Prof. Dr. Sinsi
|
İlk Patlayıcı Barut Nerede Geliştirildi?
Barut güherçile, kükürt ve kömür tozundan meydana gelmiş patlayıcı bir maddedir Ateşli silahlarla mermiyi atmak için kullanılır Çok kez, “karabarut” adıyla anılır Barutun çok eski bîr tarihi vardır M Ö 1000 yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş silahı olarak kullanırlardı Gerek Doğu’da, gerekse Batı’da, alev ve ateşten savaşlarda da yararlanılıyordu Özellikle Çin ordusunda, dehşet saçan savaş arabaları vardı ki, bunların görevi çömlek ve güllelerin içindeki ateşi düşman ordusuna atmaktı
Batılılaın, ateşli silahları Doğululardan öğrendikleri sanılıyor Ancak, tarihçi Home-ros’un (M Ö IX yüzyıl) eserlerinde, ateşli silahlar üzerinde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır Peloppones Savaşları’nda (M O 428-424) içlerinde kömür, kükürt ve zift gibi yanıcı maddeler bulunan toprak kapların mancınıklarla atıldığı biliniyor Ne var ki, bu yoldan çıkarılan yangınlar, üzerine toprak atmakla kolaylıkla söndürülebiliyor, büyük bir zarara yol açması önleniyordu
Bunun sonucu olarak, daha etkili yanıcı maddeler aranmaya başlandı Yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden alabilen yanıcı maddeler en iyisiydi Yani, ateşin üstü örtü ise bile, sondürülememeli, alevler çıkmaya devam etmeliydi İşte böylece de, ateşli silahlardan patlayıcı silahlara geçilmiş oldu Bu işte ilk olarak, güherçile kullanıldı Güherçile, beyaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir Kimyasal adı “potasyum azotat”tır
Doğu’da, Çinliler, güherçileyi biliyorlardı Abdullah adında Malaga’lı (İspanya’nın güneyi) bir Arap yazarı (1200 yılları), güherçileden söz ederken, “Çin karı” deyimini kullanmıştır İranlı yazarlar ise, güherçileye “Hint karı” derlerdi Böylece, güherçile, XIII yüzyılın ortalarına doğru Doğu’dan İslam ülkelerine geçti Anlaşıldığına göre, Çinliler barut yapmayı biliyorlardı Ancak, barutu, “maytap” ve “kestane fişeği” dediğimiz biçimde kullanmışlardır Büyük İskender Hindistan’a gittiği sıralarda, barut Hindistan’da da biliniyordu Marco Polo, Çin’e yaptığı uzun gezisinde, Çinli rahiplerin geceleri havada baruttu fişeklerle şenlikler yaptığını görmüştü
Avrupa’da barutu ilk bulanın ise, Friburglu Berthold Schwartz (1318-1384) adında bir Alman rahip ve filozofu olduğu sanılıyor Schwartz, Venediklilerin kullandıkları ilk topları dökmüş, bu toplarla gülleleri uzağa fırlatmak için de, baruttan yararlanmıştı Ancak, kimi tarihçiler de, Avrupa’da barutun icadı şerefini, Roger Bacon (1224-1294) adındaki İngiliz bilginine verirler
Avrupa’da, ateşli silahlarla barut, ilk kez XIII yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır XIV yüzyılda da, barutun topçuluk alanında kullanılması geliştirilmiştir Barutun, bugünkü anlamıyla, ilk olarak İngilizlerle Fransızlar arasındaki Cressy Savaşı’nda (1346) kullanıldığı sanılıyor
Kimya alanındaki ilerlemeler sonucunda, nitrosellüloz ve nitrogliserinin elde edilmesiyle, hafif dumanlı barutlar kullanılmaya başlanmıştır Eskiden, barut çok miktarda duman yaptığı için, ateş eden topun yeri hemen belli oluyor, üstelik, bu, top namlusunün kalın bir is tabakasıyla örtülmesine de yol açıyordu Paul Vieille adındaki Fransız mühendisi (1854-1934) dumansız barutu icat ettikten sonra İse, silahlarda yalnız bu çeşit barut kullanılmaya başlandı (1886) Bundan birkaç yıl sonra da, İsveçli kimyager Alfred Nobel (1833-1896) daha yüksek nitelikte patlayıcı bir madde olan nitrogliserinil barutu keşfetti Zamanla, barut geliştirilerek, değişik silahlarda, istenilen biçimde kullanılabilecek duruma getirildi
Barut Nasıl Elde Edilir?
Barutun karışımında, %70 – 80 potasyum nitrat (NOs), %12-20 odun kömürü, %3-14 de kükürt vardır Bu karışımdaki potasyum nitrat, kömürle kükürtün yanması için gerekli olan oksijeni verir; kükürt de, barutun kolayca tutuşmasını sağlar ve yakılınca çok miktarda gaz çıkartır Barutu meydana getiren maddelerden kömürün yanmasıyla, karbon dioksit (CO2), kükürtün yanmasıyla da, kükürt dioksit (SO2) gazları oluşur Geriye, potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür kalır ki, bunların gazları yüksek bir basınç meydana getirir Bu basınç da, ateşli silahlarda, merminin ileriye fırlatılmasını sağlar
Teknikteki ilerlemelere rağmen, barut, bugün de, pek az bir farkla, eskiden elde edildiği yollardan elde edilir: Karışımı meydana getiren maddeler, önce ayrı ayrı, sonra da bir arada öğütülerek, karıştırılır Bu karışım, basınçla, hamur haline getirilir; sarsıntılı eleklerden geçirilerek, tozundan ayrılır Bu işlemin sonunda, tane halinde barut elde edilmiş olur Bu hamur, borulara basılarak, çubuk halinde barut haline getirilir; buna, “makarna barutu” adı verilir Ayrıca, küp, prizma, vb gibi biçimlerde kaplar kullanılarak, istenilen biçimde barut da elde edilebilir
Bugün, karabarut, şistli killer, kaya tuzları gibi, ötekilere oranla yumuşakça kütlelerin atılmasında kullanılmaktadır Çok duman çıkarttığından, askerlik alanında artık büyük bir önemi kalmamıştır Bugün için, ateşli silahlarda, daha çok “dumansız barut”, daha doğru bir deyişle, “az dumanlı barut” kullanılmaktadır Dumansız barut kolodyum, trinitro gliserin, trinitro tolüen gibi patlayıcı maddelerin karışımıdır
Bugün, bu patlayıcı maddeleri yapabilmek için, çok miktarda potasyum nitrata ihtiyaç vardır Oysa, bu madde, yeryüzünde pek az bulunur Yalnız, Güney Amerika’da, And Dağları’nın denize bakan kıyılarında, kuşların bıraktığı gübreler, bu madde bakımından son derece zengindir O dolaylarda, bu gübreyi temizleyecek kadar bol yağmur da yağmadığı İçin, “guana” adı verilen bu gübreler, uzun süre, bozulmadan kalabilir Bu gübreler, genişliği 3 kilometre, uzunluğu 300 kilometre olan bir alanı kaplamış durumdadır Gübre tabakasının kalınlığı da 1,5 metreyi bulur İşte, bu çevre uzun süre, devletlerin barut yapması için gerekli olan ham maddeyi sağlamıştır
Bütün devletler, Şili’den gübre satın almak zorunda kalmıştır Yalnız Almanya, 1913 yılında, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, bu gübrelerden tam 750 000 ton satın almıştı İngiltere de aynı miktar gübre almış ve bu iki ülke, bu maddelerden yaptıkları barutları birbirlerine karşı kullanmışlardı Ancak, Almanlar, savaş sırasında, havadan aldıkları azotla, potasyum nitrat yapmayı başardılar Böylece, barut yapımı için, Şili’deki gübreler yerine, bitmek tükenmek bilmeyen havadan yararlanılmaya başlandı
|