Şengül Şirin
|
Babıali
Babıali
BABIÂLİ (ar bab ve 'ali'den bab-ı alÎ)
1 Osmanlı devletinde sadrazamlık makamına verilen ad (Bk ansikl böl )
—2 Osmanlı devlet dairelerinin bulunduğu bina (Bk ansikl böl Kur tar )
—3 Osmanlı hükümeti
—4 Gazetelerin çıktığı semt adından genelleşerek "basın" anlamında kullanılır: Olayın Babıâli'deki yankıları
—ANSİKL XVIII yy sonlarına kadar Paşa sarayı Babı asafi, Vezir kapısı, Paşa kapısı diye anılan sadrazamlık dairesine Abdülhamit i döneminde (1774-1789) Babıâli denmeye başlandı Zamanla ötekileri unutturan bu terim, yabancılar tarafından "Sublime Porte" biçiminde çevrilerek osmanlı hükümeti anlamında kullanıldı
XVII yy ortalarına kadar sadrazamların resmi bir makamı yoktu Bu konuma yükselenler, genellikle saray yakınlarında bir konak kiralayıp bunun selamlık bölümünü Paşa kapısı olarak kullanırlardı Devlet işleri Topkapı sarayinda Divanı hümayun'da görülürdü Mehmet IV, 1654' te sadrazam olan Derviş Mehmet Paşa' ya Alay köşkü'nün karşı sırasında bulunan ve eski sadrazamlardan Halil Paşa' nın olan konağı verdikten sonra, onun da burasını döşetip Paşa kapısı yapması sonucu ardılı sadrazamlar bu binayı artık resmi makamları olarak kullandılar
Sadrazam Nevşehirli Damat ibrahim Paşa' nın, eşi Fatma Sultan'ın (Ahmet lll'ün kızı) bugünkü Cağaloğlu hamamının yerinde bulunan sarayının bir bölümünü yeniden düzenleyip Paşa kapısı olarak kullanması üzerine Halil Paşa sarayı "eski Paşa kapısı" ve Fatma Sultan sarayı da "ye ni Paşa kapısı" diye anıldı Patrona Halil ayaklanmasından ve Damat ibrahim Paşa'nın öldürülüp Ahmet lll'ün tahttan ln-dirilmesiyle Mahmut l'in cülusundan sonra (1730) Fatma Sultan sarayı terk edilerek Halil Paşa sarayı, yine Paşa kapısı olarak kullanıldı 1739'da yine Paşa kapısı yapılan Fatma Sultan sarayı, kısa süre sonra yandığından, bir kez daha eskisine taşınıldı
Babıâli'nin ilk çalışanları sayılan tevkii (reisülküttap), kethüdayı sadrıâli ve çavuşların çalıştığı daireleri kapsayan yapı 1755'te, daha sonra da çeşitli tarihlerde yandı; bina yeniden yapılıp zamanla son şeklini alana kadar şu konaklar geçici bir süre sadrazamlık makamı olarak kullanıldı: 1755 yangınından sonra Kadırga'da-ki Esma Sultan sarayı; 1808 yangınından sonra Beyazıt'ta Hasan Paşa hanı yakınındaki Reis Mahmut Efendi konağı; 1810 Alemdar Mustafa Paşa olayından sonra Beyazıt'ta Mürekkepçiler kapısıyla Hasan Paşa hanı arasındaki valide kethüdası Yusuf Ağa konağı; 1826 büyük Hoca Paşa yangınından sonra Beyazıt'ta Ağa kapısı; 1838 yangınından sonra Beyazıt'ta bugün Edebiyat ve Fen fakültele rlnin bulunduğu yerdeki Necip Efendi ve ardından Zeynep Hanım konağı 1911 'de Dahiliye nezareti bölümü yandıktan sonra, orta yeri yapılmayan bina iki bölüğe ayrıldı Bugün bir bölüğünde istanbul Vilayeti, ötekindeyse istanbul Defterdarlığı bulunur
Yeniçeri ocağı'nın kaldırılmasından sonra devletin yönetim merkezi durumuna gelen Babıâli'de işler içerde ve dışarda olmak üzere iki yönlü yürütülür ve bu görüşmelere sadrazamın başkanlığında şeyhülislam, kaptanıderya, kethüda, defterdar, reisülküttap efendi ve yüksek rütbeli öteki görevliler katılırdı Bu arada nazırlıkların kurulmasıyla yeni bir kimlik kazanan Babıâli (1826) ayrıca hükümete yardımcı olarak Meclisi vâlâyı ahkâmı adliye ve Dârı şûrayı babıâli gibi iki büyük kurum daha oluşturdu (1830) Abdülme-cit döneminde (1839-1861) özellikle Âli ve Fuat paşaların sadrazamlıkları sırasında padişahın otoritesinin de üstünde bir güç kazanan Babıâli, tüm yönetim yetkisini ve siyasal etkinliği elinde toplayarak içerde ve dışarda Osmanlı imparatorluğu'nu tam anlamıyla temsil etmeye başladı 1835'te devleti yönetecek olanlara ayrıntılı bilgi verilmesi için Mahmut ll'nin bu binada kurduğu Babıâli hocalığı'nda Mustafa Reşit ve Mithat paşalar gibi ünlü devlet adamları yetişti
Abdülhamit II döneminde (1876-1909) yeniden saraya geçen yönetim yetkileri, II Meşrutiyet duyurulup da bu padişah tahttan indirilene kadar böyle kaldı Balkan savaşı sırasında Babıâli'yi basan ittihat ve Terakki cemiyeti üyeleri, harbiye nazırı Nazım Paşa ile Kıbrıslı Tevfik Bey'i öldürüp Kâmil Paşa başkanlığındaki hükümeti düşürdüler ( - Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte tarihe karışan Babıâli'nin bulunduğu bina, önce Büyük millet meclisi hükümetinin istanbul temsilciliğine verildi, sonra da istanbul vilayet konağı oldu
—Basın, istanbul'da basın ve basım yaşamının merkezi Sirkeci'den Cağaloğlu' na kadar uzanan; yayınevlerinin, gazete yönetim yerlerinin, basımevlerlnin, kitab-evlerlnln sıralandığı cadde (şimdiki Ankara caddesi) Osmanlı imparatorluğu'nda hükümet ve sadaretin bulunduğu yapı anlamına kullanılan sözcük, XIX yy 'ın sonlarına doğru, istanbul basını İçin de kullanılan bir terim oldu Türk basını, 1862'de Şlnasi'nin Giritli Cemali Efendi' nin evinde küçük bir basımevi kurarak Tasviri efkâr'ı çıkartmasıyla Babıâli'ye yerleşmeye başladı Bu basımevlni öteki ba-sımevleri izledi Bu dönemden sonra basın ve basım kavramları Babıâli adıyla öz-deşleşti Bu durum, Cumhuriyet'ten sonra da sürdü
Babıâli ile ilgili basın ve edebiyat anıları birçok yapıta konu oldu Ahmet Raslm (Muharrir, şair, edip), Hüseyin Cahit Yalçın (Edebi hatıralar), Hallt Ziya Uşaklıgil (Kırk yıl), Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Gençlik ve edebiyat hatıraları), Necip Fazıl Kısakürek (Babıâli), Hasan izzettin Dinamo (Edebiyat anıları), Yusuf Ziya Ortaç (Bizim yokuş), Rıfat İlgaz (Yokuş yukarı), Zekeriya Sertel (Hatırladıklarım), Sabiha Zekeriya Sertel (Roman gibi), Demirtaş Ceyhun (Babıâli'nin şu son kırk yılı) vb yapıtlarında Babıâli'deki basın yaşamını dile getirdiler
1970'lerden başlayarak birçok basımevi, yayınevi ve kitapçı, kentin başka bölgelerine kaydı
—Kur tar
• Babıâli hademesi, Divanı hümayun'da görülen işlerin Babıâli'ye taşınarak bütün devlet hizmetlerinin oradan yönetilmeye başlanması üzerine görevlilerden sadaret kethüdası, reisülküttap, çavuşbaşı, mektupçu, teşrifatçı, büyük ve küçük tezkireciler, beylikçi, ametçi, divlt-tar, telhisçi, kethüda kâtibi, çavuşlar kâtibi, gedikli kâtibi gibi sadrazam dışında kalan büyük memurlara "Hademei Babıâli" ya da "Hademe-i Babıasafi"dendi
• Babıâli hocası, kalemlerde çalışan genç kâtiplere, özellikle dil, okuma ve yazı dersleri veren düzenli öğretmenlerin unvanı XIX yy 'ın ilk yarısına kadar devlet memurları yalnız arapça ile farsça'yı öğrenmek zorundayken, XIX yy 'ın ikinci yarısından sonra Avrupa dilleri bilen ünlü müderrisler ve bilim adamları da bu göreve atandı
• Babıâli kalemleri, Babıâli ricalinin başkanlığında çalışan daireler, ilk Babıâli kalemleri Tuğrai tevkii, reisülküttap ve daha sonra da sadaret kethüdası dairelerinden oluşurken, Mahmut II döneminde Dârı şûrayı Babıâli, Meclisi valayı ahkâmı adliye ve ardından Tanzimat döneminde kurulan Meclisi âli de bunlara katıldı
• Babıâli kâtipleri, çeşitli kalemlerde çalışan görevliler Bu dairelerin devlet memurları kendi kuruluş yapıları içinde özel olarak yetiştirildiklerinden önce, kâtip adayı adı altında uzun süre çalışırlar ve ancak iyice deneyim kazandıktan sonra kâtipliğe atanırlardı Memurlar her gün, hatta bayramlarda bile Babıâli'ye gelmek zorundaydılar Sadrazamın izniyle nöbetleşe ya da dönüşmeli olarak dışarı çıkabilirlerdi
• Babıâli ricali, buraya bağlı kalem başkanlarının ortak adı Nişancı, reisülküttap, daha sonra sadaret kethüdası ve çavuş ilk Babıâli ricalini oluştururken, Mahmut II döneminde Dârı şûrayı Babıâli ile Meclisi valayı ahkâmı adliye, ardından da Tanzimat döneminde kurulan Meclisi âll'nin Babıâli kalemlerine katılmaları üzerine bu dairelerin başkanları da Babıâli ricalinden sayıldı
• Babıâli tercümanı, kalemin yüksek memurlarından biri olarak görevi, reisülküttap yabancı devlet elçileriyle görüşürken çevirmenlik yapmaktı Bu arada, ametçi de tercümanın anlatımını denetlerdi (-> Kayn )
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|