06-08-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Bâb (Mirza Seyyit Ali Muhammed-i Şirazi)
Bâb (Mirza Seyyit Ali Muhammed-i Şirazi)
BÂB (Mirza Seyyit Ali Muhammed-i Şirazi), bâbiliğin kurucusu (Şiraz 1819 -Tebriz 1850) Bâbiler tarafından Noktayı ûlâ (ilk nokta) ya da Hazret-i âlâ (yüce hazret) adlarıyla da anılır Küçük yaşta öksüz kalınca, dayısı tarafından yetiştirildi Basra körfezi kıyısındaki Buşehr'e gitti (1838/1839) Orada dinsel konular üzerinde çalışmaya ve düşünmeye başladı Hac için gittiği Kerbela'da, şeyhilik inancının kurucusu sayılan Kâzım Reşti ile tanışarak onun etkisi altında kaldı Bir süre sonra doğum yeri olan Şiraz'a döndü Kâzım Reşti, müritlerini, beklenen mehdiyi bulmaları amacıyla iran'ın her yanına göndermişti Bu müritlerden Molla Hüseyin Büşroye, geldiği Şiraz'da Mirza Seyyit Ali Muhammet ile tanıştı ve ona sorduğu bütün sorulara aldığı yeterli yanıtlar karşısında, onun tanrısal gerçeğe açılan kapı (bâb) olduğu inancına vardı
Mirza Seyyit Ali Muhammet (Bâb), bir gece İçerisinde Molla Hüseyin Büşroye'ye, bâbilerin Bâb'a vahyolunan ilk kitap olarak kabul ettikleri Yusuf suresi ile ilgili Kayyüm ül-esmâ adlı tefsirini yazdırdı (1844) Bu tarihten başlayarak Bâb adıyla anılan Mirza, daha sonra şii molla ve müetehitlere (iran'da bütün şii din bilginlerine verilen ad) karşı eleştiriye, hatta saldırıya geçti Kısa sürede kendisine birçok mürit edindi Müritlerinden en seçkin gördüğü on sekizine hurufat ül-hayat (canlı harfler) adını verdi Hac için Mekke'ye gideceği zaman (1844 sonbaharı), bâbilik inancını yaymaları için bu on sekiz müridini iran'ın çeşitli eyaletlerine gönderdi
Mekke ve Maskat'ta mehdiliğini ilan ettiyse de bundan istediği sonucu elde edemedi 1845'te döndüğü Şiraz'da verdiği vaazlar tepkilere yol açtığı gibi karışıklıklar çıkmasına neden oldu Müritleri, onun emri ile ezana "Ali, nebiden önce Allah'ın soluğudur" cümlesini eklediklerinden, tutuklanarak cezalandırıldılar Durumu yerinde incelemek için iran şahı tarafından Şiraz'a gönderilen görevli de Bâb'ın inançlarına kapılıp onun müridi oldu Bu sıralarda kentte kolera salgını çıktığından Şiraz boşaltıldı ve Bâb İsfahan'a geldi Kentin valisi onu koruması altına aldı
Bu vali ölünce Tahran'a çağrılarak önce Ma-kû, sonra da Çihrik kalelerinde hapsedildi (1848) Bu durum karşısında müritleri iran'da yer yer ayaklanmalar çıkardılar Bâb, sorguya çekilmek bahanesiyle Tebriz'e getirildi ve vezir Taki Han'ın buyruğuyla kurşuna dizilerek cesedi bir çukura atıldı Müritleri, cesedini buradan kaçırarak uzun süre sakladılar Kemikleri sonradan bahailiğin kurucusu Bahaullah' ın buyruğu ile Akkâ'ya götürülüp Carmel dağı eteğine gömüldü ve gömüldüğü yere görkemli bir türbe yaptırıldı
Bâb'ın Kayyum ül-esmâ adlı tefsirinin dışında, inançlarını anlatan ve iran şahına, osmanlı padişahı Abdülmecit'e, Bağdat valisi Necip Paşa'ya yazılan mektuplarından oluşan Elvâh, Kitâb ür-ruh adlı iki yapıtıyla bâbiliğin kutsal kitabı sayılan arapça ve farsça yazılmış Beyân adlı bir yapıtı daha vardır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|