Anadolu Feneri'ne Gidelim | 
     
| 
	
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
 
Prof. Dr. Sinsi
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Anadolu Feneri'ne GidelimAnadolu Feneri - Poyrazİstanbul Boğazının Anadolu yakası Karadeniz girişinde yer alan Anadolu Fenerine gidiyoruz ama önce Poyraz köye uğrayacağız ![]() Beykoz'dan dönüp Yuşa Tepesini geçerek Anadolu Kavağına gidiliyor, bunun yanı sıra yola devam ederek Yoros Kalesi yanından geçip Poyraz ve Anadolu Fenerine ulaşmak mümkün   Bir başka alternatif olan Beykoz'dan direk olarak Akbaba Köyü yoluyla Anadolu Fenerine gidilebiliyor  Her iki yol ile ulaşılan bu iki nefes borusu İstanbul boğazına hâkim manzarasıyla yüksek tepelerde yer alıyor  Poyraz yaz boyunca teknelerin, yatların sığındıkları korunaklı bir koyda bulunuyor  Sahil kum plaj olunca denizden gördüğü rağbete karadan gelenler de ekleniyor  Kıyı bandı üzerinde omuz omuza vermiş, hepsi deniz manzaralı balık restoranları açık ve kapalı bölümleri ile köyün cazibesini artırıyorlar  Araçla sahile kadar inilebilen, dalgakıran çevresinde dolaşılabilen Poyraz da, araçla veya merdivenle çıkılabilen yüksekçe bir tepede seyir ve piknik alanı bulunuyor![]() ![]() Her iki yönde farklı bakış açılarına sahip manzaraya karşı ağaç gölgesinde çay yudumlamak, oksijeni bol, deniz kokulu püfür püfür esen rüzgâra teslim olmak, serinlikler yaşamanıza, tüm zihin yorgunluğundan kısa sürede kurtulmanıza yardımcı oluyor   Poyraz'ın hemen her yerinde araç park imkânı var  Köye bir köprü ile bağlanan ve Poyraz cami yanında bulunan uç burundan Anadolu Fenerini görebiliyor, hiç kimseye bir kuruş ödemeden muhteşem manzaraya karşı kalabildiğiniz kadar kalıyor, piknik yapabiliyorsunuz  Fakat daha cazip bir başka mekân Poyraz Gözetleme kulesi ve Kalesinin yer aldığı kule dibinde bulunuyor  Şimdi oraya gidiyoruz  Poyraz Kalesi Caminin arkasında ki köprüden geçip köşedeki çeşmeyi sola doğru dönünce kale karşınızda beliriyor   Yeşillikler içinde ilerliyor ve kalenin içine girebiliyorsunuz  ![]() Poyraz köyünün kuzeydoğusunda, boğaz girişine hâkim bir yerde, bugün kısmen ayakta kalabilmiş gözetleme kulesine sahip kale dairesel bir plana sahip   Batı giriş kısmı düz, 20 metre çapında olan kalenin duvar kalınlığı 160 cm olup, üzerinde 12'si dar, 12'si geniş mazgal bulunuyor  Kale girişinin sağ ve solunda personelin kaldığı mahzen girişleri görülebiliyor  Kalenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 1778 savaşı sonrası Kaptan-ı derya Cezayirli Hasan Paşa tarafından Fransız mimarı Baron de Tott'a yaptırıldığı sanılıyor  Karşı yakada yer alan Garipçe Kalesi ile aynı devre ait olduğu, aynı amaçla yapılıp kullanıldığı biliniyor  Kalenin etrafı ise bahar aylarında çıtı pıtı, renk ahenk çiçek yapıyor  Kalede piknik ![]() Kaleyi arkamıza alıp güvenle ilerliyor tepeye kurulmuş piknik bahçeli özel kamelyalı kır lokantasına konuk oluyoruz   Kır lokantasını Hayati Aktaş işletiyor  Balık, et, tavuk bulunduruyor  Piknik yapacağımız masaya yakın bir yere aracı çekiyor masaya yerleşiyoruz  Beraberimizde getirdiklerimiz varsa getirdiklerimizi, yoksa lokantaya vereceğimiz siparişlerle piknik yapıyoruz  Lokantadan hiçbir şey yemezseniz kamelya kirası 20 milyon TL ödüyorsunuz  Yemek yiyenler sadece yediklerini ödüyor, kira vermiyorlar  Lokanta personeli arzu edenlere kömürü yakılarak ateşi hazır mangal getiriyor  ![]() Çim kaplı tepede toprağa basarak, dolaşarak yemek yerken çevreden gelen diğer mangal dumanı kokuları kendin pişir, kendin ye zevkinizi körüklemeye yetiyor   Tam karşınızda Garipçe Köyü, Rumeli Feneri, boğazı bitirip Karadeniz'e kavuşan veya İstanbul'a giriş yapan gemiler, şilepler, arada yatlar, yelkenliler ve de tankerler sizi oyalıyor  Aileler, motosiklet grupları yemek yiyip, içeceklerini yudumlarken sahilde bulunan içi mağara gibi oyuk "Plefkaya" isimli ilginç konik kayaya da bakıyorlar  Kış boyunca üzerinden dalgalar geçen, duvarları döven dalgalara karşı koyan kaya kütlesi, doğal anıt olarak seyrediliyor  Kaya çevresi temiz denizi, manzarası ile yatların, küçük teknelerin uğrak yeri oluyor, isteyenler deniz banyosu alabiliyor, çevrede dolaşabiliyor, rüzgârlı tepede uçurtma uçurabiliyor, kalede anı fotoğrafları çekebiliyor  Kule dibi piknik alanından ayrılıyor ve Anadolu Fenerine yöneliyoruz   ![]() Anadolu Feneri Gerek Poyraz, gerekse Anadolu Fenerine yaptığınız gezi boyunca içinizi bir huzur kaplıyor   Birincisi iyot ve yosun kokulu denizin kokusunu taşıyan filtre edilmişçesine temiz ve hafif rüzgârın bünyenizde yarattığı sakinleştirici etkisi  İkincisi kent yaşamı içinde beton, asfalt, ![]() ![]() ![]() ![]() l zeminlerde dolaşıp üzerinizde biriken elektrikten toprağa basarak bünyenizi kurtarmış olmanız ![]() ![]() Üçüncüsü ise her iki köye yaptığınız gezilerde hem İstanbul'dan uzakta çok farklı bir mekânda bulunduğunuzu hissediyor, görüyor, yaşıyor, hem de Levent, Maslak semtlerinden göğe yükselen gökdelenlerin oluşturduğu yeni İstanbul siluetini görerek, kentten pek de uzakta olmadığınızı fark ediyorsunuz   Hiç İstanbul'da değilmiş gibi bir izlenim içinde ilerlediğiniz yolun yemyeşil ağaçlarlar, bodur bitkiler, çiçekler, ormanlarla kaplı olması, hala betonlaşan kentte hayat olduğunu anımsatması, mutluluğunuzu artırmaya yetiyor   Özlediğiniz nefes borusunun bu denli yakın ve bakir kalabilmesi, tekrar tekrar gelme arzusu uyandırıyor  Bu izlenimle 10 dakika gibi kısa sürede sağlı sollu piknik bahçeleri arasından geçerek geldiğiniz Anadolu Feneri son nokta oluyor, burada kontak kapıyorsunuz  Fenere gelirken ilk karşılaştığınız restoran "Ay Işığı" oluyor  Tel no: 0(532) 788 20 03  Rampada ki restoran önünden geçen yokuş sizi sahile balıkçı teknelerinin çekek yerine getiriyor  Daha ilk dakikadan itibaren balıkçı köyünde olduğunuz hafızanıza kazınıyor  Manzara ve ortamın tadını iyice çıkarmak, bu zevki uzun süre yaşamak için araçlarında şezlong, portatif masa, katlanabilir sandalye, şemsiye getirmeyi tasarlayıp gerçekleştirenler, doğanın bonkör davrandığı yerlere imrendirici masalarını kuruyorlar![]() Hafta sonlarının klasik kokusu, ızgara dumanları ne kadar yemek yerseniz yiyin iştahınızı sürekli uyandırıp acıkmanıza neden oluyor   Sahile inen yokuşu kullanmayıp da düz devam ederek fenere ulaşanlar, fenere komşu olan caminin balkonundan çevreyi seyretme imkânı buluyorlar   Bu noktada ki seyir terasından boğaz, İstanbul gökdelenler silueti, çekek yerine bakılıyor, fotoğraflar çekiliyor, çektiriliyor  Kuruluşu diğer kale ve kulelerle aynı tarihi taşıyan, aynı ölçülere sahip Anadolu Feneri Gözetleme kulesi, bugünkü deniz fenerinin bulunduğu yerde ki dış duvar kalıntıları da görüldükten sonra, arzu edenler caminin arkasında bulunan dik merdivenden inerek yamaca kurulu kuş yuvası misali mütevazı balık lokantasında mola veriyorlar![]() ![]() Taraçalar halinde çeşitli kademelere konulmuş masalara kurulup deniz fenerinin altında, denize karşı taze balık yemenin zevkine doyum olmuyor   "Kaptanın Yeri" isimli lokantayı Ahmet Faruk Başaran işletiyor  Tel No: 0(216) 536 02 36  Çinekop, tekir, dilim palamut, deniz levreği, hamsi, istavrit gibi yöre balıkları, balık köftesi, balık böreği, mevsim salatası türünden yemek yeniyor, üzerine kahveleri, sodaları içerek dönüşe başladığınız anda aklınız Anadolu Fenerinde, Poyrazlarda kalıyor  Olayı çok önceden fark edip bölgede yapılmış villalar aklınızı çeliyor  İsterseniz İstanbul'a direk dönüyor, isterseniz ekmek arası midye tava yeme bahanesiyle Anadolu Kavağına uğrayabiliyor veyahut Yuşa Tepesine giderek dua ediyorsunuz  Özel bir durum, aşırı trafik yoğunluğu yoksa güzel anlar yaşanmış bir günün akşamında, Anadolu Fenerinden hareketle bir saat sonra kentin merkezinde olabiliyorsunuz  Tarihin sessiz tanıklarından olan Anadolu yakasında Anadolu Feneri, Rumeli yakasında Rumeli Feneri boğazın Karadeniz girişinde gece gündüz gemilere yol gösterip birbirlerine göz kırpmaya devam ediyorlar![]()  | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
		 |