07-01-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Bey At - El Sıkışarak Ahdleşme - Mübaya'a - Satış - Anlaşma
Bey At - El sıkışarak ahdleşme - mübaya'a - satış - anlaşma
Kur'an-ı Kerim'de fiil halinde (mübaya'a) 6 yerde geçmektedir
Satış, satım anlaşması anlamlarındaki bey', kökünden türeyen bey'at ve mübaya'a bir konu üzerinde anlaşarak el sıkışmak demektir Hukukta bu, bir konuda tarafların iradelerinin uyuşmasını ifade eder Devlet reisinin kabul edildiğini gösteren rıza beyanına da bey'at veya mübaya'a denmektedir
Tasavvufta bey'at müridin mürşide intisabını ilanıdır ki, genellikle el öpmeyle, bazan da bir merasimle ortaya konur
Kur'an-ı Kerim bey'atı iki yerde (Bakara 282; Tevbe 111) hukuksal anlamda, diğer yerlerde ise Hz Peygamber' le her konuda irade uyuşumunu ifade etmek manasında kullanmaktadır
Hz Peygamber'le yapılan bu bey'atleşmelerin en ünlüleri Hicret'in hemen öncesinde gerçekleşen Akabe Bey' atları ile Hicret'ten 6 yıl sonra gerçekleşen Hudeybiye Andlaşması sırasında Rıdvan Bey'atıdır (bk Feth 10-18)
Akabe Bey'atları Hicret'ten önce (Peygamberliğin 10, 11 ve 12 yıllarında) Mekke yakınındaki Akabe Tepesi'nde Medineli temsilcilerle Hz Peygamber arasında olmuştur Bu bey'atların birincisi, Medine'den gelen 6 kişinin Hz Peygamber'e İslam'ın yayılmasında hizmet vermek üzere bey'at etmeleri şeklindeydi Bu 6 kişiye ilk Medineli Müslümanlar denir
Bundan bir yıl sonra yine Hac mevsiminde gerçekleşen 2 Akabe Bey'atlarında ise Medineliler 12 kişilik bir heyet halinde Hz Peygamber'e bey'at ettiler Bu bey'atten l yıl sonra 3 ve son Akabe Bey'atı yapıldı Bu bey'atte Medineliler 75 kişilik bir heyet oluşturmuşlardı
Bazı tarihçiler ilk heyet olan 6 kişinin Hz Peygamber'le görüşmesini bir bey'atlaşma olarak saymaz ve Akabe Bey' atları adı altında sadece son 2 görüşmeyi kaydederler
Rıdvan Bey'atı diye anılan ve bir ağaç altında gerçekleşen bey'at ise Hicret'in ö yılında Hudeybiye Andlaşması sırasında meydana gelmiştir, (bk Feth 10—18)
Anılan yılda Hz Peygamber ve arkadaşları Kabe'yi ziyaret etmek üzere Mekke'ye doğru yola çıkmış ve Mekke' ye bir günlük mesafedeki Hudeybiye kuyusu başında konaklamışlardı Müslümanlar 1500 kişi kadardı Peygamberimizin hareketini öğrenen Mekkeliler Müslümanları vurmak üzere bir birliği Hudeybiye üzerine gönderdiler Bu birlik Müslüman gözcüler tarafından esir edildi Müslümanların harp niyeti ve teçhizatı yoktu Hz Peygamber Mekkeliler'le anlaşmak istediğini bildiren bir elçi gönderdi, esir edilen birliği de serbest bıraktı Bir süre beklendi Kureyş tarafından bir haber çıkmadı Bunun üzerine Hz Peygamber, Osman b Affan'ı Kureyşliler'e elçi olarak gönderdi Ne var ki, putperestler Osman'ı Mekke'de tuttular Beklenen zaman içinde Osman'ın dönmediğini gören Müslümanlar durumun kritikleştiğini anladılar Barış teklifleri kabul edilmemişti Harp için hazırlıkları yoktu
Gerçekten zor durumdaydılar Her an ölümle yüz yüze gelebilirlerdi
İşte Kur'an-ı Kerim'in övgü ile andığı Rıdvan Bey'atı bu sırada gerçekleşti Hz Peygamber ashabını toplayarak onlara durumun zorluğunu anlattı ve kendilerini ölüm de dahil her türlü gelişmeye karşı kendisiyle birlik içinde olacaklarına ilişkin söz vermeye çağırdı Bütün sahabiler Hz Peygamber'le el sıkışarak onunla bey'atlaştı ve gerekirse seve seve ölüme gideceklerini belirttiler Feth Suresi 10 ayet bu bey’atlaşmadan bahsederken şöyle demekyedir “ O seninle bey’atlaşanlar gerçekte Allah ile bey’atlaşıyorlar Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir ”
Sonuç sevindirici olmuştu Bir süre sonra Osman dönmüş ve Mekke’lilerle bir barış andlaşması yapılmış ve bu andlaşma Müslümanlara Mekke fethine giden yolu açmıştır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|