Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Gebelik & Doğum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anne, bebek, karnındaki, ölümleri

Anne Karnındaki Bebek Ölümleri

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Anne Karnındaki Bebek Ölümleri



1960’larda her 1000 bebekten 11 tanesi anne karnında 20 haftadan sonra ölürken, günümüzde bu rakam 1000’de 5 civarına inmiştir Bebek ölümlerinin yaklaşık %90’nın nedeni ölü doğum sonrasındaki otopsiyle aydınlatılabilmektedir Bu ölümlerin nedenlerini 3 ana gruba ayrılmıştır;

1) BEBEĞE BAĞLI NEDENLER

Anne karnında ölümlerin yüzde 25 ila 40’ı bebeğe ait nedenlere bağlıdır Bunlar içinde en ağırlıklı yeri doğumsal yapısal anormallikler alır Tüm rahim içi ölümlerin yaklaşık yüzde 30’undan bu anormallikler sorumludur Bunlar içinde kalp anormallikleri (kalp kapakçığı darlığı vs) ve beyindeki anormallikler (beyinde sıvı toplanması vs) en önemlileridir Ayrıca "spina bifida" denilen ve bebeğin sırtında omurga üzerinde kapanmadan kalan bir delikten omuriliğin bir kısmının dışarı fıtıklaşması olarak özetlenebilecek durum da bebeğin ölümüne neden olabilir Bunun oluşum riskini azaltmak için gebe kalmadan 3 ay önce başlamak üzere günde 400 mikrogram folik asit tableti almak öneriliyor

Bu yapısal bozuklukların birçoğu gebeliğin 20 haftasında yapılan detaylı ultrason ile ortaya çıkartılabilir

Kromozom bozukluklarına bağlı sendromlar da ölüme yo açar Bunlar içinde en sık görüleni Down sendromudur (mongol çocuk) Bunun tanısı gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılan bir kan testi ve ultrasonda ense kalınlığı ölçümü ile konulabiliyor Bu testler sonucu riski artmış bulunan kadınlara amniyosentez (bebeğin çevresindeki sıvıdan örnek alımı) öneriliyor

Bebeğe bağlı nedenlerden bir diğeri bebeğin rahim içinde bir enfeksiyona tutulmasıdır Bunlar arasında frengi gibi cinsel yola bulaşan hastalıkların yanı sıra kızamıkçık, CMV, parvovirüs, varicella ve listeria sayılabilir Bunlar tüm ölü doğumların yüzde 6’sından sorumludurlar

Kan uyuşmazlığı nedeniyle de bebek ölümleri olabilir Annenin kanı Rh negatif ve babanın kanı Rh pozitif olması halinde, bebeğin kanı da Rh pozitif ise, bu sorun oluşturabilir Özellikle bu annenin ikinci bebeği olumsuz etkilenir İlk bebeğin Rh pozitif olan kanı anne dolaşımına geçtiğinde anne bu kana karşı antikor (savaşçı hücre) üretir Anne kanındaki bu antikorlar ikinci bebeğin kan hücrelerine hücum eder ve onu kansız bırakır Bu durumu önlemek için gebeliğin 28 haftasında ve gebelik sonrasında bir enjeksyon (iğne) yapılması gereklidir

2) PLASENTAYA BAĞLI NEDENLER

Plasentaya bağlı nedenler karın içinde bebek ölümlerinin yüzde 25-35’ini teşkil ederler Plasenta (halk arasında bebeğin eşi) bebeğin anneden gelen kan akımına aracılı eden ve rahim duvarına yapışmış bulunan bir yapıdır Bir ucundan da kordon (göbek bağı) çıkar ve bebeğin göbeğine bağlanır Bazı durumlarda plasenta doğumdan önce yapıştığı rahim duvarından ayrılabilir Özellikle yüksek tansiyon ve pre-eklampsi (gebelik zehirlenmesi) durumlarında plasenta ayrılabilir Plasenta erken ayrılırsa bebeğe giden kan akımı azalır ve sonucunda bebek kaybedilebilir Tüm rahim içi bebek ölümlerinin yüzde 14’ü buna bağlıdır

Plasentayı ve bebeği saran zarların enfeksiyonu da bebeğe kan götüren damarlarda harabiyete neden olarak bebek ölümlerine yol açar Plasentadaki damarların fiziksel travma nedeniyle kanaması bir diğer ölüm nedenidir Anne karnına alınan şiddetli darbeler veya karın üzerine şiddetli düşmeler bu tür plasental kanamaları başlatarak ciddi tehlike oluştururlar

3) ANNEYE BAĞLI NEDENLER

Ölümlerin yüzde 5 ila 10’u anneye ait nedenler dolayısıyla olur Bunlar arasında en önemlileri diyabet ve hipertansiyondur Gebelik öncesi diyabeti olanlar ve insülin kullananlar mutlaka kan şekerleri iyi düzenlenmiş olarak gebe kalmalıdırlar Gebelik süresince de insülin dozları gebeliğin artan ihtiyaçlarına göre çok iyi ayarlanmalıdır Gebeliğin yarattığı bir diyabet türü de vardır Bunun tanısı için gebeliğin 26-28 haftalarında şeker yükleme testi yapılmalıdır Gebeliğe bağlı diyabeti olduğu belirlenenler, önce diyet ve gerekirse ilaçla normal kan şekeri düzeyine getirilmelidirler

Anneye bağlı bir diğer neden ise antifosfolipid sendromudur Bu sendromda gebe kadının plasentasındaki damarlar içinde küçük pıhtılar oluşmakta ve damar tıkanıklığı yaratarak bebeğin kan akımını engellemektedir Bu sendromun altında yatan neden ise kadının kendi hücrelerine karşı nedensiz olarak ürettiği antikorlar yani savaşçı hücrelerdir Bu antikorlar plasentada damar harabiyetine ve pıhtı oluşumuna yol açarlar Bu kadınlarda aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar kullanılması düşünülmelidir

4)KORDON DOLANMASI

Kordon dolanması anormal bir durum değildir İster normal, ister sezeryan olsun bütün doğumlarda rastlanan bir durumdur Özellikle kordonu uzun olan bebekler böyle doğar Göbek kordonu 80 cm civarı olur Kordonun bir ucu bebeğin göbeğine bağlıdır, diğer ucu ise plasentaya Yani halk arasında “bebeğin eşi” diye bilinen ama aslında annenin rahmine yapışmış şekilde duran damarlar yumağına Annenin kanı rahimden plasentaya geçer Plasentadan da kordon vasıtasıyla bebeğe Kordon, anne ile bebek arasındaki kan akımını sağlar Çok önemli bir işlevi vardır Kordon ne kadar uzun olursa dolanma riski de o kadar çok olur Uzunluğu 100 cm’ye kadar olan kordonlar normal kabul edilir 100 cm’den uzun olanlar “çok uzun ve riskli” kabul edilir

Birçok bebek kordon dolanmasıyla doğar Bütün doğumların yüzde 20 ila 34’ünde bebek, kordon boynunun etrafında “bir tur” atmış şekilde doğar Doğumların yüzde 25 ile 5’inde ise kordon iki tur atmıştır Kordonun üç kere tur attığı bile görülür 200 doğumdan biri böyledir Kordonun boynun etrafına dolanması bebekte doğum öncesinde herhangi bir sorun yaratmaz Yani ölüm nedeni de olamaz Önemli olan, normal doğumlarda rahmin kasılmaları, yani sancıları sırasında bebeğin vücudu ve kodron ezilir Böyle bir durumda bebeğe giden kan akımı geçici bir süre için azalır Böyle bir ezilme söz konusuysa biz bunu setal kalp monitöründe bebeğin kalbinin çizdiği patenlerden anlayabiliyoruz Yani bebeğin kalp atış hızında geçici düşmeler olabiliyor Boynuna kordon dolanmış bebeklerin yüzde 20’sinde kalp atış hızındaki düşmeler bazen ciddi bir şekilde oluyor

Kordon dolanması doğum sırasındaki kasılmalar nedeniyle olabilir Anne karnında da kordon dolanabilir ama bu bebekte bir sıkıntı yaratmaz Doğum başladıktan sonra rahim kasının kasılmalarıyla kordonda kısmi ezilmeler söz konusu olacağı için bazı bebeklerde bu kalp atış hızına küçük düşmeler şeklinde yansır Doktor, bu durumda sezaryene gider Mutlaka kordonla ilgili bir sorun varsa düğümlenme nedeniyle olabilir Yani kordon düğümlenmişse ve düğüm çok sıkı bir düğümse, bebeğe giden kan akımı durur ve bebek ölür


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.