Türkiye'deki Antik Kentler - Hattuşaş |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Antik Kentler - HattuşaşHattuşaş Boğazköy (Hattuşaş) Çorum'un Sungurlu ilçesinin 22km güneydoğusundaki Boğzkale ilçesinin (Boğazköy) 4km doğusundadır Şehir kuzeyden güneye doğru 300m yükselir Kuzeyde kalan kısıma "Aşağı Şehir" güneyde kalan kısıma "Yukarı Şehir" denir Boğazköy kalıntıları ilk olarak Fransız gezgin ve Arkeolog Charles Texier tarafından keşfedilmiştir 1893-1894 yılında başlayan kazılardan sonra 1906'da Alman Hugo Winckler ile İstArk Müzesi'nden Thedor Makridi çivi yazısı ile yazılmış büyük bir Hitit arşivi bulmuşlardır Boğazköy'de (Hattuşaş) MÖ III binden itibaren yerleşim görülmektedir Bu dönemdeki yerleşmenin Büyükkale ve çevresinde olduğu tespit edilmiştir MÖ 19 ve 18 yüzyıllarda Aşağı Şehir'de Asur Ticaret Kolonileri Çağı yerleşmeleri görülmektedir ve şehrin adına ilk kez bu çağa ait yazılı belgelerde rastlanmıştır Hattuşaş'ın MÖ 18yy'da Kuşşara kralı Anitta tarafından tahrip edildiği ortaya çıkan yazıtlardan anlaşılmaktadır Belgelere göre hemen bu tahripten sonra yaklaşık MÖ 1700 yıllarında yeniden yerleşime açılan Hattuşaş 1600'lerde Hitit devletinin başkenti olmuştur; kurucusu tıpkı Anitta gibi Kuşşara kökenli olan IHattuşili'dir Kuzey ve güney binası dışında önemli bir yapı da Batı Binası ve Saray Arşividir Büyük bir yangınla tahrip olmuş binanın yamaçta iki bodrum katı olduğu düşünülmektedir Bu iki bodrum katında yaklaşık 3300 adet bulla ve 30 çivi yazılı tablet bulunmuştur Bullaların 2/3'ü büyük kral mühürleri taşımakta ve kronolojik listeye göre I Şuppiluliuma'dan Hattuşaş'ın son kralı ve onun torunu II Şuppiluliuma'ya kadar kralları temsil etmektedir Kral mühürleri yanında kraliçe mühürleri de açığa çıkarılmıştır Hattuşaş örenyerinden Büyükkale'de yapılan kazılar MÖ 13-14 yüzyılda Hitit krallarının saray yapılarını ve bunları koruyan sur sisteminin özelliklerini gün ışığına çıkarmıştır Giriş kapısı güneybatıda olan kalenin surları, sandık duvar tekniğiyle inşa edilmiştir Büyükkale'de bir bütün halinde saray yapısı görülmez, kazılar sonucunda ortaya çıkan farklı boyutta ve türdeki yapılar, büyük iç mekânlar, avlular ve direkli galeriler yoluyla birbirine bağlanarak kale içindeki bütünü oluştururlar Kalede arşiv odaları, depo odaları, büyük kabul salonu, su kültü ile ilgili bina ve kutsal mekânlar yer almaktadır Hitit sonrasında ise kalede Frig yapı kalıntılarına rastlanmıştır Boğazköy'de en önemli mimari alanlardan birisi de Büyük Mabet'tir Hattuşaş'ta kuzey şehrin merkezini oluşturan Büyük Mabet, Hati'nin Fırtına Tanrısı ve Arinna Şehri Güneş tanrıçasının evi olarak yapılmıştır Tapınağın çevresinde kaldırım taşlı yollar, meydanlar ve bunların arkasında bu yollara açılan dört yönde depo odaları yer almaktadır Büyük Mabet, Aşağı Şehir mahallelerinden bir duvarı ile ayrılmaktadır Taş bir teras üzerine kurulan Büyük Mabet'in, kutsal bir merkez olduğu kadar, ekonomik bir merkez olarak da kullanıldığı magasinlerde açığa çıkarılan büyük küplerden anlaşılmıştır Yine mabedin doğu magasinlerinde tabletlerin bulunması burada bir arşivin olduğunu da ortaya koymuştur |
Türkiye'deki Antik Kentler - Hattuşaş |
11-25-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Antik Kentler - HattuşaşKent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu'nun MÖ 17 ile 13 yüzyıllar arasında başkenti olarak yer almıştır Hattuşaş'a 1986 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir Hattuşaş Çorum'un Sungurlu ilçesinin güneydoğusunda Boğazkale ilçesinin 4km doğusundadır Hattuşaş'ta Ortaya Çıkarılan Şehir Katmanları Hitit Devleti'nin başkenti olan Hattuşaş sanat ve mimarlık alanında gelişmeler göstermiştir Hattuşaş sözcüğü Hattus sözcüğünden yani Hatti insanlarının verdiği orijinal addan gelir Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmıştır Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur Kalıntılar Aşağı Kent, Yukarı Kent, Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazılıkaya'dan oluşmaktadır Güneyde yer alan Yerkapı Bayırı Aşağı Şehir Hattuşaş'ın konumu ve Anadolu'daki Başlıca Hitit yerleşim brimleri Hattuşaş'ın kuzeyde kalan kısımına "Aşağı şehir", güneyde kalan kısımına "Yukarı Şehir" denir Hattuşaş'daki kalıntıları ilk olarak Fransız arkeolog Charles Texier keşfetmiştir 1893-1894 yıllarında kazılar başlatılmıştır, ve bu kazlıardan sonra 1906'da Alman Hugo Winckler ile İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden Thedor Makridi çivi yazısı ile yazılmış büyük bir Hitit arşivi bulmuşlardır Hattuşaş'da MÖ III binden itibaren yerleşim görülmektedir Bu dönemdeki yerleşmeler genellikle Büyükkale çevresinde oluşmuştur MÖ 19 ve 18 yüzyıllarda Aşağı Şehir'de Asur Ticaret Kolonileri Çağı yerleşmeleri görülmektedir ve şehrin adına ilk kez bu çağa ait yazılı belgelerde rastlanmıştır Ortaya çıkan yazıtlardan Hattuşaş'ın MÖ 18yy'da Kuşşara kralı Anitta tarafından tahrip edildiği ortaya çıkmaktadır Bu tahrihten sonra MÖ 1700 yıllarında Hattuşaş yeniden yerleşime açıldı ve MÖ 1600'lerde Hitit Devleti'nin başkenti olmuştur Kurucusu Anitta gibi Kuşşara kökenli olan I Hattuşili'dir Aslanlı Kapı ve Dış Şehir arasında kalan Yenicekale Yukarı Şehir Hattuşaş'ın "Yukarışehir" denilen bölgesi 1km2alana yayılmıştır ve eğimli bir arazi şekili vardırYukarışehir genellikle tapınaklar ve kutsal alanlardan oluşur Yukarı Şehir güneyden çevrilen bir surla donaltılmıştır Bu sur üzerinde 5 tane kapı vardır Kentin en yüksek noktasında bastion ile "Sfenksli Kapı" yer almaktadır Diğer dört kapıdan güney surunun doğu ve batı ucunda karşılıklı "Kral Kapısı" ve "Aslanlı Kapı" yer almaktadır Hattuşaş'ın kısmen onarılan Hisarları |
|