11-25-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türklerdeki Kutsal Sayılar
Türkler yaşamlarındaki bazı rastlantı ve benzetmeleri dikkate alarak bazı sayılar için çeşitli şekillerde yorum getirir ve kendilerine göre inanırlar Bu sayılar üç , dört - beş - yedi - dokuz ve kırktır
Üç sayısı :
Hazer denizinin kıyısında Gaokerena adında üç ayaklı eşekler vardır Avcı Binegar hikâyesindeki sözü edilen geyikler üç ayakıdır Şamanların törenlerde kullandıkları davullarının üzerinde yapılmış olan Pura adındaki koçlar üç boynuzludur Oğuz’un oğullarından Dağ Han’ın yönetimindeki boyun Ongunu dikili üç çubuktur Ölümden üçgün sonra yemek verilir
Dört sayısı :
Göktürk’lerin ve Taoist’lerin dört yönü temsil eden tanrıları vardır Şamanların giydikleri Manyak adındaki hırkanın kolunda dört çıngırak asılıdır Abakan Türkleri din törenlerini dört kutsal kayın ağacının yanında yapmak için toplanırlar At ilk defa cennetten çıkmıştır ve bu atların dört gözü vardır
Beş sayısı :
Tuğla ve Selenga ırmaklarının birleştiği Kumlanço adındaki yerde bir fıstık ve birde kayın ağacı vardır Bu iki ağaç beş çocuk doğurur Yugur’ları kurban törenlerinde büyük tanrı adına dikilmiş üç çubuktan birinde beş şerit vardır ve bunlar Ongol Han’a aittir Şamanların manyak adındaki hırkalarının sol kolunda beş çınğırak asılıdır
Yedi sayısı :
Altay’lıların bie efsanesine göre Nuhun tufanının olacağını ilk olarak demir boynuzlu, demir yeleli bir keçi yedigün dolaşır ve şöyle der Yedi gün zelzele oldu, yedi gün yerden ateş püskürdü, yedi gün yagmur yağdı, yedi gün fırtına ve yedi gün kar yağdı Yine Nuhun gemisini yapan yedi aziz kardeş vardır Gökler ve denizler yedişer kattır Altay’lılar göre ölü bir evden çıktıktan sonra Aldacı denilen kötü ruhlar evde kalır Bunun için o evden yedi gün dışarıya eşya verilmez ve içeriyede alın maz O ev yedi gün sonra temizlenir Yedi gün sonra o eve girilir ve yine o evde yedigün sonra yemek verilir Türk’lerde yedi başlı ejdarhalardan çok bahsedilir
Dokuz sayısı :
Türk’lerin en büyük tanrılarından biri olan Kara Han dünyanın tam merkezine dokuz dallı çam dikmiştir Altay’lılar görede insanın iskeletinde; baş, bel, diz, topuk, ayak bileği, omuz, dirsek, avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır Şamanların davulunda tanrı Ülgen’in dokuz kızının resmi var iken, yine üzerlerine giydikleri Manyak adlı hırkalarında dokuz çıngırak asılıdır Şamanlara göre yer altı dokuz tabakadır Oğuz destanında görüldüğü gibi dokuz oðuz’lardan büyük boylar türemiştir Yakut’lara göre gök tanrılarının sayısı dokuzdur Altay’lıların bir inancına görede kıyamet vaktinde deniz dibinde bulunan dokuz çatallı karataş parçalanarak yerinden ayrılacak ve oradan demirden ve sarı renkte atlara binmiş dokuz suvari etrafa saldıracaktır
Kırk sayısı :
Türkler arasında en çok kullanılan sayıda budur Bununla ilğili inanmalarda şöyledir Bazı erdarhalar vardırki onları hiç bir güç yenemez ve ölmez ler Tılısımlı oldugu ve tılısımı bozulunca öleceğine inanılan bu ejdarhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır İşte bu uyku esnasında üzerinden kıl kopartılarak ateşte yakılan ejderhalar ölür Yine Türk destanlarında kırk sayısı sık sık geçer Kırk kızlar ve Manas destabnında olduğu gibi kırk yiğitler çokca geçer Kırgız’ların türeyiş efsanelerinde de Sağan Han’ın bir kızı otuz dokuz hizmetcisi ile kırk kız bir gölün kena- rına giderek sudan gebe kalmışlar Oğuz’un verdiği şölende diktirdiği sırııkların boyu kırk kulaç uzunlugundadır Bundan başka Türk’lere ait hikâye ve masallarda kırk gün, kırk gece düğünler, kırk haremiler ve kırk satır, kırk katır sözleri çok geçer
|
|
|