Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayna, aynanın, çeşitleri, tarihi, türklerde

Ayna, Aynanın Tarihi, Türklerde Ayna, Ayna çeşitleri

Eski 04-03-2013   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ayna, Aynanın Tarihi, Türklerde Ayna, Ayna çeşitleri



AYNA

Ayna,dekoratif sanatlarda yansıma yoluyla görüntü veren ve çoğunlukla bir metal çerçeveyle çevrili olan parlatılmış metal parçası ya da arkası sırlanmış cam tabakaAntik Çağda,yansıtıcı olmayan arka yüzlerine desenler oyulmuş,metal hafifçe dışbükey,cilalı diskler kullanılırdıİlk örnekler el aynalarından oluşuyordubütün vücudu yansıtacak kadar büyük olanları ancak İS 1yüzyılda ortaya çıktıKeltlerin Romalılardan aldıkları ve genellikle gümüşten,bazen de cilalı tunçtan yapılmış el aynaları Avrupa'da gittikçe yaygınlaştıOrtaçağda ,yoğun biçimde bezenmiş fildişi ya da değerli metallerden yapılma kılıfları olan ve kadınların kemerlerine astığı taşınabilir aynalar çok gözdeydi

Arkası metal aynalar 12yüzyıl sonunda ve 13yüzyıl başında kullanılmaya başlandıRönesans'a gelindiğinde ise,Nürnberg ve Venedik ayna üretim merkezleri olarak özellikle ün kazanmışlardıUstalıkla pahlandırılmış kenarlarıyla özellikle övgü taplayan Venedik aynaları üstün nitelikleriyle tanınıyorduBaş yargıçların koyduğu sınırlamalara karşın,Venedikli işçiler,sanatlarının sırlarını öteki merkezlere sızdırmaları için yapılan kışkırtmalara kapıldılarve 17yüzyıl ortalarına gelindiğinde ayna üretimi Londra ve Paris'te çok yaygınlaştıGenel olarak aynalar,özellikle de büyük boyutlu çeşitleri çok pahalıydıO dönemde Versailles Sarayının yarattığı hayranlık ,bir ölçüde,geniş salonlarını süsleyen çok sayıdaki aynalarından ileri geliyordu



17yüzyılın sonunda ayna ve çerçevelerinin iç dekorasyondaki önemi artmaya başladıİlk çerçeveler genellikle fildişi,gümüş,abanoz ya da bağadan yapılıyor,ceviz ,zeytin ve sarıkalkım kakmalarla kaplanıyorduAyrıca iğne işi ve boncuk çerçevelerde vardıGrinling Gibbons (1648-1721) gibi ustalar,bütün bir bezeme düzeniyle uyum sağlamak üzere,incelikle oyulmuş ayna çerçeveleri üretiyorlardıKısa bir süre sonra da şömine rafı üstüne ayna koyma adeti yerleştigenellikle rafüstü adını alan bu aynaların ilk örneklerinden birçoğu cam çerçeveler içine alınıyorduBu aynaların bir parçasını oluşturduğu mimari yapı öğesi giderek daha ayrıntılı hale geldiİngiliz Robert ve James Adam kardeşler gibi tasarımcılar ,ocaktan tavana kadar uzanan ve büyük ölçüde aynaların yansıtmalarının etkisine göre biçimlenen şömineler yarattılarAyna çerçeveleri çoğunlukla dönemin genel beğenisini yansıtıyor ve beğenilerdeki farklılışmalara uyum sağlamak için sık sık değiştiriliyorduÇerçeveler genellikle ucuz olduğundan ,aynanın kendisinden daha kolay değiştirilebilmekteydi

18yüzyılın sonlarına doğru aynaların üstündeki oymaların yerini,boyayla yapılan bezemeler aldıÇerçeveler çiçek örgeleri ya da klasik bezemelerle kaplanıyorduAynı dönemde Fransızlar yuvarlak ayna üretimine başladılar
Bazen şamdanların da yer aldığı yeni-klasik bir yaldızlı çerçeveyle çevrili bu aynalar 19yüzyılın önemli bir bölümü boyunca gözde kaldıAyna yapımında ustalığın gelişmesi sonucu 18yüzyılın sonuna doğru dört ayaklı bir çerçeve üstünde duran ve sabit olmayan boy aynaları üretildiAyna,bu ayakların üstüne oturan ve genellikle yatay çubuklarla birbirine bağlanan iki sütun arasında asılıydıBir yuva içinde dönen vidalar yardımıyla eğimi,kurşun ağırlıklarla ve bir makara aracılığıyla da yüksekliği ayarlanabiliyorduAslında giyinirken kullanılan boy aynalarının zaman zaman dekoratif bir işlev kazandıkları da oluyorduGardıroplara aynalı kapaklar yapılmasından sonra ise,yatak odalarında ayaklı ayna bulundurma gereği ortadan kalktı

19yüzyılda ayna üretiminde yeni ve ucuz tekniklerin ortaya çıkması ayna kullanımını önemli ölçüde yaygınlaştırdıAynalar yalnızca gardırop ve büfe gibi mobilyaların bir parçası olmakla kalmayıp,aynı zamanda parlak kesme bezemelerle donatılarak lokanta ve bar gibi genel yerlerin iç dekorasyonunda da çok kullanılmaya başladı

Türklerde saplı el aynaları ile sapsız minder aynaları çok yaygındıÖnceleri ahşap çerçeveli olan bu aynalar daha sonra metal bir çerçeve içine alındıAhşap olanların arkaları ve kenarları genellikle sedef kakmalıydıMetal olanlar ise gümüşten ve tombaktan yapılır ya da altın kaplanırdıArkası kabartmalı olanlara "kabarak ayna" denirdiDeğerli taşlarla bezeli olanları da vardıEl aynaları dikdörtgen ,yuvarlak ya da oval biçimli,minder aynaları ise çoğunlukla yuvarlaktıHer zaman aynaya bakmak iyi sayılmadığından minder aynaları genellikle bezemeli arka yüzleri dışa gelmek üzere duvara asılırdı

Duvar aynaları 18yüzyılda moda olduVenedik Cumhuriyeti tarafından Osmanlı sarayına armağan edilen aynalar İstanbulda'ki Aynalıkavak Kasrı'na yerleştirilmiştir

Kaynak;AnaBritannica cilt 4 sayfa 55 frmsinsinet için derlenmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.