Prof. Dr. Sinsi
|
Bu Vatan Asla Bölünmeyecektir!
Vatan, kültürel değerlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır Bu coğrafya ilk bakışta bir kara parçasıdır Bu kara parçası tehlikeye girdiği zaman, uğrunda kanlar dökülür; canlar verilir Nice analar yavrularını, nice gelinler yiğitlerini yitirir O zaman bu coğrafyanın taşı, toprağı, dağı, ırmağı başka bir anlam taşır Her biri düşmana aşılmaz bir engel ve bir uçurum olur O toprak parçası hemen baş tacı edilir Bu cansız coğrafya, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatan olur
Bunun için Mithat Cemal:
“Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır ” diyor
Bunun için Orhan Şaik:
“Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir ” diyor
Yine bunun için Mehmet Akif:
“Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda,
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” diyor
Gerektiğinde vatanı savunmak için insanları severek ölüme götüren yüce duygulardan biri de din duygusudur Özellikle İslamiyet’in verdiği şehitlik makamı hiçbir dinde yoktur Hiçbir dinde İslamdaki şehit olmak şerefi kadar kuvvetli bir unsur bulunmamaktadır Bu unsur, bizim tarihimizde, zaferlerin kazanılmasında en büyük etkenlerden biri olmuştur Analar oğullarını cephelere “Ya şehit ol, ya gazi” diyerek göndermişlerdir
Şehitler ve gaziler sayesinde bugün biz vatanımızda hür yaşamaktayız Yine onlar sayesinde üzerinde yaşadığımız toprak parçası vatan olmuştur Diğer yandan, atalarımızın binlerce yıldır bıraktığı camiler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, okullar, külliyeler, köprüler, çeşmeler, saraylar, kışlalar, kütüphaneler, kapalı çarşılar ve çeşitli sanat eserleri, üzerinde yaşadığımız coğrafyayı vatan yapan abidelerdir
Birlik, bütünlük, ortak ideal ve hedefler gerçekleşince insan toplulukları millet haline gelir Kitle, kalabalık olmaktan çıkar Nesiller mensup olduğu bir millete ve üzerinde yaşamakta iftihar ettiği bir vatana sahip olur
Kader birliği, tarih birliği ve şuuru böylece doğar Artık böyle bir milletin mensupları, kaderde, tasada ve kıvançta bir olurlar; birbirlerini seven, sayan, kolayca anlaşabilen, birlikte hareket edip başarabilen insanlar haline gelirler
O halde, vatanın meydana gelmesinde insan elinin ve emeğinin tabiata kattığı nice eserlerin de büyük rolü vardır Vatan anlayışı kültür ve medeniyet eserleriyle gelişir; derinlik kazanır
Bilindiği gibi dil, din, tarih, kültür ve ülkü birliği, ahlakta, terbiyede, örf ve adetlerde ortak duygu ve hedefler, ortak davranışlar milleti oluşturur Millet ile vatan, ruhla vücut gibidir
Millet, kendi vatanında birlik ve dirliği bozmadan, ayrılıp parçalanmadan yaşamalıdır Ancak bu taktirde o milletin fertleri haysiyetli, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebilirler Şu halde vatanımıza, dilimize, dinimize, kültürümüze, tarihimize, örf ve adetlerimize sahip çıkmalıyız Mehmet Akif bu görevi şöyle ifade etmiştir:
“Sahipsiz olan vatanın batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır ”
Milletimiz, uzun ve derin tarihi boyunca hep bu şuurla yaşamıştır Kendisine daima birleşik ordular halinde saldıran düşmanlarla savaşmak zorunda kalmış; çetin muharebeler, sert mücadeleler sonunda, varlığını kabul ettirmiş, tarih boyunca hür yaşamıştır Bundan sonra da böyle olacaktır
Bu duygular ve düşünceler, bizi vatana bağlamalıdır Vatan sevgisi olmazsa, ne vatanın ne milletin bütünlüğü korunabilir
Aslında vatan sevgisi, vatan üzerinde yaşayan insanlara, tarihe ve tarihi kültüre beslenen sevgidir Yoksa kupkuru bir toprak sevgisi değildir Vatanı sevmek ve korumak, bize atalarımızın emanetidir; ona ihanet edemeyiz, bu dinimizin de emridir Allah şöyle buyuruyor: “Sizinle savaşanlarla Alllah yolunda savaşın…”
Görülüyor ki; inancımıza göre vatanımızda hür ve huzur içinde yaşamak için, gerektiğinde savaşmak da Allah’ın emridir Bunun dinimizdeki adı cihattır
Vatan, millet, din ve namus yolunda nöbet tutup, savaşan kimseyi Peygamberimiz, bakın nasıl övüyor: “Hudut ve vatan muhafazası için bir gün, bir gece nöbet beklemek, bir ay (Allah rızası için farzın dışında) gündüz ve gece namaz kılmaktan daha hayırlıdır ” Bir başka hadiste de Peygamberimiz Hz Muhammed (s a v) şöyle buyuruyor: “İki çeşit gözü cehennem ateşi yakmaz, biri Allah korkusundan ağlayan göz, öteki Allah yolunda nöbet beklerken uyumayan göz ”
Görülüyor ki vatanı savunmak, onun bütünlüğünü korumak, kadın ve erkek her Müslümana, ilahi bir görev olarak farzdır Aynı zamanda, yüce bir milli görevdir
Şurası çok iyi bilenmelidir ki,vatan sevgisi,milli birlik ve beraberlik anlayışı ve rotak ideale sahip Yüce Türk Milleti en zor şartlar altında dahi vatanını korumasını bilmiş ve düşmana gereken dersi vermiştir
Bu değerler ve hasletlere sahip olduğumuz sürece BU VATAN ASLA BÖLÜNMEYECEKTİR!
|