11-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Filistin Ve Kudüs
birini yahut Beyt-i Makdis’i (Kudüs) seçerse kiyamete dek cihad halindedir ”
Islam tarihinde Filistin
Medine’de kurulan Islam devletinin kuzeye dgru sinirlarinin genisletmesiyle Müslümanlar, Filistin topraklarina da yönelmislerdi Ilk defa Hz Ebu Bekir, Filistin üzerine 633′te iki küçük birlik gönderdi Daha sonra 634′te Halid bin Velid komutasindaki Islam ordusunun Remle yakinlarinda Bizans ordusuna karsi kazandigi zaferle Kudüs disindaki Filistin topraklarinin önemli bir kismi fethedildi Kudüs’ün fethi ise 638′te ikinci halife Hz Ömer döneminde gerçeklesti Hz Ömer, Kudüs’ün anahtarlarini teslim aldiginda oranin halkina tam bir din hürriyeti ve güven içinde yasayacaklarina dair yazili eman vermisti
Bu fetihten sonra Filistin 1097′ye kadar süreklil müslümanlarin hakimiyetinde kaldi Bu tarihte Müslümanlar arasinda suni ihtilaflari iyi kullanan Haçli ordularinin 40 gün süren siddetli kusatmalari sonunda bölge hristiyanlarin eline geçti Bölgenin haçlilarin eline geçmesiyle günler süren katliamlar da baslamis ve en az 70 000 Müslüman günlerce süren vahsetle öldürülmüstü Bölge insanina kan kusturan Haçli isgali ise 3-4 yil kadar süren bir cihad ve vahdet hazirligindan sonra 1186 yilinda Selahaddin Eyyûbi son verdi
Yavuz Sultan Selim’in 1516′da gerçeklestirdigi Misir seferi sirasinda Filistin Osmanli devletine baglandi ve 1918 yilida Ingilizler tarafindan isgal edilinceye kadar baris ve huzur içinde yasadi

Emperyalist tezgah
20 yy gelindiginde, dönemin Hicaz Emiri Serif Hüseyin’in büyük bir Arap imparatorlugu kurma hayali onu Osmanli devletine karsi Ingilizlerle isbirligi yapmaya itmisti Bu isbirligi sonucunda 1 dünya savasi sirasinda Osmanliya karsi Ingilizlerin yaninda savasan Serif Hüseyin, Ingilizler’in bölgeyi isgal etmesine yardimici oldu Ingilizlerin Hüseyin’le gizli iliskiler içine girmeleri aslinda 1917 yilinda Balfour deklarasyonu adiyla siyonistlere söz verdikleri ‘Bagimsiz bir Yahudi devleti’ projesini hayata geçirmenin sadece ilk asamasini olusturuyordu
Siyonistlerin Filistin’den bir miktar elde etme çabalari ise daha eskilere, Osmanli sultani II Abdülhamit zamanina kadar uzanmaktaydi Bölgeyi önce parayla almayi düsünen siyonistler, bunun karsiliginda Osmanlinin tüm dis borçlarini ödemeyi taahhüt ettiler Ancak bölgeden yahudilere toprak satmanin ileride nasil sorunlara yol açanbilecegini uzak öngörüsü il egören II Abdülhamit, teklifi sert bir sekilde geri çevirdi (Teklifte bulunmak için huzuruna gelen yahudi heyetini def etti, M K )
Osmanlidan (veya Abdülhamit’ten, M K ) bu yolla birsey koparamayan siyonistler bu kez dönemin süper gücü Ingilizlerle isbirligine gitmeyi kararlastirdilar Osmanli devletini yikmak veya zayiflatmak için her firsati degerlindirem Ingilizler, para babasi siyonistlerin kendilerine yanasmalarini iyi bir firsat olarak degerlendiriyordu 1916 yilina gelindiginde Fransa, Ingiltire ve Rusya Ortadogu’yu kendi aralarinda paylasmayi öngören Sykos-Picot anlasmasini imzaladi Anlasmanin Filistinli ilgili maddesinde söyle deniliyordu: "…Diger ortaklarin ve Mekke Serifinin muvafakati alindiktan sonra bu bölgede uluslararasi bir yönetim kurulacaktir…" Gizli anlasmadaki ‘uluslararasi bir yönetim kurulacaktir…’ sözünün açilimi aslinda, Ingilizlerle siyonistler arasindaki gizli isbirligini ortaya koyan Balfour deklarasyonu okundugunda daha iyi anlasiliyordu: "Hasmetli Ingiliz kraliyet hükümeti, Filistin’de yahudi halki için milli bir devlet kurulmasini memnuniyetle karsilamaktadir…"
|
|
|