Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
isı

Isı

Eski 09-09-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Isı



ISI a

1 Sıcak bir cismin niteliği, sıcak bir cismin verdiği duyum (Bk ansikl böl Fiz)

—2 Bir şeyin sıcaklığını artıran fiziksel güç

—3 Sıcaklık, hararet: insanın beden ısısı

—4 Isı dam — isidam

|| Isı ot - —Biyol Bitkisel ısı, bazı biyolojik olguların (filizlenme, çiçek açma, mayalanma, tomurcukların patlaması) ürettiği ısı (Bk ansikl böl)

|| Hayvansal ısı, canlı bir hayvanın vücudunda meydana gelen ve bir kısmı örteneği yoluyla çevreye dağılan ısı (Hayvansal ısı sıcakkanlılarda [memeliler ve kuşlar] dokunmakla duyulabilir; çünkü onların vücut ısıları dış ortamın ısısından genellikle daha yüksektir; kuşlarda bu ısı, yumurtaların kuluçkalanmasını sağlar)


—Fizyol Kas ısısı, kas çalışması sonucunda ortaya çıkan sıcaklık

—İklimbil Atmosfer süreçlerinde gizli ve duyulur biçimde yer alan enerji biçimi (ısı enerjisi) Duyulur ısı, havanın ısıma olayları etkisiyle doğrudan ısınmasıdır Gizli ısı, su buharının atmosfere aktarılmasıdır (su buharının gizli ısısı) Yoğuşma durumunda bu ısı açığa çıkar Gizli ısı ve duyulur ısı, bir yerin sıcaklık bilançosunun başlıca terimleridir (- —Oto Isı göstergesi, motor normal çalışma sıcaklığına ulaştığında, otomatik olarak devreden çıkan jikle (Eşanl TERMO-STARTER)

—Patol Isı yüksekliği, vücut sıcaklığının normalin üzerine çıkması

—Termodin Bir cisimden ötekine, işe dönüşmeden (mekanik, elektrik) enerji aktarma biçimi (Bk ansikl böl) || Gizli ısı

— GİZLİ || Özgül ısı, birim kütlenin ısısını 1 derece artırmak için gereken ısı miktarı (Bir cismin özgül ısısı genellikle cismin haline [örneğin, basınç, sıcaklık, elektrik yükü] ve ısıtma biçimine bağlıdır: öteki türlerden başka değişmez hacimdeki C„ ve değişmez basınçtaki Cp özgül ısıları tanımlanır)

Ansikl Biyol Birkilerin solunumuna, özellikle tohumların çimlenmesi, tomurcukların açılması ve çiçeklerin gelişmesi sırasında bir ısı çıkarma eşlik eder Çimlenen bezelyelerin bulunduğu bir kapta 10°C'a varan ısı artışı gözlenmiştir; aynı şekilde yılanyastığının çiçekleri, bürümlerinin içinde olgunlaşırken birkaç derecelik net ısı artışı görülür Mayalanma işlemleri de, solunum gibi, çevrenin sıcaklığını artıran kaloriler üretir Bu olay özellikle, silolarda (şekerpancarı, tahıllar, yem bitkileri), alkol mayalanmasının gerçekleştiği fıçılarda, hatta pazarlarda bile (ıspanak yaprakları) görülebilir Bazı zahire ambarlarında çıkan yangınlar, ıslak otların mayalanmasından açığa çıkan ısıyla açık-lanabilmiştir

—Fiz Isı kavramının tarihçesi Antikçağ düşünürleri arasında, yalnızca Platon ve Heron ısı üzerine doğru ve kesin bilgiler elde etti (sıcak havahın hafifliği, devinimle ısı oluşumu, genleşme, döner buhar makinesi) Bu konuda yeni kavramlar bulmak için XVII yy'ı beklemek gerekti Descartes, F Bacon, Newton ve Boyle, mekanik ve ısıl olayların birbiriyle ilişkileri olduğunu öne sürdüler XVIII yy sonunda, ısının, tartılmaz bir akışkanla, yani kalorikle iletildiği düşünüldü

Philon ve iskenderiyeli Heron'un "ter-moskop"undan sonra bilinen ilk sıcaklıkölçer, Santorio Santorio (1612) ya da Cornells Drebbel'in yaptığı aygıtlardır; bu iki bilim adamı üzerinde ince bir boru bulunan cam bir kürenin içindeki su kütlesinin hacmini değiştirdiğini saptadı

Sonra su yerini alkole bıraktı (Accademia del Cimento, 1641), 1714'te Fahrenheit cıvalı bir sıcaklıkölçer yaptı ve sabit noktalar olarak, Amontons'un çalışmalarından sonra, buzun erime sıcaklığı ile suyun buharlaşma sıcaklığını, yani 32 °F ile 212 °f'i kabul etti Réaumur 1730'da 0 °R-80 °R ölçeğini ve Celsius 1742'de yüzdelik ölçeği benimsedi Rutherfordmaksimumluyada minimumlu sıcaklıkölçeri, Newton pirometreyi (1701) ve Fitzgerald metal sıcaklıkölçeri (1780) geliştirdi Sıcaklıkölçümü-nün temelini oluşturan genleşme olayları, bilinen en eski olaylardan sayılır (Amon-tons, 1695; Deluc, 1772) Fizeau ve Guil-laume katılar için, Dulong, Petit ve Reg-nault sıvılar için, Gay-üussac ve yine Reg-nault gazlar için kesin ölçümler yaptı

Black, Wilcke, Lavoisier ve Laplace'ın çalışmalarıyla sıcaklık ile ısı miktarı arasındaki ayrım anlaşıldı, özgül ısı ve gizli ısı kavramları benimsendi, böylece ısıölçüm doğdu 1838'de Dulong kaloriyi tanımladı ilk ısıölçerleri Bunsen, Berthelot ve Nernst geliştirdi
XVIII, yyda hal değişimlerinin, bütün cisimler için geçerli olaylar olduğu anlaşıldı Dolayısıyla fizikçiler, katıların erime ve gazların sıvılaşma olayları üstünde çalışmaya başladı 1850de, Faraday'ın çalışmaları sonucu, sıvılaştırılamayan yalnızca altı gaz kalmıştı; 1860'ta, Sainte-Claire De-ville'in deneylerinden sonra eritilemeyen birkaç katı vardı; günümüzde artık ne sürekli gaz ne de ateşe dayanıklı maddeler vardır Kritik noktanın bulunuşundan sonra (Andrews, 1869; Van derWaals, 1873), Cailletet, Dewar ve Kamerlingh Onnes bütün gazları sıvılaştırdı Linde ve G Claude, sıvı havanın sanayisel üretimine çözüm getirdi

La Provostaye ve Desains buzun erime ısısını ölçtü W Thomson ve Amagat, basınca bağlı olarak erime noktasının değişimlerini, Watt, Dalton, Gay-Lussac, Biot, Despretz, Holborn ve Henning (1908) doyma buharlarını inceledi

Zamanla ışıyan ısı, ışıkla özdeşleştirildi 1777'de Lambert, 1783'te Rochon, 1801de W Herschel, ısıl ışınların, ışık ışınlarıyla aynı özellikleri gösterdiğini belirledi 1859da Kirchhoff, yayım ve soğurma güçleri konusundaki yasasını ortaya attı; 1879da Stefan, 1893'te Wien, kara cismin ışıma yasalarını açıkladı

Bu arada ısıl motorlar, uygulamaya yönelik araştırmalara konu olmaya başladı Papin, otoklavından sonra, 1674'te buhar makinesinin ilk taslağı sayılabilecek bir aygıt yaptı; daha sonra Savery ve Newco-men bu aygıtı geliştirdi ve 1785'te Watt uygulama alanına koydu

Benjamin Thompson, deliklerin delinmesi sırasındaki ısı oluşumunu inceledi ve devinimin ısıya dönüştüğünü sezdi Amontons, daha önce Newton'un ilgisini çeken, ısının katılarda yayılma olaylarını inceledi; J Fourier Amontons'un deneylerini yeniden ele alarak bu konuda kuramsal bir inceleme yaptı (Isının analitik kuramı, 1822)
1824'te Sadi Carnot ısı ile iş arasındaki bağıntıları açıklayarak, yeni bir bilim dalı olan "termodinamik"in temellerini attı 1842'de R von Mayer, 1843'teki ünlü de-neyiyle Joule, entropiyi tanımlayan Hirn ve Clausius, Clapeyron ve Duhem, Carnot' nun çalışmalarını tamamladı

Molekül çalkalanması konusunda ısıl enerjiyi açıklamaya yönelik ilk girişimler, Daniel Bernoulli'ye (1738) dek uzanır Bu düşünceyi yeniden ele alan J C Maxwell molekül hızlarının dağılım yasasını ortaya attı (1859) 1877'de L Boltzmann entropiyi olasılıkçı bir bakış açısıyla yeniden tanımladı; termodinamik özellikleri, çok genel istatistik ilkelerine bağlayan Gibbs (1902) entropi kavramını daha da genişletti Max Planck, enerji kuvantumundan yararlanarak, modern istatistiksel termodinamiğin temellerini attı

—inş ve ısıbil Yapıların ısı yitim hesapları birçok ülkede standartlaştırılmıştır ve geleneksel olarak iki sınıfa ayrılır; ısı geçişi ile oluşan yitimler; havalandırmanın ve sızmanın yol açtığı yitimler Geçiş yitimleri çeperlerin (duvar vb) ısı iletiminden kaynaklanır Sızma ya da havalandırma yitimleri içeriye isteyerek alınan (havalandırma) ya da istek dışı giren (sızma) havanın yeniden ısıtılmasına denk düşer Isı yitimi hesaplarında "K katsayısfna, iç ve dış sıcaklık gibi kavramlara başvurulur Bu hesap ısıtma tesislerinin gücünü belirlemeye yarar

—Kaynakç Isı kamasıyla biçimlendirme işleminden sonra parçada ısıtılan tarafa doğru içbükey bir eğrilik elde edilir Bu yolla başlangıçta doğrusal ya da düzlemsel olan parçalar biçimlendirilebildiği gibi biçim değiştirmiş öğeler de düzeltilebilir Bu işlemin belirgin ancak sınırlı bir biçimlendirme ya da düzeltme gücü vardır Gerçekleştirilmek istenen biçim değiştirme çok büyük olduğunda işlemi mekanik yöntemlerle birleştirmek gerekir

—Patol Isı yüksekliği genel ya da yerel olabilir: yerel olduğunda az yaygın bir iltihaplanmanın ya da belli bir kas grubunun fazla çalışmasının sonucudur; genel olduğunda ya yukarıda sayılan nedenlerin daha geniş çapta olmasından ya da ısı düzenleyici merkezlerin çalışmasındaki değişiklikten ileri gelir Bu merkezler, en başta organizmadaki toksinlere ya da mikrop artıklarına (ateşle birlikte süren bulaşıcı hastalıklar) tepki gösterdikleri gibi hastanın doğrudan doğruya kendisinden gelen proteinlere (hematomların soğurulma-sı) ya da ilaç olarak şırınga edilen yahut nakledilen kanda ya da plazmada bulunan proteinlere de tepki gösterirler Cerrahide, erişkinlerde görülen ameliyat sonrası ısı yüksekliği olağan bir durumdur

En çok 6-18 aylık çocuklarda görülen ve ameliyat sonrası büyük bir karmaşa olarak kabul edilen renk solukluğu ısı yüksekliği sendromuna yol açan ısı yüksekliği, çeşitli belirtilerle birlikte gelişirse de so-lukluk bunların en önemlisidir Hasta en geç 24-48 saat içinde ya iyileşir, ya ölür Bu bozuklukların başlıca etmenleri, aşırı metabolizma giderlerine ve su yokluğuna yol açarak büyük bir fizyolojik dengesizlik yaratır, bu da dolaşım yetersizliğine (şok) ve sonunda merkez sinir sistemi hücrelerinde oksijen yokluğuna neden olur Bu gibi olayların önlenmesi ve tedavisi doğrudan doğruya ısı yüksekliğine karşı savaşmak ve her şeyden önce damar İçine glikozlu serum vererek su kaybını önlemekle olur

—Termodin Günlük deneylerimizde de gördüğümüz gibi kendisinden daha sıcak bir cisme dokunan cismin sıcaklığı artar; dolayısıyla sıcaklığın bir fonsiyonu olan her iki cismin enerjisi de değişir Bu durumda sıcak cismin soğuk cisme ısı verdiğinden söz edilir Verilen ısı genellikle ısı alan sistemin sıcaklığında değişime yol açar (-► ISIL sığa)-, ayrıca sistem değişmez sıcaklıkta bir faz* geçişine (erime, buharlaşma, ailotropi) uğrayabilir (-> GİZLİ ısı)

Enerji ya da sıcaklıktan farklı olarak, ısı bir hal fonksiyonu değildir; dolayısıyla bir cismin içerdiği ısı miktarı sözü bir anlam taşımaz; yalnızca cismin dönüşüm sırasında aldığı ısı miktarından söz edilebilir Bir sistem ile çevresi arasındaki ısı ve iş alışverişleri termodinamiğin ilk iki yasasına göre gerçekleşir

Isı aktarımları maddenin kinetik kuramı çerçevesinde açıklanır Bir sistemin atomları ya da molekülleri sıcaklıkla orantılı olan ve ısıl çalkalanmadan kaynaklanan bir kinetik enerji taşır Farklı sıcaklık-lardaki iki sistem, birbirinden sabit bir çeperle ayrılan iki kap içine yerleştirilirse, her iki sistemin atomları çepere sayısız darbe uygulayarak çeperin atomlarıyla kinetik enerji alışverişinde bulunur Daha sıcak olan sistemin atomları, kinetik enerjilerinin bir bölümünü çeperin atomlarına vererek yavaşlar; çeper ısıgeçirgen ise bu enerji soğuk sistemin atomlarına geçerek sistemin sıcaklığını artırır Böylece ısı alışverişlerinin boşlukta gerçekleşmeme nedeni anlaşılır (Dewar* kabı) SI sisteminde ısı miktarı birimi joule'dur Artık yasal olmamasına rağmen kalori* ve anglosakson birimi BTU (özellikle yakıtlar için) yaygın olarak kullanılır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.