08-14-2010
|
#1
|
KRDNZ
|
Kör Kuyuda Olsak Bile...
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş  Niye düşer, nasıl düşer sormayın Eşek bu Düşmüş işte Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde Ayıptır söylemesi, anırdı yani Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor Üstelik yaralanmış Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu Köylüler ağzı açık bakakaldı
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır Ne bazeni, çoğu zaman Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır
Kör kuyuda olsak bile 
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|