Prof. Dr. Sinsi
|
93 Harbi (1877-1878 Osmanli Rus Savaşi)
93 Harbi, Tuna ve Kafkasya cephelerinde cereyan etti Tuna cephesi başkumandanı, Serdâr-ı ekrem Müşir Abdülkerim Nâdir (Abdi) Paşa idi Emrindeki kuvvetler, üç orduya ayrılmıştı Bunlardan Garp ordusunun başında Müşir Osman Paşa, Şark ordusunun başında Müşir Ahmed Eyüp Paşa, Cenup ordusunun başında ise Müşir Süleyman Paşa bulunuyordu Bu cephedeki denge, Osmanlıların hayli aleyhineydi
Abdülkerim Nâdir Paşanın, düşmanın Tuna’yı geçmesine seyirci kalmasıyla, harp yarı yarıya kaybedildi Halbuki Osmanlılar için en büyük ümit, Rusları Tuna seddi üzerinde durdurabilmek ve bu seddi aşmalarına engel olabilmekti Bu zafiyetinden dolayı Serdâr-ı ekrem, bir müddet sonra Dîvân-ı harbe verilip mahkum olacaktır
7 Temmuz’da Tırnova, 16 Temmuz’da Niğbolu’yu alan Ruslar, Şıpka Geçidine hâkim olup, Balkan Dağlarını aşmaya başladılar Abdülkerim Nâdir Paşanın azledilip yerine çok genç, müşir Mehmed Ali Paşanın başkumandan olması ve ordu içindeki diğer ayrılıklar, müşirler arasında rekabeti artırdı Bu husus, savaşın kaybedilmesinde önemli sebep teşkil etti Müşir Süleyman Paşa, Şıpka Geçidini ele geçirmek için, bir hafta gece-gündüz demeden taarruzda bulundu, ancak muvaffak olamadı Bu defa Şıpka’yı geçmek için, Müşir Mehmed Ali Paşa taarruza geçti Ayazlar, Karahasan, Ablova ve Kaçılova Meydan Muhârebelerini kazandı ise de, devamlı takviye alan Rus kuvvetlerini söküp atamadı Müşir Osman Paşa ise savunma savaşına yeni prensipler getirerek, Plevne’de düşmanı üç defa mağlup etti Üçüncü Plevne Zaferinden sonra, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından “Gâzi” unvânı verildi Yeni takviyelerle güçlenen düşman karşısında Osman Paşa, yardım alamadığından Plevne de düştü Plevne’nin düşmesi ile, sayıca pek fazla olan Rus birlikleri serbest kaldılar Bu sırada Sırplar Niş’e girmişler, Karadağlılar da İşkodra çevresine kadar ilerlemişlerdi İleri harekâtlarına devam eden Ruslar, Sofya, Niş ve Vidin’i aldıktan sonra Edirne’ye ve burayı da alıp Yeşilköy’e ulaştılar Grandük Nikola, sulh şartlarını dikte etmek üzere, umumî karargâhını burada kurdu Böylece Tuna cephesindeki savaş, Osmanlıların aleyhine netîcelendi
93 Harbi’nin ikinci cephesi Kafkasya idi Kesin neticenin alınacağı ve alındığı Tuna cephesi kadar mühim olmamakla beraber, burada da pek büyük savaşlar oldu Cephe kumandanı Ahmed Muhtar Paşa idi 125 000 kişilik Rus ordusunun başında ise, Ermeni asıllı Melikof bulunuyordu
Devamlı takviye alan Ruslar, 30 Nisan’da Doğu Bayezid’i ele geçirdiler Muhtar Paşa, Ruslara karşı 21 Haziranda Halyaz, 25 Haziranda Zivin, 25 Ağustosta Gedikler Meydan Muhârebelerini kazandı Ahmed Muhtar Paşaya bu zaferlerden sonra, “Gâzi” unvanı verildi 4 Ekimde Yahniler Meydan Muharebesi de kazanıldı, ancak takviye alan Rusları durdurmak mümkün olmadı 15 Ekim 1877 Alacadağ Meydan Muharebesi, Kafkas cephesinin dönüm noktası oldu Ahmed Muhtar Paşa, fazla zayiat vermemek için Erzurum’a çekilmek zorunda kaldı Kars açıkta kaldığından, 18 Kasım’da Rusların eline geçti Fakat Ruslar, Erzurum halkının da katıldığı destanlaşan savunma karşısında, Erzurum’u alamadılar Bu sırada Ahmed Muhtar Paşa, Padişah tarafından İstanbul’un muhafazası ile görevlendirilip İstanbul’a çağrılınca yerine Müşir Kurd İsmail Paşa getirildi
93 Harbi, Osmanlı Devletinin ağır mağlûbiyetiyle neticelendi Rumeli Türklüğü, Rus birlikleri ve Bulgarların büyük katliamı sebebiyle, büyük sarsıntıya uğradığından, Türk nüfusu azınlığa düştü Son asır Türk tarihinin en büyük göç faciâsı vuku buldu Balkanlardan Anadolu’ya uzanan yollar, göçmen kafileleriyle doldu Bunların büyük bir kısmı, yine Ruslar ve Bulgarlar tarafından imha edildi
Rusların Yeşilköy’de karargâh kurmalarından sonra, Babıâlî, 19 Ocak 1878’de Rusya’dan mütareke istedi 9 ay 7 gün süren savaşa, 31 Ocak 1878’de imzalanan Edirne Mütarekesi son verdi Sonradan, 3 Mart 1878’de, Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imza edildi, ancak yürürlüğe girmedi Abdülhamid Han, siyasî dehasıyla, bu antlaşmayı yürürlüğe koydurmadı Ayrıca bu antlaşma, Rus nüfuzunu son derece arttırdığından, Avrupa devletlerini telaşa düşürmüştü Avrupa devletlerinin iştirakleriyle tertiplenen Berlin Antlaşması'na göre (13 Temmuz 1878), önceki antlaşmanın bazı maddeleri hafifletildi Ancak, Osmanlı Devleti bu antlaşmaya göre, bugünkü Türkiye’nin üçte birine yakın toprak ve büyük nüfus kaybına uğradı Ayrıca, 800 milyon altın franklık savaş tazminatı ödeme mecburiyetinde bırakıldı Balkanlarda ise Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız birer devlet oldular
|