Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimi, halk, italyanın, kentleri, sanat, sanayi, tarihi, tarımı, ulaşımı

İtalya'nın Halk ve Kentleri, Tarihi,Tarımı,Sanayi ve Ulaşımı,Sanat ve Bilimi

Eski 06-25-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İtalya'nın Halk ve Kentleri, Tarihi,Tarımı,Sanayi ve Ulaşımı,Sanat ve Bilimi



İtalya'nın Halk ve Kentleri, Tarihi,Tarımı,Sanayi ve Ulaşımı,Sanat ve Bilimi


İTALYA, Orta Avrupa'nın güneyinde, Akdeniz'e bir çizme biçiminde uzanan bir yarımadanın üstünde yer alan ülkedir Bu çizmenin hemen burnunda yer alan Sardinya ile batıda Tiren Denizi'ndeki Sicilya Adası ülke sınırları içindedir (bak Sardinya-, Sicilya) Kuzeyde bir yay çizen Alp Dağlan İtalya ile Fransa, İsviçre, Avusturya ve Yugoslavya arasındaki doğal sının oluşturur (bak Alp D AĞLARI) İtalya doğuda Yugoslavya, Arnavutluk ve Yunanistan'dan Adriya Denizi'yle, güneybatısına düşen Tunus'tan, Akdeniz'le ayrılır




İtalya dağlık bir ülkedir Apennin Dağları ülkeyi boydan boya geçerek Sicilya Adası'nın batısında sona erer (bak Apennin Dağlari) Alpler doğu-batı doğrultusunda uzanan bir dizi sıradağdan oluşur Alpler'in İtalya'daki en yüksek noktası 4634 metreyle Rosa Da-ğı'dır Pompei'nin yıkımına neden olan Vezüv bunların en ünlüsüdür Sicilya Adası'nda ki Etna ise hâlâ etkinliğini sürdürmektedir 1980'de Napoli'nin güneydoğusundaki depremde 3 bin kişi yaşamını yitirdi Ovalık alanlar ülkenin yaklaşık dörtte birini kaplar Kuzeyde, Alpler ile Apenninler'in etekleri arasında uzanan Po Ovası ülkenin en geniş ve verimli o vasidir Öteki ovalık alanlar çoğunlukla kıyılarda görülür İtalya' da akarsular genellikle kısadır Po Irmağı ve kollan kuzeydeki büyük ovayı akaçlar (bak Ülkede çok sayıda göl vardır En önemlileri Alp Dağları'nın eteklerindeki Garda, Maggiore, Como ve Lugano'dur


Ülkede çok sayıda sönmüş yanardağ vardır İtalya'da zaman zaman büyük yıkımlara yol açan depremler olur PO IRMAĞi)




İtalya'da iklim çeşitlilik gösterir Kuzeyde yazlar sıcak, kışlar soğuk ve bol yağışlıdır İç kesimlerin iklimi kıyılara göre daha serttir Apenninler'in batı kıyılan doğu kıyılanna göre daha çok yağış alır Sıcaklık kuzeyden güneye doğru inildikçe artar Napoli'nin güneyinde iklim çok sıcak, kuru yaz aylan ve yağmurlu kışlanyla, Kuzey Afrika'ya benzer Akdeniz'in çevrelediği Sicilya'da yazlar, öteki bölgelere göre daha kurak ve sıcak geçer




İtalya bitki örtüsü bakımından zengin bir ülkedir Alp Dağlan'nın eteklerinde servi, ço-banpüskülü ve mantar meşesi, Po vadisinin sulak yerlerinde kavak, kuzeyde ve batı kıyılarında çam, Apenninler'in eteklerinde zeytin, sakızağacı, daha güneyde meşe, dişbudak, kayın ve kestane ormanları vardır İtalya'da kömür az olduğu için, yakacak olarak ağaçlardan yararlanılır

Bu yüzden orman örtüsü büyük ölçüde seyrelmiştir
Ülkede yabanıl hayvan varlığı giderek azaldığından birçok hayvan koruma altına alınmıştır Orta İtalya'da Abruzzi bölgesinde boz ayı ve kurt, Alpler'de dağkeçisi, vaşak, or-mantavuğu, kaya kartalı, Sardinya'da alage-yik ve yaban domuzuna rastlanır İklimin daha sıcak ve nemli olduğu güney bölgelerinde kertenkele, çıyan, akrep ve tarantula denen zehirli örümcekler vardır Irmak ve göllerde yaşayan başlıca tatlı su balıkları alabalık ve mer-sinbalığıdır Denizlerde ise hamsi, sardalya ve orkinos yaşar



Halk ve Kentler


2000 yıldan beri çeşitli kavimlerin ve orduların saldırısına uğrayan İtalya'da halk en çok Romalılar'ın soyundan gelmiş olmakla övünür Ülkenin coğrafyası, farklı bölgelerde yaşayan İtalyan halkının birbiriyle kaynaşmasını engellemiş; sarp dağların oluşturduğu engellerin yanı sıra, yüzyıllarca süren yabancı yönetimler de işlerine geldiği için yakınlaşmanın önüne geçmişlerdir Bu nedenlerden dolayı İtalya siyasal birliğe ancak 19 yüzyılın ortalarında kavuşmuştur 20 yüzyılın başlarında ise iş aramak ve daha iyi bir yaşam kurmak amacıyla ülke nüfusunun üçte biri, başta ABD olmak üzere başka ülkelere göç etmiştir II Dünya Savaşı'ndan sonra ise Almanya Federal Cumhuriyeti ve İsviçre'ye işçi göçü başlamıştır 1960'tan sonra göçlerde bir azalma olmuştur

Ülkedeki bölgesel karşıtlıklar, geçmişten kaynaklanan ekonomik ve kültürel farklılığın göstergesidir Halkın tamamına yakın bölümü İtalyanca konuşmakla birlikte, kuzeyde Avusturya sınırı yakınlarında Almanca konuşulur Ülke nüfusu daha çok sanayi kentlerinin toplandığı Kuzey İtalya'da yoğunlaşmıştır Doğal nüfus artışı birçok Avrupa ülkesinin gerisindedir

İtalya'da çok sayıda meslek okulu ve yüksekokul vardır Roma Üniversitesi en eski yükseköğrenim kurumudur 1303'te Papa VIII Bonifatius tarafından kurulmuştur İtalyanların yüzde 85'i Katolik'tir Az sayıda Protestan'dan başka Ortodoks Hıristiyanlar ve değişik dinlerden topluluklar vardır

İtalya'nın başkenti Roma'dır Katolik Kili-sesi'nin merkezi olan ve papanın yaşadığı Vatikan Roma'nın batısındadır Vatikan bağımsız bir devlettir (bak Roma; Vatikan) Ülkenin öteki önemli kentleri kuzeyde Milano, Torino, Cenova, Triyeste, Venedik, güneyde Napoli, orta kesimlerde Bologna ve Floransa, Sicilya'da Palermo'dur (bak CENOVA; FLORANSA; MİLANO; NAPOLİ; Venedik) Roma'da ve kuzeydeki kentlerde çağdaş yaşama uygun koşullar varken, özellikle güneyde yaşam kuşaklar boyunca hiç değişmemiş gibidir

Buralarda köy ve kasabaların çoğu eski dönemlerde saldırılardan, su baskınlarından ve salgın hastalıklardan korunmak için tepelerde kurulmuştur italyan mutfağı çok çeşitli yemekleriyle ünlüdür Rönesans döneminde İtalya'da yemek yemek bir sanat haline getirilmişti Ünlü Venedik sürahi ve bardaklarının süslediği sofralarda görünüme Özel önem verilirdi İtalyan mutfağı günümüzde de pasta denen makarna çeşitleri, sıcak ve soğuk mezeleri, sosis ve salamları, dondurmaları, ünlü kahvesi espresso ile çok çekicidir
Roma uygarlığının ve Rönesans'ın beşiği sayılan İtalya zengin tarih, kültür ve sanat birikimiyle, kış sporlarına elverişli kuruluşlarıyla her yıl 40 milyonun üstünde turist çeker İtalyanlar futbola çok düşkündür Sevdikleri sporlar arasında bisiklet ve otomobil yarışları
sayılabilir



Tarım


İtalya'da işçilerin yaklaşık dörtte biri tarım alanında çalışır Köylülerin çoğu işlediği toprağın sahibi değildir; toprağı kiralayarak işler Kiracıların topraktan çıkarılmasına karşı koruyucu yasalar vardır Güney İtalya'da ve Sicilya'da topraklarının başında bulunmayan büyük toprak sahipleri mülklerini küçük parsellere ayırarak köylülere kiralar ve mülklerinin idaresini kâhyalarına bırakırlar Yoksul köylülerin çok ezildiği bu düzeni biraz olsun değiştirmek amacıyla 1950'den sonra hükümet pek çok büyük toprak sahibinin toprağını kamulaştırarak tarım işçilerine ve yoksul köylülere dağıtmıştır İtalya'da tarımsal yöntemler yörelere göre değişiklik gösterir Lombar-diya yöresinde ve güneydoğuda büyük modern çiftlikler vardır Buğday, mısır, şekerpancarı, tütün, kenevir, pirincin yanı sıra, ülkenin hemen her yerinde zeytinlikler ve üzüm bağları vardır İtalya meyve ve sebze üretiminde Avrupa'da ilk sıralarda yer alır Başlıca ürünler kuzeyde elma, şeftali, çilek, kestane, güneyde ve adalarda limon, portakal, incir, domates, badem ve cevizdir Hayvancılığa elverişli otlaklar kuzey bölgelerinde, Sardin-ya ve Sicilya adalarında bulunur En çok sığır, koyun ve keçi beslenir



Sanayi ve Ulaşım


İtalya'da sanayileşme, İngiltere'den 100 yıl sonra 1870'lerde başladı Ülkede demir, kömür ve öteki temel hammaddelerin bulunmamasının yanı sıra siyasal birliğin de ancak o tarihlerde gerçekleşebilmesi, sanayileşmeyi geciktiren önemli bir etmendi Günümüzde ülkenin başlıca sanayi kolları çelik, büro eşyası, elektrikli ev araçları, metal eşya, motorlu araçlar, demiryolu donanımı, çimento, tuğla, deri eşya, yapay ipek, pamuklu ve yünlü dokumadır Çalışan halkın hemen hemen yarısı Milano, Torino ve Cenova gibi kentlerde yoğunlaşan sanayi kesimindedir Güneydeki en önemli sanayi merkezi Taranto'dur Bölgede üretilen mobilya, aydınlatma gereçleri ve giysiler tüm dünya ülkelerinden alıcı bulur Venedik cam işleriyle, Toskana ve Umbria bölgeleri de seramikleriyle ünlüdür


Milano aynı zamanda dünyanın önde gelen moda merkezlerinden biridir
Madenciliğin ülke ekonomisine katkısı azdır Ülkede çıkarılan başlıca madenler boksit, cıva, kurşun, çinko ve sülfürdür Cenova, Venedik ve Triyeste'de gemi yapımcılığı gelişmiştir İtalya petrol, kömür, yağ, demir, bakır, kereste, yün, pamuk gibi hammaddelerin çoğunu başka ülkelerden satın almak zorundadır İtalya'nın büyük bir deniz ticaret filosu vardır Başlıca limanları Cenova, Triyeste, Taranto, Napoli ve Venedik'tir Roma'da ve Milano'da uluslararası havalimanları vardır

Ülkede kuzey-güney doğrultusunda dört ana hattan oluşan, gelişkin bir demiryolu ağı vardır Kuzeydeki demiryolu ağının merkezi Milano'dur Bunlar Torino-Roma, Milano-Napoli, Brenner-Roma ve Tarvisio-Lecce hatlarıdır Palermo ve Sicilya'ya feribot seferleri vardır Doğu-batı doğrultusunda uzanan demiryolu ağı da, Torino-Triyeste, Ancona-Roma ve Napoli-Foggia arasındadır Demiryollarının çoğunda elektrikli trenler işler
İtalya'da karayolları karmaşık bir sistem oluşturur Autostrade denen modern otoyolların uzunluğu 300 bin kilometreyi geçer Yarımadayı boydan boya geçen ana otoyol Bologna, Floransa ve Roma yoluyla Milano' yu Napoli'ye bağlar

RESMİ ADI: İtalya Cumhuriyeti

YÖNETİM BİÇİMİ: İki meclisli cumhuriyet

YÜZÖLÇÜMÜ: 301277 km2

NÜFUS (1992): 57103000

BAŞKENT: Roma

BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1991): Roma (2791354), Milano (1432184), Napoli (1206013), Torino (991870), Palermo (734238), Cenova (701032), Bologna (411803), Floransa (408403), Ca-tania (364176), Bari (353032), Venedik (317837)

Başbakan Giovanni Goria Nisan 1988'de istifa edince yerine Ciriaco de Mita geçti 1989'daki yerel seçimlerle Avrupa Parlamentosu seçimlerinden en kazançlı çıkan Yeşiller Grubu oldu ve böylece ülkenin dördüncü büyük partisi haline geldi Buna karşılık Achille Occhetto önderliğindeki İtalyan Komünist Partisi'nin (İKP) oylarındaki gerileme sürdü Ama Hıristiyan Demokrat Parti'nin (HDP) ardından ikinci sıradaki yerini korudu Haziran 1989'da istifa eden Mita'nın yerini altıncı kez başbakan olan Giulio Andreotti aldı

Doğu Avrupa'da komünizmin çökmesinin ardından İKP de komünizmi terk ederek sosyal demokrat bir yaklaşımı benimsedi İKP 1990'da adını Demokratik Sol Parti (DSP) olarak değiştirdi Mayısta yapılan bölgesel seçimlerde oy yitirmekle birlikte, ülkenin ikinci büyük partisi konumunu sürdürmeyi başardı 1990'daki yerel ve bölgesel seçimlerde, kendilerine "birlik" adını veren yeni siyasal hareketler özellikle ülkenin kuzeyinde büyük güç kazandılar Bunların en güçlüsü Lombardiya Birliği'ydi

Mart 1991'de yaklaşık 10 bin Arnavut'un İtalyan limanlarına sığınması İtalyan hükümeti için olağanüstü bir durum yarattı Gelenlerin küçük bir bölümü sığınmacı olarak kabul edildi Ağustosta yeni bir göç dalgası oldu Ama gelen Arnavutlar'ın çok büyük bölümü ülkelerine geri gönderildi

Nisan 1992'de yapılan genel seçimlerde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadı Otuz yıldan beri çeşitli koalisyonlarla ülkeyi yöneten HDP ile İtalyan Sosyalist Partisi (İSP) seçimlerde büyük oy kaybına uğradılar Bu gerilemenin bir nedeni, hızlı bir gelişme göstererek ülkenin dördüncü büyük partisi olan Lombardiya Birliği'ydi Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga istifa edince yeni hükümetin kuruluşu gecikti Mayıs sonunda Oscar Luigi Scalfaro'nun cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardında İSP'den Giuliano Ama-to'nun başkanlığında yeni bir koalisyon hükümeti kuruldu

Yeni hükümet eylülde kamu harcamalarında önemli kesintilere gitti ve yeni vergiler koydu Kamu kesiminde ücretler donduruldu Emeklilik yaşı yükseltildi Bu uygulamalar protestolara neden olduysa da, başbakan istifa tehdidiyle, kanun kuvvetinde kararname çıkarma yetkisi aldı Mafya'nın iki Sicilyalı yargıcı öldürmesi ülkede büyük tepki uyandırdı ve gösterilere neden oldu

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İtalya'nın Halk ve Kentleri, Tarihi,Tarımı,Sanayi ve Ulaşımı,Sanat ve Bilimi

Eski 06-25-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İtalya'nın Halk ve Kentleri, Tarihi,Tarımı,Sanayi ve Ulaşımı,Sanat ve Bilimi



Tarih

İtalya'ya İÖ 2000'lerde kuzeyden iki dalga halinde, Hint-Avrupa dillerini konuşan halklar gelmeye başladı Bu göç dalgası İÖ 1000'e kadar sürdü İÖ 8 yüzyılda ortaya çıkan Etrüsk-ler Arno ve Tiber ırmakları arasındaki bölgeye yerleşerek parlak bir uygarlığın temellerini attılar {bak ETRÜSKLER) İÖ 6 yüzyılda Et-rüsk egemenliğine son veren Romalılar, Roma Cumhuriyeti'ni kurdular İÖ 264'te Alp Dağları ile Apenninler arasındaki bölgenin güneyindeki topraklar Roma egemenliğine girdi Romalılar görkemli yapıları, yolları, yasaları, alfabeleri ve sanat ürünleriyle izleri günümüze kadar uzanan parlak bir uygarlık kurdular {bak Roma İmparatorluğu) İtalya İÖ 476'da Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra, önce Germen halklarının, ardından da Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdi

Ortaçağ boyunca Lombardlar, Bizans İmparatorluğu ve Papalık Devletleri arasındaki çekişmelere sahne olan İtalya, sonunda parçalanarak Milano, Pisa, Floransa, Cenova, Verona, Venedik, Bologna, Amalfi ve Peru-gia gibi kent devletlerine bölündü Bu kent devletleri Afrika, Asya ve Avrupa'yla ticaret yapıyor, çıkarlarına olacağını kestirdikleri savaşlarda taraf tutuyorlardı Giderek zenginleşen İtalyan kentleri zamanla mimarlık, resim, heykel ve edebiyata ilgi göstererek, Rönesans hareketinin gelişimini hazırlayan sanat merkezleri durumuna geldi {bak RÖNESANS)

15 yüzyılın sonlarına doğru bu kent devletlerinin gücü azalmaya başladı Öteden beri İtalya'yla yakından ilgilenen Fransızlar bu durumdan yararlanarak Milano, Venedik, Napoli, Floransa ve Papalık Devletleri'nin topraklarını işgal ettiler İtalya 17 ve 18 yüzyıllar boyunca Fransa, İspanya ve Avusturya arasında el değiştirdi 1805'te Fransa İmparatoru Napolyon, kendisini İtalya kralı ilan ederek taç giydi Böylece Orta ve Kuzey İtalya kesin olarak Fransız denetimine girmiş oldu Daha sonraki yıllarda Napolyon'un Avrupa'da gerilemeye başlamasıyla, İtalya'daki Fransız işgali sona erdi İtalya yeniden bir dizi büyük ve küçük devlete bölündü Ülke bu kez de Avusturya'nın denetimine girdi

1831'de Giuseppe Mazzini Önderliğinde Avusturya'nın baskıcı yönetimine karşı Cum-huriyetçiler'in başlattığı ayaklanma başarısızlıkla sonuçlandı (bak MAZZINI Giuseppe) Bağımsızlık savaşı ve İtalya'yı birleştirme çabaları sonraki yıllarda İtalya'nın önde gelen devlet adamlarından Kont Camillo Cavour'un önderliğinde sürdürüldü (bak Cavour (Kontu), Camillo Benso) 1860'ta 1000 kişiden oluşan Kırmızı Gömlekliler adlı gönüllüler ordusuyla önce Sicilya'ya, ardından Napoli'ye yürüyen Giuseppe Garibaldi, İtalya'da siyasal birliğin sağlanmasında önemli bir rol oynadı (bak Garibaldi, Giuseppe)

İtalya 19 yüzyıl sonlarından 20 yüzyıl başlarına kadar siyasal çalkantılara, kısa ömürlü hükümetlere ve ekonomik bunalımlara sahne oldu Osmanlılar'a karşı 1912'de giriştiği Trablusgarp Savaşı'nda Kuzey Afrika'da Libya'yı ve en büyüğü Rodos olan Oniki Ada' yi aldı (bak BALKAN SAVAŞLARI)

İtalya, I Dünya Savaşı'nda Fransa ve İngiltere'nin yanında yer aldı Savaşı izleyen ağır ekonomik bunalım ve düş kırıklığı döneminin ardından 1922'de Benito Mussolini önderliğindeki Faşist Parti iktidara geldi İtalya bundan sonra 20 yılı aşkın bir süre kaba gücün ve zorbalığın egemen olduğu faşist diktatörlükle yönetildi (bak DİKTATÖR; FAŞİZM; MUSSOLINI


Benito) 1931'de İtalyan ordusu Etiyopya'ya saldırarak tümünü ele geçirdi Mussolini, II Dünya Savaşı'nda İtalya'nın Almanya'nın yanında savaşa girdiğini açıkladı 1943'te Müttefikler, İtalya'ya girdi Mussolini kaçarken yakalanarak öldürüldü Bundan sonra İtalya, Müttefikler'in yanında Almanya'ya savaş açtı

İtalya'da II Dünya Savaşı'ndan sonra 1946'da cumhuriyet ilan edildi 1949'da NATO' ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü), 1955'te Birleşmiş Milletler'e, ardından Avrupa Ekonomik Topluluğu'na kabul edildi (bak Avrupa Topluluklari) Savaştan sonra ülke sanayisi hızla gelişti Ne var ki, hiçbir hükümet uzun süre iktidarda kalmayı başaramadı Enflasyonun oldukça yüksek olduğu İtalya'da, işsizlik ve yoksulluk özellikle güneyde ciddi bir sorun olarak sürdü Mafyanın karıştığı hükümet yolsuzlukları ortaya çıkarıldı Zaman zaman şiddet eylemlerinin baş gösterdiği İtalya'da 1978'de Hıristiyan Demokrat Parti önderi Aldo Moro kaçırılarak öldürüldü 1981'de de papa öldürülmek istendi

Sanat ve Bilim


İtalya Roma uygarlığından Rönesans'a kadar uzanan zengin kültür birikimiyle, güzel sanatların gelişmesine öncülük etmiş bir ülkedir İtalyan Rönesans üslubunu ya da barok sanatın özelliklerini yansıtan birbirinden güzel yapılar, köprüler, saraylar ve çeşmeler ülkenin her köşesinde göze çarpar {bak MİMARLIK)

İtalya'nın yetiştirdiği sanatçılar arasında Rönesans heykel sanatının babası Nicola Pi-sano (1220-84); ressam ve heykeltıraş Giotto; çocuk figürleri kullanarak yaptığı dinsel konulu heykelleriyle tanınan Donatello; Andrea del Verrocchio (1435-88); Benvenuto Cellini; barok sanatın yaratıcılarından Gian Lorenzo Bernini; heykel ve resim sanatında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ustalarından Michel-angelo ve Leonardo da Vinci sayılabilir Bu sanatçılara ilişkin daha ayrıntılı bilgiyi kendi maddelerinde bulabilirsiniz Rönesans sırasında İtalya'nın çeşitli kentlerindeki atölye ve okullardan birçok ressam yetişmiştir Bu kentlerin en ünlüleri Floransa ve Venedik'tir {Ayrıca bak HEYKEL; RESİM SANATI)
İtalya'da II Dünya Savaşı'ndan sonra gözlenen önemli gelişmelerden biri de sinema alanında oldu Roberto Rossellini, Vittorio de Sica, Michelangelo Antonioni, Federico Fellini, Pier Paolo Pasolini ve Luchino Vis-conti gibi yönetmenler yapıtlarıyla dünya sinemasına çok önemli katkılarda bulundular

İtalya öteki sanat dallarında olduğu gibi müzik alanında da birçok sanatçı yetiştirdi Özellikle dinsel konulu besteleriyle tanınan Giovanni Pierluigi da Palestrina (1526-94), çağının en büyük konçerto ustalarından ve en iyi keman virtüözlerinden biri olan Antonio Vivaldi İtalyan müziğinin gelişmesinde önemli rol oynamış sanatçılardır Aynı dönemde İtalya'da çalgı yapımcılığı da ilerlemiş; özellikle Nicolö Amati (1596-1648) ve öğrencisi Antonio Stradivarius (1644-1737) gibi ustalar yaptıkları kemanlarla müziğin gelişimine önemli katkılarda bulunmuşlardır 17 yüzyılda Claudio Monteverdi ile gelişmeye başlayan opera müziği, 19 yüzyılda Gioacchino Antonio Rossini, Giuseppe Verdi ve Giacomo Puccini gibi bestecilerle altın çağını yaşadı Bu sanatçılara ilişkin daha ayrıntılı bilgiyi kendi maddelerinde bulabilirsiniz (Ayrıca bak

İTALYAN EDEBİYATI; Opera)

İtalya'dan birçok bilim adamı ve kâşif de çıkmıştır Bilim adamları arasında teleskopu kullanan ilk astronomi bilgini Galilei (bak Galilei, Galileo), elektrikle ilgili buluşlarıyla tanınan Luigi Galvani (1737-98) ve Alessan-dro Volta (1745-1827), radyonun mucidi Gug-lielmo Marconi (bak Marconi, Guglielmo), kâşifler ve gezginler arasında ise Asya'da uzun yıllar süren gezisiyle tanınan Marko Polo (bak Marko Polo), Amerika kıtasını keşfeden Cenovalı denizci Kristof Kolomb ve 1926'da Roald Amundsen ile birlikte balonla Kuzey Kutbu'nu aşan Umberto Nobile sayılabilir 1945'te Karakurum Sıradağları üzerinde, dünyanın ikinci yüksek noktası olan "K2" adlı doruğa ilk ulaşan da İtalyan dağcılar olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

İtalyan Edebiyatı,Rönesans,Çağdaş Dönem,14.yüzyıl,17.yüzyıl, 19.yy İtalyan Edebiyatı

Eski 06-25-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

İtalyan Edebiyatı,Rönesans,Çağdaş Dönem,14.yüzyıl,17.yüzyıl, 19.yy İtalyan Edebiyatı



İtalyan Edebiyatı,Rönesans,Çağdaş Dönem,14yüzyıl,17yüzyıl, 19yy İtalyan Edebiyatı


İTALYAN EDEBİYATI, İtalyan yazarlarca İtalyanca yazılmış edebiyat yapıtlarım kapsar
İtalya'nın siyasal birliğini 19 yüzyıla kadar kuramaması ve Katolik Kilisesi'nin etkisiyle, yazılı metinlerde uzun süre Latince kullanılmış ve yerel bir dilin yaygınlaşması öbür Avrupa ülkelerine göre daha geç başlamıştır 12 ve 14 yüzyıllar arasında İtalya'da Fransızca düzyazı ve koşukla yazılmış romanslar okunmuş ve klasik metinlerden uyarlamalar yapılmıştır Böylece 13 yüzyılda bir Fransız-İtalyan edebiyatı gelişmiştir İtalyanlar Fransız öykülerini çoğu zaman uyarlayarak ve bunlara çeşitli eklemeler yaparak kaleme almışlardır Bu edebiyatta Fransızca kullanılmakla birlikte, yazarlar yapıtlarına yer yer kendi lehçelerinin özelliklerini de katmışlardır


Aynı dönemde Fransa'daki Provence yöresinde yazılan lirik şiirler İtalya'da da yaygınlaştı 1208-50 arasında Sicilya'yı yöneten Kutsal Roma-Germen İmparatoru II Friedrich'in sarayında, Sicilya Okulu olarak adlandırılan bir grup şair Provence şiir biçimleri ve konularını örnek alarak yerel dilde şiirler yazdı II Friedrich'in ölümünden sonra kültürel merkez Toskana oldu Burada Guittone d'Arezzo ve onu izleyen şairler Sicilya Okulu tarzı şiirler yazdılar Ne var ki, daha içten bir dille aşk şiirleri yazan ve dölce stil nuovo (tatlı yeni üslup) şairleri olarak adlandırılan yeni bir grup oluştu Bolognalı Guido Guinizelli' nin başlattığı bu yeni akımın öbür önemli temsilcileri arasında Guido Cavalcanti, Dante Alighieri ve Cino da Pistoia sayılabilir Bu şairler İtalyan edebiyat dilinin gelişimini başlattılar Öte yandan, Rustico di Filippo ve Cecco Angiolieri gibi bazı şairler de aynı dönemde bu ciddi aşk şiiri geleneğinin tam karşıtı olan ve aşk konusunu komik ve kaba bir dille işleyen şiirler yazdılar

Assisili Aziz Francesco'nun ölçülü düzyazıyla Umbria lehçesinde kaleme aldığı Canti-co di frate sole (yaklaşık 1225; "Güneş İlahisi"), İtalyan şiirinin en eski örneklerinden biridir Bu yüzyılda din, felsefe, hukuk, siyaset ve bilim konulu metinlerde hâlâ Latince kullanılmakla birlikte, yerel dille yazılmış düzyazı edebiyatı da başlamıştı

14 Yüzyıl


Bu dönemde ortaya koyulan İtalyan edebiyatı örnekleri birkaç yüzyıl boyunca Avrupa'yı etkiledi ve Rönesans'ın başlangıcı sayıldı Dante, Petrarca ve Boccacio adlı üç büyük yazarın yaşadıkları dönemde kazandıkları ün günümüze kadar sürdü
Dante'nin Toskana lehçesiyle kaleme aldığı ve cennet ile cehenneme yapılan bir yolculuğu anlattığı uzun şiiri İlahi Komedya (La divina commedia; 1310-21), içerdiği karmaşık imgeler, şiirsel zenginlik ve anlam yoğunluğuyla bir başyapıt sayılmaktadır (bak Dante Alig-HIERI) Felsefeden çok edebiyata ilgi duyan ve aynı zamanda bir hümanist olan Petrarca ise ortaçağ felsefesine karşı çıktı ve yapıtlarında klasik Latin yazarlarını örnek aldı (bak PETRARCA, FRANCESCO) Boccacio ise büyük bir edebi değer taşıyan düzyazı yapıtlarında yetkin bir üslup kullandı ve Decameron Hikâyeleri (Decamerone; 1348-53) adlı 100 öykü içeren yapıtıyla Rönesans edebiyatını etkiledi (bak Boccacio, Giovanni)
14 yüzyılın ikinci yarısında edebiyat etkinliklerinin merkezi olarak kalan Floransa'da halka yönelik yapıtlar verildi Boccacio'nun etkisiyle öykü türü canlılık kazandı

Rönesans


15 yüzyılda edebiyat bir önceki yüzyılın coşkunluğunu yitirirken, klasik elyazmalarının bulunması sonucunda, Platon başta olmak üzere Eski Yunan felsefesine büyük bir ilgi doğdu İnsanın evrendeki konumu yeniden değerlendirilerek insanı temel alan yeni bir dünya görüşü benimsenmeye başlandı (bak HÜMANİZM) 15 yüzyılın ilk yansında, yerel dili küçümseyerek Latince ve Yunanca yazmaya özen gösteren birtakım yazarlar klasik metinlerden örnek alarak çok sayıda ama değersiz yapıtlar ortaya koydu Oysa yüzyılın ortalarına doğru edebiyat dili olarak İtalyanca Latince'nin yerini almaya başladı


Toskana lehçesinin Latince kadar önemli olduğunu savunan hümanist Leon Battista Alberti, Flo-ransa'nın kültürel önderliğini sürdürmesine katkıda bulunurken, Venedikli Pietro Bembo da İtalyanca'daki ilk dilbilgisi kitaplarından birini yazdı Ludovico Ariosto, Niccolo Machiavelli ve Francesco Guicciardini hümanist edebiyatın önde gelen adları arasındadır Ariosto en çok Orlando furioso (1517; "Çılgın Orlando") adlı epik şiiriyle anımsanırken, Machiavelli ile Guicciardini tarih ve siyaset konulu yapıtlarında yerel dili kullanarak Toskana lehçesinin yerini sağlamlaştırdılar Mac-hiavelli'nin Hükümdar (II Principe; 1513) adlı yapıtı hükümdarların nasıl başa geçtikleri ve ülkelerini nasıl yönettikleri gibi konuları ele alır (bak Machiavelli, Niccolo)

İtalyan Rönesans'ının son büyük şairi Tor-quato Tasso'nun Gerusalemme liberata (1581; "Kurtarılmış Kudüs") adlı klasik destan tarzındaki yapıtı Rönesans'ın en önemli ürünlerinden biridir
16 yüzyılda lirik şiirde Petrarca'nın etkileri sürerken, tiyatro dalında Yunan ve Roma tiyatrosunu örnek alan oyunlar yazıldı Gian Giorgia Trissino'nun Sofonisba (1524) adlı oyunu yerel dille yazılan ilk trajedi oldu Trajedilerden daha üstün sanatsal değer taşıyan komediler ise çağdaş Avrupa tiyatrosunun başlangıcını oluşturdu Bu türde yazanlar arasında Ariosto, Machiavelli, Pietro Aretino ve Giordano Bruno sayılabilir

17 ve 18 Yüzyıllar

Bir gerileme dönemi olarak nitelendirilen 17 yüzyılda yazarlar abartılı ve gösterişli üslup oyunlarıyla, duygudan yoksun yapıtlar ortaya koydular Bu dönem İtalyan edebiyatının başlıca temsilcisi, abartılı birçok söz sanatıyla yüklü lirik şiirleriyle tanınan Giambattista Marino'dur Gene bir şair olan Tommaso Campanella ise Güneş Ülkesi (La Citta del Sole; 1602) adlı yapıtında düşsel bir din devleti çizdi Ünlü bilim adamı Galilei'nin yazıları ise bilim dilinde de Latince'nin yerini İtalyanca'nın almasını sağladı

Müzikli oyunların ve operanın gelişmesi üzerine birçok şair opera besteleri için söz yazmaya başladı Tiyatro türünde asıl önemli gelişmeler ise 18 yüzyılda gerçekleşti Vitto-rio Alfieri klasik ve kutsal konulu trajedileriy-le Rönesans'ın yurtseverlik anlayışına canlılık verirken, Carlo Goldoni ince bir güldürü anlayışına dayanan modern gelenek ve karakter komedisini kurdu Goldoni'nin Otelci Güzeli (La Löcandiera; 1753) adlı komedisi günümüzde bile geçerli olan düşünceler içeriyordu


19 Yüzyıl


İtalya'da Romantizm Akımı, ulusal kurtuluş hareketine paralel bir gelişim gösterdi Bu dönemde ortaya koyulan yapıtların çoğu bu hareketin yarattığı yurtsever duygusallığı yansıtıyordu Ugo Foscolo'nun yapıtlarında tutkulu bir duygusallıkla biçimsel yetkinlik birleşti İtalyan Romantizm'inin önde gelen temsilcisi ise Alessando Manzoni'ydi Şiir ve öykü türünde yapıtlar veren Manzoni'nin en ünlü yapıtı Nişanlılar (I promessi sposi; 1825-27) 17 yüzyılda Milano'da geçen ve yurtseverliğe değinen tarihsel bir romandır Dönemin öbür önemli temsilcisi ise Giacomo Leopardi'dir Duygusal şiire tepki olarak doğan Gerçekçilik Akımı ise Doğalcılık Akımı'na bağlı Fransız yazarlarının etkisini taşıyordu Yaşamı, özellikle toplumun yoksul kesimlerinin yaşamını olduğu gibi aktarmayı amaçlayan bu akımın ilk kuramsal açıklamasını 1872'de Luigi Ca-puana yaptı (Ayrıca bak DOĞALCILIK; GERÇEKÇİLİK; ROMANTİZM)

Çağdaş Dönem


İtalya'nın siyasal birliğe kavuşmasından sonra siyaset ve edebiyat konulu yazılarıyla tanınan II piacere (1889; "Zevk") adlı romanında üstün insan konusunu ele alan Gabriele d'An-nunzio, yeni toplumun gereksinimlerini karşılayan yazarlardan biriydi Bu arada Benedet-to Croce de yayımladığı La Critica adlı dergide çıkan yazılarıyla ve 70'ten fazla kitabıyla edebiyat eleştirisi alanında ün kazandı Poesia adlı derginin editörü olan Filippo Tommaso Marinetti ise, geleneksel sanat anlayışına şiddetle karşı çıkan Gelecekçilik Akımı'nı başlattı

I Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden geleneksel sanat anlayışı egemen oldu Bu dönemde İtalya'daki faşist yönetimin engelleyici etkisiyle yaratıcılık da durakladı Gene de, bazı yazarlar bu olumsuz koşulları aşarak özgün yapıtlar vermeyi başardı Bunlar arasında Zeno'nun Bilinci {Coscienza di Zeno; 1923) adlı yapıtıyla Italo Svevo ve Fontamara (1930) ile Ignazio Silone sayılabilir

Luigi Pirandello ise başlangıçta iletişim kopukluğu, delilik ve akıllılık arasındaki sınır, görünüş ile gerçeklik arasındaki ayrım gibi kavramları ele aldığı öykülerinden sonra, Altı Şahıs Yazarını Arıyor (Sei personaggi in cerca d'autore; 1921) ve IV Hanri (Enrico IV; 1922) gibi birçok oyununda geleneksel oyun kurallarını da değiştirdi
20 yüzyıl başlarında Fransa'daki Simgecilik Akımı'nın etkisiyle sözdizimi kurallarına uymaksızın şiirler yazılmaya başlandı Bu akımın kurucusu Giuseppe Ungaretti'ydi Gene bu anlayışı benimseyenlerden biri olan Eugenio Montale ise 1975'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı

II Dünya Savaşı ise edebiyatta yeniden gerçekçiliğe dönüşü başlattı Bu dönemin ünlü adları arasında İsa Bu Köye Uğramadı (Cristo si e fermato a Eboli; 1945) adlı yapıtın yazan Carlo Levi, Mahalle (II quartiere; 1945) adlı yapıtın yazan Vasco Pratolini ile Ay ve Şenlik Ateşleri (La luna e i falo; 1950) adlı romanın yanı sıra Yaşama Uğraşı (II mestlere de Viviere; 1935-50) başlıklı günlüğüyle tanınan Cesare Pavese sayılabilir Son yıllarda ün kazanan yazarlar arasında Tarih Devam Ediyor'un (La storia; 1974) yazarı Elsa Morante ve Gülün Adı'mn (II nome della rosa; 1981) yazarı Umberto Eco vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

İtalya

Eski 06-25-2010   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

İtalya




İtalya

Avrupa'nın güneyinde, Akdeniz'e uzanmış çizme şeklinde bir yarımada olan İtalya, tarihi abidelerle dolu bir ülkedir 301 bin 323 kilometrekarelik yüzölçümü ve 56 milyon 960 bin kişilik nüfusuyla Almanya, Fransa ve İngiltere'yle beraber Avrupa'nın en büyük dört ulusu içinde yer almaktadır




Sınır komşuları kuzeyde İsviçre, kuzeybatıda Fransa, kuzeydoğuda Slovenya'dır Güneyde ve batıda Akdeniz, doğuda Adriyatik Denizi ile çevrelenmiştir En önemli şehirleri Milan, Cenova, Venedik, Torino, Floransa, Roma, Napoli ve Palermo'dur

Coğrafya



İtalya, sadece çizme şeklinde olan yarımadadan ibaret değildir Sicilya ve Sardinya isimli iki adası da bulunmaktadır Sicilya, İtalya'nın güneyinde, tüm dünyaca bilinen büyük, güzel bir adadır Akdeniz, kuzey kısımları hariç İtalya'yı çevrelemiştir



İtalya'nın kuzeyinde ise komşularıyla sınırını oluşturan Alp sıradağları bulunmaktadır Avrupa'nın en önemli sıradağları olan Alpler dağcılık, yamaç paraşütü gibi doğa sporlarının en önemli merkezlerinden biridir Ülkenin kuzeyinde birçok gölün yanısıra Po Nehri de bulunmaktadır İtalya orman bakımından da oldukça zengindir

İklim



Ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgelerde kış oldukça sert geçer Aralık ve Ocak aylarında bu kesimlerde devamlı kar yağar Güneyde ise kışlar daha ılıktır Yazlar, dağlık bölgeler haricinde çok sıcak geçer İlkbahar ve sonbaharda da yağmurlu günler yaşanır



İtalya'da, bir gün içerisinde, farklı mevsimler yaşanabilir! Milano'da (kuzey) yağmurlu ve sisli bir kış günü geçiyorken, Napoli'de insanlar sıcaktan bunalmış bir halde olabilirler

Nüfus



İtalya 56 milyon 960 bin olan nüfusuyla bir kilometrekarede 191 kişilik nüfus yoğunluğuna sahiptir Üçte birinden fazlası dağlık olan bir ülke için bu oran oldukça yüksektir Yaklaşık 4 milyon kişi başkent Roma'da yaşamaktadır Nüfus açısından diğer büyük şehirlerse Milan, Torino, Venedik, Bolonya ve Napoli'dir Diğer önemli bir şehir ise ünlü kulesiyle Piza'dır



İtalya kültüründe aile ilişkileri çok önemlidir Pek çok geleneksel törenleri ve festivalleri vardir Dünyada eğlence düşkünü uluslardan biri olarak tanınırlar Yerel olarak değişik ağızlarla konuşulsa da resmi dilleri İtalyanca'dır Bazı kuzey sınır bölgelerinde Almanca, Fransa ve İsviçre sınırlarında Fransızca konuşulmaktadır Ayrıca turistik bölgelerinde de Almanca, İngilizce ve Fransızca konuşulmaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla

İtalya tarihi

Eski 06-25-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

İtalya tarihi



İtalya'nın eski çağlarında yaşayan insanlar hakkında, çok az bilgi vardır MÖ 500'lerde İtalya'da dört belirgin medeniyet mevcuttu Kuzeyde Keltler, orta bölgede Etrüskler, iç ve dağlık bölgelerde Romalıların da dahil oldukları birçok kabileler, Napoli'den Sicilya'ya kadar olan bölgelerde de Rum azınlıklar vardı Roma Cumhuriyetinin kuruluş tarihi geleneksel olarak MÖ 595 kabul edilmiştir Bu yıl son Roma kralının sürgün edildiği tarihtir Daha sonra kabileler arasında sürdürülen çatışmalardan faydalanan Roma, bağımsızlığını garanti altına aldı

MÖ 49'da Sezar Galyalılara tam yurttaşlık hakkı verdi Roma İmparatorluğu giderek gelişti Üçüncü yüzyılda bütün yarımadaya hakim oldu Daha sonra aynı yüzyılda barbarların saldırılarına maruz kalan imparatorluk merkezi, Roma'dan Milano'ya taşındı Costantinos zamanında ise merkez İstanbul'a alındı

Galya'yı ve öteki eyaletleri kaybeden Batı Roma İmparatorluğunun elinde yalnız İtalya kaldı Doğu Roma İmparatoru Zenon, Ostrogotları İtalya'yı yönetmekle görevlendirince, dört yıl süren savaşlar sonunda Ostrogotlar İtalya'ya hakim oldular ve Ostrogot kralı İtalya'nın mutlak kralı oldu Bu dönemden sonra Papalık iktidarı gelişti 451 yılında Kuzey İtalya, Avrupa Hunlarının istilasına uğradı Roma istiladan Papa'nın ricaları üzerine kurtuldu ve 6 yüzyılın sonlarına kadar siyasi hakimiyet Papalığın elinde kaldı

774 yılında Napoli, Gueta ve Amalfi, Müslümanların akınlarına maruz kaldı Müslümanlar Sicilya'yı fethetti Şarlman'ın ölümü üzerine derebeylik ve siyasi parçalanmalar oldu Roma İmparatorluğunu yeniden kurmak isteyen Otto (938-1002) başkenti tekrar Roma'ya taşıdı Papalık-İmparatorluk mücadelesi tekrar başladı Papa ile imparatorlar arasındaki savaştan faydalanan kuzey ve orta İtalya şehirleri bağımsızlıklarını ilan ettiler

On ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Cenova, Floransa, Venedik ve Milano gibi şehirler küçük ama, birer güçlü devlet olarak ortaya çıktıktan sonra, İtalya ekonomisine egemen oldular On beşinci yüzyılın başlarında Avrupa'da başlayan Rönesans'ın etkisi İtalya'da görüldü Bu asrın ortalarında İtalya toprakları üzerinde Osmanlı akınları başladı ve Osmanlılar 1480'de Otranto'yu aldılar

1494-1559 yılları arasında İtalya'da siyasi zayıflama ve parçalanma savaşlara yol açtı İtalya, Avrupa hakimiyetini ele geçirmek isteyen Fransa ve Avusturya hanedanının savaş alanı oldu Bu savaş da İtalya'yı büyük ölçüde etkiledi

İtalya'da 17 yüzyıldan sonra gerileme dönemi başladı Napoli Krallığı ve Sicilya güçsüzleşti 1796 yılında Napolyon önderliğindeki Fransızlar, İtalya'yı işgal etti Fransız hakimiyeti 20 yıl gibi kısa bir dönem sürdü Bu dönemde ülke aynı yönetim altında birleşti Kısa bir zaman için kuzeyde İtalya Krallığı kuruldu 1815 yılındaki Viyana kongresinde eski düzen yeniden sağlandığı sıralarda Birleşmiş bir İtalya düşünceleri fikirlerde idi 1866'da Venedik 1870'te Roma'nın katılması ile, İtalya sonunda bir Krallık haline geldi Ancak, anlaşmazlıklar tamamen giderilememiş Kuzey-Güney ve bölgeler arası anlaşmazlık ve çekişmeler devam ediyordu

1882'de Avusturya-Macaristan ve Almanya'nın yanısıra üçlü ittifaka ve 1915'te müttefiklerle birlikte Birinci Dünya Savaşına girdi Uzun mücadelelerden sonra Avusturya toprakları üzerindeki emeline kavuşan İtalya, savaştan sonra yapılan anlaşmalardan memnun olmadı Savaştan siyasi ve ekonomik olarak çok kötü çıkan İtalya'da, diktatör Mussolini 1922'de zorla kendini kabul ettirdi Mussolini 1935-1936'da Etiyopya'yı işgal etti Nazi Almanyası ile ittifaka girdi 1943 yılına kadar Mussolini'nin diktatörlüğü bir baskı ve silahlanma dönemi olarak geçti

İtalya 1940'ta İkinci Dünya Savaşına girdi İtalyanlar bütün cephelerde yenilgiye uğradılar Daha sonra Almanya'ya savaş ilan ettiler İtalya Naziler tarafından işgal edildi Nazilerin teslim olmasından sonra (1945) İtalya savaştan büyük zarar görmüş olarak çıktı

1946 yılında yapılan referandumla, Monarşi ortadan kaldırıldı Yeni bir Demokratik Cumhuriyet kuruldu 1949 yılında NATO'nun kurucu üyesi olan İtalya, 1958'de AET'ye girdi Yaklaşık 30 yıldır çeşitli koalisyonlarla İtalya'yı idare etmiş olan Hıristiyan Demokrat Parti ve İtalyan Sosyalist Parti 1992 seçimlerinde büyük oy kaybına uğradı Aynı senenin Mayıs ayında istifa ile boşalan cumhurbaşkanlığına parlamento Oscar Lugi Scoifaro'yu seçti Ardından yeni bir koalisyon hükumeti kuruldu




1861 yılından beri bir birleşik devlet olan İtalya, bir zamanlar, konuştukları ortak yabancı dil olan italyancayı kullanan insanlar sayesinde yarımadada ortaya çıkan coğrafik bir terimdi
Tarih boyunca, Etrüsk, Yunan ve Latin uygarlıklarının yeşerdiği yer bugün İtalya olarak tanımlanmaktadır Daha sonraları Roma'lılar tarafından ele geçirilecek olan Orta İtalya'da Etrüskler büyük bir İmparatorluk kuraken, MÖ 8 yüzyılda Yunanlılar, Sicilya ve Güney İtalya'da kolonilerini kurmaya başlamıştır Efsanelere gore Roma kenti MÖ 753 yılında kurulmuş, yapılan sürekli savaşlar sonucunda sınırlarını İngiltere'den Sahara Çölüne ve İspanya'dan Kafkaslara kadar yaymışlardır


5 Yüzyılda İtalya yabancılara boyun eğer (Barbar İstilaları) Roma'nın Vizigotlar tafından işgal edilmesinin ardından, bir Germen savaşçısı olan Odoacer, kendisini İmparator ilan ederek Batı İmparatorluğuna son verir 800 yılına kadar süren bu Ostrogotlar ve Lombartlar hükümdarlığı, (Carlo Magno) Charlemagne'ın İmparator olarak seçilmesi ve Kutsal Roma İmparatorluğu'nun kurulması ile son bulur

Charlemagne'ın ve onu izleyen Germen Kralların İmparatorluğu kuvvet ve birlik eksikliği duymuşlardır Batı Avrupa ülkelerinin her geçen gün gelişen ulusal rakabetlerinin etkisiyle İtalya, birbirleri ile bir rekabet içerisine giren şehir devletleri tarafından bölünür Bu sırada, Uluslararası arenada büyük bir öneme sahip olan Papalık, yarımadada etkisini göstererek diğer devletler karşısında önemli bir güç durumuna gelir



Bu devletlerin en önemlileri, değişik dönemlerde egemenliğini hissettiren Fransa, İspanya ve Avusturya'dır Merkezi otoritenin eksikliği yarımadanın büyük bir bölümünde bağımsızlık ruhunun gelişmesini teşvik etmiştir Bu sayede, özellikle Rönesans doneminde, endüstri, ticaret, sanat ve öğrenimi dallarında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir
19 Yüzyılla birlikte, özellikle Fransa ile Avusturya arasındaki rekabette büyük bir azalma meydana gelir


Napolyonik rejimin devrilmesi, 1815 Viyana Kongresinden birliğin kurulmasına kadar geçen sure için İtalya'da Avusturya'nın egemenliği sunucunu getirir İtalya Birliği kurulmadan önce en önemlileri Piemonte Krallığı, İki Sicilya Krallığı, ve Papalık Davletleri olmak üzere 11 farklı devlet bulunmaktaydı 1849 yılı başında, kuzeydeki bazı İtalyan devletleri, Piemonte'nin liderliğinde ve Papa'nın şüpheli desteği ile Avusturya boyunduruğuna son verme çabası içine girerler



Bu çaba, sonuçsuz kalmasına rağmen 1859 ve 1866 yıllarında yeni denemeler yapılır Bu sırada İtalya'nın bir bölümünde, büyük Piemonte'li devlet adamı, Cavour tarafından bir kaç devlet ile birlik oluşturularak 1861 yılında İtalya Krallığı kurulur Birlik oluşumu, Roma'nın Piemonteliler tarafından ele geçirilerek başkent ilan edilmesiyle 1861 yılında tamamlanır İtalya Birliği hareketine Cavour dışında büyük vatansever Mazzini ve efsanevi vatansever-asker Garibaldi liderlik etmişlerdir

İtalya, Mussolini'nin 1922'deki Faşist diktatorlüğüne kadar sınırlı monarşi ile yönetilmekteydi I Dünya Savaşının sonunda, İstria ve Trentino sınırların dışında bulunmaktaydı; Trieste, Dalmaçyanın bir bölümü ve Adriyatik Denizindeki bazı adalar Yugoslavya'da imzalanan özel bir barış antlaşmasıyla 1924 yılında İtalyan topraklarına katılmıştır II Dünya Savaşına, 1940 yılında Müttefik Kuvvetleri karşısına alarak Almanya ile birlikte savaşan İtalya, 1943 yılında Almanlar tarafından tamamen işgal edilir Bağımsızlık, 1945 yılında Mussolini'nin İtalyan anti-faşist güçler tarafından öldürülmesi sonucunda elde edilir 1946 yılında bir halk referandumu yapılarak İtalya Cumhuriyeti ilan edilir Bugünkü Devlet Başkanı (Cumhurbaşkanı) Carlo Azelio Ciampi'dir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.