![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )Fizilal-il Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) 1- Ha, Mim ![]() 2- Bu Kitab, Rahman ve Rahim olan Allah katından indirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5- Dediler ki: "Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalbimiz kapalıdır, kulaklarımızda bir ağırlık ve seninle bizim aramızda bir perde vardır ![]() ![]() 6- De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir insanım ![]() ![]() ![]() 7- Onlar zekat vermezler ve ahireti de inkar ederler ![]() 8- İnanıp iyi işler yapanlara gelince; onlar için kesintisiz mükafat vardır ![]() Bazı surelerin birbirinden kopuk harflerle başlamasının nedenini e itli surelerde açıkladık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rahman ve Rahim olan Allah katından indirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabın indirilişinden söz edilirken Rahman ve Rahim sıfatlarından sözedilmesi, kitabın indirilişinde en büyük etkinliğe sahip bulunan niteliğe, Rahmet niteliğine işaret etme amacına yöneliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bilen bir toplum için ayetleri açıklanmış Arapça okunan bir Kitab'dır ![]() Amaç ve hedeflere, çeşitli hareketler ve akıllara, çevre ve çağlara, psikolojik durumlara ve ruhların değişik ihtiyaçlarına uygun olarak ama tutarlı ve yerinde bir tarzda ayetleri ayrıntılı biçimde açıklanmıştır ![]() ![]() ![]() Ve bu Kur'an görevini yerine getiriyor: "Müjdeci ve uyarıcı olarak ![]() İnançları doğrultusunda hareket eden mü'minleri müjdeliyor, Allah'ın ayetlerini yalanlayan, bunun sonucu olarak da kötü işler yapanları da uyarıyor ![]() ![]() "Fakat insanların çoğu onu düşünüp kabul etmekten yüz çevirmiştir ![]() ![]() Gerçekten de bu Kur'an'a sırt çevirip fiilen onu dinlemiyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ve dediler ki: Ey Muhammed! Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık vardır ![]() ![]() ![]() Bunu inatlarını göstermek, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu davanın ilk omuzlayıcısı, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım ![]() ![]() ![]() ![]() Şu sabrın, katlanmanın, iman ve teslimiyetin yüceliğine bakın! Hiç kuşkusuz böyle bir durumda sabretmenin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ve benzeri ortamlar için Peygamberlere, Resullere sabretmeleri yönünde çokca direktif verilir ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin -salât ve selâm üzerine olsun- büyüklük taslayanlara, şımarıklara karşı en fazla şöyle demesi emrolunuyor: "Onlar zekat vermezler ![]() ![]() Bu meselede özellikle zekattan sözedilmesinin o gün için geçerli bir nedeni olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazıları "Bu ayette geçen zekat'tan maksat, iman ve şirkten arınmadır" demişler ![]() ![]() KAİNATIN YARATILIŞI Sonra davetçi, onların Allah'a ortak koşmakla, kafir olmakla ne ağır, ne iğrenç bir suç işlediklerini gözler önüne sermeye başlıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )9- De ki: "Siz mi yeryüzünü iki günde yaratana nankörlük ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz? O alemlerin Rabb'idir ![]() 10- Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi ![]() ![]() 11- Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryüzüne: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin" dedi ![]() ![]() 12- Böylece onları, iki gün içinde yedi gök var etti ve her göğün görevini vahyetti ![]() ![]() ![]() Onlara deki: Siz Allah'ın ayetlerini yalanlayıp, onu inkar ettiğiniz zaman, büyük bir küstahlıkla böylesine büyük laflar ettiğiniz zaman, çirkin ve iğrenç olduğu kadar dehşet verici bir suç işlemiş oluyorsunuz; siz yeryüzünü yaratan ve üzerinde denge unsuru olarak dağları vareden, orayı verimli kılan, orada gerekli olan rızık kaynaklarını bir plan çerçevesinde vareden Allah'ı inkar ediyorsunuz ![]() ![]() ![]() Gökleri yaratan, düzenini sağlayan, ayrıca gökleri ışık saçan yıldızlarla ve koruyucu tabakalarla, atmosferle donatan Allah'ı inkar ediyorsunuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki Kur'an-ı Kerim'in olağanüstü ahenge sahip ifade biçimi bu gerçekleri, yine Kur'an'ın kalplerin derinliklerine nüfuz eden onları şiddetle sarsan yöntemiyle sunuyor ![]() "De ki: Siz mi arzı iki günde yaratana nankörlük ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz? O alemlerin Rabb'idir ![]() "Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi ![]() ![]() Ayet-i kerime yeryüzünün iki günde yaratılması gerçeğini hatırlatıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeryüzünün yaratıldığı iki gün ile, denge unsuru dağların yaratıldığı, rızık kaynaklarının bir plan içinde yerleştirildiği, toprağa verimlilik kazandırıldığı diğer iki günle dörde tamamlanan şu günler neyi ifade eder? Hiç kuşku yok ki, bunlar süresini ancak yüce Allah'ın bildiği O'nun günleridir, şu yeryüzündeki günler değil ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk defa dünyanın yaratıldığı, sonra dağların oluştuğu, ardından zenginlik kaynaklarının varedildiği günler başka ölçülerle ölçülen başka günlerdir ![]() ![]() Şu anda insan aklının ürünü bilimlerin son verilerine dayanarak en fazla şunu düşüne biliyoruz ![]() ![]() ![]() Bunlar sadece kayaların incelenmesine ve bunlar aracılığı ile dünyanın ömrünün belirlenmesine ilişkin varsayımlara dayalı bilimsel değerlendirmelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün bilim çevrelerinde ağır basan görüş, yeryüzünün daha önce şimdiki güneş gibi gaz halinde yanan bir küre olduğudur ![]() ![]() ![]() Yer kabuğu soğuyunca, donup sertleşince, başlangıçta her taraf sert bir kayalıktan ibaretti ![]() ![]() Çok erken bir dönemde iki hidrojenle bir oksijenin birleşmesi sonucu denizler oluştu, bu iki elementin birleşmelerinden sular (H2O) meydana geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yerkabuğu sürekli hareket ve değişim halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bir jeologa yeryüzündeki kaya çeşitlerini sorduğun zaman, sana bir çok kaya çeşidini sayar ![]() ![]() "Sana "ateş ve kayalar"dan sözedecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Jeolog, bu sefer de sana ikinci büyük kaya çeşidini gösterecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Jeolog tortul kayalara örnek olarak kireç taşını gösterecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Birbirlerinden farklı tortul kayaların oluşmasına kaynaklık eden asıl kayaların ne olduğunu soracaksın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Granitler ekime, tarıma ve sulamaya elverişli değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Modern bilimin kendi vesilesi ile ölçüp ortaya koyduğu bu uzun yolculuk, yeryüzünün yaratıldığı, üzerinde denge unsuru olarak dağların varedildiği, toprağın verimli, bereketli kılındığı, zenginlik kaynaklarının belli bir plan içinde yerleştirildiği dört günü anlamada bize yardımcı olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Yeryüzünden gökyüzüne geçmeden önce bu ayetin her cümlesinin üzerinde ayrı ayrı durmak istiyoruz ![]() "Yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tekrar dağlar konusuna dönüyoruz ve Kur'an'ın onları "köklü" olarak nitelendirmesine, dünyayı dengede tutup sarsılmasına engel olduklarına dikkat çektiğini görüyoruz ![]() ![]() ![]() "Yeryüzünde, gerek yüzeyde gerekse derinliklerde meydana gelen her olayın bir maddenin bir yerden diğer bir yere taşınmasına etkisi olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kadar hassas bir yapıya sahip olan yeryüzünde köklü dağların dengeyi koruyan ve Kur'an-ı Kerim'de ondört asır önce ifade edildiği gibi dünyanın sarsılmasını önleyen etkenler olmasının şaşılacak bir yanı yoktur ![]() "Onda bereketler yarattı ve orada rızıklarını arayanlar için dört günde düzene koydu ![]() Ayetin bu bölümü bizden önceki kuşakların zihinlerinde yeryüzünde yeşeren ekinleri ve yüce Allah'ın yeraltında gizlediği altın, gümüş ve demir gibi bazı madenleri çağrıştırıyordu ![]() ![]() Nitekim havadaki bazı elementlerin (Hidrojen, Oksijen) suyu meydana getirmek için nasıl yardımlaştıklarını görmüştük ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yeryüzü bir yuvarlaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Örneğin biz hava tabakası ile soluk alırız, onun oksijenini içimize çekeriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yediğimiz, hayatımızda yararlandığımız maddeler, -ki rızık kaymakları yemek suretiyle tüketilen maddelerden daha geniş bir anlam ifade eder- bütünüyle yeryüzünün gerek içinde gerekse atmosferinde içerdiği temel elementlerin meydana getirdiği birleşiklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bunlar yeryüzüne bahşedilen berekete, verimliliğe, oraya bir plana göre, dört günde yerleştirilen rızık kaynaklarına işaret etmektedir ![]() ![]() ![]() "Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi ![]() ![]() ![]() "Böylece onları, iki gün içinde yedi gök varetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İstiva" kelimesi burada yönelmek anlamında kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi ![]() ![]() ![]() Yıldızların yaratılışından önce göğün bulut halinde olduğuna ilişkin bir görüş vardır ![]() ![]() ![]() "Bir kısmı yanmakta olan ve bir kısmı da sönmüş bulunan bu kütleler (Nebula), yıldızların yaratılışından sonra arta kalan gaz ve toz kümelerinden başka birşey değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözler doğru olabilir ![]() ![]() ![]() Sonra şu dehşet verici gerçek karşısında duruyoruz: "Ona ve yeryüzüne: isteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin" dedi ![]() ![]() Bu ayet, evrenin Allah'ın koyduğu yasalara boyun eğişini çok çarpıcı bir ifade ile ima etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biz istemeyerek de olsa boyun eğeriz ![]() ![]() ![]() Biz insanlar zaman zaman gülünç davranışlar sergileriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne güzel hoşnutluk! Ne büyük mutluluk, en sonunda Rabbine varmak üzere bizimle birlikte isteyerek, koşarak büyük yolculuğa çıkan şu gezegen üzerindeki kısacık yolculuğumuzda -o gün için- kalplerimizi saran ne büyük bir güven duygusu! Dost bir evren içinde yaşarken ruhlarımızı ne güzel bir barış havası sarar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İkisi de "isteyerek geldik" dediler ![]() ![]() ![]() ![]() Burada sözü edilen iki gün, yıldızların gaz ve toz bulutlarından yaratıldıkları süre olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yakın göğü ışıklarla donattık ve bozulmaktan koruduk ![]() Aynı şekilde dünya semasının da belli bir anlamı yoktur ![]() ![]() ![]() "Ve onu koruduk ![]() Yani şeytanlardan koruduk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İşte bu bilen, güçlü olan Allah'ın kanunudur ![]() Her şeye gücü yeten, her şeyden güçlü olan, her şeyi bilen, gelir ve zenginlik kaynaklarından haberdar olan yüce Allah'tan başkası bütün bunları planlayabilir mi? Varlıklar aleminin düzenini O'ndan başkası sağlayabilir mi? O'ndan başkası bütün varlıkları yönetebilir mi? AD VE SEMUD KAVMİNİN BAŞINA GELENLER Bu dehşet verici evren içinde çıkılan bu gezintiden sonra Allah'ın Rabblığını inkar eden, O'na birtakım eşler koşan kafirlerin tutumu ne olacak? Nasıl bir tavır takınacaklar? Gökyüzü ve yeryüzü Rabb'lerine "isteyerek geldik" dedikleri halde yeryüzünde dolaşan şu zayıf, şu küçücük yaratık olan insan büyük bir küstahlıkla, inatla Allah'ı inkar ediyor ![]() Bu küstahlığın, bu inadın cezası ne olacaktır? |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )13- Eğer yüz çevirirlerse deki: "Ben sizi Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım ![]() 14- Onlara "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin" diyerek önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği vakit, "Rabb'imiz dileseydi melekler indirirdi ![]() ![]() 15- Ad kavmi, yeryüzünde haksız olarak büyüklük tasladı ve: "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler ![]() ![]() 16- Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik ![]() ![]() ![]() 17- Semud kavmine gelince onlara doğru yolu gösterdik; fakat onlar, körlüğü doğru yola tercih ettiler ![]() ![]() 18- İnananları ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtardık ![]() "Deki: Ben sizi Ad ve Semud kavminin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım ![]() ![]() Tarihçi İbn-i İshak bu ayetteki uyarıya ilişkin olarak şöyle bir kıssa anlatır: Bana Yezid b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla ![]() ![]() "Bu kitap, Rahman ve Rahim olan Allah katından indirilmiştir ![]() ![]() "Müjdeci ve uyarıcı olarak gönderilmiştir ![]() ![]() Sonra Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- okumaya devam etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bağavi Tefsirinde, Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra bu konuda kendisine sorulunca "Ağzını kapattım ve akrabalık adına susmasını istedim ![]() ![]() ![]() Bu, Peygamber efendimizin -salât ve selâm üzerine olsun- ağzından çıkan bir uyarının inanmayan bir adamın kalbi üzerindeki etkisinin somut ifadesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bismillahirrahmanirrahim, Ha, Mim ![]() ![]() ![]() Hiç kuşkusuz bu, insan kalbinde ürperti ile karışık bir saygı uyandıran, insanın içine güven, sevgi ve huzur aşılayan görkemli bir tablodur ![]() ![]() ![]() Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun ![]() ![]() ![]() Bu kısa değerlendirmenin ardından tekrar Kur'an ayetine dönüyoruz: "Eğer yüz çevireceklerse de ki: Ben sizi Ad ve Semud kavimlerinin başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım ![]() Biraz önce göklerle yeryüzü boyunca çıkılan gezintinin ardından, geçmiş milletlerin işledikleri suçlardan dolayı başlarına yıkılan yurtlarında çıkılan bir başka gezinti başlıyor ![]() ![]() "Onlara Allah'tan başkasına kulluk etmeyin' diyerek önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği vakit ![]() ![]() ![]() Bütün peygamberlerin getirdikleri mesajın özünü ve bütün dinlerin temelini oluşturan aynı sözü söylemişlerdi ![]() "Rabbimiz dileseydi melekler indirirdi ![]() ![]() Bu da her peygamberin karşı karşıya kaldığı, sürekli yinelenen bir kuşkudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buraya kadar Ad ve Semudoğullarının akıbetleri kısaca anlatılmış oluyor ![]() ![]() ![]() "Ad kavmi, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladı ve "bizden daha kuvvetli kim var?" dediler ![]() Doğru olanı kulların Allah'a boyun eğmeleri ve yeryüzünde büyüklük taslamamalarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bütün zorba tağutların kapıldığı yalancı bir duygudur ![]() ![]() "Onlar kendilerini yaratan Allah'ın kendilerinden daha kuvvetli olduğunu görmediler mi?" Bu, inkarı mümkün olmayan apaçık bir gerçektir ![]() ![]() ![]() ![]() Azgın tağutlar bu sahnede pazularını gösterirlerken, sahip oldukları güçleri ile etrafa dehşet saçma çabası içindelerken, birden bunu izleyen ayette aşağıdaki sahne gösterime giriyor ![]() "Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik ![]() Bu azap, uğursuz olarak nitelendirilen günlerde üzerlerine salınan; ortalığı yıkıp döken, kasıp kavuran dondurucu kasırgadır ![]() ![]() ![]() Bu, onların dünya hayatında tadacakları azap ![]() ![]() ![]() "Ahiret azabı ise daha kepazeliktir ![]() ![]() ![]() Bu ifadenin, Semudoğullarının Salih Peygamberin gösterdiği dişi deve mucizesinden sonra doğru yolu bulduklarına, ardından tekrar eski küfürlerine döndüklerine, körlüğü hidayete tercih ettiklerine yönelik bir işaret olduğu açıktır ![]() ![]() "Böylece yaptıkları yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakaladı" Horlanma, aşağılanma onların yaptıklarına en uygun cezadır ![]() ![]() ![]() "İnananları ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtardık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KULAKLARIN, GÖZLERİN VE DERİLERİN ŞAHİDLİĞİ İmdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )19- Allah'ın düşmanları ateşe sürüldükleri gün toplanıp bir araya getirilirler ![]() 20- Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik ettiler ![]() 21- Derilerine: Aleyhimize niçin şahidlik ettiniz?" derler ![]() ![]() ![]() 22- Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şahidlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilemeyeceğini sanıyordunuz ![]() 23- İşte Rabb'inize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helak etti, ziyana uğrayanlardan olup çıktınız ![]() 24- İster sabretsinler ister etmesinler, onların durağı ateştir ![]() ![]() Zor bir durumda ve beklenmedik bir sırada ortaya çıkan insanın yüreğini ağzına getiren bir sürpriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın gizli gücü ile bu şekilde, yürekleri korkudan titreten bir ortamda karşılaşmaları ne müthiş bir sürpriz ![]() "Derilerine: Niçin aleyhimize şahidlik ettiniz?' derler ![]() Bunun üzerine derileri lafı evirip çevirmeden, onların göremedikleri gerçeği dile getirerek cevap veriyorlar: "Derileri: Herşeyi konuşturan Allah bizi konuşturdu' derler ![]() Dile konuşma yeteneğini veren Allah değil midir? O halde başka organlara da bu yeteneği verebilir ![]() ![]() ![]() "İlk defa sizi O yaratmıştı, işte O'na döndürülüyorsunuz ![]() Herşey O'ndan gelmiş, O'na dönecektir ![]() ![]() Onlar bu gerçeği akıllarına rağmen inkar ediyorlardı, ama derileri bugün onu dile getiriyor ![]() Hikayenin sonundaki bu yorum cümlesi bazı organlarının onlara yönelik sözleri olabilir ![]() ![]() Bu organlarınızın birgün sizin aleyhinize dönecekleri aklınıza gelmezdi ![]() ![]() "Yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz ![]() İşte bu kötü, bu cahilce zannınız sizi aldattı ve sizi cehenneme sürükledi ![]() Ardından bu sahne üzerine yapılan son değerlendirme yeralıyor: "İster sabretsinler ister etmesinler, onların durağı ateştir ![]() Ne dokunaklı bir olay! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hoş tutulmasını isteseler de artık hoş tutulmazlar ![]() Burada kınanma istekleri kabul edilmez, tevbe etmelerine de imkan tanınmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra surenin akışı onlara yüce Allah'ın kalplerini kontrolünde tutan gücünü gösteriyor; onlar henüz yeryüzündeler ve Allah'a inanmaya tenezzül etmemektedirler ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )25- Biz onlara birtakım kötü arkadaşlar musallat ettik ![]() ![]() ![]() ![]() Şu halde nasıl, kendisine kulluk etmeye tenezzül etmedikleri Allah'ın kontrolünde olduklarına baksınlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Çünkü onlar hüsrana düşenlerdir ![]() Bu Kur'an'da etkileyici bir güç bulunduğunu fark ettiklerinde ona karşı savaşa girişmeleri bu kötü arkadaşların yaptıklarını güzel göstermelerinin bir sonucudur 26- İnkar edenler: "Bu Kur'an'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki ona galip gelirsiniz" dediler ![]() Kureyş kabilesi ileri gelenlerinin kitleleri kandırmak için kendilerine söyledikleri bir sözdür bu ![]() ![]() "Bu Kur'an'ı dinlemeyin ![]() Çünkü ileri sürdükleri gibi bu Kur'an onları büyülüyor, akıllarını çeliyor, hayatlarını altüst ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Okunurken gürültü yapın, belki ona galip gelirsiniz ![]() "Bu yakışık almayan, seviyesiz bir tutumdu ![]() ![]() Nitekim insanları Kur'an'ı dinlemekten alıkoymak için Malik b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çirkin sözlerine karşılık olarak çok uygun bir tehdit yeralıyor: 27- İnkar edenlere şiddetli bir azab taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız ![]() 28- İşte böyle; Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir ![]() ![]() Ve çok geçmeden onları ateşte görüyoruz ![]() ![]() 29- Ateşe giren kafirler derler ki: "Rabb'imiz cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına alalım ![]() ![]() Müthiş bir öfke ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() RABB'İMİZ ALLAH'TIR Bu bir ilişki türüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )30- "Şüphesiz Rabb'imiz Allah'tır"deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner ![]() ![]() 31- Biz dünya hayatında da ahiret hayatında da sizin dostlarınızız ![]() ![]() 32- Bütün bunlar, O bağışlayan ve esirgeyen Allah'tan bir ağırlama olarak size lûtfedilmiştir ![]() "Rabb'imiz Allah'tır" ilkesi doğrultusunda hareket etmek, bu ilkeyi gereği gibi hayata yansıtmaktır, gerçek anlamda ona uymaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bölüm Allah'ın dinine davet eden davetçinin portresini çizmekle; onun ruhsal yapısını, konuşma tarzını, söz ve davranışlarını gözler önünde canlandırmakla; hem Peygamber efendimizin -salât ve selâm üzerine olsun- hem de onun ümmetindeki bütün davetçilerin dikkatini bu örnek tabloya çekmekle son buluyor ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )33- İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım " diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? 34- İyilikle kötülük bir olmaz ![]() ![]() 35- Bu haslete ancak sabredenler kavuşturulur ![]() ![]() 36- Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın ![]() ![]() İnsan ruhunun yamukluğuna, kaypaklığına, cahilliğine, alışkanlıklarını herşeyin üstünde tutma eğilimine, sapıklıkta olduğunu kendisine yediremeyecek kadar burnu havada olmasına, ihtiraslarına ve çıkarlarına düşkün oluşuna, bütün insanların huzurunda eşit olduğu tek ilaha davet hareketinin tehdit ettiği toplumsal statüsüne, kişisel ayrıcalığına büyük önem vermesine karşı Allah'a davet hareketini yürütmek ![]() ![]() ![]() Evet bu olumsuz şartlarda davet görevini yerine getirmek çok zor bir iştir ![]() "İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve Ben müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?" Şu halde yeryüzünde söylenen en güzel söz Allah'ın dinine davet amacı ile sarfedilen sözlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonra davetçinin sözleri itirazla, terbiyesizlikle ve inkarda inatlaşma ile karşılanırsa bunda onun için bir sorumluluk yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() "İyilikle kötülük bir olmaz" Davetçi kötülüğe kötülükle karşılık vermez ![]() ![]() ![]() ![]() "Sen kötülüğü en güzel bir tavırla sav ![]() ![]() Birçok durumlarda bu kuralın doğruluğu ortaya çıkmıştır ![]() ![]() Oysa karşıdakinin davranışının aynısı ile karşılık verecek olursa heyecan, öfke, kibir ve azgınlık gittikçe artar ![]() ![]() ![]() Şu da var ki, böyle bir hoşgörü, kötülükle karşılık vermeye gücü yettiği halde hoşgörülü davranmayı, şefkat göstermeyi tercih eden büyük bir kalp sahibi olmayı gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca bu hoşgörü insanın şahsına yönelik kötülüklerle sınırlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insanın ulaştığı bir derece; kötülüğü iyilikle savma, kin ve öfke gibi dürtüleri yenip hoşgörülü davranma, nereye kadar hoşgörülü davranılacağını, nereye kadar kötülüğe iyilikle karşılık verileceğini dengeleyebilme derecesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bu haslet ancak sabredenlere kavuşturulur ![]() ![]() Bu o kadar yüce bir derecedir ki kendisi için hiç kimseye kızmamış olan, Allah için kızdığı zaman da kimseyi dinlemeyen Peygamber efendimize -salât ve selâm üzerine olsun- onun şahsında da bütün islam davetçilerine bu konuda şöyle seslenilmektedir: "Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın ![]() ![]() Öfke insana vesvese verir ![]() ![]() ![]() ![]() Şu insan kalbini yaratan, onun giriş ve çıkış noktalarını, gücünü ve yeteneklerini, şeytanın hangi delikten girip onu kontrol altına alacağını bilen yüce Allah davetçinin kalbini kızgınlığın tahrik edici etkisine, dolayısıyle şeytanın vesvesesine karşı koruyor ![]() ![]() Kuşkusuz davetçinin uyarabileceği noktayı, dizginleri ele geçirmesini sağlayacak fırsatı bulana kadar insan ruhuna giden dikenli, dolambaçlı, girintili, çıkıntılı ve son derece meşakkatli bir yol izlemesi gerekir ![]() İnsan kalbi ile birlikte davetin geniş alanı içinde yeni bir bölüm başlıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )7- Gece, gündüz, güneş ve ay onun ayetlerindendir ![]() ![]() ![]() Bu ayetler gözler önüne serilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bù yüzden Kur'an-ı Kerim çoğu zaman insan kalbinin dikkatini bu ayetlere çekmekle, içinde bulunduğu gafletten uyarmakla yetinir ![]() ![]() ![]() ![]() Burada ayet-i kerimenin işaret ettiği sapma şekillerinden biri şudur: Bazıları güneş ve aya yönelik duygularında aşırıya kaçıyorlardı, onlara sapıkça bir yaklaşım içindeydiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer bu evrensel ayetlerin sunulmasından ve bu aydınlatıcı açıklamadan sonra yine de büyüklük taslayacak olurlarsa, bu hiçbir şeyi ileri veya geri götürmez, hiçbir şeyi arttırıp eksiltmez ![]() 38- Eğer büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabb'inin yanında bulunanlar (melekler), gece gündüz O'nu tesbih ederler ve onlar hiç usanmazlar ![]() "Rabb'inin yanında bulunanlar" dendiği zaman ilk önce akla gelen meleklerdir ![]() ![]() Şunlar Rabb'inin yanında bulunanlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALLAH'IN AYETİ YERYÜZÜ İşte şu yeryüzü -onların anaları, besin kaynakları- bağrından çıktıkları ve en sonunda bağrına dönecekleri yeryüzü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )39- Onun ayetlerinden biri de şudur: Sen toprağı boynu bükük kupkuru görürsün ![]() ![]() ![]() ![]() Burada Kur'an-ı Kerim'in yerine göre uygun ifadeler seçmeye ne kadar özen gösterdiğinin üzerinde durmak istiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna benzer ifadelerdeki sanatsal ahengi vurgulamak için "Kur'an'da Edebi Tasvir" kitabından bir sayfa iktibas etmek istiyoruz ![]() "Kur'an-ı Kerim yeryüzünün yağmur yağmazdan, bitki yeşermezden önceki durumunu bir keresinde "kuru", bir keresinde de "boynu bükük" şeklinde ifade etmiştir ![]() ![]() ![]() Yeryüzünün "kuru" olarak nitelendirilmesi şu ayette geçiyor: "Ey insanlar, eğer öldükten sonra dirileceğinizden kuşkunuz varsa, biliniz ki, gücümüzü kanıtlamak için sizi önce topraktan, sonra spermadan, sonra embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir çiğnemlik et parçasından yarattık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Boynu bükük" olarak nitelendirilmesi de ayette oluyor: "Onun ayetlerinden biri de şudur: sen toprağı boynu bükük kupkuru görürsün ![]() ![]() Bu iki ayete şöyle bir göz atıldığı zaman "kuru" ve "boynu bükük" kelimelerinin kullanıldığı yerlerle oluşturdukları ahenk hemen göze çarpar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Öte yandan birinci ayette olduğu gibi burada yeryüzünün suyun inmesinden sonra titreşip kabarmasına, bitki yeşertmesi, gün yüzüne çıkartması, hususları eklenmiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tekrar Kur'an ayetine döndüğümüzde ayetin sonundaki yorum cümlesinin ölülerin diriltilmesi meselesine işaret ettiğini, yeryüzünün canlanmasını buna bir kanıt, bir örnek olarak gösterdiğini görüyoruz: "Onu dirilten Allah elbette ölüleri de diriltir ![]() ![]() Buna benzer sahnelerin Kur'an-ı Kerim'de kıyamet günü ölülerin diriltilmesine bir örnek, aynı şekilde yüce Allah'ın gücüne bir kanıt olarak sunulmasına sıkça rastlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan bilinci ve duyguları üzerinde çok derin etkiler bırakan bu evrensel ayetlerin yeraldığı sahnenin ışığında, bu göz kamaştırıcı ve apaçık ayetleri inkar edenlere, onları reddedenlere, demogoji yapanlara yönelik çok sert bir azarlama ve korkutucu bir tehdit yeralıyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )40- Ayetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp eğriliğe sapanlar bize gizli kalmazlar ![]() ![]() Tehdit üstü kapalı gibi görünüyor ama korkutucudur: "Bize gizli kalmazlar ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra tehdit açık bir dille yöneltiliyor: "O halde ateşin içine atılan mı daha iyidir, yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi?" Mü'minlerin güven içinde getirilmelerine karşılık kıyamet günü onların durumundan korku, dehşet ve ateşe atılma gibi onları bekleyen akıbetten kinayedir bu ifade ![]() Ayet yine üstü kapalı bir tehditle son buluyor: "Dilediğinizi yapın, O, yaptıklarınızı görmektedir ![]() İstediğinizi yapmaya, Allah'ın ayetlerini inkar etmeye çağrılan ve her yaptığı Allah tarafından görülen adamın durumu ne korkunçtur ![]() KUR'AN VE KAFİRLER Şimdi de yüce Allah'ın Kur'an'daki ayetlerini inkar eden kafirlere değiniliyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )41- Kendilerine gelen Kur'ân'ı inkar ettiler ![]() ![]() 42- Geçmişte ve gelecekte ona batıl karışmaz ![]() ![]() 43- Ey Muhammed! Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka birşey değildir ![]() ![]() 44- Eğer biz bu Kur'ân'ı yabancı bir dilde okunan bir kitap yapsaydık derlerdi ki: Ayetleri anlayacağımız bir şekilde açıklanmalı değil miydi? Muhatapları Arap olduğu halde Arapça olmayan kitap mı geldi?" De ki: "O mü'minler için doğru yolu gösteren bir kılavuz ve şifadır ![]() ![]() ![]() Ayet-i kerime kendilerine gelen kitabı inkar edenlerden sözediyor ama, onların ne olduklarına, ileride ne olacağına değinmiyor ![]() ![]() ![]() Bu yüzden "inne" edatı ile başlayan isim cümlesinin yüklemi belirtilmeden onların inkar ettikleri kitabın nitelikleri sayılıyor ![]() "Halbuki o yüce bir kitaptır ![]() ![]() ![]() Batıl nasıl bulaşabilir ki, bu kitaba? O hak olan Allah katından gelmiştir ![]() Hakkı haykırmaktadır ![]() ![]() Bu kitaba batıl nasıl bulaşabilir ki? O yücedir ![]() ![]() ![]() Bu Kur'an'ı gereği gibi inceleyenler, onun içerdiği ve insanlık hayatına yerleştirmek üzere indiği gerçeği hemen fark ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık Allah katından indirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra ayetlerin akışı, Kur'an ile ondan önce vahyedilen kitaplar, Peygamber efendimiz -salât ve selâm üzerine olsun- ile ondan önce gönderilen peygamberler -selâm üzerlerine olsun- arasında bağlantı kuruyor ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Muhammed! Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka birşey değildir ![]() ![]() Bütün peygamberler aynı vahyi almışlar, aynı mesajı yüklenmişler, insanları aynı inanç sistemine inanıp uymaya çağırmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakınlık duygusunu aşılayan, insana güç ve sabır veren insanı kararlı kılan ne güzel bir duygu! Daha önce Hz ![]() ![]() Bu gerçeğin dava adamlarına kazandırdığı bu bilinç onlara üstünlük duygusunu, onurluluğu, yolun zorluklarına, iniş-çıkışlarına, dikenlerine ve engellerine aldırmamayı aşılıyor ![]() ![]() Şu bir gerçektir: "Ey Muhammed! Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka birşey değildir ![]() İşte Kur'an bunu gerçekleştiriyor ![]() ![]() Daha önceki peygamberlere söylenenler, son peygamber Hz ![]() "Senin Rabb'in hem bağışlama sahibi, hem de acı azap sahibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra yüce Allah'ın bu Kur'an'ı kendi dilleri olan Arapça bir kitap olarak indirmekle kendilerine büyük bir lütufta bulunduğu belirtiliyor ![]() "Eğer biz bu Kur'an'ı yabancı bir dilde okunan bir kitap yapsaydık derlerdi ki: Ayetleri anlayacağımız bir şekilde açıklamalı değilmiydi? Muhatapları Arap olduğu halde Arapça olmayan hitap mı geldi?" Şu halde onlar bu Kur'an'ın arapça oluşundan memnun değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Biçim etrafında çıkarılan bu tartışmaların ardındaki gerçeğin özü şudur: Bu kitap mü'minler için yol kılavuzu ve şifa kaynağıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "De ki: O mü'minler için doğru yolu gösteren bir kılavuz ve şifadır ![]() ![]() ![]() İnsan bu sözün doğruluğunu her zaman ve her toplumda görebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )45- Andolsun ki Musa'ya kitap vermiştik de onda ayrılığa düşmüşlerdi ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde Rabb'in bu son peygamberlikle ilgili sorunun çözümünü de va'dedilen kıyamet gününe bırakmayı, insanları istedikleri gibi davranıp o günde yaptıklarına göre karşılık görmek üzere serbest bırakmayı öngörmüştür: 46- Kim iyi bir iş yaparsa faydası kendisinedir ve kim kötülük yaparsa zararı kendisinedir ![]() ![]() Bu son risalet insanlığın artık olgunlaştığını duyurmak, omuzlarına seçme yükümlülüğünü yüklemek, sorumluluğun bireysel olduğunu herkese bildirmek için gelmiştir ![]() ![]() ![]() Herşey için belirlenmiş bir süre olduğuna işaret edilmesi ve yüce Allah'ın adil oluşuna değinilmesi münasebetiyle kıyamet meselesinin ve ona ilişkin bilginin Allah'ın tekelinde olduğu vurgulanıyor ![]() ![]() 47- Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi O'na aittir ![]() ![]() ![]() 48- Önceden yalvarıp durdukları tanrıları onlardan uzaklaşmıştır ![]() ![]() Kıyamet, bilinmezliğin koyu karanlığına bürünmüş bir gaybtır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra insan, gizli ve örtülü hiçbir şeyin kapsamının dışında kalmadığı bu sonsuz bilgi karşısında duran bir grup sapık insanın durumunu düşünüyor: "O gün onlara Bana koştuğunuz ortaklar nerede?' diye seslenilir ![]() "Sana arzederiz ki bizden hiçbir gören yok ![]() Bugün bizden hiç kimsenin senin ortakların olduğuna şahitlik etmediğini sana bildiririz ![]() "Önceden yalvarıp durdukları tanrıları onlardan uzaklaşmıştır ![]() ![]() Eski iddialarına ilişkin hiçbir şey bilmiyorlar ![]() ![]() ![]() İNSAN FITRATI İşte bu, insanın iyiliğe düşkün, zarardan kaçınan bir karaktere sahip olmasına rağmen, azabından çekinme gereği duymadığı, göreceği azap endişesiyle ayağını denk almadığı bir gündür ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )49- İnsan hayır istemekten yorulmaz ![]() ![]() 50- Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet taddırırsak: "Bu benim hakkımdır; kıyametin kopacağını sanmıyorum ![]() ![]() ![]() 51- İnsana bir nimet verdik mi yüz çevirir; yan çizer ![]() ![]() Bu, Allah'ın yol göstericiliği ile yolunu bulup dosdoğru hareket etmeyen insan ruhunun gerçek ve ince bir tablosudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu insan iyilik istemekten bıkmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine insana, eğer yüce Allah uğradığı bu zarardan sonra ona merhamet edip katından bir iyilik tattırırsa nimeti küçümser ve Allah'a şükretmeyi unutur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz inkar edenlere, yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve mutlaka acı azaptan tattıracağız ![]() Şu insana yüce Allah nimet bahşettiği zaman, büyüklenir, azgınlaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne büyük dikkat! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her türlü örtüden soyutlanmış, bütün perdelerden sıyrılmış şekilde gözler önüne serilen bu insan ruhunun sergilendiği sahnenin ışığında onlara soruluyor: Eğer bu yalanladığınız kitap Allah katından gelmişse ve bu tehdit gerçekse o zaman ne yapacaksınız? Kendinizi, Allah'ın kitabını yalanlamanın, ona karşı çıkmanın korkunç akıbetine doğru sürüklediğinizin farkında mısınız? |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )52- De ki: "Kur ân Allah katından gelmiş olup da sizde onu inkar etmişseniz, söyleyin bana derin bir çıkmazda bulunan kimseden daha sapık kim vardır?" Hiç kuşkusuz bu ayağını denk almayı gerektiren bir ihtimaldir ![]() Bundan sonra surenin akışı, onları bu ihtimali düşünmek, ölçüp biçmek üzere kendi hallerine bırakıyor ve uçsuz bucaksız evrene yöneliyor; gerek evrende gerekse kendi iç alemlerinde gözönünde bulundurulan bazı planları, takdirleri ortaya koyuyor: 53- Biz onlara iç ve dış alemdeki ayetlerimizi göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun ![]() 54- İyi bil ki onlar, Rabb'ine kavuşmaktan kuşku içindedirler ![]() ![]() Bu, surenin içerdiği son mesajdır ve hiç kuşkusuz büyük ve anlamlı bir mesajdır ![]() Yüce Allah'ın kullarına -insanoğluna- hem bu evrenin hem de kendi ruhlarının gizli yönlerinden bazısını kendilerine göstereceğine ilişkin va'didir ![]() ![]() Yüce Allah bu sözünü doğrulamış ve bu sözün verilişinden bu yana geçen ondört asırlık süre içinde dış alemdeki ayetlerini, iç alemdeki ayetlerini onlara göstermiştir ve her gün yeniden göstermektedir ![]() İnsan şöyle bir baktığında, insanlığın o günden bu yana çok şey keşfettiğini görür ![]() ![]() İnsanlar çok şey öğrenmişlerdir ![]() ![]() O günden bu yana evrenin merkezi sandıkları dünyalarının güneşin uydusu ufacık bir zerreden başka bir şey olmadığını, yine güneşin milyonlarca benzeri bulunan küçücük bir yuvarlak olduğunu, dünyalarının, güneşlerinin -ve eğer öğrendikleri doğruysa- evrenlerinin tabiatını, özelliğini öğrendiler ![]() Şayet madde olarak tanımlanan şeyin varlığı doğruysa içinde yaşadıkları şu evrenin öz maddesini öğrendiler ![]() ![]() Şu küçük gezegenleri hakkında da çok şey öğrendiler ![]() ![]() ![]() ![]() Küçücük gezegenlerini büyük evrene bağlayan ve bütün evreni yönlendiren yasalar sisteminin tek ve değişmezliğini öğrendiler ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan ruhunun derinliklerinde gerçekleştirilen ilmi gelişmeler evren alanında yapılanlardan az değildir ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın ruhsal yapısı hakkında da birşeyler öğrendiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın bu va'di her zaman geçerlidir: "Biz onlara iç ve dış alemdeki ayetlerimizi göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Rabb'inin herşeye şahit olması yetmez mi?" Çünkü O, sonsuz bilgisine ve sınırsız görmesine dayanarak söz verir ![]() "İyi bil ki onlar, Rabb'ine kavuşmaktan kuşku içindedirler ![]() Onların bu şekilde davranmaları Allah'la buluşma konusunda duydukları kuşkudan kaynaklanıyor ![]() ![]() "İyi bil ki O herşeyi kuşatmıştır ![]() Onunla buluşmaktan nasıl kaçabilirler ki? Allah herşeyi kuşatmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
|