Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikayesi, zafer

*Bir Zafer Hikayesi*

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

*Bir Zafer Hikayesi*



>GAZİKOVAN
>
>
>
>
>
> Mart 1921 İnönü Ovası İnsanın İflahını kesen buz gibi bozkır
>ayazında Ethem Çavuş'un sırtı üşüyor, avuçları ise kızgın mermi kovanlarına
>çıplak elle dokunduğu için alev alev yanıyordu Top atışı on sekiz saattir
>durmaksızın sürüyordu Ethem Çavuş, 75 mm'lik topu durmaksızın dolduruyor,
>her seferinde besmele çekip keşif kolundan bildirilen menzillere kıyamet
>yağdırıyordu
>
>
>
>
>
> Sandıkta kalan sondan üçüncü mermiyi aldığında bir an duraksadı
>Merminin üzerine bir çaput sarılıydı Çaputu sökerken avucuna kalem
>büyüklüğünde demir bir çubuk düştü Çaputun ve çubuğun anlamını çözmeye
>çalışırken sarı metalden mermi kovanına kazınarak yazılmış yazıya gözü
>ilişti Okumaya vakti yoktu Mermiyi topa sürüp ateşledi Demir çubuğu
>cebine, boş kovanını ise bu sefer sandığa değil yere attı Birkaç dakika
>sonra soğumuş olan kovanı kaybolmaması için yerden alıp mintanının
>yakasından içeri attı Akşam ezanı vaktinde çarpışma durulmuş, mevzileri
>ileri, düşman hatlarına doğru ilerletme emri gelmişti Batarya komutanı,
>Ethem Çavuşa istirahat verdi İlk iş olarak boş kovanı çıkarıp üzerindeki
>yazıyı okudu
>
>
>
>
>
> Kovanın üzerinde "Karahisarlı Seyfi Çavuş 4Alay 2Tabur
>8Batarya 26 Rebiyülahir 1339*İnönü" yazıyordu Birinci İnönü savaşının en
>kızgın günlerinden birinde düşülmüş not ve mermiyle gelen demir çubuk,
>İmalat-ı Harbiye atölyelerinde çalışanların bir mesaj istediğini
>gösteriyordu Boşalan kovanlar Ankara'daki atölyelere yollanır, oradan
>tekrar doldurulup cepheye dönerdi
>
>
>
>
>
> Üç saat sonra gecenin iyice çökmesiyle savaş tamamen durulmuş,
>birlikler yeni mevzilerine yerleşmişti Ethem Çavuş, cebindeki demir çubuğu
>çıkarıp bir köşeye oturdu Ucu sivriltilmiş çubuk, bakır ustalarının
>"kalem" dedikleri, metal üzerine desen oymaya yarayan keskin bir aletti
>Eline yumruk büyüklüğünde bir taş alarak hafif tıklamalarla kendi mesajını
>kovana kazıdı "Aksekili Ethem Çavuş 8Alay 3 Tabur 1Batarya 20 Recep
>1339** İnönü"
>
>
>
> Beş gün sonra Ankara Atölye'nin bir köşesinde cepheden gelen
>sandıkları açan kalfa, tezgâhlardan birinde harıl harıl çalışmakta olan
>ustaya seslendi:
>
>Sesinde, eşi doğum yapmış bir adama bebeğini müjdeleyen ebenin heyecanı
>vardı "Kâmil Usta! Müjdemi İsterim! Senin yavru cepheden dönmüş!" Hepsi
>sandıkların olduğu kısma koşturarak kovanın üstündeki yazıyı okumak için
>toplandılar Tabii ki bu şeref Kâmil Ustaya aitti Yüksek sesle Ethem
>Çavuşun notunu okudu Atölyede bir bayram havası esmişti Tüm çalışanlar,
>Kâmil Ustayı yeni baba olmuş biriymiş gibi kutluyor, hayır duaları
>ediyorlardı Ustalar, İş tezgâhlarından birinin başında toplandılar Kâmil
>Usta kovanın ağzının eğilen yerlerini düzeltip özenle kapsülünü yeniledi
>İçine barutunu doldurduktan sonra yeni bir çekirdeği kovanın ağzına
>oturttu Mermi hazır olunca, Ethem Çavuşun kovanın içinde geri yolladığı
>çelik kalemi yeni bir çaputla merminin üzerine sardı Kundaklanmış mermiyi
>şefkatle tutarak yeni doldurulan bir sandığa yatırdı Çalışanlar hep bir
>ağızdan "Allah kavuştursun" diyip işlerinin başına döndüler Kâmil Usta,
>halen açık duran sandığa yatırdığı mermiye hüzünle bakıp "Selametle git
>aslanım Allah muvaffak etsin Çok bekletme bizi" dedi Kovan, Birinci
>İnönü savaşı sıralarında üzerindeki ilk notla Kâmil Ustanın eline
>geçtiğinde bu fikir doğmuştu Karahisarlı Seyfi Çavuşun başlattığı bu
>geleneğin süreceğinden emin değildi; ama denemeye değerdi Nitekim Aksekili
>Ethem Çavuş umutlarını boşa çıkarmamıştı Cephede patlayan her merminin
>kovanı buradaki ustaların elinden geçtiğine göre bir aksilik olmazsa
>yeniden görüşeceklerdi
>
>
>
> Eylül 1922 - Ankara Bir buçuk yıl içinde kovan sekiz kere daha
>atölyeye uğradı Üzerindeki mesajların sayısı da sekize ulaşmıştı Mesaj
>yazanların sekizi de başka alay ve taburlardan farklı kişilerdi Kovan her
>keresinde atölyedekilere daha büyük bir coşku yaşatıyor, istiklâl savaşının
>her zorlu durağından Ankara'ya barut, kan ve zafer kokusu taşıyordu Türk
>ordusunun İzmir'e girdiği gün Ankara'da bayram havası eserken kovan yeniden
>gelmiş, ama bu sefer tüm atölyeyi yasa boğmuştu Kovanın içinde, çelik
>kalemin yanı sıra bir mektup ile bir tane de bakır künye vardı Kovanın
>üzerine kazınmış dokuzuncu notta; "Karahisarlı Seyfi Çavuş 4 Alay 2
>Tabur 8Batarya 12 Muharrem 1341*** Banaz" yazılıydı Atölyedekiler mektubu
>açıp okumaya koyuldular;
>
>
>
>
>
>
>Bismillahirrahmanirrahim
>
>
>
>Selamün aleyküm gayretperver ustalar Allah'a şükürler olsun ki mendebur
>düşman kaçıyor Muzaffer Türk ordusu beş gündür durup dinlenmeksizin kâfiri
>kovalıyor Güzel İzmir'e, kalplerimizdeki imânımız kadar yakınız artık İki
>gün evvel Banaz'daki muharebede bataryamın çavuşlarından Seyfi, kalleş
>düşmanın kurşunuyla şahadete ermiştir Cenazesini sıhhiyecilere teslim
>etmeden önce mintanının içinde bu kovanı buldum Malumunuzdur ki vefat eden
>neferin künyesi ailesine yollanır Lâkin beş gün önce Karahisar'ı ele
>geçirdiğimizde,Seyfi Çavuş'un ailesinin düşman tarafından katledildiğini
>öğrendik Bu kahraman Türk evladı kederini yüreğine gömüp anacığını,
>babacığını defnedemeden düşmanın peşine düştü Üç gün sonra kendisi de
>hakkın rahmetine kavuştuKovandaki yazılardan anladığım üzere bu topçu
>neferlerin bir ailesi de sizler olmuşsunuz Bu sebeple Seyfi Çavuşun
>künyesini sizlere yolluyorumBaşınız sağ olsun Hayır dualarınızı
>bizlerden, Fatihalarınızı aziz şehitlerimizden esirgemeyiniz Hakkın
>rahmeti üzerinize olsun Yüzbaşı Muhsin Talât 4Alay 2 Tabur 8 Batarya
>
>
>
>14 Muharrem 1341 Salihli"
>
>
>
>
>
>
>
>Mektup bittiğinde tüm personel ağlıyordu Atölyeye bir ölüm sessizliği
>çökmüştü Hiç tanımadıkları halde iki satır yazıyla kardeş oldukları Seyfi
>Çavuşun ardından Fatiha okuyup amin dediler
>
>
>
> Kamil Usta yutkunarak tezgâhının başına oturdu Kovanı yeniledi
>ama bu sefer, minik iki perçinle Seyfi Çavuşun künyesini kovanın dibine
>çaktı Yine her zamanki merasimle mermiyi kundaklayıp sandığa yatırdı
>Oysa o mermi bir daha düşman mevzilerine gönderilmeyecekti
>
>
>
> Ocak 1923-Ankara Savaşının bitmesinin ardından Ankara'daki
>mühimmat depolarında sayım ve temizlik yapılıyordu Sandıklar tek tek
>açılıyor, mermiler sayılıp yeniden sandıklanıyor, kayda geçirilip daha
>tertipli bir cephaneliğe gönderiliyordu Teğmen Hamdi Vâsıf, Kâmil ustanın
>hazırlayıp kundakladığı mermiyi buldu Böyle bir anının-belki de yıllarca-
>sandıkların İçinde kalmasına gönlü elvermedi Ciddi bir suç işliyor olmayı
>göze alıp mermiyi evine götürdü Niyeti, ömrünün sonuna kadar mermiyi bir
>anı olarak saklamaktı
>
>
>
> 29 Ekim 1923 - Ankara Teğmen Hamdi Vâsıf Ankara kalesine çıkan dik
>sokakları koşarak tırmanıyordu Soğuğa rağmen kan ter içinde kalmıştı
>Yarım saat önce 20:30 sıralarında meclisten, cumhuriyetin ilan edildiği
>duyurulmuştu 101 pare top atışıyla cumhuriyet kutlanıyordu ve Seyfi
>Çavuş'un mermisi bu şöleni kaçırmamalıydı Yetmiş, belki de sekseninci
>atışta topçuların yanına ulaşabilmişti Yüzbaşı Muhsin Talat'ın yanına
>giderek sert bir asker selamı verdi
>
> "Hamdi Vâsıf Edirne! Bir maruzatım var komutanım" Yüzbaşı sorar gözlerle
>genç subaya bakıyordu
>
>"Evet teğmenim? Sizi dinliyorum"
>Teğmen, üniformasının içinden mermiyi çıkarıp yüzbaşıya uzattı
>
>"Yüzbirinci pareyi en çok bu mermi hak ediyor komutanım Müsaadenizle bu
>şerefi ondan esirgemeyelim"
>
>
>
> Yüzbaşı Muhsin Talat gözlerine inanamamıştı Sevinç gözyaşlarını
>tutamadı O kadar heyecanlanmıştı ki neredeyse aralarındaki rütbe farkına
>bakmaksızın genç teğmenin ellerini öpecekti Mermiyi alıp çekirdeğini
>dikkatlice yerinden çıkardı Kovanın tepesine bir bez parçası tepip iyice
>sıkıştırdı Subay şapkasını çıkarıp surun üzerine koydu Mermiyi şapkanın
>içine yatırdı Toplar atışlara devam ediyordu 82, 83, 97, 98, 99 On
>dakika kadar sonra, atışları sayan çavuş "Yüzüncüyü attık komutanım"
>diyince, Muhsin Talat, kovanı topun yatağına kendi elleriyle sürerek ateş
>emrini verdi Subayların kılıçlarını çekerek selamladığı o son top sesi
>Ankara'nın her duvarından yankıyıp dört yıllık istiklâl savaşının tüm
>hikâyesini anlatmıştı sanki Rütbe ve mevkilerine bakmaksızın topun
>başındaki tüm askerler kucaklaşarak birbirlerini kutladı Son olarak
>Yüzbaşı Muhsin Talat ile Teğmen Hamdi Vâsıf sarıldılar Kovan ayaklarının
>dibindeydi Yüzbaşı eğilip saygıyla kovanı yerden aldı Avuçlarının
>yanmasına aldırmadı bile
>
>
>
> Gazi Kovan ( Top Mermisi Kovanı)





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.