Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evi, makale, örneği, şiddetin

Şiddetin Evi - Makale Örneği

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şiddetin Evi - Makale Örneği



İNSANA ÖZGÜ olan bir durumun, şiddet için de geçerli olduğu söylenebilir: Sevildiği yerde yaşamaktan hoşlanır Tabii burada sevginin daha çok marazî bir biçiminden söz ediyoruz Şiddet sevilebilir Çünkü şiddet, üzerinde uygulanan kişi, grup ve toplum üzerinde yıkıcı bir etkiye yol açarken, onu uygulayan üzerinde ?kurucu? bir işlev görür Şöyle de denebilir: Özne, şiddet aracılığıyla kendini kurar, inşa eder Ve bunu gerçekleştirirken, varoluşunu besleyen o marazî sevgiyi kendinde ?kurumlaştırır? O, şiddet aracılığıyla kendini görünür kılarken bir şey daha yapmaktadır: Kendini tarihe dayatıyordur İster yerleşik düzene karşı yıkıcı bir güç olarak, ister yerleşik düzeni muhafaza etmek adına bir yöntem olarak kullanılsın, şiddet, tarih karşısında bir savunma anlamına gelir Çünkü tarih, canlı yürüyüşünü, bir ağırlık olarak attığı, dışarıda bıraktıklarıyla sürdürür; ezilenlerin, mağlupların, yok edilenlerin ?sessizliği? altında

Biliyoruz ki egemen tarih hâlâ egemenlerin tarihidir ve bir miras gibi galipten galibe titizlikle devredilir Bu basit bir tarih anlayışından ibaret değildir: Dünyanın görünümü ve işleyişidir Kesintisiz bir mücadele olarak koyutlanan tarih, galip gelenin ödülüdür Sadece yaşamayı hak etmemiştir, hükmederek yaşamayı hak etmiştir

Walter Benjamin, ?Tarih Kavramı Üzerine? adlı ünlü denemesinde, ?Ezilenlerin geleneği gösteriyor ki, içinde yaşadığımız ?olağanüstü hâl? istisna değil kuraldır? der ve ekler: ?Yirminci yüzyılda bu yaşadıklarımızın ?hâlâ? nasıl mümkün olduğuna şaşmak, felsefî bir bakış değildir Bu şaşkınlık bizi herhangi bir bilgiye de götürmez, tek bir bilgi hariç tabii: Kaynağındaki tarih anlayışının iler tutar tarafı olmadığı?

Günümüzde yaşadıklarımız hiçbir şeyin değişmediğini ispatlıyor: Şiddet, onu ısrarla rasyonel kılan tarihin içinde kendini evinde hissetmektedir

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK ŞİDDET

Şiddetin bir iletişim biçimi de olabileceği iddiasının yadırganacak bir yön taşıdığı söylenebilir Çünkü şiddet, tam da iletişimin imkânsızlaştığına, kendini ifade etmenin, anlamanın ve anlaşmanın boş bir çabaya dönüştüğüne inanıldığı, sözün ?düştüğü? anlarda ya da zaten böyle bir iletişim ortamının hiç de arzu edilmediği baskıcı alanlarda, otoriter rejimlerde yükselir ve emirler-yasaklar içeren tek yönlü bir iletinin sürekliliğinin şiddet aracılığıyla garanti altına alınacağı düşünülür Şiddet ve baskı uygulayanlar, uygulamalara maruz bıraktıklarından bir ?cevap? beklemiyor, olsa olsa itaat anlamında bir suskunluğu umuyor gibidirler Ama eninde sonunda bir cevabın geleceğini de bilirler Bu anlamda her şiddet aynı zamanda bir sorudur da: ?Şimdi ne yapacaksın?? Egemenler için önemli olan, bu cevabın hangi formda ve düzeyde olacağının kendileri tarafından belirlenmesi ve böylece ortaya çıkacak yeni iletişim biçiminin yönetilmesidir Zorba, baskıcı ve şiddet dolu yöntemlerle hazırlanan ve belirli bir topluma, ülkeye veya coğrafyaya dayatılan ?sorular?, cevabın da aynı zarf içinde geri dönmesinin beklendiğini gösterir Hükmedenler, hükmedilmeye razı olmayanlarla ilişki ve iletişimlerini şiddet dili aracılığıyla yöneteceklerdir

Günümüzün önemli düşünürlerinden Slavoj Zizek, soru sorma eyleminin temelinde yatan müstehcenliğe işaret etmişti: ?Soru, ötekindeki, muhatabındaki hangi kerteyi hedeflemektedir? Cevap vermenin mümkün olmadığı, sözlerin kifayet etmediği, öznenin iktidarsızlığı içinde teşhir edildiği noktayı Bir soru, sadece verili bir duruma göndermede bulunsa bile, her zaman özneyi bu durumdan resmen sorumlu tutar, ama sadece olumsuz bir açıdan-yani bu olgu karşısındaki iktidarsızlığından sorumlu tutar?

Soğuk Savaş döneminin, kapitalizmin tartışmasız zaferiyle kapanmasından sonra karşımıza çıkarılan Yeni Dünya Düzeni projesi, projenin plânlayıcısı ve yürütücüsü olan hegemonik güçlerin dünyaya ve özelde İslâm dünyasına yönelttikleri, tam da muhatabının ortaya sürülen olgu karşısındaki iktidarsızlığını teşhir eden türde ve bir anlamda başlarının belâda olduğunu açıkça hissettiren bir soruydu Eşitlik temeline dayanan bir diyalog imkânını ve zeminini hazırlama anlamına gelmeyen, daha çok muhatabını mahk°m eden, Zizek?in teşhis ettiği biçimde müstehcenliğini gizlemeyen bir soru

Yeni Dünya Düzeni projesinin entelektüel ayağını oluşturan, dünyanın halihazırdaki politik ve ekonomik haritası ve gelecekte bu haritanın nasıl şekilleneceği hakkındaki okumalara (Fukuyama?nın ?Tarihin Sonu? ve Huntington?un ?Medeniyetler Çatışması? tezleri) yönelik eleştirilerin ve karşı-okumaların yeterince etkili olamamaları önemli bir handikap olsa da zaten bu siyasî-ekonomik ve askerî projeyi yürütenlerin böylesi bir cevabı hiç de arzulamadıklarını biliyoruz; en azından şimdi O halde şu yargı yanlış olmayacaktır: 11 Eylül, tam da Amerika?nın beklediği cevaptı

O tarihte ABD Başkanı?nın, başlattığını ilan ettiği ?teröre karşı savaş? sürecinin hangi akla hizmet ettiğini, bugün daha iyi görebiliyoruz İşgal edilen ülkeler, bombalanan şehirler, katledilen, sakat bırakılan binlerce masum insan, dehşetle birlikte yaşamaya zorlanan halklar, el konulan zenginlikler ABD ve müttefiklerinin uyguladıkları politikalar, terörü üreten, azmanlaştıran ve küresel çapta daha da yayan şartları çoğaltmaya devam ediyor: Afganistan?daki belirsizlik, işgal edilen Irak?ta halkın onurunu ayaklar altına alacak derecede yapılan uygulamalar (gece baskınlarıyla çocuk-kadın ayırt etmeden sürdürülen tutuklamalar, aşağılamalar ve silahların kesintisiz tehdidi), Filistinlilerin katlanmak zorunda oldukları şartların daha da ağırlaşmasına yol açan İsrail?in insanlığa ve uluslar arası hukuka aykırı eylemlerine göz yumulması, Suriye?ye ve İran?a açıkça yöneltilen tehditler Teröre karşı açıldığı söylenen bir savaşın, insanlık adına üretilen bütün ortak değerleri nasıl budadığına şahit olduk ve oluyoruz Bugün, Başkan Bush?un ağzından çıkan ?barış? gibi bir kelimenin bile bize soğuk terler döktürmesi boşuna değil: Bundan, yeni bir dehşet dalgasının üzerimize gelmekte olduğunu çıkarabiliyoruz çünkü Bütün bu feci görüntülerden şu sonuca varmamız mümkün: Amerika?nın savaşı teröre karşı değil, terörle birlikte yürütülen bir savaş Amerika?nın, dünyanın gelecekteki şekillenişini belirleyecek başat güç olma yönündeki küstahça dayatmalarının terör eylemlerine davetiye çıkarmak anlamı taşıdığı o kadar çok ağızdan söylendi ve yazıldı ki, hâlâ bu politikalardan vazgeçilmemiş olması ve kısa dönemde de farklı bir yönelime dair olumlu mesajların verilmemesi, terörün, Beyaz Saray?daki şahinlerin plânlarında başından beri yer almadığını düşünmeyi zorlaştırıyor Bu, bütün terör eylemlerinin arkasında Amerikan parmağı olduğu şeklinde bir komplo teorisi olarak anlaşılmamalı Vurgulamak istediğimiz, terör eylemlerini sona erdirme noktasında gösterilen samimiyetsizliğin sebebinin, herkes için daha âdil, daha yaşanılır bir dünyanın tahayyül edilebilirliğini imkânsızlaştıran, egemenlerin o tarihi mirası olan ?olağanüstü hâl?in sürekliliğinin önemi göz ardı edilerek anlaşılamayacağıdır

Yeni Dünya Düzeni?nin yol açtığı veya daha da katmerleştirdiği sorunlar, bu olağanüstü hali süreklileştiren koşulları hızla üretiyor Gelişmiş ülkelerin ortaklaşa aldıkları ekonomik kararlar, dünyanın geri kalanı için daha da yoksullaşma ve çağa tutunamama anlamına geliyor Neo-liberalizmin yoğun saldırısı, ?sosyal devlet?in ölümünü çoktan ilan etti bile Şimdi sayıları katlanarak çoğalan işsizler ve evsizler toplumsal hayatın ve hatta bir vatandaşlık hakkı olan siyasî katılımın dışına itilmekteler Göçmenleri bekleyen gelecek, Avrupa?daki ırkçı partilerin gittikçe yükselen oy oranlarına bakılarak tahmin edilebilir Yalnızca bu örnekler bile geniş çaplı sosyal çalkantıların ve bir ?tasfiye? sürecinin uğursuz habercileridir Yeni Dünya Düzeni?nin mimarları, projelerinin dünyanın büyük bir kesimi için hoşnutsuzluk ve umutsuzluk doğurduğu gerçeğine gözlerini kapalı tutmaya devam ediyorlar Terörizm bahanesiyle ve bu olağanüstü halin ?meşrulaştırdığı? bir yöntem olarak dünyaya sundukları tek öneri, güvenlik üzerine kurulu otoriter bir siyasal yönetim, toplumsal yaşam modeli ve küresel çapta bir savaş


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.