Prof. Dr. Sinsi
|
Melih Cevdet Anday(1915-?)
Melih Cevdet Anday(1915-?)
İlk şiirini 1936yılında yayınlayan Melih Cevdet Anday, Yeni Şiir’in Orhan Veli ve Oktay Rıfat’la birlikte üç öncüsünden biri olmuş, zamanla romantizmden uzaklaşarak, toplumsal gerçekçi bir şiir uygulamasına yöneltmiştir Melih Cevdet Anday şair, romancı, denemeci, oyun yazarı ve gerçek bir düşünürdür Çağdaşlık bilincine sahip bilimlerle, felefeyle ve diğer sanatlarla hep sıkı bir ilişki kurmuştur Aday’ın şiirinde zaman hem süreç, hem tarih olarak yerini alır Zaman gelecekten geçmişe uzanan bir köprüdür Geleceği kavramanın bizi geçmişe götüreceği inancındadır Felsefî temalar ona şiir yazma olanağı tanır Melih Cevdet Anday şiiri şöyle anlatır;
“Biz görüntüyü tam olarak algıladığımızı sanıyoruz; oysa bu görüntü çeşitli öğelerden kurulmuştur Bu öğelerden biri değişirse, bütün görüntü değişebilir Satranç tahtası gibi Herhangi bir hamle bile, oyunu değiştiriyor Yağmur yağmadan önceki görünüm ile, yağmur yağdıktan sonraki görünüm bütün öğeleriyle değişmiştir Öyleyse kurulan yapı, şiirsel yapı, bir matematik işidir Şiirle matematiği yanyana düşünmek hiç te yadırgatıcı gelmemelidir ”
Hayatı: 1915 yılında İstanbul’da doğan Melih Cevdet anday, 1928 de ilkokulu, 1935’te Kadıköy Ortaokulu’nu, 1936’da Ankara Gazi Lisesini bitirdi 1938 yılında sosyoloji öğrenimi için Belçika’ya gitti fakat kısa bir süre sonra II Dünya savaşı nedeniyle geri dönmüştür 1942-1951 yılları arasında, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü Muşavirliğinde, Ankara Kitaplığında bulunmuş ve gazetecilik yapmıştır 1951’de İstanbul’da Akşam gazetesinde çalışmaya başlamıştır Tercüman, Büyük Gazete, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yaptı, denemeler yazdı 1954’ten sonra İstanbul Belediye Konservatuarına öğretmen olmuş, 1964’te TRT yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir Melih Cevdet Anday TRT 1970 Sanat Ödülleri Roman armağanı, TDK 1973 Çeviri Ödülü, 1976 Yeditepe Şiir Armağanı gibi birçok ödül kazanmıştır
Şiire lise yıllarında başlayan Melih Cevdet Anday Orhan Veli ve Oktay Rıfat’la birlikte ilk şiir denemelerini yapmıştır “Garip” hareketi çevresinde oluşacak beraberliklerine de böylece temel atmış oldular 1938’den başlayarak ölçü ve uyak kurallarını yıkan şiirlerini yayımlamaya başladı Varlık dergisinde yaptıkları çıkışla Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet, Türk şiirine yeni bir anlayış getirdiler Kentte yaşayan küçük insanların sorunlarını lirizmin ve ahengin yanı sıra sadelik içinde ele aldı ve şiire girmez denilen konu ve sözcükleri kullanmaya önem verdi Yaptıkları denemeler edebiyat çevresinde ilgi görmekle birlikte, tartışmalara yol açmıştır Garip bir ilgi görmekle beraber olaylara ve yergiye de konu oldu Ancak Türk şiiri geleceğe uzanacak biratılım yapmış, şiiri kuşatan kısıtlamalardan kurtulmuş Ancak Melih Cevdet Anday’ın bu dönemde, Garipçilerin karşı çıktıkları şairaneliğe yatkın yönlerini bütünüyle örtmediği gözlenir Şarini Rahatı Kaçan Ağaçta toplumda gördüğü yoksulluğa ve haksızlığa karşı çıkarken, uyak kullanarak Türk şiiriyle bağlarını tamamen koparmadığını da göstermiştir
Melih Cevdet Anday, haksızlığa karşı isyan etmeyi ve aşkı sanatın iki temel ilkesi haline getirmeye çalışmıştır Ölüm korkusu Cahit Sıtkı Tarancı gibi onun da her an yanı başındadır ama onun aksine Melih Cevdet hayata bağlıdır O güzel günleri sever, ama kendisi iyi durumdayken, her zaman başı dertle sıkıntıda olan insanları düşünür O zaman o da hüzünlenir ve hiçbir zaman güzel günlerin yaşanamıyacağını anlar Şiirlerinde akıl ve duygu birbirleriyle iç içe durumdadır ve bu özelliği de şiirlerindeki ayrıcalığı ortaya koymaktadır Genellikle şiirlerinde toplumsal gerçekçiliği işler Söz oyunlarından kaçar ve özellikle şiirlerinde dilinin sadeliğiyle tanınmıştır Telgrafhane adlı şiirinde toplumsal sorunlara bağlı konuları işlemiştir
“ TELGRAFHANE
Uyuyamıyacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen şimdi işsiz bi telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamıyacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmek ki
Uyuyamayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın
M C Anday”
Bu şiirde gördüğümüz gibi uyak yeniden şiirde kullanılan öğeler arasına girmiştir Bu dönemin önemli şiirlerinden biri olan “Tohum” da da ölçü ve uyağa çok önem verilmemiştir Bu şiirde 9’lu hece ölçüsü kullanılmış ve beşlikler halinde yazılmıştır İlk beşliğin, ‘ilk yazdan, beyazdan, tohum, dolan, tohum’ sözcükleriyle sonlanması kafiyeye ve uyağa uyduğunu gösteriyor Yanyana şiirinde de geleneksel biçimler ağırlıktadır, şiire uyaklar hakimdir Büyük kent insanlarının günlük konuşmalarındaki deyimlerden, sözcüklerden de şiirlerinde yararlanmıştır Ayrıca şiirlerinde sözcüklerdeki değişme de göze çarpar Özellikle önceleri kullanılan somut kavramların yerini soyut kavramlara bıraktığı görülmektedir Kitabında görüldüğü gibi Anday’ın şairliği sürekli bir gelişme göstermiştir Yaptıkları çeşitli dillere çevrilmiştir
Melih Cevdet Anday’ın Rahatı Kaçan Ağaç kitabından bazı şiirlere göz atmak istiyorum Melih Cevdet Ukde şiirinde 9’lu, Beklemek şiirinde 11’li hece ölçüsü kullanmıştır “Netice” ve “İkinci Harbi Umumi” şiirleride serbest ölçü kullandığı şiirlerine örnektir “Lirism” şirinde olduğu gibi tekrarlamalara ve benzetmelere başvurmuştur
Lirism şiirinden iki kıta; Lirism kaş göz
Lirism sağ duyu
Kimi yerde istakoz
Kimi yerde fasuye suyu
Lirism sulukule
Lirism Büyükada
Lirism sudan ucuz
Lirism arslan ağzında
Yine; “Boğazicinde Ayın On Dördü” adlı şiirinde tasvirve tekrarlara yer vermiştir “Apartıman” şiiri de tekrarlamaların kullanıldığı bir başka şiiridir “Çürük” adlı şiirinde “kokuyor” sözcüğünü mısra sonlarında yineleyerek kulağa hoş gelen bir şiir yazmıştır “Dayan” ve “Gökyüzü Haritası” adlı şiirlerinde günlük konuşmada kullanılan sözcükler kullanılmıştır
“Dayan” adlı şiirinde(Dayan bre Melih
Herşey, herşey yeniden başladı)
“Gökyüzü Haritası”
Bana bak ölümsüz ruhum
Ben ölürsem, kulağında olsun,
Sakın sen gökyüzüne çıkma
Büyükayı, Küçükayı,
Akrep, yılan, çıyan,
Öküz, boğa  
Hepsi yukarıda
Hiç sırası değil, sakın ha!” bu sözcükleri görmek mümkündür
Anday’ın “Mutluluk Şiirleri” adında tek cümlelik şiirleri de vardır “Yeni Baştan, Tezgah, ölmüş bir arkadaştan mektup, Yeni Yol, Çok Güzel Şey” adlı şiirleri ise yaşama bağlılığını gösteren şiirlerinden birkaçıdır “Yeni Baştan” adlı şiirinde hastalık sonrası hayata tekrar döneilmenin mutluluğundan bahsediliyor “Tezgah” şiirinde de hayattan ve yaşamaktan aldığı zevk anlatılıyor Dünyadaki herşeyin çok güzel olduğundan, hayatta inişler, çıkışlar da olsa yaşamanın bambaşka bir duygu olmasına değiniyor: Tezgah şiirinden alınan şu dörtlükte bunu güzel bir şekilde göstermiştir
Kan ter içinde koşmuşum ama kaçmış vapur
Zarar yok, denize bak yeni baştan
Herşey öyle taze öyle güzel ki
Bitmez, tükenmez dünyadaki maceran  ”
“Çok güzel Şey” adlı şiirinde de yine yaşadıkça mutlu olduğunu belirtmiştir “Ölü”, “Mezarlık” adlı şiirlerinde de Cahit Sıtka gibi ölüm korkusunun her an yanı başında olduğunu ve bu duyguyu unutursa bile hemen kendi çağırdığını vurgulamaktadır “Fotoğraf” adlı şiirinde de olağan olaylar, düz yazı şekline yaklaşan bir biimde dile getirilmiştir
Dört kişi parkta çektirmişiz
Ben, Orhan, Oktay bir de Şinasi  
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Yapraksız arkamızdaki ağaçlar  
“Akıncı Ruhlar Yahut Çalışan Kazanır” ve “Kundra Boyacısına, Kiraz Ağacına ve Çingene Kızına Dair” adlı şiirlerinde de toplumun değişik kesminden kişilere sesleniyor
Mesela; “Akıncı Ruhlar Yahut Çalışan Kazanır” adlı şiirinde bir gazozcuya seslenmektedir “Medeniyet” ve “Ahlak” adlı şiirlerinde de senli-benli bir anlatım kullanmış ve bazı argo kelimelere yer vermiştir Aşağıda Medeniyet adlı bir şiirin bir kısmında bunu görmek mümkündür
Medeniyet
Şu haline bak da utan
Ne okuma bilirsin ne sayı
Ne üstünde var ne başında
Ne midende ne kursağında
Bari gel de görgünü arttır
Medeniyet öğren ayı
“Çare Yok” adlı şiiri toplumsal problemlerin çözülememesinden onlara bir çare bulunamamasından bahsetmemektedir Yine 4*400 Engelli, Bilmeceler gibi değişik şiirlere de rastlanır Masal başlıkları altında toplanmış şiirleri de vardır
Garip, 1941; Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Yanyana, Kolları Bağlı Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Tenenin Ölümü, Sözcükler, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, başlıca şiirleridir
Uçtu uçtu leylek uçtu
Uçtu uçtu masa uçtu
Uçtu uçtu Semahat uçtu
Uçtu, uçtu  
Ne uçtu sanırsınız çocuklar?
Uçtu uçtu gençliğim uçtu  
|