Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doktoru, fatih, mehmeti, sultan, yahudi, öldürdü

Fatih Sultan Mehmet'i Yahudi Doktoru Öldürdü

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fatih Sultan Mehmet'i Yahudi Doktoru Öldürdü



Arkadaşlar yazı biraz uzun ama okumakta fayda var, buyrun

Bu dosya aslında yeni bir şey değil Türkiye`deki tarihçiler arasında konuşulmuş, tartışılmış ama bir neticeye bağlanamamış bir dosya Belki bir neticeye bağlanamadığı için belki de başka sebeplerle rafa kaldırılmış yahut tarih kitaplarının sayfaları arasında unutulmuş Bu yüzden de tozlu bir dosya haline gelmiş Biz tarih kitaplarının sayfalarını karıştırarak bu tozlu dosyayı yeniden masaya koyup düşünce sahiplerinin dikkatlerine sunmak istiyoruz

Dediğimiz gibi bu konu Osmanlı tarihini inceleyen tarihçilerin gündemlerine gelmiş ve tahlil edilmiş Hatta bazıları hükümlerini de vermişler ki biraz sonra o hükümlerden söz edeceğiz Ama bu meseleyi Türkiye kamuoyunda bile bilenlerin sayısı çok fazla değil Arap dünyasında ise tarihçiler arasında bile pek bilindiğini sanmıyoruz

Üzerinde duracağımız konu Resulullah (sas) tarafından müjdelenen İstanbul fethi kendisine nasip olmuş Fatih Sultan Mehmed`in ölüm sebebi

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul`un fethini oldukça genç yaşta gerçekleştirdi O zaman 21 yaşında idi ki bu çağımızda gençlerin üniversite tahsillerine devam ettikleri ve henüz herhangi bir mesleğe atılmadıkları yaştır Sultan II Mehmed o yaşta, bir dünya devleti olan Osmanlı İmparatorluğu`nun başına geçtiği gibi aynı zamanda köklü Yunan saltanatının devamı niteliğindeki Bizans İmparatorluğu`nu ortadan kaldıran bir fetih gerçekleştirerek o zaman Konstantiniyye olarak adlandırılan merkezi şehri İslâm hâkimiyetine sokmuştu Ne var ki bu büyük fethi gerçekleştiren Sultan Fatih aynı zamanda genç sayılabilecek bir yaşta hayata veda etti Oldukça verimli geçen bir saltanat sürdükten sonra kırk dokuz yaşındayken ilginç bir tedavi işlemi sonrasında vefat etti Üstelik vefatı, Kahire`deki Memlûk İmparatorluğu`nu ortadan kaldırıp İslâm coğrafyasını tek bir merkezin hâkimiyeti altında toplamayı ve İstanbul`u hilafet merkezi haline getirmeyi hedefleyen bir sefer için yola çıktığı sırada oldu O zaman onun vefatı sebebiyle gerçekleşmeyen bu sefer 36 yıl ertelenmiş oldu ve 1517`de Yavuz Sultan Selim tarafından gerçekleştirildi

Bilindiği üzere Yavuz`un 1517`de gerçekleştirdiği Mısır seferinde Memlûk Sultanlığı ortadan kaldırılmış ve hilafet müessesesi Osmanlı`ya geçmiştir İşte bu seferi Fatih Sultan Mehmed 1481`de planlamış ve yola çıkmıştı Ama İstanbul`un biraz ilerisinde bulunan Gebze yakınındaki Tekfur çayırı denilen yerde hastalanması üzerine yapılan ilginç bir tedavi işlemi iyileşme değil ölüm getirdi ve ordu geri dönmek zorunda kaldı Biz de işte bu ilginç olayın dosyasını açmak istiyoruz

Fatih, Mısır`ın Fethi İçin Yola Çıkıyor

Fatih`in İstanbul`u fethettiği tarihte Memluk Sultanlığı`nın başında bulunan Seyfuddin Aynal, bu fetihe çok sevinmiş ve Kahire`de günlerce törenler düzenlemişti Sonraki dönemde de Aynal ile Sultan Fatih arasında güzel münasebetler oldu Ancak daha sonra bir hâkimiyet rekabetinin öne çıkması bu ilişkilerin bozulmasına sebep oldu Bu bozulma 1460`ta tahta geçen Seyfuddin Hoşkadem vaktinde daha da artmaya başladı Ondan sonra Memlûk sultanı olan Seyfuddin Kayıtbay önce Osmanlı`yla ilişkileri düzeltmeye çalıştı Ancak sonra yeniden bozuldu Kayıtbay döneminde, Zülkadiroğulları sultanı Alaüddin Bozkurd beyin yanında Memlûklere karşı savaşırken esir düşüp Kahire`ye gönderilen Osmanlı askerlerinin kafalarının kesilip polo (at üzerinde top) oyununda kullanılması Osmanlı - Memlûk ilişkilerindeki sorunun zirveye tırmanmasına sebep oldu Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmed 1481`de Memlûklere karşı sefer düzenlemeye karar verdi

Yolda Rahatsızlanıyor

Fatih, biraz rahatsız olmasına rağmen Üsküdar`dan harekete geçti Gebze yakınında Maltepe denilen bölgeye geldiğinde dinlenmek için Tekfur Çayırı`na kurulan otağına yerleşti Bu arada rahatsızlığından kaynaklanan ağrısının artması sebebiyle doktorlarının müdahale etmeleri istendi

Tarihi kaynaklarda belirtildiğine göre Fatih`in rahatsızlığı ayağındaydı Bunun sebebi ise Osmanlı sultanlarının birçoğunda görülen damla (nikris) hastalığıydı Rahatsızlığın artması Fatih`in şiddetli ağrı ve sancı hissetmesine sebep oldu

Fatih`in Tabipleri

Fatih`in dördü İranlı, biri Türk, biri Arap, biri de yahudi asıllı olmak üzere yedi tabibi vardı Aşağıda kendisinden söz edeceğimiz yahudi asıllı tabip Müslüman olduğunu söylüyordu Bu kişinin asıl adı Maestro Lacopo idi Ancak ihtida ettiğini söyledikten sonra Yakub adını aldı Bu şahıs muhtelif yollarla ilerleyerek padişaha yanaşmayı başardı ve paşa unvanı aldı Bu sebeple Tabip Yakub Paşa olarak anılırdı Yahudi asıllı tabip Yakub ile İranlı tabip Lârî arasında aynı zamanda ciddi rekabet vardı Tarihçi Hammer`in dediğine göre yahudi asıllı tabibin Fatih`e yanaşmasını da bu rekabet geciktirmiştir Yoksa belki o çok daha erken padişahın yakınına yerleşecekti

Tekfur Çayırı`ndaki Müdahaleler

Fatih`in Mısır seferine giderken Tekfur Çayırı`nda rahatsızlığının ilerlemesi üzerine önce İranlı tabip Lârî çağrıldı ve müdahale etmesi istendi

Fatih döneminde yaşamış olan ünlü tarihçi Âşık Paşazade`nin verdiği bilgiye göre İranlı tabip Lârî, Fatih`in ağrısının azalması için önce ayağından kan aldı Ancak ağrı azalmayıp arttı Bunun üzerine yahudi asıllı tabip Yakub Paşa çağrıldı O da şerâb-ı fariğ denilen ilaç içirdi İşte bu ilacı içmesi üzerine Sultan Fatih birkaç saat içinde hayatını kaybetti

Tartışılan Konu

Hadisenin buraya kadarki kısmında tarihî kaynaklarda herhangi bir ihtilaf ve tartışma yok Burada özet olarak verdiğimiz bilgiler başta yukarıda da adını zikrettiğimiz Âşık Paşazade olmak üzere, Fatih`in ölümünden söz eden tarihçilerin geneli tarafından tafsilatlı veya özet bir şekilde nakledilir Peki, tartışılan husus nedir?

Burada tartışılan iki husus var:

Birincisi: Muhtelif kaynaklarda belirtildiğine göre o zaman şerâb-ı fariğ olarak adlandırılan ilacın tehlikeli bir ilaç olduğu biliniyordu Bu yüzden de çok zorunlu bir sebep ortaya çıkmadan kullanılmıyordu Böyle olmasına rağmen Tabip Yakup Paşa bu ilacı Fatih`in ayağındaki ağrının azaltılması için neden içirdi?

İkincisi: İçirilen şey gerçekten ilaç mıydı yoksa zehir miydi?

Biz burada birinci husus üzerinde durmayacağız Çünkü içirilen şey şerâb-ı fariğ olarak ve ilaç diye verilmişti Bunda aslında sadece tabibin değil Fatih`in çevresindeki insanların da büyük ihmalleri olduğu kesin Çünkü çevredekilerin böylesine riskli bir ilacın hemen ilk müdahalede kullanılmasına müsaade etmemeleri gerekirdi Tabibin art niyetli olmayacağının bir garantisi yoktu ve tedavi edilen kişi de bir dünya devletinin en üst kademesindeki sultandı Burada ciddi bir ihmal ve hata olduğu kesin

Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz ve tarihçiler arasında da ciddi tartışma konusu olan mevzu ikincisidir

İlaç mıydı Zehir mi?

Ne kadar ilginçtir ki söz konusu müdahalede yahudi asıllı Tabip Yakup Paşa`nın herhangi bir ihmalinin olmadığı görüşünü savunan araştırmacı Şehabettin Tekindağ bu iddiasına tarihçi Âşık Paşazade`nin rivayetlerini delil gösteriyor Oysa içirilen şeyin zehir olabileceği şüphesini ilk gündeme getiren kişi Âşık Paşazade`dir Onun bu konuyla ilgili beyitleri tabip Yakub`un müdahalesi hakkında nasıl bir tereddüt ve şüphe taşıdığını çok bariz bir şekilde gösteriyor İşte Âşık Paşazade`nin beyitleri:

"Tabipler şerbeti kim verdi Hân`e

O Hân içti şerâbı kâne kâne

Ciğerin doğradı şerbet o Hân`un

Hemin dem zari itti yâne yâne

Didi: "Niçün bana kıydı tabipler?"

Boyadılar ciğeri canı kâne

İsabet itmedi tabip şerâbı

Tımarları kamu vardı ziyâne

Tabipler Hân`a çok taksirlik itti

Budur doğru kavil düşme gümâne!"

Açıklaması:

"Tabipler Sultan`a içeceği verdiler

O Sultan da içeceği doya doya içti

İçecek o Sultan`ın ciğerini parçaladı

Derhal acı ve ızdırap içinde kıvranmaya başladı

"Tabipler bana neden kıydılar?" dedi

Bütün ciğerini, yüreğini kana boyadılar

Tabibin verdiği içecek sağlık getirmedi

Onların yetiştirilmesi için yapılan gayretler de boşa gitmiş oldu

Tabipler Sultan`a karşı çok kusur işlediler

Doğru söz budur, hiç şüpheye düşme!"

Burada dikkat edilirse olayın suçlusu olarak özellikle tabipler gösteriliyor ki burada "tabipler" diye çoğul ifade kullanılması belki usûlendir Çünkü kastedilen içeceği veren kişinin yahudi asıllı Yakup Paşa olduğu bizzat Âşık Paşazade`nin kendi tarihinde yazılıdır Burada özellikle Sultan Fatih`in ağzından söylenen: "Tabipler bana neden kıydılar?" sözüne dikkat edelim Bu söz yapılan işlemin bir tedavi değil cana kıyma olduğunu açıkça vurguluyor

Tarihçi Franz Babinger`in Görüşü

Osmanlı tarihi uzmanlarından Franz Babinger, Fatih`in ölümü olayının bir zehirlenme olduğu görüşündedir Babinger, zehirleme olayının arkasında Venediklilerin olduğunu iddia etmektedir Onun iddiasına göre sürekli Haçlılarla işbirliği yapan Venediklilerin, Eğriboz adasının Osmanlılar tarafından alınması üzerine düşmanlıkları iyice artmış ve Fatih`i zehirlemek için 14 kez teşebbüste bulunmuşlardır Sonunda bu işi İtalya`dan kaçıp Osmanlı`ya sığınan yahudi asıllı tabip Maestro Lacopo yani Yakup Paşa vasıtasıyla başarmışlardır

Babinger`in görüşüne göre Tabip Lacopo 30 yıl Osmanlı sarayında çalışarak padişahın itimadını kazanmıştır Böylece onun yakın çevresinde yer almayı ve özel tabipleri arasına girmeyi başarmıştır Venedikliler de onu zehirleme işi için ikna etmiş ve amaçlarına ulaşmışlardır

Ölüm Hadisesi Etrafındaki Şüpheler

Ölüm hadisesiyle ilgili rivayetleri incelediğimizde ölüm sebebi olarak üç ihtimal karşımıza çıkıyor: Bir: Doğrudan hastalıktan kaynaklanmış olması İki: Verilen içeceğin gerçekten ilaç olması ama riskli olması sebebiyle ölüme yol açmış olması Üç: Verilen içeceğin ilaç değil zehir olması

Bunlardan birincisi çok zayıf bir ihtimal olarak görülüyor Çünkü böylesine önemli ve uzun bir sefer için harekete geçmiş olması Üsküdar`dan yola çıktığında ciddi bir rahatsızlığının olmadığına delalet eder Üsküdar ile Maltepe`nin arası ise atlarla yarım gün bile sürmeyecek kadar kısadır Günümüzde otomobille Üsküdar`dan Maltepe`ye 45 dakikada varılabilmektedir Bu kadarlık bir mesafede hastalığının ölümcül hale gelmiş olması son derece zayıf bir ihtimaldir Geriye diğer iki ihtimal kalıyor ki tarihçiler de genellikle bu iki ihtimal üzerinde durmuş, bazıları zehirleme ihtimalini kabul etmiş bazıları da riskli bir ilaç olmasına rağmen şerâb-ı fariğ denilen ilacı vermekle tabibin büyük bir hata işlemiş olabileceğini dile getirmişlerdir

Ölüm Sonrasındaki Gelişmelere Dayanan Şüpheler

Fatih`in ölümü sonrasında meydana gelen bazı gelişmeler de zehirleme şüphesini teyit edici niteliktedir

Tarihi kaynaklarda bildirildiğine göre Sultan`ın çevresinde bulunanlar ölüm olayını askerlerden gizlediler ve Sultan`ın rahatsızlandığını, İstanbul`a dönüp hamamlara devam ederek tedavi görmeye ihtiyacının olduğunu söylediler Ancak Üsküdar`a doğru yol alan askerler kapalı bir tahtı revan (sultanların yolculuklarda taşınması için kullanılan taht yani koltuk) görünce içine bakmak için ısrar ettiler İçinde Sultan Fatih`in cenazesinin olduğunu görünce olayın bir devlet içi cinayet olabileceği şüphesine kapıldılar Üsküdar`a döndüklerinde bazı olaylar çıkardılar Burada çıkardıkları olaylar dikkat çekicidir Tarihçi Alphonse de Lamartine`in yazdığına göre askerler İstanbul`a döndüklerinde ilk olarak yahudi mahallesini basıp yağmalıyorlar Sonra da saraya yürüyüp Vezir-i A`zam`ın kafasını kesiyorlar

Burada zihinleri kurcalayan husus askerlerin özellikle yahudi mahallesini basıp yağmalamaları O zaman İstanbul`da pek çok gayr-i müslim azınlık bulunuyordu Üstelik bu azınlıklar içinde Osmanlı`nın en çok himaye ettiği ve devlet olarak kendileriyle en iyi ilişki kurduğu azınlık yahudilerdi Böyle olmasına rağmen askerler neden diğer azınlıkların mahallelerini basıp yağmalamıyor da özellikle yahudi mahallesini basıyorlar Bunun sebebi yahudi tabibin tedavi adına Sultan Fatih`in ölümüne yol açmasına kızmaları olmasın!

Yahudi Tabip Askerler Tarafından Öldürüldü mü?

Tarihçi Franz Babinger isyancı askerlerin yahudi asıllı tabip Yakup Paşa`yı yakalayıp bedenini parça parça ettiklerini yazar Ancak bu bilgi diğer tarih kitaplarında teyit edilmiyor Hatta bazı tarihi kaynaklarda sonraki dönemlerde de zehirlemelere devam ettiği ve Budin muhafızı Mehmed Paşa`nın aniden ölümü üzerine ondan şüphelenilip tutuklandığı, yapılan sorgulamada suçunu itiraf ettiği yazılıdır Ancak bu rivayetin sıhhati hususunda da şüpheler bulunmaktadır

Muhtelif Tarihçilerin Görüşleri

Fatih`in ölümünün zehirlenmeden ileri geldiğini söyleyen tarihçi sadece Franz Babinger değildir Âşık Paşazade`nin bu konuda kesin bir hüküm vermemekle birlikte ciddi şüpheler taşıdığını daha önce konuyla ilgili meşhur şiirini naklederek dile getirmiştik Ziya Tütüncü de muhtelif kaynaklara dayanarak ölüm sebebinin zehirlenme olduğu görüşünü öne çıkarmaktadır Tütüncü aynı zamanda Valco isimli bir başka yahudi tabip tarafından daha önce bir zehirleme teşebbüsünde bulunulduğuna da dikkat çeker

Ziya Tütüncü bu konuda iddialı konuşmakta ve şöyle demektedir: "Fatih değişik tarihlerde türlü suikastlere uğradı Bütün suikastler Venedik Cumhuriyeti tarafından idare ediliyordu Gerçeğe yakın bir biçimde belli olan netice şudur: Fatih, yahudi dönmesi Yakup Paşa tarafından zehirlenerek öldürülmüştür"

Osmanlı dönemi tarihçilerinden Hayrullah Efendi de zehirleme hususunda kesin bir iddiada bulunmamakla beraber yahudi asıllı tabip Yakup Paşa`nın "kasıtlı tedavi" ile Fatih`in en verimli çağında ölümüne sebep olduğuna dikkat çeker

Fatih dönemi tarihçilerinden Tursun Bey de böyle bir şüphenin olduğunu dile getirir ama kesin bir ifade kullanmaz

Tarihçilerden saydıklarımızın dışında da Fatih`in zehirlenerek öldürüldüğünü veya bunun kuvvetli ihtimal olduğunu söyleyenler vardır

Not: Bu yazının hazırlanmasında ve yazıda zikredilen kaynaklardaki bilgilere ulaşılmasında birinci derecede Prof Dr Abdurrahman Küçük`ün hazırladığı Dönmeler Tarihi`nden, ayrıca Yavuz Bahadıroğlu`nun Fatih Sultan Mehmed adlı kitabından ve bir heyet tarafından hazırlanmış olan Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi adlı kaynak kitaptan yararlandık

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.