Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
murat, tipi, toktamışoğlu, türk, yorumu, yönetim

Türk Tipi Yönetim- Murat Toktamışoğlu Yorumu

Eski 12-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Tipi Yönetim- Murat Toktamışoğlu Yorumu



TÜRK TİPİ YÖNETİM

MURAT TOKTAMIŞOĞLU
wwwtoktamisoglucom

Hiç düşündünüz mü nasıl bir toplumuz? Çoğu zaman olduğumuz gibi görünmekten daha çok olmak istediğimiz olmamız gerektiğini düşündüğümüz gibi görünmek isteriz ve davranırız Bunun nedeni öz güven eksikliğimizdir Çoğu zaman yetersizliklerimizi saklamaya tartışmamaya ve üstünü örtmeye çalışırız Toplum olarak sanki kendimizden kaçıyoruz

Yabancı toplumların bizi kendilerinden ayırmak için kullandıkları bir söylemi uzun yıllar biz de çok benimsedik ve bunu çoğunlukla birbirimizi aşağılamak için kullandık; “Alla Turca-Alaturka” Alaturka bize özgülüğü Türk’e özgünlüğü ifade eden bir yaşam düşünüş ve davranış şeklini tarif eder İş ve sosyal yaşamımızda alaturkalık karşımıza plansızlık geleceği düşünmeme günü yaşama kolaycılık taklitcilik laubalilik disiplinsizlik rasgelecilik olarak çıkıyor

Fakat değişiyor ve dönüşüyoruz ve artık bizler kendi içimizde bazı şeyleri tanımlar ve sıfatlandırırken bizim dışımızda geri kalmışlığı alaturkalık olarak tanımlıyor ve başkalarını küçümsüyoruz Sosyal yaşamımızda alaturkalık hızla yerini modern düşünüş ve davranışa bırakıyor İş yaşamımızda da aynı değişim ve dönüşüm sözkonusu fakat hızı yeterli değil

Daha hızlı ve daha etkin bir değişime ve dönüşüme ihtiyacımız var Genel olarak “Türk Tipi Yönetim”in ve yöneticilerin olumsuz sayılabilecek özelliklerine baktığım zaman şunları görüyorum:

-Hızlı başlayıp daha sonra işi yavaşlatma eğilimindeyiz
-Statükocuyuz yeniliğe dirençliyiz Değişimi sevmiyor çekiniyor hatta korkuyoruz
-Amaç ve hedeflerimiz net değil ya da yok
-Eleştirilmeyi hiç sevmiyor fakat sık sık olumsuz şekilde yapıyoruz
-Kısa vadeli çözüm ve yaklaşımları tercih ediyor bu uygulama ile uzun vadeli daha büyük sorunlar yaratıyoruz
-Teorik düşünmeyi sevmiyor teoriden yola çıkmayan pratik yaklaşımlarla işin kolayına kaçıyoruz
-Uzmanlıktan çok çevredekilere göre karar alıyoruz
Merkeziyetçi ve mevzuatçıyız
-Çekingeniz İletişimden anladığımız sadece konuşmak dinlemeyi bilmiyoruz -Anlaşılamayanın yanlış anlaşılanın hep biz olduğumuzu ve karşımızdakilerin bizi anlamadıklarını düşünüyoruz
-Kolay vazgeçiyoruz
-Çekişmeyi itişip kakışmayı seviyoruz
-Sorgulayıcı değil pasifist davranıyoruz
-Kurallara göre oynamak yerine kuralları kendimize uydurmaya çalışıyoruz
-İlke ve değerlere önem vermeden tutarsızlığı benimsiyoruz
-İşbirliğine çok açık değiliz Birbirimizi başkalarının başarısını çekemiyoruz
-Söylemiyor söyleniyoruz; dedikodu yapmayı seviyoruz
-Araçlarla amaçlarımızı birbirine karıştırıyoruz
-Duygusal bir toplumuz fakat duygularımızı yönetemiyoruz
-“Biz” yerine “Ben”leri daha öne çıkarıyoruz
-“Nasıl olur?” sorusu yerine “Neden olmaz?” sorusuna cevaplar arıyoruz
- Bilgiyi saklıyor paylaşmıyoruz
-Unvanımıza makamımız güç katmak yerine onun gücünün arkasına saklanıyoruz
- Unvana pozisyona rütbeye diplomaya çok önem veriyoruz
- Hatalara karşı savunmacı bir yaklaşım içinde direnç gösteriyoruz
- Öğrenmeyi okulla sınırlı görüyoruz
- Zamanımızı organize edemiyor organize olamıyoruz
- Takip ve taklit etmeyi çoğunlukla edilmeye tercih ediyoruz
- Kişiliklerle işi birbirinden ayrılmaz bir parça olarak görüyoruz
- Öz güven eksikliğimiz var Hatalarda sorumlu arıyor mutlaka birini buluyor ve kelleleri uçuruyoruz
- Yaratıcı düşünceyi yeterince desteklemiyor olanak yaratmıyoruz
Olumludan çok olumsuzluklara odaklanıyoruz
-Katılımcılık ve paylaşımcılık yönümüz gelişmemiş Gruplaşma ve hizipleşme yaygın -“Takım Çalışması” yerine “Birtakım Çalışmalar” ve “Takım Çatışması” yapıyoruz
-Stratejik düşünmeyi bilmiyor günü kurtarmaya çalışıyoruz
-Mazeret ve bahane üretmede üstümüze yok
-Planlı ve sistemli çalışmaya alışık değiliz yönteme inanmıyoruz
-Yaşadıklarımızdan ders almayı bilmiyoruz
-Her zaman baş olmayı istiyoruz; “Benim olsun varsın küçük olsun” temel düstürumuz -Farklılık ve çeşitliliğe sıcak bakmıyoruz
-Risk almaktan korkuyoruz
-Başarıya odaklanma ve rotada kalma zayıflığımız var
-Kaderci ve kederciyiz Küçük düşünüyor ve az olanla yetinmeye çalışıyoruz
-Yetkilerimizi devretmeyi sevmiyoruz
-Bırakın lider yetiştirmeyi çevremizde düşünen insan istemiyoruz
-Tepkiseliz Yüzeyseliz; buzdağının altını görmeye çalışmıyoruz
-İnisiyatif kullan(a)mıyor otorite arıyoruz
-Her zaman bizim dışımızda bir kurtarıcı bekliyor başkalarının yönlendirmesine ihtiyaç duyuyor ve bekliyoruz
-Sistemsizliğin sistem haline geldiği yapılar oluşturuyoruz
-Moda trendlere aşırı ilgi gösteriyor herşeyin enflasyonunu oluşturuyoruz
-İleri dönük değil geriye dönük düşünme eğilimi içindeyiz
-Amaç ve hedeflerimiz çok açık değil
-Süreksizlik ve kararsızlık bir parçamız olmuş
-Herşeyi acil kategorisine sokana kadar ilgisiz davranıyoruz
-Sürece ve sisteme değil sonuçlara bakıyoruz
-Önce yapıyor sonra düşünüyoruz
-İyiyi hedefliyor fakat sonunda vasatla yetiniyoruz
-Zor yolu değil kolay ve önceden kullanılmış eski yolları seçiyoruz
-Rekabetin bizim için anlamı biz kazanalım onlar kaybetsin
-İyileştirme yerine kökten değişimi savunuyoruz
-Özde değil sözde doğruları söyleriz; Tutarlı değiliz “Benim düşüncem her zaman doğrudur”cuyuz
-Kendi isteklerimizin yapılmasında ısrarcıyız “Dediğimi yap yaptığımı yapma” temel ilkemiz
-Hazır reçetlere önem veriyoruz
-Esnemekte her zaman zorlanıyoruz; Esneklikle ilkesizliği birbirine karıştırıyoruz -Kendimizi küçümser başkalarını büyütürüz
-Bizim dışımızdan gelen fikirleri zor kabulleniyoruz (Yabancılardan gelenler hariç)
-Objektif değil subjektif yaklaşımımız ağır basar
-Kendi bakış açımızı her zaman önde tutarız
- Hiyerarşik ve otoriter yapılara karşı eğilimliyiz

Fakat tüm bunlara rağmen eğer bir şeye karar verirsek ve inanırsak hızla uyguluyor ve hızlı değişiyoruz İstersek müthiş bir esneme yeteneğimiz var Bu bazen ilkesizlik şeklinde de karşımıza çıkıyor
Kazanma ve başarı hırsımız var Uyarlama ve uyum sağlama gücümüz yüksek Değişime direnir fakat çok da hızlı uyum sağlarız En önemlisi de içten ve sıcak yüreklerini kullanmasını bilen bir toplumuz Birliktelik duygumuz yüksek İmece kültürümüz var Batı daha çok aklı ile yönetirken biz yüreklerimizle yönetmeye çalışıyoruz Yapmamız gereken akıl ve yüreğimizi beraber kullanabilme becerimizi geliştirmektir

-Eğitime önem vermeye başladık
-Kişisel gelişime yatırım yapıyoruz
-Olumlu düşünmeye çalışıyoruz
-Planlı çalışmaya çalışıyoruz
-Yaşamımızı kontrol etmeye çalışıyoruz

Türk yöneticilerin geneline baktığımızda eskisi kadar çok yoğun olmasa da hala bir grup yöneticinin kendinden daha iyi olanı yanında barındırmak istemediğini görüyoruz Kendi yerine yönetici lider yetiştiren kişi sayısı yok denecek kadar az “Benden sonra tufan” anlayışı ile yönetiyoruz Gelişmiş ülkelere baktığımızda liderlik özelliklerinin en başında lider yetiştirmenin geldiğini görüyoruz

Türkiye genelinde yöneticiler yetkilerini delege etmekten ve inisiyatif kullanılmasına izin vermekten çekiniyorlar Daha iyi birisinin yerlerini alacağı korkusu yaşanıyor Türk tipi yönetimde yönetici her an yerini kaybetme korkusu yaşıyor ve risk al(a)mıyor inisiyatif kullan(a)mıyor

Temel anlayış “Gelen ağam giden paşam” Eğer özel sektördeyseniz yöneticiden tek beklenen “Kar”dır “Ne olursa olsun kar edelim” Bu da orta ve uzun dönemli stratejik düşünmeyi değişimi ve yeniliği öldürüyor Kar için kısa vadeli alınan karar ve uygulamalar uzun vadeli daha büyük sorunlara yol açıyor ve yöneticiler sonuçta yine başarısız sayılıyor

Türk tipi yönetimin altında yatan da yetiştirilme tarzımız Baskıcı engelleyici kontrol edici çocuk yetiştirme yaklaşımımız iş yaşamımızda da aynı şekilde devam ediyor Çocuğun yerini çalışanlar anne ve babanın yerini müdürler şefler patronlar amirler yöneticiler alıyor

Sonuçta iş “Çalışan dediğin patronunun müdürünün dediğini yapar” noktasına geliyor Ve yönetim şeklimiz çoğu yerde ne yazık ki “Türk Tipi Pedagojik Yönetim” şeklini alıyor Bunun sonucunda da batılı insanlarla bizim aramızda yüzyıllar sonrasında önemli bir düşünüş farkı oluşmuş oluyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.