Prof. Dr. Sinsi
|
Tezkire Nedir
Tezkire Nedir
tezkire hakkında - edebiyat ders notları
Eskiden belli bir meslekte yetişmiş kişilerin yaşama öykülerinin anlatıldığı eserlere verilen genel ad Çoğulu "tezâkir"dir Tezkirenin kelime anlamı "zikredilen, sözü edilen, bahsi geçen" anlamındadır
Tezkireler konularına, kapsadıkları kişilerin mesleklerine göre çeşitli adlarla anılmışlardır: Tezkiretü'l-Şuara (Şairler Tezkiresi), Tezkiretü'l - Hattatin (Hattatlar Tezkiresi), Tezkiretü'l - Evliya (Evliyalar Tezkiresi) gibi
Ayrıca hadika, sefine adı verilmiş "Hadikatü'l-Vüzera", "Sefine-i Mevleviyye" gibi yapıtlar da tezkire niteliği taşırlar
Adlara ya da mahlaslara göre alfabetik olarak düzenlenen tezkirelerde kişilerin yaşam öyküleri kısaca anlatılmış, resmi görevleri ve kazandıkları aşamalar belirtilerek şiirlerinden örnekler verilmiştir
Ali Şir Nevai, Sehi Bey, Âşık Çelebi, Şeyh Galip ve Fatin Efendi önemli tezkire yazarlarıdır
Türk Edebiyatı'nda tezkire yazma geleneğinin temeli Ali Şir Nevaî'nin Mecâlisü'n-Nefâyis adlı eserine dayanır Edebiyatımızdaki ilk tezkire budur
Türk Edebiyatı'nda sırasıyla;
XVI yüzyılda Sehi Bey, Latifî, Âşık Çelebi, Hasan Çelebi, Ahdî ve Beyanî; XVII yüzyılda Sâdıkî, Riyâzî, Fâizî, Rızâ, Yümnî, Asım ve Güftî;
XVIII yüzyılda Mûcib, Safâyî, Sâlim, Beliğ, Safvet, Râmiz;
XIX yüzyılda da Fatin gibi belli başlı tezkire yazarları mevcuttur Bunların dışında da yazılmış çok sayıda tezkire mevcuttur
Tezkire klasik türk edebiyatı şair ve yazarların şiirlerini ve hayatlarını kapsayan edebiyat antolojisi görevi gören bir kitaptır
Anadolu sahasında ilk tezkire Sehi Bey'e ait olup Heşt Behişt (sekiz cennet) ismini taşımaktadır Bunun dışında Latifi tezkiresi, Ahdi'nin Gülşen-üş Şuara isimli tezkireleri de ünlüdür
16 yy'da yaşayan Latifi (1491-1582) şiirleri de bulunmasına rağmen edebiyatımızda tezkiresiyle ünlü bir yazardır Latifi tezkiresinde 310 şaire yer vermiştir Latifi tezkiresinde şair ve sanatçıları objektif olarak değerlendirmiştir Latifi tezkiresi bu yönüyle edebi tenkit örneğidir Latifi'nin 1546'da tamamlayıp Kanuniye sunduğu kendi adıyla anılan tezkiresi, 1896'da Tezkiretü'ş-Şuara adıyla yayınlanmıştır Tezkiretü'ş-Şuara süslü nesir şairidir
Tezkiretü'ş-Şuarâ, Tezkire-i Şuarâ veya Tezkire adlarıyla anılan eserler devrin şairlerinin zaman içinde unutulup gitmelerini önlemek, hatırlanmalarına vesile olmak amacıyla yazılmış eserlerdir İçlerinde en az yüz civarında şair bulunur ve bu yönleriyle şekil olarak günümüzdeki , yazarlar veya şairler sözlüğü gibi eserlere benzerler Konularını şairlerin hayatları, kişilikleri, edebî faaliyetleri ve eserleri oluşturmaktadır Tezkireler (çok ayrıntılı olmamakla beraber) biyografi eserleri olarak da kabul edilebilirler
Tezkirelerde şairlerin hayatı hakkında bilgi verilir, kişilikleri ve eserleri üzerine değerlendirmeler yapılır ve eserlerinden örnekler verilir Bu yönüyle edebî eleştiriler içerdiği söylenebilir Tezkireciler bunu yaparken uslûbun sanatlı ve ahenkli olmasına da özen göstermektedir Öyle ki, bu yönleriyle tezkireler aynı zamanda birer edebî eser niteliği taşımaktadırlar
Şairlerin gerek tezkireye alınışlarında, gerekse eser ve şiirlerinden verilen örneklerin belirlenmesinde tezkirecinin zevk ve tercihi rol oynamaktadır
Tezkireler çağının bir edebiyat ve kültür ürünüdür Yazıldığı çağın sosyal, kültürel, sanatsal ortamını içerir Aynı zamanda günümüz araştırmaları için değerli birer belge ve kaynak durumundadırlar Şair Tezkiresi yazma geleneği XV yüzyılda Çağatay sahasında Ali Şir Nevayî tarafından kaleme alınan Mecalisü'n-Nefâis ile Anadolu sahasında ise Sehi Bey'in yazdığı Heşt Behişt ile başlayarak, asırlarca kesintiye uğramadan devam etmiştir Sehi Bey'in yazdığı Heşt Behişt adlı tezkireyi sırasıyla Latifî' nin kendi adıyla yazdığı Latifî tezkiresi; Ahdî'nin Gülşen-i Şu'ara; Aşık Çelebi'nin Meşa'irü'ş-Şu'ara; Hasan Çelebi'nin Kınalızade Tezkiresi; Beyanî'nin yine kendi adıyla anılan Beyanî Tezkiresi; Riyazî'nin Riyazü'ş-Şu'ara ; Kafzade Faizî'nin Zübdetü'l-Eş'ar ; Rıza'nın Rıza Tezkiresi ; Yümnî'nin Yümnî Tezkiresi ; Asım'ın Zeyl-i Zübdetü'l-Eş'ar; Güftî'nin Teşrifatü'ş-Şu'ara; Mücîb'in kendi adıyla anılan Mücîb Tezkiresi; Safayî'nin yine kendi adıyla anılan Safayî Tezkiresi; Salim'in Salim tezkiresi ; Belîğ'in Nuhbetü'l-Asar li-Zeyli Zübdeti'l-Eş'ar; Ramiz'in Adab-ı Zürefa; Silahdar'ın kendi adıyla anılan Silahdar Tezkiresi; Safvet'in Nuhbetü'l-Asar min Fera'idi'l-Eş'ar; Tevfik'in Mecmu'atü't-Teracim; Es'ad'ın Bağce-i Safa-enduz; Arif Hikmet'in Tezkire'si ve Fatin'in Hatimetü'l-Eş'ar adlı eserleri izler
Cumhuriyet Döneminde bu tezkireler üzerinde bir çok çalışmalar yapılmış, bazı tezkireler basılmıştır Bunlardan bazıları şunlardır:
-Sehi Bey Tezkiresi , Heşt Bihişt, Sehi Bey, Mustafa İsen
-Lâtifi, Tezkiretü'ş-şuarâ ve Tabsıratü'n-nuzamâ, Abdüllatif Çelebi Latifi, 993/1585, Rıdvan Canım
-Tezkiretü'ş-şuara, Kınalızade Hasan Çelebi, 1016/1607 ; İbrahim Kutluk Tezkiretü'ş-şuara, Mustafa b Carullah Beyani ; İbrahim Kutluk Türk Tarih Kurumu, Ankara 1997 Nuhbetü'l Âsâr li-Zeyli Zübdeti'l-Eş'âr, İsmail Beliğ,Abdulkerim Abdulkadiroğlu
-Tezkire-i Şafayi (Nuhbetü'l-aşar min feva'idi'l-eş'ar), Mustafa Şafayi Efendi, Pervin Çapan , Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviye, Esrar Dede, İlhan Genç
-Tezkire-i Mucip , Kudret Altun
-Tezkiretü'ş-Şu'ara Salim Efendi, Mirzazade Salim Mehmed Emin Efendi, 1156/1743 ; Adnan İnce 
Bazı Tezkireler ve Yazarları
Riyazi- Riyazü'ş Şuara(Şairler Tezkiresi)
Faizi- Zübtedü'l-Eşar (Şairler Tezkiresi)
Salim (Mirzade Mehmet Efendi)- Salim Tezkiresi
Aşık Çelebi (Pir Ahmed)- Meşairü'ş Şuara(Şairlerin Duyuları)
Güfti (Ali)- Teşrifatü'ş Şuara
Fatin (Davud)- Haitmetül-Eşar (Fatih Tezkiresi)
Hasan Çelebi- Sakiname
Ahdi- Gülşen-i Şuara
|