Şengül Şirin
|
Sayısal Bilgisiyar, DIJİTAL BİLGİSAYAR Olarak da Bilinir.
SAYISAL BİLGİSAYAR

Sayısal bilgisayar,DIJİTAL BİLGİSAYAR olarak da bilinir kesikli türden verileri işleyerek problem çözen aygıtların ortak adı Bu tür aygıtlar,ikili sayı sisteminin 0 ve 1 rakamları kullanılarak ifade edilmiş olan sayılar, harfler ve simgeler üzerinde işlem yapar Belleklerinde saklanan program komutları uyarınca 0 ve 1'lerden oluşan verileri sayarak,karşılaştırarak ve işleyerek çalışan sayısal bilgisayarlar üretim süreçlerini denetleyebilir takım tezgahlarının ve başka makinelerin çalışmasına kumanda edebilir ya da yeniden düzenleyebilir dinamik sistemlerin (örn genel hava koşulları yada karmaşık kimyasal tepkimeler) benzetimini ( simülasyon) gerçekleştirebilir,otomobil ve uçakların tasarımında yardımcı görevler üstlenebilir kimi hastalıkların tanısında ve tedavisinde hekime yardımcı olabilir Ayrıca bak bilgisayar programı;örneksel bilgisayar
İŞLEVSEL BÖLÜMLER
Bir sayısal bilgisayarda dört temel işlevsel bölüm bulunur
1-) Girdi -çıktı aygıtları
2-) Ana bellek,
3-) denetim birimi
4-) Aritmetik mantık birimi
Bilgisayarların verilerin ya da komutların işlenmek ya da bellekte saklanmak üzere girilmesi ve işlenmiş verilerin kullanıcıya iletilmesi ,girdi-çıktı aygıtları aracılığıyla sağlanır En çok kullanılan girdi-çıktı aygıtı bir elektronik klavye ile bir katot ışınlı lambadan oluşan video terminalidir Bilgisayara giren veriler ana bellekte saklanır,hemen kullanılmayacak veriler ise yardımcı bellek birimlerinde depolanır ( bak bilgisayar belleği) Denetim birimi program komutlarını bellekten birer birer ve sırayla alır,bunları yorumlar ve aritmetik -mantık biriminin bu komutlar uyarınca gereken işlemleri yapmasını ;girdi-çıktı aygıtlarının çalışma hızı arasında uyum oluşturarak verilerin bilgisayarda uygun biçimde dolaşımını sağlar Aritmetik- ve mantıksal işlemleri gerçekleştirir,günümüz bilgisayarlarında bir işlem için gereken süre,nanosaniye (10-9 sn) kertesindedir Bilgisayarın ana bellek,denetim birimi ve aritmetik -mantık biriminden oluşan bölümü,ana işlem birimi olarak adlandırılır girdi-çıktı aygıtları ile yardımcı bellek birimleri ise çevre donanımını oluşturur
SAYISAL BİLGİSAYARIN GELİŞİMİ
Mekanik,sayısal,hesap makinesi 17 yüzyılda Blaise Pascal ve Gottfried Wilhelm Leibniz tarafından icat edildi İlk gerçek sayısal bilgisayarı tasarımlayan kişi ise İngiliz matematikçi ve mucit Charles Babbage'dır Babbage,çözümleyici makine adını verdiği aygıtı 1830'larda tasarımladı bu aygıt temel aritmetik işlemleri yapabilen ve hesap sonuçlarına göre karar alabilen mekanik bir donanımdı Çözümleyici makine,günümüz sayısal bilgisayarında geçerli olan temel çalışma ilkelerinin birçoğunu içeriyordu Örneğin işlemlerin yapılma sırasını programa uygun olarak belirleyen ve dallanma ,döngü gibi öğeleri de içeren ardışık denetim ile otomatik yazıcılı aritmetik işlem birimi ve bellek birimi öngörülmüştü Çözümleyici makine hiçbir zaman tamamlanamadı Babbage'ın bu makineye ilişkin tasarımı da ,1937'de not defterleri bulununcaya değin unutuldu
İngiliz matematikçi ve mantıkçı George Boole'un 1850 dolaylarında geliştirdiği ve günümüzde Boole cebiri olarak adlandırılan mantık cebirinin ,sayısal bilgisayarların evriminde çok önemli bir yeri vardır Boole cebiri,bilgisayar anahtarlama devrelerinin çözümlenmesi ve tasarımında temel önemde bir araç niteliğindedir
ABD'li matematikçi ve fizikçi John V Atanasoff 1939'da ilk elektromekanik sayısal bilgisayarı gerçekleştirdi 1944'te Howard Aiken ve International Business Macihines Corporation'dan ( IBM) bir grup mühendis,temel öğe olarak elektrik röleleri kullanan bir bilgisayarı gerçekleştirdiler bu aygıt Harvard Mark I olarak adlandırıldı Bundan sonra bilgisayarlar hızlı bir gelişme çizgisi izledi Bilgisayarları bu gelişme çizgisi içinde ve özellikle mantık devrelerinde kullanılan teknoloji göz önünde tutularak,kuşaklara ayırmak gelenekselleşmiştir
Pennsylvania Üniversitesi'nden iki mühendis,J Presper Eckert ve John W Mauchly ilk genel amaçlı,tümüyle elektronik bilgisayarı 1946'da geliştirerek birinci kuşaktan modern bilgisayarlar dönemini başlattılar ENIAC ( Electronic Numerical Ingetgrator And Calculator( Elektronik Sayısal Integral ve Hesap Makinesi) adı verilen bu aygıtın mantık devrelerinde röleler değil elektron lambaları kullanılıyordu bu nedenle ilk bilgisayarlara oranla çok daha yüksek bir işlem hızına erişilmişti Macar asıllı ABD'li matematikçi John von Meumann 1947'de bellekte saklanan program kavramını ortaya koydu Verilerle birlikte program komutlarının da içeriği elektriksel olarak değiştirilebilen bir bellekte saklanması ilkesi ilk kez EDVAC' ta ( Electronic Discrete Variable Automatic Computer ( Kesikli Değişkenli Elektronik Otomatik Bilgisayar ) uygulandı
İkinci bilgisayar kuşağını transistorlu bilgisayarlar oluşturur Transistor 1948'de bulunmuş,ama elektronik aygıtlarda elektron lambalarının yerini alabilmesi için on yıllık bir araştırma -geliştirme dönemi gerekmişti Transistor ,boyutlarının küçüklüğü ,güvenilirliği ve harcadığı enerjinin düşük oluşuyla,elektron lambalarına göre önemli bir gelişmeyi simgeliyordu 1950'lerin sonlarında yapımına başlanan ikinci kuşak bilgisayarlar çokdaha küçük boyutlu,işlem hızı ve yeteneği açısından birinci kuşağa oranla çok üstün makinelerdi
1960'ların sonları ve 1970'ler bilgisayar donanımında büyük atılımların gerçekleştirildiği yıllar oldu En büyük gelişmeyi,yüzlerce transistor,diyot ve direncin küçücük bir silisyum yonga (çip) üzerine sığdırıldığı tümleşik devrelerin gerçekleştirilmesi oluşturdu Devreyi oluşturan öğeler mikroskopik boyutlarda olduğundan ötürü mikrodevre olarak da adlandırılan bu tür devrelerin kullanılmasıyla,hızı,bellek sığası ve güvenilirliği çok yüksek,maliyeti çok düşük üçüncü kuşak bilgisayarlar ortaya çıktı Tümleşik devrelerden yararlanılarak gerçekleştirilen bir bilgisayar türü de büyük bilgisayarlara oranla çok daha küçük boyutlarda olmamakla birlikte,örneğin büyük bir araştırma laboratuvarındaki bütün aygıtları denetleyebilecek kadar güçlü olan minibilgisayarlardır
1970'lerin sonlarında ortaya çıkan geniş ölçekli tümleşim (LSI) tekniğiyle binlerce transistor ve devre öğesinin çok küçük bir alana sığdırılmasına olanak sağlandı Bu tür mikrodevrelerin kullanılmaya başlamasıyla bilgisayar teknolojisinde devrim niteliğinde iki önemli gelişme sağlandı Bunlardan birincisi mikroişlemcilerdir Mikroişlemci,ana işlem birimini oluşturan bütün aritmetik ve mantıksal işlem devreleriyle denetim devrelerinin tek bir yonga üzerine sığdırılmasıyla gerçekleştirilen tümleşik devredir Mikroişlemci kullanılarak yapılan mikrobilgisayarlar taşınabilir bir televizyon alıcısı boyutlarında olmalarına karşın önemli hesaplama yeteneğine sahip makinelerdir Geniş ölçekli tümleşim tekniğinin sağladığı ikinci büyük gelişme,yarıiletken bellekler çok büyük bellek sığalarının çok kısa boyutlara sığdırılmasına olanak sağladı Boyutlarının küçüklüğü ve sığalarının büyüklüğü yanında erişim sürelerinin de küçük olması bu tür belleklerin yalnızca minibilgisayar ve mirobilgisayarlarda değil,ana bilgisayarlarda da yaygın olarak kullanılması sonucunu doğurdu
1980'lerin bilgisayarları genellikle dördüncü kuşak bilgisayarlar olarak adlandırılır ama üçüncü kuşakla dördüncü kuşak arasındaki farklar kesin ve belirgin değildir Bu iki kuşak arasındaki temel ayrım,çok geniş ölçekli tümleşimden ( VLSI) kaynaklanır Bu teknoloji ,mikroişlemci,bellek ve mikroişlemci ile girdi-çıktı aygıtları arasında iletişimi sağlayan arabirimlerde çok yüksek devre yoğunluklarıelde edilmesine olanak tanımıştır Çok geniş ölçekli tümleşimde,örneğin,5 mm2'lik bir silisyum yonga üzerine yüz binlerce transıstor ve devre öğesi sığdırmak olanaklıdır 1980'lerin ilk yıllarında yapımına geçilen mikrobilgisayarların çoğunda ana işlem birimi,belek ve arabirim devrelerinin tümünün tek bir yonga üzerinde yer aldığı tümleşik devreler kullanılıyordu Bu tür bilgisayarların daha da gelişkin türleri,cebe sığacak boyutlarda olmakla birlikte,sanayide kullanılan takım tezgahlarına ya da bir jet uçağına kumanda edebilecek yetenektedirler
Kaynak;AnaBritannica cilt 27 sayfa 218-219 frmsinsi net için derlenmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|