Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
değiştirilemez, lozanın, maddeleri, mıydı

Lozan'ın Değiştirilemez Maddeleri Var Mıydı ?

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lozan'ın Değiştirilemez Maddeleri Var Mıydı ?



Lozan'ın değiştirilemez maddeleri var mıydı?

Tarih, şaşırmaktır Şaşırmaya niyeti olmayanlar, tarihin tozlu kepenklerini kaldırmasalar da olur bence Her şey önceden belli ve değişme ihtimali olmayan bir katılıkta ise o zaman tarihçi olmaya da gerek yoktur Çünkü bir bilim, çözülmesi gereken problemler varsa yaşar Bütün problemlerini tepeden tırnağa çözmüş bizimki gibi burnundan kıl aldırmayan bir inkılap tarihinin neden bir 'bilim' olamayacağı buradan da belli değil midir?

Bakın o çok örnek verilen Batı'ya, adamlar tarihlerini nasıl bir cesaretle hallaç pamuğu gibi atmaktalar "Truva diye bir savaş oldu mu?"dan başlayıp "Newton'un büyücülükle nasıl kafayı bozduğu?"na varıncaya kadar yığınla konuyu havalandırıyorlar İyi de ediyorlar Şundan: Bir kültür sürekli soru soran ve insanları bakılmamış pencerelere doğru süren adamlar yetiştiriyorsa hayatta demektir Doğruların daha okulun kapısında nöronlarımıza monte edildiği bir sürece günümüzde eğitim denilmiyor ne yazık ki

Hadi bir örnek ver de ne demek istediğini anlayalım diyenleri sabırsızlandırmamak için masamdaki kitabı açıyor ve başlıyorum okumaya:

Birinci Dünya Savaşı'nı herkes İngiltere kazandı diye bilir Lakin kayıplara bakılınca durum hiç de öyle görünmüyor Alman ve İngiliz hükümetlerinin resmi rakamlarına bakılırsa çetin ceviz bir manzara çıkıyor karşımıza 1915 yılında İngilizlere karşı savaşan 20 bin Alman askeri ölürken, Almanlara karşı savaşırken ölen İngiliz askerinin sayısı 43 bini bulmuş Ertesi yıl 109 bin İngiliz askeri ölürken sadece 49 bin Alman askeri hayatını kaybetmiştir 1917'de savaşın seyri Almanların aleyhine dönerken rakamlar biraz şişmiştir, o kadar: 136 bin İngiliz'e karşılık, 72 bin Alman ölmüştür Nihayet savaşın son yılında durum eşitlenebilmiştir: 108539 İngiliz'e karşılık 108508 Alman

Şimdi tarihçi John Mosier soruyor haklı olarak: Bu durumda toplam 249 bin kayıp veren Almanlar, 406 bin kayıp veren İngilizlere yenilmiş oluyorlar, öyle mi? Bu nasıl bir mantıktır böyle? Mosier'in iddiası şu ki, Alman Genelkurmay Başkanı Von Schleiffen'ın planları her bakımdan üstündü ve ABD müdahale etmemiş olsa Almanlar İtilaf devletleri'ni darmadağın ederlerdi



Buyurun zamklı bir tartışmaya İspatlanamasa bile bu iddiayı tartışmanın faydası, daha önce bakılmamış açılar bulup yeni gerçeklere kapı açmaktır ki, bu da sizin tarihe, dolayısıyla kendinize bakışınızı, en azından zenginleştirir Öyleyse tarihi tartışmak, zenginleşmektir

Geçen haftaki yazıma teşekkür edeceklerine kızanlar olmuş Bence yanlış yapıyorlar En azından birkaç kişi o yazıyla birlikte Lozan'a yeniden bakmış oldu Şaşırdı, düşündü Hiç böyle bakmamıştım, bilmiyordum dedi En azından bakış olarak zenginleşti, ufku genişledi Bunu neresi kötü?

Bir de Lozan'da Çanakkale şehitlerini İngilizlere bıraktığımız yalan, diyenler çıktı Halbuki sadece 'Mezarlıklar' bahsine baksalar neler yazılı olduğunu görürlerdi İşte madde 128 "Türk hükümeti" diyor, "Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya hükümetlerine() abideleri muhtevi olan arsaları ayrı ayrı ebediyyen terk etmeyi taahhüt eder" Ne demek bu toprakları ebediyyen, yani sonsuza kadar, İngilizcesiyle söyleyelim "in perpertuity" İngiliz'e, şuna buna vermek? Çanakkale'deki araziyi kıyamete kadar verdik demedikleri kalmış

Soruyorum: Bizim şehitlerimizin de kanlarıyla sulanmış bir toprak parçasını emperyalistlere sonsuza kadar bırakmayı taahhüt etmek de dahil midir Lozan zaferine?

Ya 37 maddeye ne diyeceğiz? Bu mudur zafer? Hadi beraberce okuyalım, o zaman:

"Turkey undertakes that the stipulations contained in Articles 38 to 44 shall be recognised as FUNDAMENTAL LAWS, and that no law, no regulation, nor official action shall conflict or interfere with these stipulations, nor shall any law, regulation, nor official action prevail over them"

Türkçesi şu:

"Türkiye 38'den 44'e kadar olan maddelerde musarrâh ahkâmın KAVÂNİN-İ ASLİYYE şeklinde tanınmasını ve hiçbir kânun, hiçbir nizâm ve hiçbir mu'âmele-yi resmiyenin bu ahkâma münâfi' veya mu'ârız olmamasını ve hiçbir kânun, hiçbir nizâm ve hiçbir mu'âmele-yi resmiyenin ahkâm-ı mezkûreye ihrâz-ı tefevvuk etmemesini ta'ahhüd eder"

"Fundamental laws" veya "kavânin-i asliyye" kelimelerini özellikle büyük harfle yazdım "TEMEL KANUNLAR" demektir Yani İsmet Paşa Lozan'da bundan sonra gelecek 7 maddeyi, kendi anayasasından, yasalarından, tüzük ve işlemlerinin hepsinden üstün kabul etmiş ve gelecekte yapacağımız hiçbir düzenlemenin bu maddelere aykırı olamayacağına dair kapı gibi taahhütte bulunmuştur Lozan'ın değiştirilemez maddeleridir bunlar

Neredeyse baştan sona bizim taahhütlerimizi içeren Lozan Antlaşması'nı zafer olarak görmek, bizi gerçeklere karşı körleştirmekten başka bir işe yaramaz Sonra bir şeyin zafer olup olmadığı neyle kıyaslandığına bağlıdır Evet, Lozan, Sevr'le kıyaslarsak bir başarıydı Öte yandan TBMM'nin İsmet Paşa'nın eline tutuşturduğu talimatnameyle kıyaslarsak başarısızlıktı

Ama insaf edelim, ölü doğmuş olan ve Nutuk'ta haklı olarak antlaşma değil de 'proje' olduğu ısrarla belirtilen Sevr, Yunanistan'dan başka hiçbir devlet tarafından onaylanmamıştı Üstelik İngiliz parlamenterler onunla paçavra diye dalga geçmemişler miydi? Neden bunları anlatmıyoruz bu ülkenin evlatlarına?

Üstelik Sevr'in Irak sınırını Lozan'da aynen kabul ettiğimizi de unutmayalım Bu arada araştırmanız için bir köşeye not edin isterseniz: İmadiye ilçesi, Sevr'de bizde görünür ama Lozan'da Irak'a bırakılmıştır

Haim Naum ismini duymuş muydunuz? Lozan'da ismi resmi listelerde görünmeyen, Osmanlı Yahudilerin Başhahamı olan bu zatı İsmet Paşa gayri resmi danışman olarak yanına almıştı Peki nereden tanıyordu onu? Merak bu ya, araştırdım ve Esther Benbassa'nın hazırladığı ve Alabama Üniversitesi'nin bastığı "A Sephardic Chief Rabbi in Politics, 1892-1923" adlı kitapta şu ilginç bilgiye ulaştım: Meğer İsmet Paşa Harbiye'nin Topçu sınıfında okurken Haim Nahum onun Fransızca öğretmeniymiş Böylece Lozan'ın ikinci devresinde hoca ile talebenin el ele çözdüklerini görüyoruz en sıkıntılı meseleleri

Ne demiştik? Tarih, şaşırmaktır, değil mi? Lozan bizi daha çok şaşırtacak, çok


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.