Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye’Nin Ekonomisini Etkileyen Coğrafi Etmenler Detaylı Konu Anlatımı İçerik
Türkiye’nin Ekonomisini Etkileyen Coğrafi Etmenler
Türkiye’de Ekonomi
Bir bölgede ekonomi, doğal ortamın etkileri altında doğmuş ve gelişmiştir Türkiye’de ekonominin gelişmesini etkileyen coğrafi etmenler şunlardır
Coğrafi Konum
Türkiye enlemine bağlı olarak ılıman kuşakta yer alır 4 mevsim belirgin olarak görülür Bu durum tarımsal ürün çeşitliliğini artırıp, turizm faaliyetlerini çeşitlendirmiştir Kıtalar arasındaki konuma bağlı olarak endüstrileşmiş Batı Avrupa ülkeleriyle petrol üreten Orta Doğu ülkeleri arasında en kısa kara, deniz ve hava ulaşımı Türkiye üzerinden yapılır Bu durum ticari faaliyetleri olumlu etkiler
Yer şekilleri
Türkiye’nin ortalama yüksekliğinin fazla olması, yüzölçümünüm % 60’ını 750 m’nin üstündeki toprakların oluşturması, dağlık bir ülke olması nedeniyle, ekonomik faaliyetler genellikle olumsuz etkilenmiştir Yüksek yerlerde tarımsal faaliyetlerin sınırlanıp, hayvancılık faaliyetlerinin ön plana çıkmasına yol açmıştır Kıyılarında denizel iklimlerin görülmesi alçak kıyı ovalarında ürün çeşidini artırmış, ekonomiyi olumlu etkilemiştir Yüksekliğin fazlalığı ve arazinin dağlık olması ulaşımı yer yer olumsuz etkilemiştir
İklim
Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanan Türkiye’de iklim koşullarının önemi fazladır Tarımsal üretim büyük ölçüde yağışlara bağlıdır Akdeniz ikliminin etkisiyle sıcak ve kurak geçen yaz mevsiminde tarım yapabilmek için sulamaya gereksinim vardır Sulamanın yapılmadığı bölgelerde tarımsal üretim iklim koşullarına bağlı olarak değişir Kışların ılık geçtiği kıyı kesimlerinde don olayları çok enderdir Sıcaklığın çok düşük değerlere indiği iç ve doğu bölgelerde don olayları uzun sürer Buna bağlı olarak tarımsal ürün çeşitliliği ve tarım yapabilme süresi kıyıdan iç kesimlere, batıdan doğuya doğru azalır Kış ılıklığı isteyen ürünler ancak kıyılarda yetiştirilir
Nüfus ve Yerleşme
Genç nüfus oranı fazla olan Türkiye’de hızlı kentleşmeye bağlı olarak kırsal nüfus oranı azalmakta, tarım topraklarının miras yoluyla parçalanıp küçülmesi, makineli tarımın yaygınlaşması ve ileri tarım tekniklerinin uygulanmaya başlaması nedeniyle, artan nüfusun gereksinimini karşılayacak ölçüde tarımda verim artışları olmuştur Genç nüfusun eğitim seviyesinin yükselmesi, tarım dışı sektörlerde çalışan nüfusun artmasına ekonomik faaliyetlerin çeşitlenmesine yol açmıştır
Türkiye’de Tarım
Türkiye’de Tarımı Etkileyen Etmenler
Dağlık ve engebeli arazi yapısı tarım topraklarının dağınık ve küçük olmasına yol açmıştır Bu nedenle, küçük işletmeler şeklinde tarımsal faaliyetler daha yoğundur Topraktan alınan verimin artırılabilmesi için toprağın dinlenmeye bırakılması (nadas) gerekmektedir
Türkiye’de tarımı etkileyen etmenler şunlardır :
Toprak Bakımı ve Islahı
Toprağın sürülmesi, havalandırılması, taşlarından ayıklanması, bataklıkların kurutulması, yabancı otların ayıklanması çalışmalarıdır
Sulama
Tarım yapabilmek için toprağın nemli olması gereklidir Kuraklık görülen bölgelerde sulama ile tarım yapılabilir Sulanan tarım arazilerinde üretim yıllara göre önemli değişmeler göstermez Tarım ürünü çeşitliliği artar
Gübreleme
Topraktaki mineral dengesini korumak, toprağı verimli hale getirmek için gübreleme yapılır Gübrelemenin yapılmadığı yerlerde toprak nadasa bırakılır
Tohum Islahı
Yüksek verimli tohum kullanmak, tarımsal verimi arttırır
Makineleşme
Tarımsal faaliyetlerin kısa sürede tamamlanması toprağın daha iyi işlenmesini sağlar
Pazarlama
Tarım üreticisinin ürününü değerlendirmek, zarar etmesini önlemek için devlet bazı ürünlere taban fiyatı vererek destekleme alımları yapar Ayrıca ürünün depolanması için silolar, hangarlar, depolar kurar
Tarımsal Kuruluşlar
Zirai araştırma enstitüleri, devlet üretme çiftlikleri, Ziraat Bankası, TMO, Türkiye Ziraat Odaları Türkiye’nin çeşitli bölgelerinin tarımsal yapısını ve özelliklerini incelemek, üretici ve tüketiciyi korumak, çiftçiye kredi, fidan sağlamak gibi amaçlarla kurulan kuruluşlardır
Türkiye’de Toprakların Kullanımı
Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı şöyledir:
Ekili dili alan : 174 480 000 dekar
Nadas arazisi : 36 551 000 dekar
Orman : 192 376 000 dekar
Ürün vermeyen : 113 403 000 dekar
Çayır-mera : 123 776 000 dekar
Kullanılmayan alanı : 662 195 000 dekar
Ekili – Dikili Alanların Kullanımı
Ekili – dikili alanların kullanım amacına göre dağılışı şöyledir :
Ekili – Dikili Alanların Coğrafi Dağılımı
Ekili alan (Tarla) 145 178 000 dekar
Dikili Alan (Meyveli ağaç) 23 373 000 dekar
Sebze-çiçek bahçesi (Sera dahil) 5 929 000 dekar
Ekili – Dikili Alanların Ürünlere Göre Dağılımı
Tahıllar % 74
Endüstri bitkileri % 11
Baklagiller % 8
Sebzeler % 5
Yumruklu bitkiler % 2
Türkiye’deki Tarım Bölgeleri
Kıyı ve Yakınındaki Tarım Bölgeleri
Kıyı bölgelerinde iklime bağlı olarak birbirinden farklı üç tarım bölgesi görülür:
Karadeniz Kıyıları : Kış ılıklığına ve bol neme gereksinim duyan çay, fındık, mısır ile tütün, sebze, meyve, keten, kenevir, ayrıca Doğu Karadeniz kıyılarında turunçgil yetişir
Akdeniz ve Kıyı Ege : Akdeniz iklimine uyumlu olan, turunçgiller, zeytin, incir, susam, pamuk, pirinç, turfanda sebzeler, muz, çekirdeksiz üzüm, tütün gibi ürünler yetiştirilir
Marmara : Geçiş iklimi koşullarına bağlı olarak ürün çeşitliliği en fazla olan bölgedir Başlıca ürünleri ayçiçeği, zeytin, tütün, çeşitli sebze ve meyveler, tahıllar, dut ve fındıktır
İç Tarım Bölgeleri :
Yükselti ve denize göre konuma bağlı olarak çeşitlilik gösteren tarım bölgeleridir
Karadeniz Ardı : İç Anadolu ile kıyı arasında geçiş özelliği gösterir Yüksek yerlerinde çavdar, buğday, sulak yerlerde pirinç ve sebze yetiştirilir Hayvancılığın geliştiği, özellikle tiftik keçisinin yoğun olarak yetiştirildiği alandır
İç Anadolu ve Çevresi : Bozkırların geniş yer kaplaması nedeniyle koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvancılık yaygındır Yarı kurak iklim nedeniyle buğday, arpa gibi tahıllar ile fasulye, nohut gibi baklagiller yetiştirilir
Erzurum – Kars Bölümü : Yazların kısa ve serin geçmesi tarımsal faaliyetleri sınırlamıştır Buğday, arpa gibi tahıllar yetiştirilir Yaz yağışlarına bağlı olarak gür otlakların olması büyükbaş hayvancılığı yaygınlaştırmıştır
Doğu Anadolu ve Dağlık Yerler : Tarım alanlarının sınırlı olduğu bu yerlerde hayvancılık ön plana çıkar Tahıl tarımı yapılır Sebze ve meyve üretimi önem taşımaz
Tarımın Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Nüfusun büyük bir bölümü tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlar Ulusal gelirin ¼ ini tarım sektörü karşılar İhracatımızda önemli bir paya sahiptir
Türkiye’deki endüstri tesislerinin büyük bölümü tarımsal maddeleri hammadde olarak kullanır Sanayinin gelişmesinde büyük önem taşır
İhracatımızda fındık, turunçgiller, tahıllar, meyve ve sebzeler, pamuk, tütün, yağ bitkileri, zeytin ve çay gibi tarım ürünleri önemli yer tutar
Türkiye’de Tarım Ürünleri
Tahıllar
Buğday
Yetişme Koşulları : 300 – 400 mm yağış ve bol güneş ister Büyüme dönemi olan ilkbaharda serin ve nemli hava, olgunlaşma ve hasat dönemi olan yaz aylarında ise sıcak ve kurak hava ister Ekiminden sonra kar yağışı ve dondan zarar görmez Yaz kuraklığının erken başlamasıyla üretim miktarı azalır Genellikle sulama yapılmadan yetiştirilir İç Anadolu iklimine uyumludur
Üretim : İklimdeki kararsızlığa bağlı olarak, üretimde yıllara göre dalgalanmalar görülür Ortalama yılda 20 – 24 milyon ton üretim yapılır Türkiye üretiminde ilk sırada % 31’lik payla İç Anadolu bulunur Bu bölgeyi Marmara, Akdeniz, Karadeniz, Ege, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri izler
Arpa
Yetişme Koşulları : Yetişme ve olgunlaşma süresi buğdaya göre daha kısadır Sıcağa ve soğuğa daha çok dayanıklıdır Bu nedenle dağlık yerlerde de yetişebilir Yetişme koşulları buğdaya benzer
Üretim : Yıllık 7 milyon ton olan üretimin % 39’unu İç Anadolu sağlar Tüm bölgelerde tarımı yapılır Yem bitkisi ve bira sanayinin hammaddesi olarak tüketilir
Mısır
Yetişme Koşulları : Bol suya gereksinim duyması ve çapalama gerektirmesi ile diğer tahıllardan ayrılır Olgunlaşma döneminde yüksek sıcaklık ister Karadeniz iklimine uyumludur
Üretim : Yıllık 2 milyon ton olan üretimin yarıdan fazlasını Karadeniz sağlar Türkiye’de en çok üretim yapan iller Samsun, Zonguldak, Bolu, Trabzon, Ordu, Giresun, Sakarya, Kocaeli, Tekirdağ, Balıkesir, Aydın, Manisa, Adana’dır
Çeltik
Yetişme Koşulları : Su dolu tavalarda (çeltiklik) ekimi yapılan, bol suya gereksinim duyan bir tahıldır Olgunlaşma ve hasat dönemine kadar bol su ister Hasat döneminde yüksek sıcaklık ve kuraklığa gereksinim duyar Verim yüksektir Akarsu kıyılarında ve vadi tabanlarında ekimi yapılır
Üretim : Üretim miktarı 125 bin tondur Üretim, tüketimi karşılamadığı için yurtdışından aldığımız önemli bir tahıldır En çok Edirne, Samsun, Çorum, İçel, İzmir, Ankara, Adana, Amasya ve Kastamonu illerinde yetiştirilir
Sebzeler
Baklagiller
Mercimek : Yaz kuraklığına en dayanıklı baklagildir Bu nedenle en yaygın olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tarımı yapılır
Fasulye : Ekim alanı en geniş ve dağınık olan, hemen hemen tüm bölgelerimizde tarımı yapılan bir üründür İç Anadolu’da sulanabilen alanlarda buğday ile nöbetleşe ekilir
Nohut : En fazla İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilen bir üründür Ülkenin gereksinimi karşılandıktan sonra dış satımı da yapılır
Diğer Baklagiller : Bakla, bezelye, böğrülce, fiğ, burçak gibi baklagillerin tarımı tüm bölgelerimizde yapılmaktadır İç bölgelerimizde sulanabilen alanlarda buğday ile nöbetleşe ekilir
Yumrulu Sebzeler
Patates : Ülkemizde tarımı hızlı gelişen bir sebzedir Nüfusumuzun beslenmesinde büyük önem taşır Düşük sıcaklığa dayanıklıdır Üretiminde İç Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgeleri önemli paya sahiptir
Soğan ve Sarımsak : Güney Marmara, Ege ve Orta Karadeniz bölümü ile Akdeniz kıyı ovalarında yaygın tarımı yapılan ürünlerdir Devlet tarafından destekleme alımları yapılmadığından, üretim miktarları yıllara göre farklılık gösterir Yıllık üretimin yaklaşık % 30’u dışarıya satılır
Sera Sebzeciliği : Mevsim dışı sebze yetiştirme etkinliğidir Ülkemizde sera sebzeciliğinin % 90’ı Akdeniz ile güneybatı kıyılarımızda yapılmaktadır Özellikle ilkbahar ve yaz sebzeleri seralarda yetiştirilir Akdeniz ve Ege kıyılarında kışların ılık geçmesi ve kısa sürmesi seracılığı yaygınlaştırmıştır
Türkiye’de Sebzecilik
Türkiye’de iklimin çeşitlilik göstermesi sebze çeşitliliğine neden olmuştur Ekili dikili alanların yaklaşık % 5’i sebzelere ayrılmıştır Ekim alanı dar olmasına karşın verim ve elde edilen gelir yüksektir Karadeniz Bölgesi’nde güneşlenme süresinin azlığı, Doğu Anadolu’da yaz mevsiminin kısa ve serin geçmesi, İç Anadolu’da yaz kuraklığının belirgin ve sulamanın yetersiz olması sebze tarımını olumsuz yönde etkiler
Meyveler
Fındık
Yetişme Koşulları : Humuslu toprak, nemli iklim ve kış ılıklığı ister Sis ve don olayından olumsuz etkilenir Karadeniz kıyı şeridinde 750 m yüksekliğe kadar yetişebilir
Üretim : Türkiye fındık üretiminin % 100’ünü Karadeniz Bölgesi karşılar Önemli bir ihraç ürünü olan fındık üretiminde Türkiye, Dünya’da ilk sırada yer alır
Üzüm
Yetişme Koşulları : Anadolu’da bağcılık çok eskilere dayanır Çünkü Türkiye’nin iklim özellikleri düşük kış sıcaklığına dayanıklı üzüm bitkisinin yetişmesine çok uygundur Buna bağlı olarak bağlar tüm bölgelerimizde yayılmıştır Ancak yazları nemli ve yağışlı olan Karadeniz Bölgesi kıyı şeridinde bağcılık yapılamaz
Üretim : Ege Bölgesi çekirdeksiz üzüm üretiminde ilk sırada yer almaktadır Ayrıca bu üzümler kuru olarak dış ticarette önemli bir paya sahiptir Bu nedenle bağcılığın en ekonomik ve en önemli olduğu bölgemiz Ege’dir
UYARI : Türkiye, üzüm üretiminde ve dış satımında dünya birincisidir
İncir : Türkiye’nin tüm kıyı şeridinde ve iç bölgelerin alçak vadilerinde incir tarımı yapılabilir İncir, kış ılıklığı isteyen bir üründür Bu nedenle Ege ve Akdeniz bölgelerinde tarımı yaygındır En kaliteli incir Menderes ovalarında yetişir Burada elde edilen incirler kuru olarak yurt dışına satılır Ege Bölgesi’nin incir üretimindeki payı yaklaşık % 82’dir
Turunçgiller (Narenciye) : Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil denir Akdeniz ikliminin özelliklerine uyum göstermesi nedeniyle Akdeniz kıyı kesiminde tarımı yaygındır Düşük kış sıcaklığına ve dona karşı dayanıksızdır Turunçgil üretiminde ilk sırada yer alan Akdeniz Bölgesi’ni Ege Bölgesi izler
UYARI : Rize ve çevresinde kışların ılık geçmesi turunçgil tarımına olanak sağlamıştır
Diğer Meyveler :
Muz : Türkiye’de don olayının görülmediği ve kış sıcaklık ortalamalarının 10° - 12° olduğu dar bir alanda tarımı yapılmaktadır Akdeniz Bölgesi’nde Alanya-Anamur arasındaki kıyı şeridi tek tarım bölgesidir Üretim, ülke gereksiniminin % 20’sini karşılar
Kayısı : Anadolu’nun karsal iklim bölgelerinde, alçak yörelerde tarımı yapılır Kayısı üretiminde Malatya ili önde gelir
Şeftali : Sıcak ve ılıman iklim bölgelerinde tarımı yapılır Güney Marmara ve Ege bölümleri önemli yetişme alanlarıdır
Elma : Türkiye genelinde alçak yörelerle, kıyılara yakın bölgelerde tarımı yaygındır İç Anadolu Bölgesi ile Orta Karadeniz ve Antalya bölümleri kaliteli elma yetiştiriciliğinde ilk sıralarda yer alır
Antep Fıstığı : Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tarımı yapılmaktadır Türkiye, antep fıstığı üretiminin yaklaşık % 75’ini dışarıya satar
Türkiye’de Meyvecilik : Türkiye’de meyve üretim alanları ile meyveciliğin ekonomik önemi giderek artmaktadır Türkiye’de tropikal iklim meyvelerinden, subtropikal ve serin bölgelerin meyvelerine kadar hemen her tür meyve yetiştirilmektedir Üzüm, incir, fındık, antep fıstığı gibi meyveler dış ticaretimiz açısından da önem taşımaktadır
Endüstri Bitkileri
Tarıma dayalı endüstrilerin hammaddesi olan endüstri bitkilerinin üretiminde modern tarım yöntemleri kullanıldığından alınan verim yüksektir Endüstri bitkileri dış satıma da konu olmaktadır Sulanabilen tarım alanları genişledikçe endüstri bitkilerinin ekim alanları da genişlemektedir
Şekerpancarı
Yetiştirme Koşulları : Ilıman iklim bölgelerinde tarımı yaygın olan şekerpancarı nemli toprak ister Kuraklığın belirgin olduğu bölgelerde sulama ile yetişir Olgunlaşma döneminde fazla yağış istemez
UYARI : Şekerpancarı, fazla bekletilmeden işlenmesi gereken bir tarım ürünü olduğundan şeker fabrikaları ile pancar üretim alanları iç içedir
Üretim : Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuraklığın belirgin ve sulamanın yetersiz olması nedeniyle şekerpancarı tarımı yapılamaz Kıyı ovalarında ise ekonomik değeri daha yüksek ürünler yetiştirildiği için şekerpancarı tarımı yapılmaz Belli bir tarım bölgesi olmayan şekerpancarı üretiminde İç Anadolu Bölgesi ilk sırayı alır
Pamuk
Yetişme Koşulları : Dokuma ve tekstil endüstrisinin hammaddesidir Yetişme döneminde bol nem isteyen pamuk, olgunlaşma döneminde yüksek sıcaklık ve kuraklık ister
UYARI : Güneydoğu Anadolu Projesi’nin tamamlanmasıyla bu bölgemizde pamuk ekim alanlarında genişleme, üretimde ise büyük artış olması beklenmektedir
Üretim : Çukurova, Amik Ovası ve Ege önemli üretim alanlarıdır Türkiye, Dünya üretiminde, Çin, B D T , ABD, Hindistan, Brezilya ve Mısır’dan sonra 6 sırayı alır
Tütün
Yetişme Koşulları : Türkiye’nin iklim koşullarına en iyi uyum sağlamış bir endüstri bitkisidir Çimlenme ve büyüme döneminde bol su ister Kıraç arazide yetişen tütünlerin kalitesi yüksektir
Üretim : Türkiye’de tütün üretim alanları devlet denetimi altındadır Önemli bir dış satım ürünü olan tütünün kalitesini bozmamak için İç Anadolu Bölgesi’nde tarımı yapılmaz Tütün üretimi en çok Ege, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde yapılır Dünya üretiminde Türkiye 5 sırada yer almaktadır
Çay
Yetişme Koşulları : 1950’den sonra Türkiye’de çay tarımı büyük önem kazanmıştır Ilıman iklim, bol yağış, kireçsiz toprak ve kış ılıklığı isteyen bir bitkidir Çay, fazla bekletilmeden işlenmesi gereken bir üründür
Üretim : Trabzon’dan Gürcistan sınırına kadar olan kıyı şeridi önemli çay tarım bölgesidir Ülkemizde ekim alanı endar olan endüstri bitkisidir
Haşhaş : Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerinde yetişebilen bir bitkidir Belli bir tarım bölgesi yoktur Uyuşturucu elde edilmesinde kullanıldığı için haşhaş üretimi devlet denetimindedir En önemli ekim alanları İç Batı Anadolu ile Göller Yöresi’dir İlaç endüstrisinde kullanılan haşhaş önemli bir dış satım ürünüdür Ayrıca tohumlarından sofralık yağ elde edilir
Diğer Endüstri Bitkileri
Anason : Göller Yöresi’nde ve Menteşe Yöresi’nde tarımı yaygındır Daha çok içki endüstrisinde katkı maddesi olarak kullanılır
Keten-Kenevir : Keten dokumacılıkta, kenevir ise halat, urgan ve çuval yapımında kullanılır Kenevir tohumlarından uyuşturucu elde edildiğinden ekimi devlet denetimindedir Ayrıca keten tohumlarından yağ elde edilmektedir
Şerbetçi Otu : Türkiye için yeni bir tarım ürünüdür Bilecik ve çevresinde tarımı yaygındır Bira üretiminde ve alkollü içkilerde hoş koku ve acımsı tad vermekte kullanılır
Gül : Parfümeri endüstrisinin hammaddesi olan gül tarımı Göller Yöresi’nde yaygındır Yurtdışına satımı yapılan önemli bir üründür Ayrıca gül yağı üretiminin % 70 - % 80’i dışarı satılmaktadır
Yağlı Tohumlular ve Yağ Bitkileri
Ayçiçeği : Alüvyonlu topraklarda ve sıcak ortamlarda yetişir Büyüme döneminde yağış ve sulama isteyen ayçiçeği, olgunlaşma döneminde kuraklıktan etkilenmez Üretimde ilk sırada yer alan Marmara Bölgesi’ni Orta Karadeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri izler
Zeytin : Yağ bitkisi ve sofralık olarak tüketilen zeytin maki bitkisidir Don olayının görülmediği yerlerde yetişir Zeytin üretiminde ilk sırada Ege, 2 sırada Marmara Bölgesi yer alır Ege zeytinleri yağ üretiminde kullanılırken Marmara zeytinleri sofralık olarak kullanılır
Yer Fıstığı : Türkiye’de tarımı 1915’ten sonra başlayan yer fıstığı yaygın olarak Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilir Menteşe Yöresi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de yer yer tarımı yapılmaktadır
Susam : Olgunlaşma için sıcaklık, hasat için kuraklık isteyen bu bitki, Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın olarak yetiştirilir
Soya Fasulyesi : Soya fasulyesinin Türkiye’deki doğal yetişme alanı Doğu ve Orta Karadeniz bölümlerinin kıyı şerididir Akdeniz Bölgesi’nde buğdaydan sonra ikinci ürün olarak yetiştirilmektedir Son yıllarda önem kazanan bir yağ bitkisidir
Türkiye’de Hayvancılık
Türkiye’de Hayvancılığı Etkileyen Etmenler
Hayvancılık tarımsal etkinliklerin bir koludur Tarımla uğraşan nüfus bir yandan toprağı işleyip çeşitli ürünler elde ederken, diğer yandan da hayvan besler Bunların etinden, sütünden, gelirlerinden yararlanılır Engebeliklerin fazla olduğu bölgelerde önemli bir ekonomik etkinlik olarak gelişmiştir Türkiye hayvan sayısı bakımından Dünya’da önemli bir yere sahip olmasına karşın hayvansal ürünlerin üretimi oldukça düşüktür Verim düşüklüğünün nedenleri şunlardır :
Hayvan Soylarının Durumu : Türkiye’de yerli ırkın et ve süt verimleri düşük olduğundan başka ülkelerden getirilen damızlık hayvanlarla melez ırklar üretilmektedir Bu nedenle haralar kurulmuştur Bursa’daki Karacabey ve Eskişehir’deki çifteler haraları en önemlileridir
Otlakların Durumu : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir Otlaklar bozkır ve dağ otlakları diye ikiye ayrılır Bozkır otlakları, yazları sıcak ve kurak geçen yerlerde bulunur Bu tür otlaklarda en çok küçükbaş hayvan beslenir Dağ otlakları, yazları serin geçen bölgelerde bulunur Otlar uzun boylu ve gürdür Bu alanlarda çoğunlukla büyükbaş hayvan beslenmektedir Türkiye’deki otlakların yetersiz olması hayvancılıktaki verimi düşürmektedir
Mera Hayvancılığı
Türkiye’de hayvancılık daha çok mera hayvancılığı şeklinde yapılır Kış aylarında ağıl ve ahırlarda arpa, saman ya da kuru otlarla beslenen hayvanlar yazın meralarda (otlaklarda) otlatılır Bu nedenle mera hayvancılığında doğal koşullara bağlı olan et ve süt verimi düşüktür
Besi ve Ahır Hayvancılığı
Hayvansal ürün verimini artırmak için ahır hayvancılığı (mandıracılık) yaygınlaşmaya başlamıştır Özellikle büyükbaş hayvanlar temiz ve bakımlı ahırlarda modern yöntemlerle beslenir Şekerpancarının küspesi hayvan yemi olarak değerlendirilir Bu nedenle şeker fabrikaları çevresinde ahır hayvancılığı gelişmiştir Marmara Bölgesi’nde besicilik ve mandıracılık daha yaygındır
Hayvancılık Türleri
Küçükbaş Hayvancılık : Koyun, kıl keçisi ve tiftik keçisi bu ad altında toplanır Türkiye’de bozkırların yaygınlığı küçükbaş hayvancılığı zorunlu kılmıştır
Koyun : Türkiye koyun yetiştiriciliğinde Dünya’da 6 sırada yer alır Marmara ve Ege Bölgesi’nde daha çok kıvırcık, İç ve Doğu Anadolu’da mor karaman, İç Batı Anadolu’da dağlıç soyları yetiştirilir Güney Marmara’da devlet üretme çiftliklerinde merinos koyunu yetiştirilmektedir Yünleri ince uzun ve parlak olduğundan yünlü kumaş dokumasına elverişlidir
Kıl Keçisi : Ülkemizin hemen her yerinde kıl keçisi beslenir Keçi hareketli ve çevik bir hayvan olduğundan en yoğun beslenme bölgeleri dağlık ve engebeli alanlardır Ancak ormanlık alanlara zarar verdiği için sayısında azalma görülmektedir
Tiftik Keçisi : Ankara keçisi adıyla da tanınan tiftik keçisi daha çok yünü için yetiştirilir Tiftik önemli bir dış satım ürünüdür Türkiye, tiftik keçisi yetiştiriciliğinde ABD, Güney Afrika, Yeni Zelanda ve Avrupa’dan sonra 5 sırada yer alır
Büyükbaş Hayvancılık :
Sığır : Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilir Özellikle otların gür ve uzun boylu olduğu yerlerde yoğun olarak beslenmektedir Karadeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu’nun kuzey yarısı en önemli sığır yetiştirme alanlarıdır
Manda : Sağılma dönemi ineğe göre daha uzun ve et verimi daha yüksektir Türkiye’nin bol su ve bataklık yerlerinde özellikle Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde yoğun olarak beslenir
Diğerleri : Yük, binek ve koşum hayvanı olarak eşek, at ve katır beslenmektedir Gelişen yol sistemleri ve artan motorlu araçlar nedeniyle sayıları giderek azalmaktadır
Kümes Hayvancılığı
Eti ve yumurtası için beslenen tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kanatlı hayvanlar kümes hayvanları adı altında toplanır Türkiye’de yaygın olarak ekonomik değeri daha yüksek olan tavuk beslenmektedir Ancak ülkemizde modern tavukçuluk henüz yeterince gelişmemiştir Son yıllarda büyük kentlerin çevresinde yoğunlaşan modern tavukçuluğun en yaygın olduğu bölgemiz Marmara’dır
UYARI : Kümes hayvancılığının çoğunlukla kişisel işletmeler biçiminde olması, yem üretiminin yetersiz, kooperatiflerin az olması kümes hayvancılığının gelişimini engellemektedir
Arıcılık
Bal ve balmumu elde etmek amacıyla arı beslenmesi işlemine arıcılık denir Türkiye farklı iklim tiplerinin görüldüğü bir ülke olması nedeniyle zengin ve çeşitlilik gösteren bitki örtüsüne sahiptir Buna bağlı olarak arıcılığa uygun bir ülkedir Hemen her bölgemizde arıcılık yapılmaktadır Kars, Bitlis, Şemdinli, Rize, Ankara, Muğla, Erzurum ve Konya balları yurt çapında ün kazanmıştır
Balıkçılık
Türkiye’nin su ürünleri potansiyeli yüksek olmasına karşın, su ürünleri avcılığı ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip değildir
UYARI : Avlanmanın zararlı yöntemlerle yapılması, denizlerin hızla kirlenmesi, taşıma ve depolama olanaklarının yetersizliği, balıkçılıkla uğraşan nüfusun az olması, açık deniz balıkçılığın gelişmemesi gibi nedenler üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de balıkçılığın gelişmesini engellemektedir
Deniz Balıkçılığı : Türkiye’de daha çok kıy balıkçılığı gelişmiştir Açık denizlerde avlanacak gemi ve filolarımız olmadığından açık deniz balıkçılığı yapılmaz Karadeniz ve Marmara Denizi Türkiye’de balıkçılığın önem kazandığı alanlarıdır Özellikle balıkların göç döneminde boğazlar önemli balık avlama alanlarıdır
İç Sular Balıkçılığı : Göllerde ve akarsularda yapılmaktadır İç sularımız balık bakımından zengin olmasına karşın bu potansiyel değerlendirilememektedir Balıklar dışında iç sularımızdan elde edilen midye, istakoz ve karides gibi su ürünleri de bulunmaktadır
Kültür Balıkçılığı : Kültür balıkçılığı hem kıyılarımızda, hem de iç bölgelerimizin akarsu boylarında ya da temiz kaynak suları sağlanabilen yerlerde yapılmaktadır Bu nedenle balık yetiştirme çiftlikleri kurulur ya da yapay baraj göllerinden yararlanılır
İpek Böcekçiliği : İpek böcekçiliği dut yapraklarına bağlı olarak yapılır Dut ağacı yetişen bölgemizde geleneksel olarak ipek böceği yetiştirilebilir Ancak başta Bursa olmak üzere Güney Marmara Bölümü, Güney Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz kıyı kesimi başlıca doğal yetişme bölgeleridir Türkiye yıllık yaş koza üretiminin yaklaşık % 90’ı Marmara Bölgesi’nden sağlanır
UYARI : I Dünya Savaşı’ndan sonra ipek üretim merkezlerinin tahrip edilmesi, ipeğin karşısına sentetik liflerin çıkması ve bu ekonomik etkinliğin yeterince desteklenmemesi ipek böcekçiliğinin gelişmesini engellemektedir
Hayvancılığın Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Türkiye’de hayvancılık, artan nüfusun beslenmesinde ve endüstri hammaddesi olması açısından önemli bir yer tutar Tarımsal üretimin % 40’ı, ulusal gelirimizin yaklaşık % 20’si hayvancılıktan sağlanmaktadır Dış ticaretimizde hayvancılık % 15’lik bir paya sahiptir
Türkiye’de Ormancılık
Ormanların Dağılışı : Bir ülkenin en değerli doğal kaynaklarından bir de ormanlardır Türkiye’nin yaklaşık % 25’i orman arazilerinden oluşur Buna göre yurdumuz ormanca çok zengin bir ülke değildir Çünkü ülkemizin doğal koşulları ormanların yetişmesine fazla uygun değildir Türkiye orman arazilerinin % 83’ü kıyı bölgelerimizde bulunmaktadır Ormanlık arazinin kıyı bölgelerimizde geniş olması nem ve yağış koşullarının bir sonucudur
Ormanlardan Yararlanma ve Orman Ürünleri : Ormanın en önemli özelliği yenilenebilir ve çoğaltılabilir bir kaynak olmasıdır Ormanlarımızın yıllık verimleri düşüktür Orman ürünlerimizin başında odun hammaddesi gelir Tomruk, kereste, maden direği, tel direği, sanayi odunu, kağıtlık odun, yakacak odun, çıra, reçine, şimşir, defne yaprağı, sığla yağı ormanlardan elde edilen ürünlerdir
Sığla Yağı : Günnük ağacının gövdesinden elde edilen bir sıvıdır Marmaris bölgesindeki ormanlarda bu ağaç yaygın olarak bulunur Sığla yağı yurtdışına sattığımız önemli bir orman ürünüdür
UYARI : Yağışların düzenli ve bol olduğu Karadeniz ve kısmen Marmara Bölgesi ormanları nemli ormanlardır Alt katlarda geniş yapraklı ağaçlar yer alır Ayrıca ormanaltı, bitki örtüsü gürdür Bu nedenle orman yangınları sık görülmez
Ormanların Önemi ve Korunması : Ekonomik değeri büyük olan ormanlar, yer altı ve yerüstü sularının rejimlerini düzenler, erozyonu önler, havayı temizler, bulunduğu bölgenin iklimi üzerinde olumlu etki yapar Türkiye’nin iklim koşulları orman tahriplerini yenecek güçte değildir Bu nedenle ormanlara sistemli bir şekilde bakmak gerekir Orman yangınları ve izinsiz kesimler ormanlarımızın yok olmasına neden olmaktadır Ormanlık alanları koruyabilmek ve genişletebilmek için yeni orman alanlarını yaratmak, orman içi yolları yapmak, insanları ormanların yararları konusunda eğitmek ve bilinçlendirmek gerekir
Ormanların Türkiye Ekonomisindeki Yeri : Çok önemli bir hammadde kaynağı olan ormanlarımızın % 21’, iyi orman, % 27’si oldukça iyi, % 15’i normal baltalıktır Bu nedenle ormanlarımızın ülke ekonomisine katkısı oldukça azdır
Türkiye’de Madenler ve Enerji Kaynakları
Başlıca Maden Çeşitleri
UYARI : Madenlerin oluşumu, çeşidi ve rezervleri arazinin jeolojik yapısına ve oluştuğu jeolojik zamana bağlıdır Türkiye’de 1 zamandan, 4 zamana kadar oluşmuş araziler vardır Volkanik faaliyetlerin sık olduğu 3 zamanda oluşan arazi geniştir Bu nedenle krom, demir, bakır, kurşun, pirit gibi volkanik oluşumlu madenler çoktur
Demir : Demir – çelik endüstrisinin en önemli hammaddesidir Türkiye demir cevheri rezervleri bakımından oldukça zengindir Hemen her bölgemizde demir cevherine rastlanmıştır Ancak bu yataklardan 60 kadarı işletilebilmektedir
Bakır : Tarih öncesi çağlarda insanların ilk kullandığı madenlerden biridir Bakır rezervleri yerkabuğunun volkanik oluşum gösteren bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır Saf bakır üretimi ülke gereksinimini karşılamadığı için dışarıdan saf bakır alınır
Krom : Çok sert, iyi cilalanabilen ve paslanmayan bir madendir Volkanik alanlarda yaygındır Makine ile motor endüstrisinde ve paslanmaz çelik yapımında kullanılan önemli bir madendir Günümüz verilerine göre, Dünya krom üretiminde Türkiye 4 sıradadır Yurtdışına satılan önemli bir madenimizdir
Bor Mineralleri (Boraks) : Kimya endüstrisinin en önemli hammaddesidir Türkiye rezerv bakımından Dünya’da ilk sırada yer alır Ancak üretimi ve dış satımı az olduğundan ekonomiye katkısı da azdır
Kükürt : Yapay gübre üretimi ve tarım ilaçları başta olmak üzere kimya endüstrisinde kullanılır En büyük rezervlerimiz Göller Yöresi’ndedir Üretim, tüketimin az bir bölümünü karşılayamaz Bu nedenle yurtdışından da alınmaktadır
Boksit : Ülkemizin en zengin rezerve sahip olduğu madenlerden biridir Boksit işlendikten sonra alüminyum elde edilir Endüstride demir cevheri ürünlerinden sonra en fazla tüketilen maden durumundadır Özellikle uçak gövdelerinin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır
Volfram (Tungstein) : Uzay ve savaş endüstrisinde kullanılan, az bulunan madendir En zengin rezervler Uludağ’dadır
Manganez : Türkiye’de dağınık yataklar halindedir Saf olarak bulunmaz Üretim tüketimi karşılamadığından dışarıdan satın alınır
Civa : Doğada sıvı halde bulunan tek madendir Tıpta ve fotoğrafçılık alanında kullanılır
Zımpara Taşı : Metamorfik taşlar içinde bulunan, kullanım alanı geniş olan bir madendir En zengin rezervler Ege Bölgesi’ndedir
Tuz : Tad vermek için yemek tuzu ve bakterilerin çoğalmasını önlemek için tuzlama tuzu olarak kullanılır Ancak son yıllarda kimya endüstrisinin önemli bir hammaddesi konumuna gelmiştir Tuz Gölü ve İzmir-Çamaltı, tuz rezervlerinin en fazla olduğu yerlerdir
Enerji Kaynakları
Taşkömürü : Ülkemizin en geniş taşkömürü havzası Batı Karadeniz Bölümü’ndedir Buradaki taşkömürü havzaları I Jeolojik zamanda oluşmuştur Demir – Çelik endüstrisinde enerji kaynağı olarak kullanılan taşkömürü, aynı zamanda kimya endüstrisinin de hammaddesidir Yıllık üretim 4-5 milyon ton dolayındadır Üretim Türkiye’nin gereksinimini karşılayamaz
Linyit : Türkiye’de rezervi en zengin olan enerji kaynağıdır Hemen her bölgemizde az çok linyit yatakları bulunmaktadır Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan’dadır Yıllık net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır Üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır
Petrol : Dünya ekonomisinin en önemli enerji kaynaklarından birincisi durumundadır Ancak Türkiye petrol rezervleri bakımından pek zengin değildir Türkiye’nin önemli petrol yatakları Güneydoğu Anadolu’da bulunmaktadır Türkiye’nin yıllık üretimi 2,5-3 milyon ton dolayındadır Üretilen petrol ülke gereksinmesinin en fazla % 20’sini karşılayabilmektedir Bu nedenle yurtdışından alınanlar arasında petrol ilk sırada yer alır
Doğalgaz : Trakya’da petrol arama amacıyla açılan kuyulardan çıkarılmaktadır Doğalgaz alanlarından diğeri de Güneydoğu Anadolu’da Mardin-Çamurlu’dur Üretim tüketimi karşılayamadığı için dışarıdan alınmaktadır
Jeotermal Enerji : Yerkabuğunun içinde ve daha derinlerde potansiyel enerji birikimi vardır Bu nedenle sıcak olan subuharı sondaj yolu ile yüzeye çıkarılır ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılır Türkiye’nin ilk jeotermal elektrik santrali Denizli-Saraköy’de kurulmuştur
Su gücü : Tükenmez ve yenilenebilir bir enerji kaynağıdır Türkiye su gücü bakımından yaklaşık 400 milyar kwh’lık bir potansiyele sahiptir Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir Türkiye elektrik üretiminin % 45’lik bölümü hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır GAP tamamlandıktan sonra elektrik santrallerin üretiminde su gücünün payı artış gösterecektir
Güneş Enerjisi : Türkiye Güneş enerjisinden yararlanmak için gerekli iklim koşullarına sahiptir Akdeniz ve Ege bölgeleri ile İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Güneş enerjisi değerlendirilmektedir
Nükleer Enerji : Atom enerjisi adı da verilen bu enerjinin kaynakları uranyum ve toryumdur Ancak bu kaynaklardan elektrik enerjisi üretiminde yararlanılmamaktadır
Madenler ve Enerji Kaynaklarının Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Türkiye’nin her bölgesinde çeşitli madenler bulunmaktadır Ancak tüm madenlerimiz yeterince işletilmemektedir Madenlerimizin bir bölümü çok eskiden beri bilinmekte, hatta yabancı şirketler tarafından işletilmekteydi Ancak madenlerimiz hakkında yeterli bilgi yoktu Cumhuriyet döneminde madenlerin teknik ve bilimsel yöntemlerle araştırılması için Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur Çıkarılan madenlerimiz hem iç piyasada değerlendirilmekte hem de yurtdışına satılmaktadır
Türkiye’de Endüstri
Türkiye’de Endüstriyi Etkileyen Etmenler
UYARI : Marmara Bölgesi’nde endüstrinin gelişmesinde ulaşım kolaylığı, sermaye birikiminin fazlalığı, etkili olmuştur
Sermaye : Endüstrinin kurulabilmesi için en gerekli koşullardan biridir Osmanlılar döneminde kapitülasyonların etkisi, cumhuriyetin ilk yıllarında ise birikmiş sermayenin yetersizliği nedeniyle endüstrinin gelişmesi gecikmiştir Günümüzde bir çok endüstri dalında devlet desteği alınmaktadır
Hammadde : Türkiye’de endüstrinin kurulması için gerekli koşullar içinde en elverişli olanıdır Ülkemiz tarımsal ve madensel hammadde bakımından oldukça zengin bir ülkedir Gelişmiş ülkelerde hammadde dış alımı artarken, dış satım azalmaktadır
Enerji : Fabrikalardaki makinelerin çalışması için enerjiye gereksinim vardır Endüstrinin geliştiği ülkelerde ve bölgelerde enerji tüketimi de fazladır Örneğin Marmara, endüstrileşmeye bağlı olarak enerji tüketiminin en fazla olduğu bölgedir
İşgücü : Endüstri alanında çalışacak insan gücü, özelikle nitelikli (kalifiye) işgücü büyük önem taşımaktadır Türkiye işgücü bakımından elverişli durumdadır ancak nitelikli işgücünün az olması önemli bir sorundur Endüstrileşme yeterli olmadığından 1960-1970 yılları arasında birçok Avrupa ülkesine işçi göndermiştir
Ulaşım : Endüstrinin kurulabilesi için en gerekli koşullardan biridir Osmanlılar döneminde kapitülasyonların etkisi, cumhuriyetin ilk yıllarında ise birikmiş sermayenin yetersizliği nedeniyle endüstrinin gelişmesi gecikmiştir Günümüzde bir çok endüstri alanında devlet desteği alınmaktadır
Pazarlama : Endüstri ürünlerinin yurt içinde ya da dışında pazarlanması gerekir Bir malın Pazar bulabilmesindeki en önemli etken ürünün kalitesidir Eğer ürün aranan nitelikte ise alıcı ülkeye olan uzaklık pazarlamada en az etkildir
Türkiye’deki Başlıca Endüstri Kolları
Besin Endüstrisi
Şeker : Türkiye’de 1926’dan sonra gelişme gösteren bir endüstri dalıdır Türkiye’nin hemen her bölgesinde şekerpancarı tarımı yapıldığından fabrika sayısı fazladır
Çay : Çay filizlerinin hemen işlenmesi gerektiğinden Rize başta olmak üzere Doğu Karadeniz’de çay endüstrisi gelişmiştir
Et ve Süt Ürünleri : Hayvancılığın yaygın olduğu yerlerde et ve süte dayalı endüstri gelişmiştir
Konserve : Türkiye’de her an taze sebze ve meyve bulunduğundan konservecilik çok yaygın değildir Güney Marmara’daki kentler başta olmak üzere büyük kentlerin çevresinde konserve endüstrisi gelişmiştir
Bitkisel Yağ : Yağ bitkilerinin bol yetiştiği bölgelerde bitkisel yağ endüstrisi gelişmiştir Ege, Marmara ve Akdeniz bitkisel yağ üretiminde başta gelmektedir
Alkollü İçki : Türkiye’de hem iç hem de dış pazarlara yönelik alkollü içki üretilmektedir İçki üretiminde en önemli hammadde üzümdür
Tütün : Ekimi devletin denetimindedir Bu nedenle hammadde olarak Tekel bünyesindeki fabrikalarda işlenir
Yem : Besi ve ahır hayvancılığı açısından önem taşır Hayvancılığın, özellikle ahır hayvancılığının yaygın olduğu yerlerde yem endüstrisi gelişmektedir
Dokuma, Deri ve Giyim Endüstrisi
UYARI : Bursa ve İstanbul pamuklu, yünlü ve ipekli dokumanın birlikte geliştiği merkezlerdir
Pamuklu, Yünlü ve İpekli Dokuma : Türkiye’de son 30 – 40 yıl içinde dokuma endüstrisi büyük gelişme göstermiştir Ege, Marmara ve Akdeniz bölgeleri pamuklu dokumanın geliştiği önemli merkezlerdir
Halı ve Kilim Dokumacılığı : Küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu yerlerde gelişme göstermiştir Yurtdışına da pazarlanan halı ve kilimlerin ekonomiye katkısı fazladır
Deri ve Giyim : Deri ve kösele işleme endüstrisi ile giyim (konfeksiyon) endüstrisinin en fazla işlediği yer İstanbul ve çevresidir Yurtdışına pazarlanan bu ürünlerin ekonomiye katkısı fazladır
Kimya Endüstrisi
Petro-Kimya : Bu endüstri dalının geç gelişme göstermesinin nedeni hammadde yetersizliğidir Petrol rafinerileri yanında yer alan petro-kimya tesislerinin devreye girmesi plastik, lastik ve sentetik eşya üretimini artırmıştır
Gübre : Bir tarım ülkesi olan Türkiye için yapay gübre büyük önem taşımaktadır Çeşitli yerlerde kurulan gübre fabrikaları dışarıdan gübre alımını azaltmıştır
İlaç ve Boya : Bu endüstri dalı İstanbul ve çevresinde gelişme göstermiştir Bu fabrikalarda dış patentli ilaç üretimi yapılmaktadır
Maden Endüstrisi
Demir-Çelik : Maden endüstrisinin en önemli dalıdır Karabük ve Ereğli demir-çelik fabrikalarının kurulması taşkömürünün varlığına, İskenderun demir-çelik fabrikasının kurulması ise ulaşım kolaylığına bağlıdır
Bakır : Bakır tesisleri hammaddenin bol olduğu yerlerde kurulmuştur
Alüminyum : Alüminyum üretim tesisleri Seydişehir’de hammaddeye yakınlık nedeniyle kurulmuştur
Krom : Doğu Anadolu’nun kromları Elazığ’da, Fethiye-Köyceğiz kromları ise Antalya’da işlenmektedir
Boraks : İç Anadolu, Ege ve Marmara’dan çıkarılan bor mineralleri Bandırma’daki boraks fabrikasında işlenmektedir
Orman Ürünleri Endüstrisi
Bu endüstri dalı orman bakımından zengin olan yerlerde gelişme göstermiştir Karadeniz Bölgesi ilk sırada yer alır Bu endüstrinin en önemli kolu kağıt ve selüloz endüstrisidir
Madeni Eşya ve Makine Endüstrisi
Türkiye’de makine yapan tesislerin büyük bölümü Marmara Bölgesi’nde bulunur Otomobil, tersane, beyaz eşya ile demiryolu malzemesi üreten fabrikalar bu endüstri dalı içinde yer alır
Taş ve Toprağa Dayalı Endüstri
Bu endüstri kolunu inşaat sektöründe kullanılan tuğla, kiremit gibi temel malzemeler ile cam endüstrisi oluşturur Bu endüstrinin hammaddeleri bakımından son derece zengin olan ülkemizde çimento üretimi önemli bir yere gelmiştir Çimento, Orta Doğu ülkelerine sattığımız önemli bir üründür Cam üretimi ise son yıllarda büyük gelişme göstermiştir
Türkiye’de Endüstri Kollarının Dağılışı
Türkiye’de çok çeşitli alanlarda endüstri kuruluşu bulunur Endüstrinin en çok geliştiği bölgemiz Marmara’dır İkinci sırada Ege Bölgesi yer alır
Endüstri kuruluşlarının dağılışında yer şekilleri ve ulaşım olanakları daha etkili olmuştur Doğu ve Güneydoğu Anadolu endüstrileşme bakımından en geri kalmış bölgelerimizdir Bazı yörelerimizde endüstrinin gelişmesinde hammadde kaynakları, bazılarında ise enerji kaynağı etkili olmuştur Zonguldak, Ergani, Murgul ve Seydişehir gibi merkezlerde endüstrinin gelişmesi maden yataklarına bağlıdır
Türkiye’de Ulaşım
Türkiye’de ulaşımı Etkileyen Etmenler
Yer şekilleri : Türkiye’de dağ sıraları doğu-batı uzanışlı olduğundan yolların doğrultusu da aynıdır Kuzey-Güney yönlü ulaşım ancak geçitlerle sağlanmaktadır
İklim : Özellikle yükseltinin fazla olduğu Doğu Anadolu’da yoğun kar yağışı ve kar örtüsünün uzun süre yerde kalması ulaşımı olumsuz etkiler
Ekonomik Koşullar : Ulaşımın gelişmesini engelleyen etmenlerden birisi de yol yapım giderleridir Ayrıca yol, tünel, köprü yapımında çalışacak teknik elemanlar da yetersizdir
Ulaşım Türleri
Kara Ulaşımı : Türkiye özel konumu nedeniyle Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan ana yollar üzerinde yer almaktadır Türkiye’de kara ulaşımı karayolu ve demiryolu ile sağlanmaktadır
Karayolu : Karayolu ulaşımının önem kazanması ve gelişmesi 1950’li yıllarda başlamıştır Karayolu ulaşımındaki gelişmeler özellikle son yıllarda hız kazanmıştır Bu gelişme karayolu taşımacılığının daha hızlı olmasına ve en ücra yerlere karayolu ile ulaşım olanağının bulunmasına bağlıdır
Demiryolu : Ülkemizdeki ilk demiryolları Osmanlılar döneminde yapılmıştır Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryoluna daha fazla önem verilmiş ve demiryolları ulusallaştırılmıştır Demiryolu hem önemli kentleri birbirine bağlaması hem de Anadolu’yu çevreleyen denizlerle bağlantıyı sağlaması nedeniyle büyük önem taşır Ancak ülkemizde demiryolu taşımacılığı yavaş olması nedeniyle karayolu taşımacılığı ile rekabet edemez
UYARI : Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan ulaşım yolu karayollarıdır Nedeni karayollarının en ücra yerlere kadar ulaşması ve ulaşımın daha hızlı yapılabilmesidir
Hava Ulaşımı : Türkiye’de sivil havacılık 1933’ten sonra gelişmeye başlamıştır Diğer ulaşım türlerine göre daha hızlıdır Havayolu ile her yere ulaşılamadığından ekonomik değildir Birçok ülkeye uçak seferleri bulunmasına karşın, hava ulaşımı yeterince gelişmemiştir
Deniz Ulaşımı : Türkiye 3 tarafı denizlerle çevrili bir yarımada özelliği taşımaktadır Bu nedenle denizyolu ulaşımı bakımından elverişli koşullara sahiptir Deniz taşımacılığı demiryolu ulaşımı gibi ekonomik bir taşımacılıktır Son yıllarda deniz ticaret filomuzun deniz ticaretindeki payı % 30’a ulaşmıştır
Önemli Limanlar : Bir kıyı kentinin liman olarak gelişmesi ardelinin büyüklüğüne, bölgedeki ürünlerin zenginliğine ve ardeli ile olan ulaşım kolaylığına bağlıdır Önemli liman kentlerimiz, Mersin, İstanbul, İzmir, İzmit, İskenderun, Trabzon, Zonguldak, Bandırma ve Antalya’dır
Türkiye’de Ticaret
Gerek iç gerekse dış ticaret temelde mal alım ve satımına dayanır Bir yerde ticaretin gelişmesinde ulaşım kolaylığı büyük önem taşır
İç Ticaret : İç ticaret ülke sınırları içinde gerçekleşen ticarettir Türkiye’nin bölgelerinde tarım ürünlerinin ve endüstriyel üretimin farklılık göstermesi, iç ticaretin canlanmasını sağlamıştır Marmara Bölgesi ticaretin çok geliştiği bir bölgemizdir İki kıtayı birbirine bağlayan boğazların varlığı ve endüstrinin çok geliştiği bir bölge olması da ticaretin canlanmasında etkili olmuştur En büyük ticaret merkezimiz İstanbul’u İzmir izler Ayrıca Pazar, panayır ve fuarların iç ticarete önemli katkısı vardır
Dış Ticaret : Türkiye’nin dış ticaretinde son yıllarda önemli gelişmeler olmasına karşın, dış alım dış satımdan daha fazladır Çünkü dış alımda sanayi ürünleri, dış satımda ise tarım ürünleri ağırlıklıdır Türkiye’nin dış ticaretinde OECD ülkeleri başta gelir
Dış Alım : Türkiye’nin dışarıdan satın aldığı ürünlerin başında petrol ve endüstri ürünleri gelir Son yıllarda dış alımın yaklaşık % 40’ı makinelerden oluşmaktadır Endüstri malları, ham petrol, makineler, kimyasal maddeler, fosfat, demir-çelik ürünleri, asit ve bazlar, kağıt, kauçuk, plastik maddeler, yapay gübre başlıca dış alım ürünleridir
Dış Satım : Türkiye’nin dışarıya sattıkları arasında tarım ürünleri ve madenler önem taşımaktadır Ancak dış satımda madenlerin payı, endüstrinin gelişmesine bağlı olarak azalmıştır Pamuk, tütün, fındık, kuru üzüm, incir, baklagiller, zeytin, canlı hayvan, deri, yapağı, maden (krom, bor mineralleri, civa, tuz, çinko, kurşun, zımpara taşı), dokuma ürünleri, şeker, sigara, içki, halı ve kilim, konfeksiyon ürünleri başlıca dış satım ürünleridir
Transit Ticaret : Türkiye özel konumu nedeniyle transit ticaretin gelişmesine elverişli bir ülkedir Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan en kısa, en ekonomik karayolu ülkemizden geçmektedir Transit taşımacılıkta, mal yüklü kara ve deniz taşıtları yükleme-boşaltma yapmadan ülke topraklarından geçtiği için hizmet giderleri karşılığında gelir sağlanır Günümüzde Anadolu’dan her yıl 35-40 bin tır geçiş yapmaktadır
Türkiye’de Turizm
Türkiye’de Turizmi Etkileyen Etmenler
İklim Koşulları : Türkiye ılıman kuşakta bulunduğundan deniz turizminin gelişmesine uygun iklim koşullarına sahiptir Özellikle Ege, Akdeniz ve Güney Marmara kıyıları deniz turizmi açısından önem taşımaktadır Her mevsim yağışlı Karadeniz kıyılarında ise deniz turizmi gelişmemiştir
Yer şekilleri : Türkiye ortalama yükseltisi fazla olduğundan kış turizmi açısından önemli bir çekiciliğe sahiptir Özellikle kar yağışının fazla olduğu Uludağ, Erciyes gibi dağlarda kış turizmine yönelik kayak merkezleri bulunmaktadır Türkiye’de peribacaları ve karstik şekiller de turizm için önem taşımaktadır
Tarihi Özellikler : Anadolu tarih öncesi çağlardan bu yana çeşitli uygarlıkların kurulduğu bir yerdir Bu dönemlerden kalan yapıtlar tarihi turizmin gelişmesine katkıda bulunmaktadır
Festivaller ve Fuarlar: Uluslar arası düzenlenen festival ve fuarlar özellikle dış turizmin canlanmasını sağlar Bunlar içinde en önemlisi İzmir Enternasyonal fuarıdır
Turizmin Etkileri
Bir bölgede turizmin gelişmesi,
İç ve dış ticareti canlandırır
İnşaat, mobilya, hediyelik eşya gibi sektörlerin gelişmesini sağlar
Ulaşımın gelişmesini sağlar
Bölgeler ve ülkeler arasındaki kültür alışverişini kolaylaştırır
İnsanları birbirine yakınlaştırır
Haberleşme olanaklarının gelişmesini sağlar
Ülke ekonomisine büyük ölçüde katkıda bulunur
Türkiye’nin Turistik Varlıkları
Türkiye çeşitlilik gösteren doğal güzellikleri ve zengin tarihi kalıntılarıyla önemli bir turizm potansiyeline sahiptir Ilıman kuşakta yer alması nedeniyle 4 mevsimin belirgin yaşandığı ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında deniz turizmi gelişme göstermiştir Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olması da tarihi turizmin gelişmesinde önemli paya sahiptir Milli parklar, çeşitli yer şekilleri ve bitki türlerinin bulunduğu Türkiye’de doğa turizmi son yıllarda deniz turizmi kadar ilgi görmeye başlamıştır Uluslar arası düzenlenen festivaller ve fuarlarda ülkemizdeki turizm çeşitliliğini dışarıya sunmamızda etkili olmaktadır
Turizmin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Turizm gelirlerinin ülke ekonomisine katkısı özellikle dış ticaret gelirleri açısından büyük önem taşır İspanya, İtalya gibi birçok ülke dış ticaret açığının kapanmasında turizm gelirlerinden yararlanmaktadır Türkiye’ye son yıllarda gelen turist sayısının artmasına bağlı olarak turizm gelirinin ekonomiye katkısı artmıştır Dış ticaret gelirlerimizin yaklaşık % 15-20’si turizmden sağlanmaktadır
|