra gelmektedir ![]() Ancak, bir kısım muhaddisler, ondaki mürsel hadislerin ve Tabiin fetvaları ve fıkhî görüşlerin çokluğunu ileri sürerek Muvatta'ın daha çok bir fıkıh kitabı olduğunu söylemişlerdir (Sûphi es-Salih, a ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in, Peygamber (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âlimler arasında, Muvatta'daki hadislerin sıhhat dereceleri hakkında muhtelif görüşlerin bulunmasına rağmen, Malikîler Muvatta'ın tamamının sahih olduğunu kabul etmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik, Muvatta da beş yüz doksan kadar kimseden rivayet etmektedir ![]() ![]() Muvatta'ı rivayet edenler, İmam Malik'in talebeleri olup, Kadı İyad bunların altmış kişi olduklarını tesbit etmiştir (a ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gün elde bulunan Muvatta biri Ebu Hanife'nin talebesi İmam Muhammed'in rivayeti, diğeri de Malik'in talebesi, Endülüslü Yahya b ![]() ![]() Muvatta, Malikî fıkhının temel kaynağı olup, İmam Malik'in fıkıhta takip ettiği usul ondaki tertipden açıkça anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer TELLİOĞLU |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#6 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)FIKH-I MEZHEBLER FIKH-I EKBERHanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fıkh-ı Ekber'de yer alan akîde esaslarını şöyle özetleyebiliriz: Bir yükümlüyü mümin hâline getiren iman esasları şunlardır: Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak, Allahü Teâlâ zatında birdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahu Teâlâ eşyayı, hiçbir şey olmaksızın maddesiz olarak yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah, insanları küfür ve imandan boş olarak yarattı, sonra onlara emir verip muhatap kıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün peygamberler büyük veya küçük günah işlemekten, küfre düşmekten ve çirkin işlerden korunmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mestler üzerine mesh etmek sünnettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberlerin mucizeleri ve evliyânın kerâmeti haktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hamdi DÖNDÜREN |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#7 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)HANEFİ MEZHEBİ İmam-ı Âzam lâkabıyla şöhret bulan Ebû Hanîfe'ye izâfe edilen fıkıh ekolünün adı ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanîfe H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Mes'ûd, Kûfe'nin kuruluşundan Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah, İbn Mes'ûd'a rahmet etsin, bu şehri ilimle doldurmuş; İbn Mes'ûd'un öğrencileri bu şehrin kandilleridir" demiştir (el-Kevserî, Fıkhu Ehli'l-Irak ve Hadisühum, Nasbü'r-Râye mukaddimesi, I, 29, 30) ![]() Mısır'a yerleşen sahâbilerin üç yüz dolaylarında olmasına karşılık el-İclî, yalnız Kûfe'ye yerleşen sahâbilerin bin beş yüz dolaylarında olduğunu, bunlardan yetmiş kadarının Bedir savaşına katıldıklarını söyler ![]() Kûfe'de bu alim sahâbelerden feyiz ve ilim alarak ictihad yapabilecek dereceye ulaşan tâbiîlerden bazıları da şunlardır: Alkame b Kays (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Hanefi mezhebînin kurucusu Ebû Hanîfe (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kûfe aynı dönemlerde hadîs malzemesi bakımından da zengindi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Affân hakkında, İbnü'l Medinî; "Hadisteki bir harfte şüphesi olsa o hadisi almazdı"; Ebû Hatîm ise; "imamdır, sikâdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife Kûfe'de önce Kur'ân-ı hıfzetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocası Hammâd'ın vefâtında Ebû Hanîfe kırk yaşlarında idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhiru'r-Rivâye kitapları altı tane olup, daha sonraki bilginlere tevâtür yoluyla nakledilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâhiru'r-Rivâye kitapları Hâkim eş-Şehîd Ebû Fazl Muhammed el-Mervezî (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife'nin kendisine isnad olunan ve günümüze ulaşan kitapları dah çok akaid ve kelâm konularına âittir ![]() ![]() ![]() Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed, mezhebin teşekkülünde etkili olmuş büyük Hanefi müctehidleridir ![]() ![]() ![]() es-Serahsî'nin, el-Mebsût'undan sonra Hanefi fıkhını açıklayan ve geliştiren te'lifler devam etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefi mezhebinin özelliklerine gelince bizzak Ebû Hanife ictihad ederken takip ettiği usûlü şu şekilde açıklamıştır: "Allah'ın kitabındakini alır kabul ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife haber-i vâhidi (tek râvînin rivâyet ettiği hadis), râvînin güvenilir (sika), fakih ve adâletli olması; rivâyet ettiği şeye aykırı bir amelde bulunmaması şartıyla kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a) Ahâd haber, İslâm hukukunun kaynakları tek tek incelendikten sonra elde edilecek ortak esaslara göre değerlendirilir ![]() ![]() b) Âhâd haber Kur'ân'ın genel ifadesine (âmm'e) veya Kur'ân'da bulunan bir lâfza (zâhir anlama) aykırı düşerse, haber terkedilerek Kitap'la amel edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c) Âhâd haberin meşhur sünnetle çatışması hâlinde, kuvvetli olan meşhur sünnet esas alınır ![]() d) Âhâd haber, kendisi gibi tek râvili bir haberle çelişirse, râvisi daha bilgili ve fakîh olan tercih edilir ![]() d) İki haberden birisinde, senet veya metin bakımından fazlalık varsa, ihtiyat yönü düşünülerek bıi fazlalık kabul edilmez ![]() e) Âhâd haberle, kaçınılması imkansız olan "umumî belvâ", yanı sık sık vukû bulduğu için herkesin yapmak zorunda kaldığı hususlarda amel edilmez ![]() ![]() f) Yine Ebû Hanife âhâd haberlerin, seleften hiç kimse tarafından tenkid ve ta'n'a uğramaması; râvînin onu işittiği andan rivâyet ettiği ana kadar ezberinde tutması, haberi kimden aldığını hatırlamaması halinde, yazısına güvenmemesi; şüpheli hallerde uygulanmayan had cezalarında değişik rivâyetler bulunursa, ihtiyat yönünün tercih edilmesi; başka haberlerle desteklenene âhâd haberlerin alınması gibi prensipler geliştirmiştir (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mürsel hadisler için de bazı şartlar öngörülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife'nın az hadis bildiğini, hadise gereken önemi vermediğini veya hadislere muhâlefet ettiğini, ya da zayıf hadisleri aldığını öne sürenler, mezhep imamlarının hadisleri kabul için ileri sürdükleri şartları tetkik etmeyen kimselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hanife ictihadlarında kıyas ve istihsana çok yer vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Kıyas uygun düşmeyen yerde Ebû Hanife istihsan yapardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak hiçbir İslâm hukukçusu, bu arada Hanefiler istihsânı bu şekilde anlamamışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() el-Kevserî'nin, Ebû Bekir er-Râzi'den (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki kıyasa şu örneği verebiliriz: Kurt vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazan şer'i bir delille çatışan kıyas terkedilerek istihsan yoluna gidilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefî mezhebi Irak'ta doğmuş ve Abbâsîler devrinde ülkenin başlıca fıkıh mezhebi olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hamdi DÖNDÜREN |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#8 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)ŞAFİİ MEZHEHBi İmam Şafiî (ö ![]() ![]() Ebû Abdullah Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babası İdris bir iş için Filistin'deki Gazze'ye gitmiş ve orada iken vefat etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî ilk olarak fıkıh usulünü tedvin etmiş ve bu konuda "erRisâle" yi yazmıştır ![]() ![]() İmam Şafiî mutlak, bağımsız bir müctehid olup, fıkıh, hadis ve usûlde imamdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî Mezhebinin Usûlü Delil olarak Kitap, Sünnet, İcmâ ve Kıyas'a dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî'nin "eski mezhebi"ni kendisinden dört Iraklı arkadaşı rivayet etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî'nin Fıkıh Usûlünü Tedvini Ayet ve hadislerden hüküm çıkarmada, günlük fürû şer'î problemleri çözmede sahabe devrinden itibaren bir takım usûl kurallarına uyuluyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mezheplerde fıkhın, usûlden önce tedvin edilmiş olmasında bir tuhaflık yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî, dili iyi bildiği için âyet ve hadislerden hüküm çıkarabilmiş, Kur'an'ın tercümanı olarak bilinen Abdullah b ![]() ![]() Şafiîlerin usûlüne mütekellimlerin usûlü de denilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî veya kelamcıların metodu ile yazılmış en eski ve en önemli eserlerin üç tanesi şunlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu üç kitabı Fahruddin er-Râzî (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() el-Âmidî'nin el-İhkâm'ını ise İbn Hâcib (ö ![]() ![]() ![]() Şafiî Fıkhının Dayandığı Kaynaklar İmam Şafiî ictihadlarını dayandırdığı delilleri "el-Ümm"de şöyle belirlemiştir: "İlim çeşitli derecelere ayrılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna göre, Şafiî ekolü Kitap ve Sünneti İslâm hukukunun asıl kaynağı olarak kabul etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bu durum, İmam Şafiî'nin Sünneti her yönden Kur'an'a denk saydığı anlamına gelmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiîlerin Âhâd Hadisi Delil Alması Bir, iki veya daha fazla sahabî tarafından rivayet edilen ve meşhur hadisin şartlarını taşımayan haberlere "âhâd hadis" denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî âhâd haberi delil olarak alırken sadece senedin sahih ve kesintisiz olmasını yeterli görür ![]() ![]() İmam Şafiî hadisi savunurken âhâd haberlerin de delil alınması gerektiğini şu delillerle ortaya koymuştur: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî'nin Mürsel Hadisi Delil Alışı Senedinde kopukluk olan hadise "Mürsel Hadis" denir ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Şafiî ise mürsel hadisi, bunu rivayet eden tâbiî Medineli Saîd b ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() Ancak mürsel hadisle, senedi tam olan hadis çakışırsa, bu sonuncusu tercih edilir (M ![]() ![]() ![]() Uygulamadan örnek: Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer yandan yine ez-Zührî'nin rivayet ettiği; "Rehin bırakan kişi borcunu ödemeyince, rehnedilen şey rehin bırakanın mülkü olmaktan çıkmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî'nin Sükûtî İcma'ı Delil Almayışı İcma sarih ve sükûtî diye ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şafiî Ekolünün İstihsana Karşı Çıkması İstihsan; müctehidin bir meselede, kendi kanaatince o meselenin benzerlerinde verdiği hükümden vazgeçmesini gerektiren nass, icmâ, zarûret, gizli kıyas, örf veya maslahat gibi bir delile dayanarak o hükmü bırakıp başka bir hüküm vermesidir ![]() İmam Şâfiî istihsana karşı çıkmış ve bu konuda "İbtalu'l-İstiksan" adlı bir risale yazmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefîler istihsanı geniş ölçüde kullanmış, Mâlikîler de bu konuda onları izlemiştir ![]() İmam Şâfiî ise "İstihsan yapan kendi başına din koymuş olur" diyerek şu delillere dayanmak suretiyle istihsana karşı çıkmıştır: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak burada İmam Şâfii'nin reddettiği istihsanı şer'î bir delile dayanmaksızın, şahsî arzuya ve sübjektif düşüncelere göre hüküm vermek olarak değerlendirmek gerekir ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak Hanefî ve Şâfiîlerin istihsan anlayışı dikkatlice incelendiğinde arada önemli bir ayrılığın bulunmadığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() Şâfiî'nin Sahabe Sözünü Delil Alışı Şâfiî ûsul bilginlerinden bazıları, onun eski mezhebine göre sahabe kavlini delil aldığını, yeni mezhebinde bu görüşten vazgeçtiğini söylemişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeriat İlminin Kısımları İmam Şâfiî'ye göre şeriat ilmi ikiye ayrılır ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Şâfiî Mısır'da yazdığı kitaplarla Bağdad'ta yazdığı kitapları neshetmiş ve o; "Bağdad'ta yazdığım kitapları benden kimsenin rivayet etmesine cevaz vermiyorum" demiştir ![]() ![]() ![]() ![]() a ![]() b ![]() ![]() c ![]() ![]() Şâfiî mezhebinde görüşlerin çok oluşunun bu mezhebin gelişmesine yardımcı olduğu söylenebilir ![]() ![]() Şâfiî Mezhebinin Yayılması Şâfiî mezhebi özellikle Mısır'da yayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlılar Mısır'ı ele geçirince Hanefi Mezhebi üstünlük kazandı ![]() ![]() Şâfiî mezhebi İran'a da girmiştir ![]() ![]() Günümüzde Anadolu'nun doğu kesiminde, Kafkasya, Azerbaycan, Hindistan, Filistin, Seylan ve Malaya müslümanları arasında Şafiî mezhebine mensup olanlar bir hayli fazladır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hamdi DÖNDÜREN |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#9 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)MALİKİ MEZHEBİ Malik b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in fıkıhta hocası Rabi'atu'r-Rey'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O, hayatı boyunca Medine'den başka bir yere gitmemiştir ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in zamanı, âlimlerin odaklaştığı bir kısım şehirlerde, daha önce Ashab'ın ve Tabiinin buralara taşıdığı ilimler çerçevesinde, ekolleşmelerin başladığı bir dönemdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Irak fıkhının en belirgin özelliği ise, reye çokça başvurulmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in imamı olduğu Medine ise, hadisin beşiği, Sünnetin amelî rivayetinin yapıldığı ve herkesin Sünnete sıkıca yapıştığı bir yerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in kendine has fıkhî ekolün oluşmasına tesir eden unsurlar şöyle sıralanabilir: a) İbn Hürmüz'den edindiği çeşitli fırkalar ve düşüncelerine dair aktüel bilgiler ve farklı fıkhî ve fıkıh dışındaki mezhebler ve bunların ayrılık sebebleri hakkındaki derin bilgi ![]() b) Ashab'ın, özellikle Hz ![]() ![]() ![]() ![]() c) İlk hocası Rabi'atu'r-Rey diye şöhret bulan Rabia b ![]() ![]() ![]() d) Çok mevsuk gördüğü ravilerden aldığı hadisler ![]() ![]() Malikî fıkhı; İmam Malik'in Mescid-i Nebi'de ders vermeye başlamasından sonra, derslerine devam eden öğrencilerinin onun fıkıh usulüne göre şekillenmesiyle yavaş yavaş oluşma aşamasına girdi ![]() İmam Malik, kendi usulüne dair bir eser yazmadığı gibi, bu konuda açık bir şeyde söylemiş değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlaşılacağı gibi, diğer fakihlerden ayrı olarak, onun fıkıh anlayışında Medineliler'in amelinin özel bir yeri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in fıkıh usulü ve hukuk ekolünde reye az başvurulmuş olmasına rağmen, diğer mezheplerde rey için delil durumunda olan Kıyas, İstihsan, Mesalih-i mürsele vb ![]() ![]() Malikî mezhebinin dayandığı deliller şunlardır: 1- Kitap: Bütün mezheplerde olduğu gibi, uyulması icab eden ana kaynak, dinin her şeyini içine alan Kur'an-ı Kerim'dir ![]() ![]() ![]() O, Cumhur'un icma ettiği gibi, Kur'an-ı Kerim'in lâfız ve manadan ibaret olduğu inancındadır ![]() ![]() 2- Sünnet: İmam Malik, fıkıhta imam olduğu gibi hadiste de imamdır ![]() ![]() Bütün imamlar, meseleleri çözümlerken hadisi ikinci sırada delil almakla beraber, ondan hüküm çıkarmada kullandıkları usuller birbirinden farklı olmuştur ![]() İmam Malik, Ebu Hanife gibi Kur'an'ın zahirini Sünnetten önde tutar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malik'e göre Sünnet; icma', Medineliler'in amelî veya kıyasla desteklenmediği takdirde, zahiri üzere olduğu gibi kalır ![]() Meselâ: "Sizden birinizin kabını köpek yalarsa, onu, birinde toprakla olmak üzere, yedi defa yıkasın" hadisi: Av için yetiştirdiğiniz köpeklerin avladıkları yenir" ayetine aykırı olduğu için, köpeklerin necis olmadığına hükmetmiş ve haberi vahidi terketmiştir ![]() ![]() Ayrıca, ravileri mevsuk ve güvenilir mürsel hadisleri de delil olarak kullanmış, onlara göre fetvalar vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Sahabe kavilleri: İmam Malik, hadisin yanında sahabe sözlerine ve fetvalarına da çok önem vermekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() Muvatta'daki sahabe görüş ve fetvalarının çokluğu, onun delil olarak buna verdiği önemi gösterir ![]() ![]() ![]() Sahabe fetvasını alırken de bir usule göre hareket etmekteydi; Sahabe fetvası sünnet hükmünde olmakla birlikte, eğer ictihada dayanıyor ve o konudaki merfu bir hadisle çelişiyorsa, merfu hadis tercih edilmektedir ![]() İmam Malik, Ebu Hanife ve Şafiînin aksine tabiinden itimad ettiklerinin görüş ve fetvalarına çok önem verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- İcma: Malikî mezhebi, diğerlerine nazaran icma'ı daha çok kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5- Medineliler'in amelî: İmam Malik'in fıkhında Medineliler'in amelinin özel bir yeri vardır ![]() ![]() ![]() "Bin kişinin bin kişiden rivayeti, bir kişinin bir kişiden olan rivayetine, uyulmak bakımından daha hayırlıdır" sözü, Rabî'a'ya aittir (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medine ehlinin amelî üç kısımda değerlendirilir: a) Bir konuda icma etmeleri ve o konuda başkalarının onlara muhalefet etmemiş olması ![]() b) Medineliler'in icma ettikleri bir meselede, başkalarının onlara muhalefet etmesi ![]() c) Bir meselede bizzat Medineliler'in ihtilâfa düşmesi ![]() Birinci çeşide giren meselelerde bütün mezhepler aynı görüştedirler ![]() ![]() 6- Kıyas: Bütün fakihlerin istisnalar hariç, ortaklaşa kullandıkları, fıkhın temel dayanaklarından biri Kıyastır ![]() ![]() ![]() İmam Malik, Kur'an'da bildirilen ve hadislerde ortaya konmuş olan hükümlere kıyas yapardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malikîler, Mesalih-i mürsele'yi müstakil bir dayanak almış olmaları yanında, kıyasta da her zaman maslahatı gözetmişlerdir ![]() 7- İstihsan: İstihsan, İslâm hukukunun aslî delillerinden biri olmayıp, fıkıh usulünde fer'î bir delil olarak kullanılır ![]() ![]() ![]() İmam Malik, İmam Şafiî'nin itirazlarına rağmen (Ebu Zehra, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8- İstishab: Sabit olan bir hükmün, değiştiğine delil bulununcaya kadar, olumlu veya olumsuz haliyle devam etmesini kabul etmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstishab, isbat edici bir delil olmayıp koruyucu bir delildir ![]() ![]() ![]() ![]() 9- Mesâlih-i Mürsele: İnsanların iyiliği için fayda bulunanı almak zararlı veya zararı faydasından çok olanı terketmektir ![]() ![]() Malikîler'in müstakil bir delil olarak aldıkları Mesâlih-i Mürsele'ye keyfi olduğu ileri sürülerek birtakım itirazlar yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik, Maslahatı delil olarak alırken şu noktalara dikkat etmiştir: Maslahat olarak gözettiği şey ile şeriatın maksadları arasında bir uygunluk olmalı ve dinin ortaya koyduğu prensiplerden birisiyle asla çelişmemelidir ![]() ![]() 10- Sedd-i Zerîa: Sebebi yok etmek, vasıtayı ortadan kaldırmak anlamında bir terkiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 11- Örf ve Âdet: Bir toplumda yerleşmiş olan hareket ve yaşam tarzı örf olarak adlandırılır ![]() ![]() ![]() Hanefiler'de olduğu gibi, Malikîler'de de örfün usulde saygın bir yeri vardır ![]() ![]() ![]() Malikîler örfe muhalif kıyası terkederler ![]() ![]() Örf ve âdetin delil olarak alınması fakihler arasında tartışmalı bir konudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Örfler değiştikçe kelimeler ve kavramlara yüklenen anlamlarda değişir ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik, toplumun iyiliği ve selâmetini muhafaza etmek için şeriat'a ters bir tarafı bulunmayan geleneklere karşı çıkmamayı bir görev saymıştır ![]() ![]() ![]() Maliki Mezhebinin Gelişmesi: İmam Malik'in derslerinde ve fetva vermede takip ettiği yol, Maliki Mezhebinin ihtiyaçlar üzerine bina edilmesini sağlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muvatta, bizzat İmam Malik tarafından yazılmış olmakla birlikte, ondaki fıkhî meseleler çok değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak el-Müdevvene, Malikî fıkhının en muteber temel kaynağı kabul edilmektedir ![]() ![]() ![]() Malikî Mezhebinin Mısır'a oradan da Kuzey Afrika yoluyla, Endülüs'e kadar uzanmasını ve buralara yerleşip hakim mezhep konumuna gelmesini sağlayan, mezhebin şöhret bulmuş ve bizzat İmam Malik tarafından yetiştirilmiş ilk seçkin âlimlerinin bir grubu Mısır'dan ve bir grubu da Kuzey Afrika ve Endülüs'tendir ![]() İmam Malik'in Mısırlı yedi öğrencisi: 1- Ebû Abdillâh, Abdurrahman b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Ebû Muhammed, Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Eşheb b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- Ebû Muhammed, Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() 5- Asbağ b ![]() ![]() ![]() ![]() 6- Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7- Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Malik'in Mağribli ünlü yedi öğrencisi: 1- Ebû Hasan Ali b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Ebu Abdillah Ziyad b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- İsa b ![]() ![]() ![]() ![]() 4- Esed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5- Sahnûn b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6- Yahya b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7- Abdülmelik b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malikî Mezhebinin yayıldığı yerler: Malikî Mezhebi, başlangıçta Hicaz'da yaygındı ![]() ![]() İmam Malik'in görüşleri, henüz hayatta iken, yukarıda kendilerinden bahsedilen öğrencileri tarafından Mısır'a taşınmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selahaddin Eyyubî tarafından Fatımî hâkimiyetine son verilince, Ehl-i Sünnet ihya edilmiş, Şafiî meıhebi tekrar birinci seviyeye çıkmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mezhebin hakim olduğu diğeı bir bölge de Mağrib ülkesidir ![]() ![]() Malikî Mezhebi, Endülüs'te de en çok müntesibi bulunan mezhebdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malikî mezhebi, Sicilya, Fas, Sudan'da yayılmış; Bağdat, Basra hatta Nişabur'a kadar uzanmıştır ![]() Malikî mezhebinin Mısır, Kuzey Afrika ve Endülüs'te yayılıp da, diğer bölgelerde etkinlik gösterememesinin sebebi olarak; Endülüs'ten Medine'ye kadar olan bölgede, Medine'nin kuzey ve doğu tarafındaki memleketlerde olduğu gibi, ilmî merkezler ve etrafında ders halkalarının oluştuğu müctehid imamların olmayışı, ayrıca Batı'dan gelen öğrencilerin fıkhî ekolleşmelerin geliştiği doğu taraflarına yönelmelerinin zorluğu gösterilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ömer TELLİOĞLU |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#10 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)HANBELi MEZHEBİ Ebû Abdillâh Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Adının ilim, zühd ve takvâ ile birlikte yayılışı toplumu onun ilmine yöneltti ![]() ![]() ![]() a) Onun meclisine ciddiyet, vakar, tevazu ve ruhî huzur hâkimdi ![]() ![]() b) Dersinde, ancâk hadisleri rivayet etmesi istendiği zaman anlatırdı ![]() ![]() ![]() ![]() c) Verdiği fetvaların yazılıp nakledilmesini menederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâlife Me'mûn'un ortaya attığı Kur'ân'ın mahlûk (sonradan yaratılmış) olduğu fikrini İbn Hanbel kabul etmedi, muhakeme edilerek zindana atıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() Dört mezhep imamı içinde usul ve fetvalarını yazmaktan en çok çekinen zât Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hanbel'e göre, aynı konuda aksi bir görüşün bulunduğu bilinmeyen sahabe kavlî "icmâ"' niteliğindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbeliler, hakkında Kitap, Sünnet ve İcmâ'a dayalı bir delil bulunmayan maslahatı (kamu yararı) kıyastan sayarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbefîler istihsan delilini de kabul ederler ![]() ![]() Sedd-i Zerâyi, prensibini en şiddetli uygulayan mezhep hanefîlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbelîlerin çokça kullandığı başka bir metot "istishâb" adını alır ![]() ![]() a) Yasaklandığına dair bir delil bulununcaya kadar eşyada aslolan mübahlıktır ![]() b) Pis olduğunu gösteren bir delil bulununcaya kadar suda aslolan temizliktir ![]() c) Eşini boşayan bir koca, daha sonra bir defa mı yoksa üç talakla mı boşadığında şüphe etse, bir talakla boşadığı esası kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hanbel istishabı; "daha önce var olanı sabit görme, önceden yok olanı yok sayma" şeklinde uygularken, aynı metodu bazı hanefîler, sâbit kılmada değil, sadece def'ide geçerli görürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbelî Mezhebinin Bazı Görüşleri: Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Hasan el-Basri bunların münafık olacağını söylerken Mürcie fırkasının sapıkları, iman olduktan sonra, günahın hiçbir zararı olmadığını savunmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() İbn Hanbel 40 yaşına kadar hadis öğrenmek ve ilmini artırmak için çalışmış, Irak, Hicaz ve Yemen arasında ilim seyahatlerinde bulunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bize en kudretli hâfız eş-Şazkunî geldi, hadis ricâlini çok iyi bilen Yahya b ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte İbn Hanbel'in Müsned'i de, diğer müsnedler gibi sahabe adlarına göre tasnif edilmiş, ve her sahabenin rivâyet ettiği hadis, konusu ne olursa olsun kendi ismi altında toplanmıştır ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbelî Mezhebinin Yayılması: Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha önce hanefi fıkhı İmam Muhammed'in kaleme aldığı ve Ebû Hanîfe (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() Hanbeliler ictihad kapısının kapanmadığını ve her asırda, mutlak bir müctehidin bulunmasını farz-ı kîfa ye olduğunu söylerler ![]() ![]() ![]() Hanbelî mezhebinin fakihleri çok güçlü olduğu halde, istenilen ölçüde yayılmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mezhebin fazla yayılmamasının sebepleri şunlardır: Hanbelî mezhebi teşekküt etmezden önce Irak'ta Hanef, Mısır'da Şâfıî ve Mâlikî, Endülüs ve Mağrib'te yine Mâlikî mezhebi hâkim durumda idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hamdi DÖNDÜREN |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#11 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)İTİKADİ MEZHBLER İnanç, gönülden bağlanma, kat'i kanaat, yakın ![]() ![]() Dini hükümler iki kısına ayrılır; fer'î amelî olanlar ve aslı; itikadi olanlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İtikat terimi sonraki dönemlerde akâid ile eşanlamlı kullanıldığı için bütün inanç sistemlerini ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm'da kelâmî mezhepler Maturidilik, Eşarilik ve Selefilik itikadı mezheplerdir (bk ![]() ![]() ![]() Şâmil İA |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#12 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)ALEVi-ALEViLiK Dördüncü halife Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar, Ehl-i Beyt denen 'Ali ve ailesini' öteki Ashâb-ı Kîram'dan ve Allah Resulü'nün öteki halîfelerinden ayırmadan severler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alevîlerden Gulât olanlar yani aşırı gidenler Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dağınık Alevî kollarını birleştiren Câ'fer es-Sâdık'*a bir aralık gidip gelen ve inanışlarında İslâm'a aykırı şeyler bulunduğu için kovulan, İmam Câfer'in lânetlemesine uğrayan Ebî Mansur el-İclî ile Ebû'l-Hattâb'ın ekolü, "İsmâiliye*" veya "Yedi İmam" mezhebini oluşturmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu Alevîliği ise, sadece Batınîlik'in devamı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alevîlik İran'da olduğu gibi Anadolu'da da daha çok şiir ve edebiyatla yayılmıştır ![]() ![]() ![]() Yollarını müstakil bir dîn ekolü ve İslâmiyetin esası kabul eden Alevîler, Hz ![]() ![]() ![]() Hamdi DÖNDÜREN |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#13 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)BABiLiK Mirza Ali Muhammed Bâb'ın (1819-1850) kurmuş olduğu batıl mezhep ![]() Mirza Ali Muhammed 1819'da Şiraz'da doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bâbiyye'ye bağlı müfrit kimseler Nasûriddin Şah'a suikast yapmaya kalkışınca birçokları öldürüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mirza Ali Muhammed cahil ve tutarsız görüşler ortaya atan bir sapıktır ![]() ![]() ![]() ![]() Mirza Ali Muhammed'in bütün geçmiş peygamberlerin gerçek temsilcisi olduğuna inanmak,(inançlarına göre Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm, Bâbilik'te birleşir ![]() ![]() ![]() Mirza, ebced* harflerini zikretmiş ve bunlar için belirlediği sayılardan tuhaf anlamlar çıkartmıştır (Muhammed Ebu Zehra, İslâm da Siyasi ve İtikadi Mezhepler Tarihi, Çev E ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylelikle Bâbiliğin İslâm ile ilgisi olmayan ayrı ve yeni bir din olduğu görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bâbiye peygamberlere iman eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amelle ilgili görüşlerine gelince: Kadınlar gerek miras ve gerekse diğer hususlarda erkeklere eşittirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seyahat tavsiye olunmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bâbiye fırkası, Asl-ı Bâbiye, Kurretiyye, Ezeliyye ve Bahâiyye* olmak üzere dört kısma ayrılır ![]() ![]() ![]() Kurretiyye; Bâb'ın müritlerinden "Zerrin Tâç" adında güzelliği ile şöhret bulmuş bir kadına tâbi' olan gruptur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezeliyye; Bâb'ın talebelerinden Mirza Yahya'ya bağlı olanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bahâiyye veya Bahâilik'e gelince: Mirza Ali Baha, oğlu Abbas'ın gayretiyle halkı Edirne'de kendi adına davet ettiği için Suph-i Ezel ile arası açılmış idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bâb ve Bahâ mucize göstermekten aciz olduklarından peygamberlerin mucizelerini inkâr ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu duruma göre Bâbîlik ve ondan türemiş olan bütün kolları bazı İslâmî ıstılahları kullanmalarına rağmen, İslâm ile ilgisi olmayan ayrı ve uydurulmuş bir din görüntüsü taşımaktadır ![]() Bu mezhep bugün İran'dan başka Amerika, Afrika ve Avrupa'da taraftar bulmuştur ![]() Durak PUSMAZ |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#14 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)BAHAiLiK-BAHAiYYE Bahâullah Mirza Hüseyin Ali Nuri (1817-1892)'nin kurduğu batıl bir mezhep ![]() Bâb lâkabıyla tanınan Mirza Ali Muhammed 1844 yılı Mayıs ayında insanlığa yeni bir haber getirdiğini bildirip, Bâbilik* mezhebini kurdu ![]() ![]() ![]() Bâb'ın yakınlarından olduğunu ileri süren Mirza Hüseyin Ali, Bâb tarafından haber verilen ve zuhur edeceği bildirilen kişinin kendisi olduğunu açıklayıp, bu mezhebi Bahâilik adıyla yeniden faaliyete geçirdi ![]() Bâbilerin İran şahı Nasirûddin'e karşı giriştikleri bir suikast teşebbüsünden sonra Mirza Hüseyin Ali İran'da tutunamayınca, Osmanlılar'a sığındı ![]() ![]() ![]() Bahâullah, davet ettiği dinin yeni bir din olduğunu, Allah'ın kendisine hulûl ettiğini ve her şeyi kendisine vahyettiğini iddia ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Bahâîlik üzerinde Babîliğin, Bâtınîliğin, Hurûfîliğin ve Hristiyanlığın açık etkileri görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her Bahâî bir defaya mahsus olmak üzere malının 19/1'ini vergi olarak cemaate öder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca cünüplük için de yıkanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bahâî takvimine göre bir yılda ondokuz ay vardır ![]() ![]() ![]() ![]() İngiltere, Almanya, İsviçre, Türkistan ve Amerika'da Bahâîlik'le ilgili yayınlar yapılmaktadır ![]() ![]() Avrupa, Amerika, Avustralya ve Asya'nın çeşitli ülkelerinde Rûhânî Mahfil adı verilen ve dokuz kişilik bir kuruldan oluşan Bahâî dernekleri ve toplantı merkezleri ile Washington da büyük bir mâbedleri vardır ![]() ![]() ![]() Bahâîliğin genel merkezi İsrâil'in Hayfa kentindedir ![]() Cemil ÇİFTÇİ |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯) |
![]() |
![]() |
#15 |
karamela
|
![]() Cevap : (¯`*» ♥ Mezhepler Tarihi ♥ «*´¯)BEKTASiLiK Hacı Bektaş Velî tarafından kurulduğu kabul edilen tarikatın adı ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Bektaş-i Velî'nin neseplerini de şöyle gösterirler: İmam Ali, İmam Hüseyin, İmam Zeynelâbidin, İmam Muhammed Bakır, İmam Musa el-Kâzım, İmam Ali Rıza, İmam Muhammed Nakî, İmam Hasan el-Askerî, İmam Muhammed Mehdî, Seyyid İbrahimü'l-Mükrimü'l-Hicap, Seyyid Hasan, İbni Seyyid İbrahim, Seyyid Muhammedü's-Sânî, Seyyid Mehdi, İbni Seyyid Muhammedü's-Sani, Seyyid İbrahim, İbn Seyyid Hasan, Seyyid Muhammed, İbn İbrahim, İbn Seyyid, Elhak İbn Seyyid Muhammed, Seyyid Musa İbn Seyid İshak, Seyyid İbrahimü's Sani, İbn Seyyid Musa, Seyyid Muhammed eş-Şehir Hacı Bektaşî Velî, İbn Seyyid İbrahimü's-Sânî ![]() Hacı Bektaşî Velî'nin annesi Şeyh Ahmed Nişâbûri'nin kızı Hâtem Hatun'dur ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlik, Anadolu'nun ortasında ıssız bir köyde doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlik'te Ehl-i Beyt'e fazla sevgi gösterilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîler, Ca'ferî fıkhını kabul ettikleri gibi İmamiyye mezhebini de kabul etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri Ocağı'nın kuruluşunda Hacı Bektaş Velî dua etmiş, bu nedenle Yeniçeriler onu pir olarak tanımışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlik Anadolu sınırları içinde kalmamış; Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Mısır, Arnavutluk ve Macaristan'a kadar yayılmıştır ![]() Sünnî bir yapıya oturan Osmanlı devletinde, Şiî-Bâtınî unsurların karıştığı Bektaşîlik, aynı tempo ile yürüyemedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlik başlıca iki kola ayrılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîliğe girecek olan kişi belirli bir müddet denenir ![]() ![]() Bektaşîlik'te müridler beş dereceye ayrılır: 1-Muhiblik, 2-Dervişlik, 3-Babalık, 4-Mücerredlik, 5-Halifelik ![]() Muhib'in iki Bektaşî'nin kefâletiyle tarîkata intisabı kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dördüncü derece mücerredliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşî babası halifelik makamlarından birine müracaat eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlikte ana ilke Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşî tarikatının kendine özgü gelenekleri vardır: Bıyıklarını ve sakallarını uzatırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşîlik alevîlikle iç içe girmiş bu nedenle özellikleri bozulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bektaşî tekkeleri genellikle dağ eteklerinde, ıssız, sakin yerlerde kurulmuştur ![]() Bektaşî edebiyatı halk şiirinden yararlanmış, genellikte halk şiirindeki vezin, kafiye vb ![]() ![]() Bektaşî tekkelerinde ve dergahlarında icra edilen musîki genelde halk musîkisine çok yakındır ![]() |
![]() |
![]() |
|