![]() |
Mecaz Ve Sanat |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mecaz Ve SanatMecaz Ve Sanat Metafor - SanatYapıtı - Sanat Eylemcisi - Mecazın Yapı Taşları Unutmamak gerekir ki metafor ya da mecaz dediğimiz şey, sanatsal ifade, gösterge ya da bilgi objesi olarak nitelediğimiz şeyin belkemiğini oluşturur ![]() ![]() Bu bağlamda, doğrudan ikonografik bir yöntemi benimsememesine rağmen nonfigüratif resmin bile metafor olmaksızın varolabileceğine inanmıyorum ![]() Sanatyapıtına güç veren mecazın sağlamlığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki sanat eylemcisi ne kadar özgür, yalın ve yalansız bir tutumla hayatın içine dalarsa o kadar zenginleşecektir ![]() ![]() ![]() Bir yanda doğa ve bir yanda insan elinden çıkma, kökünü dil düşünce sarmalında bulan ?adlar?, ?kavramlar? ve eşyalar dünyası ve bu iki dünya arasında ?insan? ![]() ![]() ![]() Yaratılması hayatın derinden kavranmasıyla mümkün olan mecaza artık yanılsama diyebiliriz ![]() ![]() Çünkü zıtlıkları ve çatışkıları, aymazlıkları ve budalalıkları böyle bir yol olmaksızın anlatmanın, ifade etmenin, dışa vurmanın, göstermenin imkanı yoktur ![]() Yaşantılanan ve bilişsel düzeyde kavranan her zıtlık ve çatışkı, dilsel-düşünsel yada görsel olsun, beraberinde mecazı, yani paradoksu, yani yanılsamayı ve buna bağlı ve zorunlu olarak soyutlamayı getirecektir ![]() ![]() Olan?ın içindekinin, yani görüngünün ötesindekinin ortaya çıkmasını sağlayacak yeni bir düzenin oluşması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan aklının ve ruhunun yağmalandığı, tüketim aşkının körüklendiği, insan yerine müşteri olmanın önerildiği bir dünyada, mecaz ya da yanılsama, gerçeği sunmanın tek yoludur ![]() İşte tam da bu yolda bulunan, yani sınırların ve sınırlarının farkında olan ya da onu sezinleyen sanat eylemcisinin yükü, taşıyabileceğinden ağırdır ![]() Böyle değerlendirilebilecek bir sanat eylemcisi, artık sıradan bir insan değil, deyim yerindeyse insana özgü olanın ihlal edildiği her yerde, halk yığınlarına bakıp da göremedikleri, duyup da işitemedikleri gerçeklerini, bir biçim bulucusu ve ifade kaşifi olarak, miş gibiyi mecazla aralayıp gerisindeki gerçeği gösteren bir varoluş savaşçısıdır ![]() MECAZI ÖRGÜLEYEN PLASTİK YAPI TAŞLARI Biçim, renk, doku, ışık, hacim, derinlik, vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğası gereği birer kendinde varlık kategorisi olarak var bulunan bu öğeler aynı zamanda sanatsal ifadenin birer aracı olarak görev yapar; sanatsal ifadenin biçime gelmesinde, vücut bulmasında temel yapı taşlarını oluştururlar ![]() Sanatsal ifadeye ister bir anlamın görünür kılınması ya da dışavurumu diyelim, bu yapı taşlarının belli bir mecazı ördüğü, somut algılanabilir bir gerçeklikken, dışavurum ya da ifadenin beden bulmasında (değişip-dönüşerek, azalıp-çoğalarak, daralıp-genişleyerek belli bir yoğunluk kazandıktan sonra) sanat yapıtı dediğimiz bütünü, anlam-ifade-dışavurum metaforu etrafında biçimlendirirler ![]() Bu bakımdan, sıradan günlük yaşantımız içinde aşina olup kanıksadığımız bu öğeler gerçekte sanat yapıtını oluşturan biçimsel-görsel yapının doğadan soyutlanarak oluşturulmuş temel yapıtaşlarıdır ![]() Bir fizik gerçeklik olarak saniyede 300 ![]() ![]() ![]() ![]() Öğelere böyle bakıldığında, artık her bir öğe doğadaki bir gerçeklik olduğu kadar aynı zamanda sanatsal plastik bir olanaktır ![]() |
![]() |
![]() |
|