Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
farzlar, kurandaki

Kur'an'daki Farzlar

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an'daki Farzlar



KUR'AN'DAKİ FARZLAR

1-Allaha davet etme

-16/NAHL-125: Udu ilâ sebîli rabbike bil hikmeti vel mevızatil haseneti ve câdilhum billetî hiye ahsen(ahsenu), inne rabbeke huve alemu bi men dalle an sebîlihî ve huve alemu bil muhtedîn(muhtedîne)
Rabbinin yoluna (Allaha ulaştıran yola, Sıratı Mustakîme) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et Onlarla en güzel şekilde mücâdele et Muhakkak ki senin Rabbin, Onun yolundan (Sıratı Mustakîmden) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir

-12/YÛSUF-108: Kul hâzihî sebîlî edû ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne)
De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allahı görerek) Allaha davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur Allahı tenzih ederim Ve ben, müşriklerden değilim

-41/FUSSİLET-33: Ve men ahsenu kavlen mimmen deâ ilâllâhi ve amile sâlihan ve kâle innenî minel muslimîn(muslimîne)
Allaha davet eden ve salih amel (nefs tezkiyesi) işleyen ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?

2-Daimi zikir

-3/ÂLİ İMRÂN-190: İnne fî halkıs semâvâti vel ardı vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbı)
Hiç şüphesiz; göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, elbette ulûlelbab için nice deliller vardır

-3/ÂLİ İMRÂN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı)
O (Ulûlelbab) ki; (lübblerin, Allahın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allahı zikrederler Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın Seni tesbih (tenzih) ederiz Bizi, ateşin azabından koru

-4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatmanentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel muminîne kitâben mevkûtâ(mevkûten)
Namazı bitirdiğinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allahı hep zikredin! Güvenliğe kavuştuğunuzda namazı erkânıyla kılın Çünkü; namaz, müminlerin üzerine, vakitleri belirlenmiş bir farz olmuştur

3-Hayırla davranmak

-13/RA'D-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri)
Onlar, sabırla Rablerinin vechini (Zatını, Zata ulaşmayı ve Allahın Zatını görmeyi) dileyenler ve namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenlerdir Ve seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir İşte onlar için, bu dünyanın (güzel bir) akıbeti (sonucu) vardır

-23/MU'MİNÛN-9: Vellezîne hum alâ salavâtihim yuhâfızûn(yuhâfızûne)
Ve onlar, salâvâtlarını (namazlarını) muhafaza edenler (devam ettirenler)dir

-28/KASAS-54: Ulâike yutevne ecrehum merreteyni bimâ saberû ve yedraûne bil hasenetis seyyiete ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne)
İşte onlardır ki; onlara sabırları sebebiyle ecirleri (sevapları) iki kat verilir Ve onlar, seyyiati (kötülüğü) hasenat (iyilik) ile savarlar Ve onlara verdiğimiz (manevî) rızıktan infâk ederler

-41/FUSSİLET-34: Ve lâ testevîl hasenetu ve les seyyieh(seyyietu), idfa billetî hiye ahsenu fe izellezî beyneke ve beynehu adâvetun ke ennehu veliyyun hamîm(hamîmun)
Hasene (iyilik) ve seyyie (kötülük), müsavi (eşit) değildir (Kötülüğü) en güzel şekilde karşıla O zaman seninle arasında düşmanlık olan kişi, samimi bir dost gibi olur

4-İrşad

-2/BAKARA-186: Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu daveted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yuminû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne)
Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler) Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar)

-21/ENBİYÂ-51: Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne)
Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (AS)a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik

-40/MU'MİN-38: Ve kâlellezî âmene yâ kavmittebiûni ehdikum sebîler reşâd(reşâdi)
Ve âmenû olan adam şöyle dedi: "Bana tâbî olun ki sizi irşad yoluna ulaştırayım"

-49/HUCURÂT-7: Valemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin minel emri le anittum ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve zeyyenehu fî kulûbikum ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel isyân(isyâne), ulâike humur râşidûn(râşidûne)
Ve aranızda Allahın Resûlü olduğunu biliniz Eğer işlerin çoğunda size itaat etseydi, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz Fakat Allah, size îmânı sevdirdi ve onu kalplerinizde müzeyyen kıldı Küfrü, fıskı ve isyanı size kerih gösterdi İşte onlar, onlar irşad olanlardır

5-Marufla emretmek ve munkerden nehyetmek

-3/ÂLİ İMRÂN-104: Veltekun minkum ummetun yedûne ilel hayri ve yemurûne bil marûfi ve yenhevne anil munker(munkeri), ve ulâike humul muflihûn(muflihûne)
Sizden, (insanları) hayra çağıran, maruf (irfan) ile emreden, kötülüklerden alıkoyan (nefslerindeki kötü afetlerden kurtulmalarına yardım eden) bir ümmet (mürşidler) oluşsun İşte onlar, MUFLİHUN (felâha erenler)un ta kendileridir

-3/ÂLİ İMRÂN-110: Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi temurûne bil marûfi ve tenhevne anil munkeri ve tuminûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul muminûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne)
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz Maruf ile emreder, münkerden (kötülükten) alıkoyarsınız (nefslerindeki kötü afetlerden kurtulmalarına yardım edersiniz) Allaha îmân edersiniz Eğer kitap ehli de îmân etmiş olsaydı kendileri için elbette hayırlı olurdu Onlardan mümin olanlar da var ama onların çoğu fasıklardır

-3/ÂLİ İMRÂN-113: Leysû sevâ(sevâen), min ehlil kitâbi ummetun kâimetun yetlûne âyâtillâhi ânâel leyli ve hum yescudûn(yescudûne)
Ama (onların) hepsi bir değildir Kitap ehlinden, gece saatlerinde kıyamda durup, Allahın âyetlerini tilâvet eden ve secdeye kapanan bir ümmet vardır

-3/ÂLİ İMRÂN-114: Yuminûne billâhi vel yevmil âhiri ve yemurûne bil marûfi ve yenhevne anil munkeri ve yusâriûne fîl hayrât(hayrâti), ve ulâike mines sâlihîn(sâlihîne)
(Onlar) Allaha ve YEVMİL ÂHİRe îmân ederler, maruf (irfan) ile emreder ve kötülükten alıkoyarlar (Nefslerindeki kötü afetlerden insanların kurtulmasına yardım ederler), hayırlara (iyiliklere) koşuşurlar İşte onlar salihlerdendir

6-Muhsin kul olmak(ahd 3 kere farz

-36/YÂSÎN-60: E lem ahad ileykum yâ benî âdeme en lâ tabudûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn(mubinun)
Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır

-36/YÂSÎN-61: Ve enibudûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun)
Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır

-4/NİSÂ-58: İnnallâhe yemurukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran)
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor Ve muhakkak ki Allah, işiten ve görendir

-5/MÂİDE-7: Vezkurû nimetellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî, iz kultum seminâ ve atanâ, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri)
Allahın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misakını hatırlayın Allaha karşı takvâ sahibi olun, muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir

-6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vusahâ ve izâ kultum fadilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin Allahın ahdini yerine getirin (ifa edin) Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti

7-Mürşide tabi olmak

-1/FÂTİHA-5: İyyâke nabudu ve iyyâke nestaîn(nestaînu)
(Allahım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz

-2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne)
(Allahtan) sabırla ve namazla istiane (yardım) isteyin Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allaha ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir

-5/MÂİDE-35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihî leallekum tuflihûn(tuflihûne)
Ey âmenû olanlar (Allaha ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allaha karşı takvâ sahibi olun ve Ona ulaştıracak vesileyi isteyin Ve Onun yolunda cihad edin Umulur ki böylece siz felâha erersiniz

-16/NAHL-9: Ve alallâhi kasdus sebîli ve minhâ câir(câirun), ve lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne)
Ve sebîllerin (dergâhlardan Sıratı Mustakîme ulaşan bütün yolların yani mürşidlerin) tayini, Allahın üzerinedir Ve ondan sapanlar vardır Ve eğer O dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi

8-Nefsin teslimi(yemin 3 kerefarz)

-4/NİSÂ-58: İnnallâhe yemurukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran)
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor Ve muhakkak ki Allah, işiten ve görendir

-5/MÂİDE-7: Vezkurû nimetellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî, iz kultum seminâ ve atanâ, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri)
Allahın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misakını hatırlayın Allaha karşı takvâ sahibi olun, muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir

-5/MÂİDE-105: Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum İlâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne)
Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur) Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez Hepinizin dönüşü Allâh'adır O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek

-6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vusahâ ve izâ kultum fadilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin Allahın ahdini yerine getirin (ifa edin) Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti

9-Nefs tezkiyesi

-35/FÂTIR-18:

Ve lâ tezirû vâziretun vizre uhrâ, ve in tedu
muskaletun ilâ himlihâ lâ yuhmel minhu şeyun
ve lev kâne zâ kurbâ, innemâ tunzirullezîne
yahşevne rabbehum bil gaybi ve ekâmûs salâh(salâte),
ve men tezekkâ fe innemâ yetezekkâ li nefsih(nefsihî),
ve ilâllâhil masîr(masîru)

Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar Ve dönüş Allahadır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allaha döner, ulaşır)

-87/A'LÂ-14: Kad efleha men tezekkâ
Nefsini tezkiye eden kimse felâha (kurtuluşa) ermiştir

-91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ
Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir

-7/A'RÂF-8: Vel veznu yevme izinil hakk(hakku), fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne)
İzin günü (hesaplaşma günü) tartı (ölçü) haktır (gerçektir) Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar, onlar felâha erenlerdir

-7/A'RÂF-205: Vezkur rabbeke fî nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne)
Ve sabah ve akşam vakitlerinde Rabbini kendi kendine, korkarak ve yalvararak, sözün sesli olmayanı ile zikret Ve gâfillerden olma

-13/RA'D-28: Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu)
Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allahı zikretmekle mutmain olmuştur Kalpler ancak; Allahı zikretmekle mutmain olur, öyle değil mi?

10-Ruhun dunya hayatında Allaha ulaşması
(misak 12 farz)

-13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka)
Onlar, Allahın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allaha teslim ederler) Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allaha teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar

-13/RA'D-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi)
Ve onlar Allahın (ölümden evvel), Allaha ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), Ona (Allaha) ulaştırırlar Ve Rablerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar

-30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne)
Ona (Allaha) yönelin (Allaha ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun Ve namazı ikame edin (namaz kılın) Ve (böylece) müşriklerden olmayın

-31/LOKMÂN-15: Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutıhumâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum tamelûn(tamelûne)
Ve bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol Bana yönelenlerin (ruhunu Allah''a ulaştırmayı dileyenlerin) yoluna tâbî ol Sonra dönüşünüz Banadır O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim

-39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en yetiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne)
Ve Rabbinize (Allaha) yönelin (ruhunuzu Allaha ulaştırmayı dileyin)! Ve size azap gelmeden önce Ona (Allaha) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allaha teslim edin) (Yoksa) sonra yardım olunmazsınız

-73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen)
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek Ona ulaş

-89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten)
Rabbine dön (Allahtan) razı olarak ve Allahın rızasını kazanmış olarak!

-51/ZÂRİYÂT-50: Fe firrû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun)
Öyleyse Allaha firar edin (kaçın ve sığının) Muhakkak ki ben, sizin için Ondan (Allah tarafından gönderilmiş) apaçık bir nezirim

-10/YÛNUS-25: Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin)
Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîme ulaştırır

-42/ŞÛRÂ-47: İstecîbû li rabbikum min kabli en yetiye yevmun lâ meredde lehu minallâh(minallâhi), mâ lekum min melcein yevme izin ve mâ lekum min nekîr(nekîrin)
Rabbinize icabet edin (Allaha ulaşmayı dileyin), Allah tarafından geri döndürülmeyecek olan günün gelmesinden önce İzin günü, sizin için bir sığınak yoktur Ve sizin için bir inkâr yoktur (yaptıklarınızı inkâr edemezsiniz)

-4/NİSÂ-58: İnnallâhe yemurukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran)
Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor Ve muhakkak ki Allah, işiten ve görendir

-5/MÂİDE-7: Vezkurû nimetellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî, iz kultum seminâ ve atanâ, vettekûllâh(vettekûllâhe), innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri)
Allahın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misakını hatırlayın Allaha karşı takvâ sahibi olun, muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir

-6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vusahâ ve izâ kultum fadilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin Allahın ahdini yerine getirin (ifa edin) Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti

11-Sıratı Mustakime ulaşmak

-6/EN'ÂM-153: Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne)
Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur Öyleyse ona tâbî olun Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti) Böylece siz takva sahibi olursunuz

12-Takva sahibi olmak

-26/ŞUARÂ-108: Fettekûllâhe ve etîûn(etîûni)
Öyleyse Allaha karşı takva sahibi olun (Allaha ulaşmayı dileyin) Ve bana itaat edin

-26/ŞUARÂ-126: Fettekullâhe ve etîûn(etîûni)
Öyleyse Allaha karşı takva sahibi olun (Allaha ulaşmayı dileyin) ve bana itaat edin (bana tâbî olun)

-26/ŞUARÂ-144: Fettekullâhe ve etîûn(etîûni)
Öyleyse Allaha karşı takva sahibi olun (Allaha ulaşmayı dileyin) ve bana itaat edin (bana tâbî olun)

-26/ŞUARÂ-163: Fettekullâhe ve etîûn(etîûni)
Öyleyse Allaha karşı takva sahibi olun (Allaha ulaşmayı dileyin) Ve bana itaat edin (bana tâbî olun)

-26/ŞUARÂ-179: Fettekullâhe ve etîûn(etîûni)
Öyleyse Allaha karşı takva sahibi olun (Allaha ulaşmayı dileyin) Ve bana itaat edin (bana tâbî olun)

-30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne)
Ona (Allaha) yönelin (Allaha ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun Ve namazı ikame edin (namaz kılın) Ve (böylece) müşriklerden olmayın

13-Tövbe-i Nasuh

-66/TAHRÎM-8: Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhılekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meahu, nûruhum yes''â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfirlenâ, inneke alâ kulli şey''in kadîr(kadîrun)
Ey âmenû olanlar (Allaha ulaşmayı dileyenler)! Allaha Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar O gün Allah, nebîleri ve Onunla beraber olanları mahzun etmez Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir) Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin” derler

14-Zikir

-73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen)
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek Ona ulaş

-33/AHZÂB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran)
Ey âmenû olanlar! Allahı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin

-4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatmanentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel muminîne kitâben mevkûtâ(mevkûten)
Namazı bitirdiğinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allahı hep zikredin! Güvenliğe kavuştuğunuzda namazı erkânıyla kılın Çünkü; namaz, müminlerin üzerine, vakitleri belirlenmiş bir farz olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.