11-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Rum Efsaneleri Ve Fatih'in Amacı
Fathi Sultan Mehmet Han,feth ettiği beldelerin insanlarının hakkını,hukukunu gözetirdi Bizans'ı fethettiğinde yerli halkın inancında,ibadetinde,kıyafetinde,ticaretinde ve seyahatinde serbest bırakmıştı Fakir Rumlar,onun vaktinde refah yüzü gördüler ve bu sebepledir ki,fethi benimsediler
Fethin hemen ertesi günü,onca işi varken,kalkıp Grand Dük Notaras'ın sarayına gitti Böylece Grand Dük'ün hem ziyaretini iade etti,hem de hasta olan eşine-ki bir bizans prensesiydi-geçmiş olsun dileklerini bildirdi
Bir cihan padişahının en büyük zaferinin hemen ertesi günü,en büyük düşmanın ayağına gitmesi,bugün kü diplomatik nezaket anlayışının dahi üzerinde çok nazik,çok zarif bir davranıştır Müteakip günlerde ise rumların "Ortodoks Cihan Patriği"seçtiği Georgios Skolarios'un (Gennadios unvanıyla)patrikliğini tasdik ederek,üstelik yemeğe çağırarak uzun uzun sohbet etmesi,ortaçağ şartlarında hiç rastlanmamış bir hadisedir
Buna rağmen Avrupalılar Fatih'i sevmez Yunanlılar ise Bizans'ı diri tutmaya çalışırlar Bunu da efsaneler ve menkıbelerle yaparlar Yunanlı çocukların okudukları ders kitablarına geçmiş bazı Bizans efsaneleri var ki,insanı gülmekten kırar geçirir Birkaç tanesi örnek veriyorum:
Canlanan balık efsanesi:Güya,Sultan 2 Mehmet'in Bizans'ı kuşattığı günlerde bir papaz göl kıyısında balık kızartıyomuş O sırada yanına gelen biri,Osmanlıların şehre girmek üzere olduklarını söylemiş Papaz böyle bir şeye hiç ihtimal vermediği için demiş ki:
"Türkle hiç bir zaman kutsal şehre ayak basamazlar Buna inanmam için bir tarafı kızarmış tavadaki balıkların canlanarak suya atlamaları lazım Türklerin şehre girmesi,bu kadar imkansızdır
Demesiyle birlikte yağda bir tarafı kızarmış yedi tane balık bir bir canlanıp patır patır göle atlamış Güya o yarı kızarmış balıklar gölün için imiş Rumlar İstanbul'u geri alıncaya gölde yaşayacaklar,şehir tekrar Rumlar tarafından alınınca bir papaz balıkları gölden çıkaracak ve öbür tarafalarınıda kızartacakmış
Yarıda Kalan Ayin Efsanesi:Fatih Ayasofya'ya girdiği sırada büyük ayin varmış Osmanlılar,Ayini idare eden papazı yakalamak istemişler Papaz can havliyle duvara atılmış Duvar bir kapı gibi iki yana açılmış ve papaz oradan geçip kurtulmuş  
Osmanlılar şaşırıp kalmışlar Sonra duvarı yıkmayı denemişler, ama başaramamışlar Günün birinde papaz duvardan çıkacak ve 29 Mayıs 1453 Salı günü başladığı ayini bitirecekmiş İşte o gün Rumlar tekrar İstanbul'a sahip olacaklarmış
Bir de,"Denize Bata Kilise Mihrabı Efsanesi"var ki İstanbul'u kaybeden Rumların hayallerinin nerelere kadar ulaştığını göstermesi bakımından dikkat çekicidir
Güya Osmanlıların İstanbul'a girmesi üzerine Ayasofya mihrabı yerinden sökülmüş,Avrupa'ya götürülmek üzere bir gemiye konmuş Fakat gemi Marmara'da batmış Mihrap denize gömülmüş O gün bugündür,mihrabın bulunduğu yerde sular daima durgun olur,asla fırtına çıkmaz,etrafa çok güzel bir koku yayılırmış Mihrap aranmış,ama bulunamamış
Rumlar İstanbul'u geri aldıklarında ancak bulunabilinecekmiş Getirilip Ayasofya'daki yerine konacakmış
Ne tuhaf!Boşuna "İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar"dememişler
|
|
|