01-24-2011
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Gediz Nehri
Gediz Nehri
Gediz Nehri Anadolu’dan Ege Denizi’ne dökülen Büyük Menderes Nehri’nden sonra ikinci büyük akarsuyudur Bu yüzden önemide büyüktür Malum kurak bir yaz geçirdiğimizi düşünürsek
İç Batı Anadolu’daki Murat, Eğrigöz ve Şaphane dağlarından inen suların birleşmesiyle oluşan Gediz Nehri, batıya doğru ilerlerken, kuzeyden Kunduzlu, Selendi, Deliiniş ve Demrek Çaylarını, güneyden ise Kulu volkanik yöresinden gelen küçük dereleri sularına katar Uşak ilinin Banaz Çayı’ndan sonra ikinci önemli akarsuyudur Akarsuyun bazı küçük kaynakları bu ilin sınırları içindedir
Önce Kütahya il sınırları içinde akan Gediz, Uşak merkez ilçeye bağlı Emirfakı Köyü’nün kuzeyinde Uşak topraklarına girer Irmak, merkez ilçenin Güre Bucağı’na kadar kuzey-güney yönünde akar Bu bucağın yakınlarında batıya döner ve Salihli ilçesinin kuzeydoğusundan Gediz Ovası’na girer ve güneyden Kemalpaşa Ovası’ndan gelen Nif Çayı’nı alarak Foça tepelerinin güneydoğusundan İzmir Körfezi’ne dökülür Irmağın kaynağı olan Murat Dağı’ndan Ege’de denize ulaştığı noktaya kadarki uzunluğu 401 km olup su toplama havzası ise 17 500 km²’dir Gediz’in Uşak’taki en önemli kolu Karabol Çayı’dır
Taşkın dönemlerinde sık sık yatak değiştiren Gediz Nehri, yaklaşık 40 000 ha’lık bir delta oluşturmuştur Zaman içerisinde İzmir Körfezi’ndeki bazı adalar da kara ile birleşmiş ve delta ovası içerisinde kalmıştır
Yukarıdaki coğrafi bilgiler doğru olmakla birlikte Nehir üzerinde Manisa-Salihli İlçesi sınırları içerisinde Demirköprü Barajı inşaa edilmiştir Baraj bir yandan elektrik üretirken diğer yandan Gediz Ovasının tarımsal amaçlı sulanması için de kullanılmaktadır Sulama hattının Gediz Ovasına dağıtımı Salihli-Adala beldesinden yapılmaktadır
Bugün için Gediz Havzasının en önemli sorunu ekolojik kirlilik olmuştur Geçmişte, özellikle 80′li yıllarda yoğun olarak kum ve çakıl ocaklarına ruhsat verilmiş olması, bir yandan doğal yapıyı bozarak faunayı olumsuz etkilerken diğer yandan nehrin su seviyesinin alçalmasına neden olmuş ve bu da içinden geçtiği ovanın yer altı sularını olumsuz etkilemiştir Nehre, Demirköprü Barajına girmeden önce Uşak’ta başta dericilik olmak üzere çok sayıda sanayi tesisleri tarafından sanayi atıkları, keza Kula İlçesinde aynı şekilde her türlü atık ve Barajdan sonra da Salihli, Ahmetli gibi ilçelerin atıkları deşarj edilmektedir Kirlilik o boyuttadır ki zaman zaman sığlaşan Nehri bırakın büyük bir su toplama havzası olan Barajda dahi özellikle rüzgarsız günlerde su üzerinde biriken pislikler, değişik renkteki kimyasal atık öbekleri, bir labaratuvar analizi değil fakat çıplak gözle dahi açıkça görülmektedir
Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle Barajdan sonra Nehrin faunasında meydana gelen daralmadır Bundan yaklaşık 20 yıl önce başta levrek olmak üzere sazan, yılan balığı, kefal gibi pek çok türün yaşadığı nehirde bugün artık çok sınırlı yerlerde ancak esasen bir çamur ve pis su balığı olan yayın bulunmaktadır Zaten Nehrin suyunun rengi ve kokusu da durumu göstermeye yetmektedir
Yine yukarıda verilen coğrafi bilgiler arasında Nehrin kolları arasında sayılan Nif Çayı da kirlilikten payını almıştır
Nehir havzasının kirliliğinin engellenmesi vs amaçlar için bir Birlik kurulmuşsa da Devlet tarafından gerekli yaptırımlar uygulanmadığından geçen 6 yılda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır
Sonuç olarak eski çağın en önemli yerleşim havzalarından olan Gediz Nehrini bugün için kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına dönüştürmeyi başarmış durumdayız Nehir flora ve faunasıyla can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği Ovayı da ölüme götürmektedir Bunun sorumlusu ise çevre duyarlılığı olmayan açgözlü sanayici ve işletmeler, oy kaygısıyla hareket eden yerel yönetimler ve şüphesiz merkezi idaredir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|