Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
karaman, seferi

Karaman Seferi

Eski 05-10-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Karaman Seferi




KARAMAN SEFERI






Her firsatta, Osmanlilara karsi hasmâne (düsmanca) bir tavir içine giren Karaman Beyligi, yasadigi müddetçe, Osmanli Devleti'ne karsi mümkün olabilen bütün fenaliklari yapmis, "Hiristiyanligi takviye ederek Müslümanligi zaafa götürmeye" çalismisti Yildirim Bâyezid'in müthis pençesi altinda bir an ezilmeye mahkum olan bu beylik, Yildirim ile Timur (Timur-i bî-nûr) arasindaki mücadele ve Yildirim'in maglubiyeti ile sonuçlanan Ankara Savasi'ndan sonra tekrar meydana çikarak, gerek Çelebi Sultan Mehmed zamaninda, gerekse Ikinci Murad dönemlerinde durmadan Osmanlilar aleyhinde faaliyette bulunmustu Fâtih'in, küçük yasta tahta çikmasini firsat bilen bu beylik, Orta Anadolu'da yine bir gaile meydana getirmeye çalismis ise de, genç hükümdarin çok sür'atli hareket edisi, buna imkân birakmamisti Ancak, Fâtih biliyordu ki, Karamanlilar, bir firsat vukuunda tekrar ortaya çikacaklardi


Gerçekten, genç hükümdarin ilk gailesi, yine Karamanoglu'nun, Anadolu'daki diger beyliklerle elele vererek bir talih denemesine daha kalkismasi olmustu karamanoglu Ibrahim Bey, bu defa da saltanat degisikliginden istifade etmek istedi Bu yoldaki gâye ve düsüncesini gerçeklestirebilmek için de Venedik Cumhuriyeti ile bir anlasma yapti Alaiye'ye giderek Venediklilerle irtibat kurmak istedigi gibi, Anadolu beylerinin ogullarindan bazilarina da kuvvet vererek onlari, Osmanli hududlari içine gönderdi Bunlar, Germiyan, Aydin ve Mentese beylikleri idi


Kaynaklarimiz bu konuda su bilgiyi verirler: Karamanoglu, birkaç haramzâde tutup, her birini bir taifeye serdar edüp, biri Germiyanogludur diye Kütahya üzerine, biri Menteseogludur diye Mentese yöresine, biri de Aydinogludur diye Aydin vilayetine göndermisti Bunlar, o vilayetleri talan edüp halka karsi olmadik iskenceler yapip, salginlar saldilar Kendisi de edepsizlik ve sirrette yardimcilari olan adamlari ile Alaiye üzerine yürümüstü O günlerde Özgüroglu Isa Bey, Anadolu Beylerbeyi idi Karamanoglu'nun uygunsuz davranislarini ve cezalandirilmasi gereken islerini tahta (Pâdisah) arzetmis, Karaman'la savasmak için izin istemisti Genç hükümdar, Isa Bey'in böyle zor bir hizmeti basaramayacagini düsünerek onu görevinden alir Bosalan bu göreve Vezir Ishak Pasa'yi tayin eder Anadolu Beylerbeyi olan Ishak Pasa, bas kaldiran bu kalabaligi dagitmak üzere öncü olarak gönderilir Pâdisahin kendisi de devlet ve ikballe Gelibolu Bogazi'ndan geçip Bursa'ya gelir


Genç hükümdar, Karamanoglu Ibrahim Bey'in, bu faaliyetleri ile kendisine bagli olan Aksehir, Beysehir ve Seydisehir gibi yerleri isgal etmesi üzerine, ilk seferini Karamanoglu üzerine yapmak zorunda kaldi Bu arada bir taarruza maruz kalmamak için Rumeli Beylerbeyi olan Dayi Karaca Pasa'yi, Rumeli askeri ile Sofya'da birakti Sultan Mehmed, Ishak Pasa'yi Karaman'a dogru gönderirken, kendisi de onu takip etmeye basladi Bursa yolu ile Karaman topraklari üzerine hareket ettigi zaman, veraset iddia ederek ayaklanmis olanlarin tamaminin Karaman'a iltica ettiklerini isitmisti Yasli Ibrahim Bey ise artik her seyden ümidini kesmisti Isyan için kiskirttigi bütün elemanlar, hareketten kalmis, Fâtih'in geldigi yerlerde de halkin ona tabi oldugunu görmüstü Bu durum karsisinda Taseli daglarina çekilmek zorunda kalan Ibrahim Bey, oradan, suçunun bagislanmasini istemek ve barisi saglamak üzere bir mektupla Molla Veli'yi pâdisaha gönderir Ayrica, sulhun yapilabilmesine tavassutta bulunmalari için pâdisahin vezirlerine çok miktarda hediyeler yollamisti Filhakika vezirlerin "ve ulema ve eimme ve mesayih"in sefaatiyle pâdisah sulha razi oldu Yapilan anlasmaya göre Aksehir, Beysehir ve Seydisehir tekrar Osmanlilara birakiliyor, seferlerde de bir miktar Karaman askeri bulundurulacagi taahhüd ediliyordu Yine bu anlasmaya göre Ibrahim Bey, kizini da pâdisaha verecekti Fakat Fâtih'in böyle bir evliliginin olduguna dair kaynaklarimizda bir bilgiye tesadüf edilememektedir


Öyle anlasiliyor ki, ta Edirne'den kalkarak Anadolu ortalarina kadar gelen pâdisahin, Karamanoglu isine bir son vermeden barisa riza göstermesi, vezirlerin sefaatinin bir sonucu olmasa gerekir Ç ünkü her firsatta, Osmanliya karsi olan düsmanligini açiga çikaran ve düsmanca hareketlerde bulunan Karamanoglu için Fâtih, hiç te iyi düsünmüyordu Onun, Karamanoglu hakkinda:


"Bizümle saltanat lafin idermis ol Karamanî
Huda fursat verirse ger kara yire karam âni"


demesi, onun Karamanoglu hakkinda nasil düsündügünü göstermektedir Zaten o, Karaman Beyligi'ni ortadan kaldirmak emeli ile sefere çikmisti Bu durumda, ele geçen bu firsat aninda onu ortadan kaldirmasi gerekirken, birdenbire barisçi bir sekilde hareket etmesinin elbette bir sebebi olmalidir Gerçekten de hadiseler, Karaman seferinde zaman kayb etmesine müsait görünmüyordu Çünkü en küçük firsatlardan bile faydalanmayi ihmal etmeyen Bizans, yine kipirdanmaya baslamisti Zira, daha önceki anlasmaya göre, kendilerine Çorlu'dan berisi birakilmis ise de Bizanslilar, bu sefer esnasinda Fâtih'i rahat birakmamislar ve ortada bir sebep yokken onu tehdid etmek istemislerdi Bunu da Osmanli ordusunun Frikya'da bulundugu bir sirada, elçilerin ordugaha gelmesi ile açikça ortaya koymuslardi Bu sartlar altinda genç hükümdar, Karamanoglu'nun tekliflerini yeterli bulmak zorunda kaldigi için barisa riza göstermisti Çünkü o, hem Bizans'in uygunsuz bir zamanda harekete geçip taht ve saltanat müddeisi olan Orhan'i serbest birakmasindan, hem de Hiristiyan dünyayi onun aleyhinde harekete geçirmesinden endise ediyordu Ayrica o, Istanbul'un fethi hakkindaki ulvî tasavvurlarini endisesiz bir sekilde tatbikten baska bir sey düsünmüyordu Bunun için de karada ve denizde bütün komsulari ile baris durumunda bulunmak, Sultan Mehmed için önemli ve gerekli idi


Karaman seferinden dönüp Bursa'ya yaklastigi sirada yeniçeriler hünkari karsilayip ilk seferi oldugu için töre geregi sefer bahsisi istediler Pâdisah, Sehabeddin Pasa ve Turahan Bey'in tavsiyesiyle on kese akça verilmesini emrettiyse de onlarin bu sekildeki hareket ve cür'etleri, canini sikmisti Bu yüzden birkaç gün sonra Yeniçeri Agasi Dogan Bey'i azletti Yayabasilarini da asker arasinda disiplini saglayamadiklarindan dolayi dövdürterek Yeniçeri Agaligi'na Mustafa Bey'i tayin etti


Genç hükümdar, Karaman seferi dönüsünde Bursa'ya geldikten sonra Anadolu Beylerbeyi olarak tayin ettigi ishak Pasa'yi, Mentese Beyligi'ne göndermisti Ishak Pasa, Menteseogullarindan Ahmed Bey'in oglu Ilyas Bey üzerine gitmis, onun agir isiten kulagina hiç olmazsa görmek suretiyle, onun anlayacagi sekilde sözleri okuyup, dilâverliginin geregi olarak kendisini, adi geçen ülkeden atmaya niyetlenmisti Ishak Pasa'ya karsi tutunamayacagini anlayan Ilyas Bey, Rodos'a kaçmisti O ana kadar Ankara'da oturmakta olan Anadolu Beylerbeyileri bundan böyle Kütahya'yi merkez edindiler Solakzâde, gerek Bursa'daki olay, gerekse Mentese konusunda su bilgileri vermektedir:


"Sulhtan (baris) sonra azimetlerini Bursa yönüne çevirdiler Sehre yakin geldiklerinde, Yeniçeri alay baglayip, saadetli pâdisahtan bahsis ricasinda bulundular Sehabeddin Pasa ile Turahan Bey, yeniçerinin durmalarinin sebebini beyan eyleyince, ihsan için on kese akça ferman buyurdular Lakin bu uygunsuz hareket, pâdisahin hatirinda kirginliga yol açti Birkaç gün geçtikten sonra, agalari mesabesinde olan Sekbanbasi Kazanci Dogan Bey, iyi bir sekilde dövüldükten sonra azl olundu Agaliga, Mustafa Bey adinda akilli ve yigit birisi getirildi Bütün yayabasilar ve dabcilar dayaktan geçti Bursa'ya dahil olduklari gün, Anadolu Beylerbeyisi Ishak Pasa'yi Mentese iline gönderdi Böylece Mentese oglu Ilyas Bey, bu vilayetten çikarildi Rodos adasina kaçti Tasarrufu altinda olan memleketlerini ele geçirme yoluna gittiler O zamana kadar Anadolu Beylerbeyileri, Ankara'da oturmakta idiler Ishak Pasa'dan sonra bugün de oldugu gibi Kütahya'da sakin olmalari kanun haline geldi

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Karaman Seferi

Eski 05-10-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Karaman Seferi



KARAMAN SEFERI


Haçlilarin, Balkanlari astigi ve Osmanlilar'in Rumeli'ni kayb etme tehlikesi ile karsi karsiya kaldigi bir dönemde, Karamanoglu Ibrahim Bey, daha önce imzaladigi muahedeyi bozarak 1444 Ilkbaharinda Osmanli hududunu geçerek daha genis ölçüde istila ve tâhriplerde bulunmustu Bu yüzden Anadolu ve Rumeli'nde Osmanlilar iki ates arasinda kalmislardi
Karamanoglu'nun, Haçlilarla birlesip Osmanli'yi arkadan vurmasi, Islâm dünyasinda büyük bir tepkiye sebep oldu Devrin din bilginleri onu müskil durumda birakan vaazlara basladilar


Karamanoglu'nun aleyhinde baslayan bu cereyan üzerine Sultan Murad, Amasya'nin Hanefî ulemasindan Abdurrahman el-Muslihî tarafindan yazdmis bir mektupla, Islâm dünyasinin ulemasina müracaat ederek, bir din düsmaninin taarruzunu def etmek için ugrasan bir Islâm hükümdarinin mülküne, baska bir Islâm hükümdarinin taarruzuyla tahribat ve katl yapmasinin müslümanlikla ne derece telif edilecegi hakkinda dört mezheb ulemasindan fetva istemisti Böylece Sultan Murad'in kendisi, Haçlilarla ugrasirken, Karamanoglu'nun, kendi ülkesini tahrib edip Haçlilara yardim etmesine karsilik onun üzerine yürümek için dinî bir destek aradigi anlasilmaktadir Murad Bey'in bu hakli müracaati üzerine, devrin âlimlerinden Safiî Kadi'l-Kudat'i Seyhülislâm Sihabu'd-Din Ahmed Ibn Hacer el-Askalanî (öl 1449), Hanefî Kadi'l-Kudat'i Seyhülislâm Saadeddin Deyrî (öl 1462) ile Abdusselam el-Bagdadî, Malikî âlimlerinden Kadi'l-Kudat Seyhülislâm Bedreddin et-Tenesî (öl 1449), ve Hanbelî âlimlerinden Seyhülislâm Bedreddin el-Bagdadî (öl 1453), Karamanoglu üzerine yapilacak bir seferin mesru olacagina dair fetva verdiler


Hatta Ibn Hacer el-Askalanî, verdigi fetvada, Karamanoglu'na karsi mukateleye gücü yetenlerin onunla savasmalarinin vâcib oldugunu belirterek kaninin helâl oldugunu beyan ediyordu Saadeddin Deyrî ise kaleme aldigi fetvasinda Karamanoglu'nun yapmis oldugu fenaliklardan dolayi tevbe edip Hakk'a rücu' etmesini, bunun gerçeklesmesi için de Frenklerle savasan Osmanoglu'na askerleri ile yardim etmesini tavsiye ediyor, aksi takdirde dünyada ve ahirette rezil olup hüsran içinde kalacagini belirtiyordu Keza Bedreddin el-Bagdadî el-Hanbelî ve Bedreddin et-Tenesî de Ibrahim Bey'in katlinin lâzim geldigine fetva vermislerdi Amasya kadisi Abdurrahman el-Muslihî de bu fetvalara yaptigi bir serhle fetva sahiplerinin görüsüne istirak ediyordu


Ibrahim Bey'in, Frenklerle birlikte hareket etmesini Müslümanlikla bagdastiramayan Sultan Murad, Islâm dünyasinin taninmis âlimlerinden alinan bu fetvalar üzerine harekete geçer Sultan Murad, oglu ve Manisa sancakbeyi Mehmed'i yerine vekil birakarak Edirne'den ayrilir Henüz tam anlamiyla istikrara kavusmamis Rumeli'nin tehlikeli durumunu da göz önünde bulundurarak yaninda bes alti bini açmayan Kapikulu askeri oldugu halde 12 Temmuz'da Çanakkale Bogazi'ni geçip Anadolu askeri ile birlestikten sonra Karamanlilar'a karsi büyük ve müthis bir intikam seferine girisir
Osmanlilarin giristikleri bu intikam seferi karsisinda panik içinde Taseli'ne kaçabilen Ibrahim Bey, esi olan padisahin kiz kardesi ile veziri Server (Sürur) Aga'yi Yenisehir'de bulunan Murad Bey'e gönderip pek çok taviz karsiligi barisa razi olacagini bildirir Elçiler, padisaha çok yalvarirlar



Bunlar, Ibrahim Bey'in ilk tecavüzünde herhangi bir müdahalesinin bulunmadigini, son defaki tecavüzü de Turgutogullari'nin tahriki ile oldugunu beyan ederek ycniden barisin saglanmasina muvaffak olurlar Murad Bey, kizkardesinin ve bütün suçu Turgutogullari'na yükleyen Server Aga'nin israrlari üzerine ileri sürecegi sartlari yerine getirmesi sartiyle Karamanoglu ile anlasmayi kabul eder



Çok zor durumda kalan Ibrahim Bey, Murad Bey'le yeminle teyid ettigi bir "sevgendnâme" (yeminlesme) akdederek ileri sürülen agir sartlari kabul etmek zorunda kalir Türkçe olarak kaleme alinan bu sevgendnâmeye göre Ibrahim Bey, Osmanlilar'a karsi düsmanca hareketlerde bulunmayacagini Kur'an-i Kerim üzerine yemin etmek suretiyle belirtiyor, Murad Bey ile oglu Mehmed Çelebi'nin düsmanlarina düsman, dostlarina da dost olmayi kabul ederek savas sirasinda da oglu emrinde yardimci kuvvetler göndermeyi taahhud ediyordu


Bu anlasmadan anlasilacagi üzere, Islâm dünyasinin efkâr-i umumiyesi karsisinda suçlu duruma düsen ve bundan endise duyan Ibrahim Bey, Osmanlilar'in Rumeli'deki mukadderatini tayin edecek olan Varna savasi sirasinda Osinanlilar'a zorluk çikarmadigi gibi Ikinci Kosova savasina da oglunun komutasinda yardimci kuvvetler göndermek suretiyle Osmanlilar'in, dolayisiyle Islâm âleminin dikkatlerini üzerine çekti Buna paralel olarak Hiristiyanlar üzerine yapacagi bir seferin daha önceki fena intibai silecegini hesaplayarak henüz Kibrislilar elinde olup büyük babasi Alaeddin Ali Bey'in 1367 yilinda fethine tesebbüs ettigi Gorigos kalesini (Kiz kalesi) zapt eder


Daha önce de görüldügü gibi II Murad, Karamanoglu üzerine gitmeden önce oglu Manisa sancakbeyi Mehmed'i Edirne'ye getirtmis ve Karaman seferi esnasinda da onu yerine vekil olarak birakmisti Sultan Murad, Karamanoglu ile yaptigi anlasmadan sonra Agustos baçlarinda Yeniçehir'den Mihaliç ovasina gelmiçti Buradan kapikulu askerleri ve beyleri önünde henüz 12 yasinda genç bir sehzade olan oglu Mehmed lehine tahttan feragat eder Böylece kendisi Bursa'da rahat ve huzurlu bir sekilde ahiret içleri ile mesgul olup ibadet edebilecekti Sultan Murad'in tahtini bir çocuga terk edis hadisesini mücerred ve sahsî bir heves veya hevessizlik olarak degil, hükümdarin böyle bir karara gidecek kadar asil ve feragatli bir ruh haletine sahip oldugunu görmck lazimdir Bu tahttan uzaklasma keyfiyeti belki de Sultan II Murad'in, devrine kazandirmis oldugu muvaffakiyetlerin anahtaridir Zira tahti, sahsî bir ikbal ve devlet ihtirasi adina degil, kütle menfaati namina üstüne almis olmanin en kesin ve açik delilidir


Solakzâde, Sultan Murad'in çok çalismak suretiyle Osmanli memleketinde güven ve emniyet temin ettigini, içleri yoluna koydugunu belirttikten sonra söyle der: "Saltanat içlerinden feragat buyurup, bundan sonra halvette ve uzlette oturmayi arzu eyledi Saltanat tantanasini, miskinlik sermayesine tebdil etmekle sonsuz ugurlar bulmayi ummakta idiler” Sultan Murad, bu karekter ve yaratilista olan bir kimse idi Fakat ne yazik ki bu arzusu, gerçeklesmeyecekti Çünkü henüz 12 yasinda olan bir çocugun baçinda bulundugu devlet, kolay yutulabilir bir lokma idi Bu sebeple Hiristiyanlar, on yillik bir muahede yapmis olmalarina ragmen bu antlasma on gün bile sürmeyecektir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.