Şengül Şirin
|
Kapalı Avlulu Bir Medrese: Uluborlu Gargılı Lala (Taş Medresesi)
Kapalı Avlulu Bir Medrese: Uluborlu Gargılı Lala (Taş Medresesi)
Kapalı Avlulu Bir Medrese: Uluborlu Gargılı Lala/ Taş Medresesi-An Indoor Courtyard Madrasah: Uluborlu Gargılı Lala/ The Taş Madrasah
Medrese İsparta ili, Uluborlu ilçesi eski yerleşim biriminde /Eski Uluborlu, sur dışındaki Emrem Mahallesi'nde yer alır Eski çağlarda bir Pisidya şehri olan Uluborlu/ Apollonia Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir merkezdir Hamidoğulları Beyliği'nin ilk başkenti olan Uluborlu'da çok sayıda askerî, dinî ve sosyal işlevli yapı bulunmaktadır İncelediğimiz Gargılı Lala/Taş Medrese kapalı avlulu, iki eyvanlı ve tek katlı plan şemasıyla yerleşimdeki günümüze ulaşan tek medrese örneğidir Yapı, özellikle dikdörtgen planlı ve kubbeyle örtülü kapalı avlu tasarımıyla farklı bir uygulama yansıtır Medrese, öğrenci odalarının kubbe ile örtülmesi açısından da Osmanlı dönemi örnekleriyle kesişir Kitabesi ve vakfiyesi bulunmayan medresenin tarihi kesin olarak bilinmemektedir Kaynaklar ve mimari özelliklerinden hareketle yapının 14 -15 yüzyıllarda inşa edilmiş olabileceği düşünülmektedir Bugün büyük ölçüde yıkılmış olan medrese plan özellikleri açısından özgün bir örnektir
Medrese is located in the old residential area/Old Uluborlu in Emrem Neighborhood ouside the city wall in Uluborlu County in Isparta In the old ages Uluborlu/Apollonia, a Pisidia city, was an important centre in Roman, Byzantine, Seljuck, Emirates and Ottoman periods Many military, religous, and social buildings are in Uluborlu that was the capital city of Hamidoğulları Emirate It is the only medrese sample standing today, with its Gargılı Lala/Taş Medrese enclosed court, two eyvan and single floor plan type The building reflects a different architectural work especially with its rectengular plan and its enclosed court design covered with dome Medrese overlaps with the Ottoman samples, with regard to the fact that medrese student rooms were covered with dome The building date of the medrese that has no inscription and vakfiye is not known Relying on its resources and its architectural characteristics, it is considered that it must have been built in 14th or 15th century Medrese that is a total wreck today, is an authentic sample regarding to the features of its plan
İsparta ve ilçeleri Selçuklu, Hamidoğullan ve Osmanlı dönemlerinde siyasi, sosyal ve kültürel açıdan önem taşır Özellikle Hamidoğullan Beyliği'nin ilk başkenti Uluborlu ile ikinci başkenti Eğirdir hem Selçuklu, hem de Beylikler döneminde mevcut mimari eserleriyle öne çıkar
Orta Çağda önemli bir Bizans şehri olan Uluborlu (Apollonia), Selçukluların yaşadığı bölgenin güney uç sınırını oluşturmaktadır Selçuklu sultanı II Kılıç Arslan (1155-1192) 1182 yılında Uluborlu'yu fethederek Kütahya, Eskişehir ve Denizli'ye kadar olan bölgeyi ele geçirir (Turan 1984: 214; Sevim-Yücel 1989: 135) Uluborlu aynı zamanda II Kılıç Arslan'ın oğullarından I Gıyaseddin Keyhüsrev'in (yaklaşık 1182-1188) melik olarak atandığı bir merkezdir (İbn Bibi 1996:41; Baykara 1988: 54) Yerleşim 14 yüzyılda Hamidoğulları Beyliği döneminde daha da önem kazanır (Mehmet Arif 1912: 939-947: Halil Edhem 1926: 289-291: Üçok 1955: 73-80: Uzunçarşılı 1988:62-69: Sevim-Yücel 1989: 294-300) Hamidoğulları Beyliği'nin kuruluş sürecinde Dündar Bey önce Uluborlu'yu merkez yaparak kenti çeşitli açılardan imar eder Bugün Eski Uluborlu'daki mevcut, bir kısmı ya da bütünüyle yıkılmış olan yapıların çoğu Hamidoğulları döneminde yapılmış olmalıdır
Konumuzu oluşturan Uluborlu Gargılı Lala/ Taş Medrese, Eski Uluborlu'nun Emrem Mahallesi'nde eğimli bir arazi üzerinde yer alır Yapı, bazı kaynaklarda (Demirdal 1968: 257) "Gargılı Lala", bazılarında (Arıkan 1988: 145) "Kargulala", halk arasında ise "Taş Medrese" adlarıyla tanınmaktadır Medrese ile çevresindeki çoğu toprak altında kalmış eserlerin bulunduğu Eski Uluborlu, 1911 yılında geçirdiği bir yangın sonucu tümüyle terk edilerek Musluk adı verilen kuzeydeki bugünkü yerleşim alanına taşınmıştır (Demirdal 1968: 114-115) Bu nedenle Eski Uluborlu ile yeni yerleşimin organik bağlantısı kesilmiştir
Kitabesi ve vakfiyesi bulunmayan medresenin inşa tarihi ve banisi kesin olarak bilinmemektedir Araştırmacılardan S Demirdal'ın (1968: 257) Uluborlu'yu konu alan monografik yayınında medrese Selçuklu yapısı olarak geçer Ayrıca Z Arıkan'ın (1988: 145) yayımladığı TT 438 numaralı 935H / 1528 M tarihli Başbakanlık Arşivi Tapu Tahrir Defteri'nde de medreseden "Garip köyünün geliriyle besleniyordu Köyün nüfusu 1528'de 53 nefer, 42 hane idi Bu medreseye Uluborlu'daki çeşitli topraklar, 5 koz ağacı, dükkân mukataası ve pazar yerleri geliri de bağlanmıştı Bu Pazar yerlerine sonradan Mevlana Salih Halife "24 adet bina edüp" kiraya vermişti Ayrıca medrese yakınında "Bir miktar yer varmış Bir kimesne ahır bina edüp icaresin verir " denilmektedir Medreseye bağlı vakıfların geliri TT 438'e göre 7465 akça idi " şeklinde bahsedilir Medresenin mimarisi ilk kez doktora tezi kapsamında tarafımdan incelenerek tanıtılmıştır Bu monografik çalışmada özellikle "kapalı avlulu medrese" plan şeması irdelenerek yapı değerlendirilmiştir Görüldüğü gibi sınırlı yayın ve belgede adı geçen medresenin tarihlendirilmesine ilişkin görüşleri mimari özellikleri anlatıldıktan sonra tartışmak daha uygun olacaktır
Bugün büyük ölçüde yıkılmış olan medresede, avlunun güney, batı ve kısmen kuzey kanadındaki mekânlar ayaktadır Avlunun örtüsü ile doğu bölümü tümüyle, kuzeyi ise yer yer yıkılmıştır Bu yıkıntılar nedeniyle avlu toprakla dolmuştur Avlunun kuzey kanadındaki mekânlar toprak dolgusu sonucu büyük ölçüde kapanarak özgün biçimlerinin anlaşılması zorlaşmıştır Medresenin ana eyvanı ile bitişiğindeki mekânlar iyi durumdadır Çevre halkının belirttiğine göre yapı, 20 yüzyılın başlarında Eski Uluborlu terk edilmeden önce ev olarak kullanılmıştır
Dıştan yaklaşık doğu-batı yönünde düzgün olmayan dikdörtgen planlı yapı, kapalı avlulu ve iki eyvanlı plan şeması yansıtır (Levha 1-3) Batı cephenin güneyine bitişik mekân 3, 60 m , doğu cephede giriş eyvanı olarak düşündüğümüz birim ise 2, 10 m dışa taşkındır Güney cephede eksenin doğusunda üç, batısında iki ve kademeli bölümde bir mazgal pencere vardır Kuzey cephe tümüyle, doğu ve batı cephelerin kuzeyi yıkılmıştır Ayrıca kuzeydoğu köşede duvarın doğuya doğru devam ettiği izlenmektedir
Nermin ŞAMAN DOĞAN
Şaman, N (1993) İsparta ve Çevresindeki Selçuklu-Beylikler Dönemi Yapıları, I-II Cilt, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara: Hacettepe Üniversitesi, I Cilt: 90-99; Şaman Doğan, N (2008) İsparta 'da Selçuklu ve Beylikler Dönemi Mimarisi, Isparta: Isparta Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları: 81-91
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|