![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )Fizilal-il Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) 1- Ha, Mim ![]() 2- Apaçık Kitab'a andolsun ki ![]() 3- Düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık ![]() 4- O, katımızda bulunan ana kitabdadır ![]() ![]() 5- Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur an la uyarmaktan vaz mı geçelim? Sure, "Ha, Mim" harfleri ile başlıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah, bu Kur'an'ı Araplara bu şekilde göndermesindeki maksat üzerine "Ha Mim"e ve apaçık kitaba yemin ediyor: "Düşünüp anlamanız için onu Arapça bir Kur'an yaptık: Şu halde gaye konuştukları ve anladıkları kendi dilleriyle inen bu kitabla karşılaştıkları zaman etraflıca düşünmeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ardından yüce Allah bu Kur'an'ın kendi katındaki saygın yerini, ezeli ve kalıcı ölçüsündeki değerini açıklıyor: "O, katımızda bulunan ana kitaptadır ![]() ![]() ![]() Ayette geçen "ana kitap" deyiminin sözlü anlamını araştırma yönüne gitmeyeceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gerçeğin bu şekilde vurgulanması, Kur'an'ın kendi dilleri ile inmiş bulunduğu Arap milletinin yüce Allah'ın kendilerine yönelik büyük lütfunun değerini anlamaları yüce Allah'ın kendilerine bahşettiği nimetin bilincine varmaları için yeterli bir nedendir ![]() ![]() ![]() "Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?" Hiç kuşkusuz yüce Allah'ın -büyüklüğüne, yüceliğine ve buna ihtiyacı ol-mamasına rağmen- insanlık alemi içinde bu topluma önem vermesi, kendi dilleri ile bir kitap indirmesi, onlara kendi iç alemlerini anlatması, hayatlarının girift yönlerini ortaya koyması, onlara doğru yolu göstermesi, önceki toplumların hayat hikayelerini anlatması, yüce Allah'ın geçmiş toplumlara uyguladığı değişmez yasadan sözetmesi, buna rağmen onların buna ilgi duymamaları, burun kıvırmaları çok ilginçtir ve ilginç olmaya devam edecektir ![]() Bu çirkin savurganlıklarının cezası olarak yüce Allah'ın gözetiminden ve hesabından uzak bulundurulabileceklerinin, ilgisiz bırakılabileceklerinin ima edilmesi onlara yönelik üstü kapalı bir tehdittir ![]() Bu tehdidin yanında, peygamberlerin gönderilmelerinden sonra onları yalanlayan toplumlara uygulanan Allah'ın yasası hatırlatılıyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )6- Biz, sizden önce gelenlere nice peygamberler gönderdik ![]() 7- Onlar, kendilerine gelen Her peygamberi mutlaka alaya alırlardı ![]() 8- Bizde bunlardan daha güçlü oları o kavimleri helak ettik ![]() ![]() Arap toplumunun en tuhaf özelliği, Allah'ın varlığını, gökleri ve yeri O'nun yarattığını kabul etmeleri, ancak, Allah'ın bir olduğuna inanmak ve sadece O'na yönelmek gibi bu kabullenişin doğal sonuçlarına inanmamalarıydı ![]() ![]() ![]() Burada Kur'an-ı Kerim onların kabullendikleri gerçeği sunuyor ve bu gerçeğin kaçınılmaz sonuçlarını ortaya koyuyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )9- Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette "Onları, çok üstün, çok bilen Allah yarattı" diyeceklerdir ![]() 10- O; size yeri beşik kılan ve doğru gitmeniz için yeryüzünde size yollar gösterendir ![]() 11- Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur ![]() ![]() ![]() Arapların -Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Andolsun onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsun elbette Onları, çok üstün, çok bilen Allah yarattı' diyeceklerdir:' Ayetin orjinalinde geçen "Allah çok üstündür ve bilendir" anlamına gelen "el -Aziz" ve "el-Alim" sıfatlarının onların sözleri olmadığı açıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada Kur'an-ı Kerim, göklerin ve yerin yaratıcısı olduğunu kabul ettikleri yüce Allah'ın "üstün" ve "bilen" olduğunu onlara öğretiyor ![]() ![]() ![]() Ardından Kur'an-ı Kerim, yüce Allah'ı sıfatlan ile tanıtmak ve yaratılıştan ve doğumdan sonra insanlara lütfettiği nimetleri açıklamak amacı ile onlara bir diğer adım attırıyor: "O, size yeri beşik kılan ve doğru gitmeniz için yeryüzünde size yollar gösterendir ![]() Yeryüzünün insanlar için beşik kılınması gerçeğini her kuşaktan akıllar değişik biçimde algılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün bizler, yeryüzünün insan türünün yaşama imkanı bulacağı bir beşik kılınması gerçeğine ilişkin olarak bu gezegenin ardarda çeşitli evrelerden geçtiğini sonuçta insanların yaşamasına elverişli bir beşik haline geldiğini biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine bir gerçeğe ilişkin olarak yüce Allah'ın bu gezegene çekim gücü gibi bazı özellikler verdiğini biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı şekilde yeryüzünün beşik kılınması ve içinde yaşamaya elverişli imkanların bulunması gerçeğine ilişkin olarak, herşeyden üstün ve herşeyi bilen yüce yaratıcının şu yeryüzüne birbiriyle uyuşan çeşitli faktörler bahşettiğini biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle, böyle ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "doğru gitmeniz için ![]() ![]() ![]() SU VE HAYAT Ardından surenin akışı, yeryüzünün insanın yaşamasına elverişli hale getirilişinden ve yeryüzünde yaşam sürdürmek için gerekli imkanların hazırlanmasından sonra ortaya çıkan hayat ve canlılar alanında onlara bir başka adım attırıyor ![]() "Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur ![]() ![]() ![]() Gökten inen suyu herkes biliyor, herkes görüyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur ![]() Buna göre yağmur, bir ölçüye, bir plana göre yağıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz onunla kupkuru ölü bir memlekete hayat verdik ![]() Canlıların yaratılışı ve hayatın ortaya çıkışı suya bağlıdır ![]() ![]() "Siz de böyle tekrar diriltileceksiniz:' Çünkü hayatı ilk kez meydana getiren, aynı şekilde bu işlemi tekrarlayacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra bir kısmını Allah'a bir kısmını da Allah'tan başkasına ayırdıkları şu hayvanlar, yüce Allah'ın insanlara yönelik bir nimeti olsun, insanlar gemilere bindikleri gibi onlara da binsinler, böyle bir nimeti hizmetlerine sunduğu için Allah'a şükretsinler ve nimetine gereği gibi karşılık versinler diye yaratılmışlardır: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )12- Bütün çiftleri Allah yarattı, size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etti ![]() 13- Böylece onların sırtına binip, üzerlerine yerleşince, Rabbinizin nimetini anarak "Bunu bizim hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik" demeniz içindir ![]() 14- "Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz" deyin ![]() Bu ayette de işaret edildiği gibi hayatın temeli canlıların çifter çifter yaratılmış olmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Her halukârda çift olma durumu hayat mekanizmasında son derece belirgindir ![]() ![]() "Size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etti ![]() Surenin akışı burada insanlara yüce Allah'ın kendilerini yeryüzüne halife tayin etmekle, bu amaçla hizmetlerine çeşitli güç ve enerji kaynaklarını vermekle ne büyük bir lütufta bulunduğunu hatırlatıyor ![]() ![]() "Böylece onların sırtına binip, üzerlerine yerleşince, Rabbinizin nimetini anarak Bunu bizim hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik' demeniz içindir ![]() ![]() ![]() Bunun yanısıra bir de, insanların çeşitli nimetlerle donatıldıkları, bu amaçla birçok güç ve enerji kaynaklarını kullanabildikleri halifelik görevi esnasında sergiledikleri davranışların, eylemlerin karşılığını almak üzere bu halifelik görevinden sonra tekrar Rabb'lerine döneceklerini hatırlamaları da güdülen amaçlardan biridir: "Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz' deyin:' Nimetleri bahşeden yüce Allah hakkında takınılması zorunlu olan edep tavrı budur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu meseleye ilişkin olarak islamın öngördüğü edep tavrı, halkın terbiyesi ile, vicdanın canlandırılması ile sıkı sıkıya bağlantılıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MELEKLER HAKKINDA İFTİRALAR Bunun ardından surenin akışı, Allah'ın kulları oldukları halde, Allah'ın kızlarıdır iddiası ile tanrılar edinilen, ibadet sunulan meleklere ilişkin efsaneyi ele alıyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )15- Böyle iken kafirler Allah'a çocuk isnad ettiler ![]() ![]() 16- Demek Allah, yarattıkları arasından kızları kendisine alıp da oğulları size verdi öyle mi? 17- Fakat Rahman olan Allah'a isnad ettiği kız evlat kendilerinden biri-ne müjdelenince, o kimsenin yüzü simsiyah kesilir, öfkesinden yutkunup durur ![]() 18- Demek süs içinde yetiştirilerek mücadele gücü olmayanı mı Allah'a isnad ediyorsunuz? 19- Onlar Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar ![]() ![]() 20- Ve dediler ki "Rahman dileseydi biz onlara tapmazdık': Onların bu hususta bir bilgileri yoktur ![]() ![]() 21- Yoksa bundan önce onlara bir kitab verdik de ona mı sarılıyorlar? 22- Hayır! Sadece "Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" dediler ![]() Kur'an-ı Kerim bu asılsız efsaneyi ablukaya alıyor, onların içlerinde her yönden saldırıya geçerek amansız bir mücadeleye girişiyor ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an-ı Kerim en başta bu efsanenin saçmalığını, tutarsızlığını ve bu tür sözlerdeki açık küfrü vurgulayarak konuya giriyor: "Böyle iken kafirler Allah'a çocuk isnad ettiler ![]() ![]() Melekler Allah'ın kullarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra Kur'an-ı Kerim onların mantıklarını ve geleneklerini kanıt olarak ileri sürüyor ![]() "Demek Allah, yarattıkları arasından kızları kendisine alıp ta oğulları size verdi öyle mi?" Madem ki yüce Allah evlad edinmiştir, niye kızları kendisine, oğulları da onlara ayırmıştır? Kendileri kızlarının olmasından hoşlanmazken, böyle bir durumda üzülürken Allah'ın kızlarının olduğunu ileri sürmeleri doğru mudur? "Fakat Rahman olan Allah'a isnad ettiği kız evlat kendilerinden birine müjdelenince, o kimsenin yüzü simsiyah kesilir, öfkesinden yutkunup durur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra Kur'an-ı Kerim onları ve asılsız efsanelerini bir başka açıdan kuşatıyor ![]() ![]() "Onlar Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar ![]() ![]() Acaba meleklerin yaratılışını mı gördüler? Meleklerin yaratılıyı seyrederken onların dişi olduklarını mı öğrendiler? Çünkü görmek bir kanıttır, bir iddia sahibinin dayanabileceği bir delildir ![]() ![]() ![]() ![]() Ardından surenin akışı onların iftiralarını ortaya koymaya devam ediyor ve bu amaçla ileri sürdükleri bahaneleri, bu olay çevresinde çıkardıkları tartışmaları dikkatlere sunuyor: "Ve dediler ki, Rahman dileseydi biz onlara tapmazdık: Onların bu hususta bir bilgileri yoktur ![]() ![]() Dört yandan çürütülmez kanıtlarla kuşatılınca bu sefer kaçmaya kalkışıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hiç kuşkusuz bu söz, gerçeği çarpıtmanın ifadesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar Allah'ın iradesini yanlış yorumlamaya kalkışırlarken gerçeği çarpıtıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı sarılıyorlar?" Meleklerin dişi olduklarına, Allah'ın kızları olduklarına ilişkin iddialarında, onlara yönelik kulluk eylemlerinde daha önce kendilerine gönderilmiş bir kitaba mı dayanıyorlar? Bu kitabın içerdiği gerçeklere mi sarılıyorlar? Bu kitaptan çıkardıkları kanıtlara mı dayanıyorlar?! Kur'an-ı Kerim bu açıdan da kaçış yollarını tıkıyor ![]() ![]() İş bu noktaya gelince Kur'an-ı Kerim, bir görüşe dayanmayan bu tutarsız efsaneye ilişkin inançlarının ve bir kitaptan kaynaklanmayan geçersiz ibadeti sürdürmelerinin tek dayanağını ortaya koyuyor! "Hayır! Sadece Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz' dediler ![]() Hiçbir güce dayanmayan tutarsız, çelişkili olmasının ötesinde insanı gülünç duruma düşüren saçma bir sözdür bu ![]() ![]() ![]() İslam fikir özgürlüğünü, serbest düşünceyi öngören bir dindir, bu yüzden bu tür aşağılayıcı bir taklitçiliği, günah ve ihtiraslarla övünmek amacıyla babaları, ataları körü körüne izlemeyi onaylamaz ![]() ![]() ![]() Bu gezintinin sonunda kendilerininkine benzer sözler söyleyen, tıpkı onlar gibi başkalarına benzeme, ataları körü körüne taklit etme, gerçeklerden yüz çevirme, peygamberleri yalanlama, çeşitli mazeret ve açıklamalara rağmen yanlış tutumlarını sürdürmede ısrar etme yolunu seçen geçmiş toplumların akıbetleri Sunuluyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )23- İşte böyle senden önce hangi memlekete uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın ileri gelen zenginleri: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız" dediler ![]() 24- "Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu gelişmiş olsam da yine babalarınızın yolunu mu tutacaksınız?" deyince ![]() ![]() 25- Biz de onlardan intikam aldık ![]() "Böylece doğru yola girmekten kaçınanların, burun kıvıranların karekterlerinin aynı olduğu, sürekli aynı kanıtı ileri sürdükleri ortaya çıkıyor: "Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" veya "onların izlerine uyuyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu tip insanların kaçınılmaz akıbetleri Kur'an-ı Kerim, izledikleri yolup nereye varacağını belki görürler diye bu akıbeti gözlerinin önüne seriyor ![]() HZ ![]() Kureyşliler, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Surenin bu bölümünde ayetlerin akışı onları bu tarihsel gerçekle karşı karşıya getiriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra Hz ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )26- Bir zaman İbrahim babasına ve kavmine demişti ki; "Ben sizin taptıklarınızdan uzağım ![]() 27- "Ben yalnız beni yaratana taparım ![]() ![]() 28- ve bu tevhid sözünün ardından kalıcı bir söz yaptı ki, insanlar Allah'a dönsünler ![]() Kureyş müşriklerinin yüz çevirdiği, kabul etmeye yanaşmadığı tevhid (yani Allah'ın birliği) çağrısı ataları İbrahim'in vargücüyle insanlara duyurmaya çalıştığı çağrının kendisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ben sizin taptıklarınızdan uzağım ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ve bu tevhid sözünün ardından kalıcı bir söz yaptı ki insanlar Allah'a dönsünler ![]() Kuşkusuz Tevhid (Allah'ın birliği) mesajının yeryüzünde yaygınlık kazanmasında ve soyu kanalı ile kendisinden sonraki kuşaklara aktarılmasında en büyük pay sahibi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz insanlık Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte soyundan geldiklerini ileri sürdükleri ataları İbrahim'den bu yana süren tevhid gerçeğinin hikayesi ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz aradan uzun zaman geçti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )29- Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine hak ve hakikatı açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim ![]() 30- Fakat kendilerine hak gelince ![]() ![]() 31- Ve dediler ki: "Bu Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" 32- Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliliklerini Biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ![]() ![]() BU DİN ZENGİNLERİN DEĞİL Ayetlerin akışı Hz ![]() "Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine hak ve hakikati açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim:' Sanki Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Fakat kendilerine hak gelince; bu büyüdür biz onu tanımayız dediler ![]() Gerçek ile büyü kesinlikle birarada olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ardından Kur'an-ı Kerim, yüce Allah'ın kendilerine gerçeği ve aydınlatıcı mesajı sunmak üzere Hz ![]() "Ve dediler ki: Bu Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" İki şehirden kasıtları Mekke ve Taif'ti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa yüce Allah peygamberlik görevini kime vereceğini herkesten iyi bilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki, dünya zevklerine, yeryüzü kaynaklı değerlere yenik düşen bu toplum, gök menşeli davanın tabiatını kavrayamayan bu millet, Peygamber efendimizin bu görev için seçilmiş olmasına itiraz ediyordu ![]() "Bu Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" Kur'an-ı Kerim onların Allah'ın rahmetine yönelik bu itirazlarını olumsuz karşılayarak, çirkin bir tutum olarak nitelendirerek cevap veriyor ![]() ![]() "Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini biz taksim ettik, birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ![]() ![]() Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Olacak iş değil! Onlar kim, Rabbinin rahmeti kim? Bir kere onlar kendileri için bir şey yapabilecek durumda değildirler ![]() ![]() "Dünya hayatında onların geçimliklerini biz taksim ettik ![]() ![]() Dünya hayatında geçinmek için gerekli olan rızık fertlerin yeteneklerine, hayat şartlarına ve toplumsal ilişkilere bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumların türlerine ve düzenlerin şekillerine göre rızık oranlarının farklılığını sağlayan nedenler de değişiklik gösterir ![]() ![]() "Kimini ötekine derecelerle üstün kıldık ![]() Bütün çağlarda, bütün ortamlarda ve bütün toplumlarda öngörülen bu farklılığın hikmeti de şudur: "Birbirlerine iş gördürmeleri için ![]() Kimi insanlar kimilerine iş gördürsün diye ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sanırım bazı beşeri ideolojilere mensup kişiler bu ayeti ileri sürerek islama; toplumsal ve ekonomik düzenine saldırıyorlar ![]() ![]() Sanırım artık müslümanların islama karşı açık ve kesin üstünlük pozisyonunda bir tutum sergilemelerinin zamanı gelmiştir ![]() ![]() ![]() İnsanlık hayatının özü ferdi yeteneklerin, her ferdin yapabileceği işin ve bu işin sağlamlığının boyutlarının farklılığı esasına dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte dünya hayatındaki rızık ve geçim meselesinin özü ![]() "Rabbinin rahmeti onların toplayıp yaptıklarından daha hayırlıdır ![]() Yüce Allah bunun içïn ona layık olduklarını bildiği kimseler arasında dilediği kişiyi seçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DÜNYA HAYATI, ALTIN VE GÜMÜŞ Şu dünya nimetleri ve değerleri o kadar basit ve önemsizdir ki, şayet yüce Allah dilese onları kafirlerin üzerine oluk oluk akıtır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )33- İnsanlar küfürde birleşen bir tek ümmet olmayacak olsaydı, Rahman'ı inkar edenlerin evlerinin tavanları ve üzerine binip çıkacakları merdivenleri gümüşten yapardık ![]() 34- Evlerinin kapılarını ve üzerlerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık ![]() 35- ve nice süsler verirdik ![]() ![]() ![]() Evet, işte böyle eğer insanlar kanmasaydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir ![]() Bütün bunlar geçici nimetlerdir ![]() ![]() ![]() "Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur ![]() Bunlar Allah'tan korktukları için onun katında saygınlık kazanan kimselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz yüce Allah'ın kimi zaman örnek verdiği mal, süs eşyası ve yiyecekler gibi dünya hayatının nimetleri bir çok insanı baştan çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah'ın dünya nimetlerinden bir şeye sahip olmayan bir adamı peygamberlik görevi için seçmesine itiraz edenler; insanları sahip bulundukları başkanlık veya mal-mülk gibi değerlerle ölçenler, bu ayetler aracılığı ile önem verdikleri değerlerin basit olduklarını, Allah katında hiçbir değere sahip olmadıklarını görüyorlar ![]() ![]() İşte Kur'an meseleleri bu şekilde yerli yerine koyuyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an-ı Kerim değişmeyen, sarsılmayan temel kuralları, evrensel gerekleri bu şekilde kökleştiriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam inanç sistemine inanan bizler ise, yüce Allah'ın vurguladığı şekliyle birbirini zorunlu kılan değişmezlik ve değişkenliği aynı anda içeren ilahi yasayı doğrulayan kanıtları evrenin her köşesinde, hayatın her tarafında, bizzat pratik hayatımızla görümüz ![]() ![]() ![]() İNKARCILARIN DOSTU ŞEYTAN Dünya hayatının nimetlerinin önemsizliği, Allah katındaki Değersizliği, bunun yanında yüce Allah'ın bu nimetlerden günahkârlara vermesinin onların Allah katında saygın bir konuma sahip oldukları anlamına gelmediği, onların azaptan kurtulacaklarını göstermediği ve Rabbinin katındaki ahiret nimetlerinin Allah'tan korkanlar için olduğu açıklandıktan sonra, ayetlerin akışı, dünya nimetlerini bolca elde ederken, kör gibi Allah'ın ayetlerini göremeyen ve ahirette Allah'tan korkanlar için hazırlanan kalıcı nimetleri elde etmelerini sağlayacak Allah'a kulluk sunmaktan kaçınan bu adamların akıbetlerini gözlerimizin önüne seriyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )36- Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur ![]() 37- O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar ![]() 38- O şeytanın dostu bize geldiği zaman arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı" der ![]() ![]() 39- İkinizde zalim olduğunuz için bugün pişman olmanız size hiçbir fayda vermeyecektir ![]() ![]() Ayetin orjinalinde geçen "Aşiyy" kelimesi, gözün göremeyecek kadar kamaşması anlamına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur ![]() Yüce Allah'ın iradesi insanın yaratılışı ile ilgili olarak bu hususu öngörmüştür: İnsan Allah'ı anmaktan uzaklaştığı onun varlığını unuttuğu zaman şeytanın onu kontrolü altına almasını, onu istediği gibi yönlendirmesini, ona vesvese veren kötü bir arkadaş olmasını, kötülüğü süslü, çekici göstermesini gerektirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Şeytanlardan bu kötü arkadaşların görevi, arkadaşlarını Allah'ın yoluna girmekten alıkoymaktır ![]() "O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar ![]() Bir arkadaşın arkadaşa yapabileceği en büyük kötülük budur ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetteki fiillerin "Yesuddünahum" "Yahsabune" şeklinde geniş zaman kipi ile kullanılmaları, her zaman varolan, herkesin görebileceği şekilde kesintisiz olarak yapılan bir eylemi tasvir ediyor ![]() ![]() Ve birden acı akıbetleriyle karşı karşıya kalışlarını seyrediyoruz ![]() ![]() "O, şeytanın dostu bize geldiği zaman arkadaşına Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı' der ![]() ![]() Ve işte bir göz açıp kapama anı kadar kısa bir sürede bu dünyadan ahirete geçiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an-ı Kerim, yokedici bir azapla karşı karşıya kalan arkadaşın öteki arkadaşa söylediği söz üzerine şu değerlendirmede bulunuyor: "Meğer ne kötü arkadaşmış ![]() Sahnenin perdesi hepsinin üzerine inerken her iki arkadaş için de korkunç bir felaketin ifadesi olan şu sözler kulağımızda çınlıyor: "İkiniz de zalim olduğunuz için bugün pişman olmanız size hiçbir fayda vermeyecektir ![]() ![]() Azabı eksiksiz olarak tadacaklar ![]() ![]() ![]() SAĞIRLARA SEN Mİ DUYURACAKSIN? Bu aşamada surenin akışı, onları bir kenara bırakıyor; bu iç karartıcı, bu sıkıntılı sahnede birbirlerini suçlayarak, birbirlerine söverek acılar içinde kıvranır durumda kendi hallerine bırakıyor ![]() kendisini dinlemekten kaçınmaları, getirdiği dini inkar etmeleri karşısında ona destek veriyor; kendisine vahiy yoluyla bildirilen hak içerikli mesajı duyurmakta ısrarlı olmasını telkin ediyor; bütün peygamberlerin sunduğu mesajın özünde bu değişmez, bu eski, bu kalıcı gerçeğin yeraldığını bildiriyor: |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )40- Ey Muhammed! Sen mi sağırlara işittireceksin, yahut kör ve apaçık sapıklıkta olanı doğru yola ileteceksin? 41- Eğer biz seni alıp götürürsek (vefat ettirirsek) onlardan intikam alacağız ![]() 42- Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz ![]() ![]() 43- Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl ![]() ![]() ![]() 45- Senden önce gönderdiğimiz peygamberlere sor ![]() Bu mesaj, kimi olumsuz tutumlar karşısında Peygamber efendimizi teselli etmek, hidayet ve sapıklığın mahiyetini açıklamak, bunları bütünüyle Allah'ın iradesine ve kapsamlı planına bağlamak, her ikisini de peygamberlerin görev ve yetkilerinin sınırlarının dışına çıkarmak amacı ile Kur'an'da sık sık tekrarlanır ![]() ![]() "Ey Muhammed! Sen mi sağırlara işittireceksin, yahut kör ve apaçık sapıklıkta olanı doğru yola ileteceksin?" Aslında onlar ne sağırdırlar ne de kördürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber sınırları belirlenmiş görevini yerine getirdikten sonra işe yüce Allah el koyuyor: "Eğer biz seni alıp götürürsek (vefat ettirirsek) onlardan intikam alacağız ![]() "Yahut onları tehdit ettiğimiz şeyi sana gösteririz ![]() ![]() Mesele bu iki şıkkın dışında değerlendirilemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl ![]() ![]() Sana vahyedilen kitabın içerdiği prensiplere sarıl, bu prensipleri ısrarla uygula ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu inanç sistemi; büyük evrensel gerçekle bağlantılıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah bu gerçeği vurgulayarak peygamberine moral veriyor, güven aşılıyor ![]() ![]() ![]() "Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür ![]() ![]() Bu ayet, şu iki anlama da gelebilir: Birincisi: Bu Kur'an sana ve kavmine yönelik bir hatırlatmadır ![]() ![]() ![]() İkincisi: Bu Kur'an senin ve senin kavminin adını, şanını yükseltmektedir ![]() ![]() Bindörtyüz yıldan beri sabahtan akşama kadar milyonlarca dudak peygamber efendimize salat ve selam okumaktadır, sevilen, özlem duyulan bir dost gibi adını anmaktadır ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin kavmi olan Araplara gelince, bu Kur'an geldiği zaman dünya onların varlıklarının farkında bile değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hiç kuşkusuz bu, ağır bir sorumluluktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu son anlam daha geniş boyutlu ve daha kapsamlıdır ![]() "Senden önce gönderdiğimiz peygamberlere sor ![]() İlk peygamberden itibaren insanlığa sunulan Allah'ın biricik dininin değişmez temeli tevhiddir ![]() Kur'an-ı Kerim bu gerçeği burada eşsiz bir tabloda sunuyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kere Peygamber efendimizle, ondan önceki peygamberler arasında zaman ve mekan açısından uzun mesafeler var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan Peygamber efendimiz -salât ve selâm üzerine olsun- ve diğer peygamber kardeşleri açısından Rabbleri ile aralarında uzak veya yakın diye birşey sözkonusu olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğrusu bu tür konularda, hayatımızda alışageldiğimiz iletişim biçimleriyle fazlasıyla bağlı kalmamamız gerekiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimizin kavminin ileri gelenlerinden, onun peygamberlik görevi için seçilişine karşı çıkanların itirazları ve dünya hayatının batıl değerleri ile övünmeleri karşısında Peygamber efendimizi teselli amacı ile yeralan bu ayetlerin akışı içinde, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Sanki birbirlerinin kopyası ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, apaçık bir duyuru ile ellerindeki tüm bahaneler geçersiz kılındıktan sonra ne tür bir akıbete uğradıkları vurgulanıyor: "Bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, böylece hepsini suda boğduk ![]() ![]() Şu Kureyşliler de onlardan sonra gelmişler, ama onların akıbetlerinden ders almıyorlar, düşünmüyorlar! Hz ![]() ![]() yüzünün basit ve değersiz malı ile övünmeleri, bir de tarih boyunca ileri gelenler ve tağutlar tarafından küçümsenen, horlanan halk kitlelerinin karakterleri belirginleşmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )HZ ![]() 46- Andolsun biz Musa'yı da ayetlerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarına gönderdik: "Ben alemlerin Rabbinin elçisiyim" demişti ![]() 47- Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular ![]() Burada, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca kısa ifadelerle Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Bu işareti, yüce Allah'ın Firavun ve devlet erkanının başına getirdiği musibetlere yönelik bir işaret izliyor ![]() 48- Onlara gösterdiğimiz her mucize diğerinden daha büyüktü; doğru yola dönmeleri için onları azaba uğrattık ![]() 49- Azabı görünce: "Ey büyücü, bizim için Rabb'ine dua et, sende bulunan ahdin hürmetine bizi bağışlamasını dile, artık yola geleceğiz" dediler ![]() 50- Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar ![]() Görüldüğü gibi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Burada ilginç olanı Kur'an-ı Kerim'in aktardığı Firavun ve devlet erkanının şu sözleridir: "Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et, sende bulunan ahdin hürmetine bizi bağışlamasını dile, artık yola geleceğiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar ![]() Şu da var ki, kitleler somut mucizelerden etkilenebilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )51- Firavun kavmine şöyle seslenip dedi ki: "Ey kavmim, Mısır mülkü ve şu altından akıp giden ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz? 52- "Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?" 53- "Ona altın bilezikler verilmedi, yahud yanında kendisiyle beraber yardımcı melekler gelmeli değil miydi?" 54- İşte Firavun bu şekilde kavmini küçümsedi ![]() ![]() ![]() Mısır mülkü ve Firavun'un ayaklarının altından akan nehirler halk kitlelerinin gözleriyle gördükleri ve görkeminden etkilenip büyüklendikleri şeylerdi ![]() ![]() ![]() Görkemli, şatafatlı yıldızlı şeyler, köleleştirilmiş, tağutların kulu haline getirilmiş, çeşitli entrikalarla aldatılmış halk kitlelerinin gözünü kamaştırır ![]() ![]() Bu yüzden Firavun bu gönüllerin tellerine nasıl dokunacağını, onları yalın, yaldızlı ve şatafatlı mülküyle baştan çıkaracağını bilmişti ![]() "Yoksa ben, kendisi zayıf ve neredeyse söz anlatamayacak durumda bulunan şu adamdan daha hayırlı değil miyim?" Bununla Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuşkusuz kandırılmış, sıradan halk kitlelerine göre, Mısır'ın mülküne sahip olan, ülkesinde baştan başa nehirler akan Firavun, gerçek sözü söylemesine, peygamberlik makamında olmasına ve insanı azaptan kurtulmaya çağırmasına rağmen Musa'dan -selâm üzerine olsun- daha hayırlı olacaktır(!) ![]() "Ona altın bilezikler verilmeli değil miydi?" Evet! Şu basit ve değersiz süsleri altından bilezikleri, bir peygamberin peygamberliğinin doğruluk ölçüsü olarak görüyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() "Yahud yanında kendisiyle beraber yardımcı melekler gelmeli değil miydi?" Bu da bir başka itiraz ![]() ![]() ![]() ![]() Zorbaların, tağutların halk kitlelerinin aklını çelmesinde, dolayısıyle aşağılayıcı davranışlar sergiletmesinde şaşılacak birşey yok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuskusuz halk kitleleri dosdoğru yürümeyen, Allah'ın ipine sarılmayan, eşya ve olayları iman terazisiyle ölçmeyen kimseler yani yoldan çıkmış fasıklar olmasalar tağutlar, diktatörler bunu yapamazlar ![]() ![]() "İşte Firavun bu şekilde kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler ![]() ![]() "İşte Firavun bu şekilde kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler ![]() Ve sınama, uyarma, gerçekleri gösterme aşaması sona eriyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )55- Bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, böyle hepsini suda boğduk ![]() 56- Böylece onları, sonrakiler için hem bir örnek, hem de bir ibret yaptık ![]() Burada yüce Allah intikam alışından, kafirleri yerle bir edişinden sözediyor; böylece onların bu tutumları karşısında ne kadar öfkelendiğini, nasıl gazaplandığını gösteriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıssanın sunuluşundaki gerçek, kıssadan sunulan bölüm ile fiili durum ve bu durumla ilgili olarak bu bölümün sunuluşu ile güdülen amaç arasındaki ahenk aynı noktada buluşuyor ![]() ![]() Bunun ardından Arapların meleklere kulluk sunuşları ve bazı kitap ehli toplulukların İsa Mesihe tapmaları ile ilgili tartışmaya girişmeleri münasebetiyle surenin akışı Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Surenin bu son dersinde, yine onların meleklere tapmaya ilişkin efsaneleri anlatılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Onlara: "Siz ve Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız sözde ilahlar, cehennem odunusunuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu münasebetle surenin akışı, Meryemoğlu İsa'nın kıssasının bir hükmünü sunuyor ![]() ![]() Ardından, normal inanç sisteminden uzaklaşan tüm sapıkları, kıyametin ansızın gelip çatması ile tehdit ediyor ![]() ![]() ![]() Surenin akışı, onların meleklere ilişkin olarak dillerine doladıkları efsaneleri çürütüyor, bertaraf ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() Sure Peygamber efendimize -salât ve selâm üzerine olsun- yönelik bir direktifle sona eriyor ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )57- Meryemoğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca hemen kavmin yaygarayı bastı ![]() 58- "Bizim tanrılarımız mı hayırlı yoksa o mu?" dediler ![]() ![]() ![]() ![]() 60- Eğer biz dileseydik, sizin yerinize, yeryüzünde melekler yaratırdık da sonra yerinize geçerlerdi ![]() 61- O kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir ![]() ![]() ![]() 62- Şeytan sizi bundan alıkoymasın ![]() ![]() Tarihçi İbn-i İshak Peygamber efendimizin hayatına ilişkin kitabında şunları anlatır: Bana ulaşan haberlere göre birgün Peygamber efendimiz -salât ve selâm üzerine olsun- Mescitte (Kabe'de) Velid b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keşşaf'ın yazarı Zemahşeri şöyle der: Peygamber efendimiz -salât ve selâm üzerine olsun- Kureyşlilere "Siz ve Allah'ı bir yana bırakarak taptığınız sözde ilahlar cehennem odunusunuz" ayetini okuyunca Kureyşliler korkunç bir moral bozukluğuna uğradılar, çok öfkelendiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keşşaf'ın yazarı bu bilgiyi nereden edindiğini anlatmıyor ![]() ![]() Hem İbn-i İshak'ın hem de Zemahşeri'nin anlattıklarından, müşriklerin tartışırken kaypakça davrandıkları, gerçeği bulmak yerine yanlışta ısrar ettikleri, inatçılık yaptıkları anlaşılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Cerir diyor ki: Bana Ebu Kureyb, Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bunu sana ancak tartışmak için söylediler ![]() ![]() "Bizim tanrılarımız mı hayırlı yoksa o mu?" ayetinin açıklaması açısından şöyle bir ihtimal de var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun için şöyle değerlendirme yapılıyor: "O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur ![]() Yoksa doğruluktan sapıp ona kulluk sunan bazı hristiyanların sandıkları gibi ibadet edilmesi gereken bir tanrı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki İsrailoğulları örneği unuttular, bu yüzden doğru yoldan saptılar ![]() Surenin akışı buradan hareketle yeniden onların meleklere ilişkin efsanelerine dönüyor ![]() ![]() ![]() "Eğer biz dileseydik, sizin yerinize, yeryüzünde melekler yaratırdık da sonra yerinize geçerlerdi ![]() Yaratma konusunda herşey Allah'ın iradesine bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, ayetlerin akışı Hz ![]() ![]() "O, kıyametin kopacağını gösterir bir ilimdir ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebu Hureyre -Allah ondan razı olsun- Peygamber efendimizin şöyle dediğini anlatır: "Beni elinde tutan Allah'a andolsun ki, Meryemoğlu İsa'nın adil bir hükümdar olarak gökten inip haçı kırması, domuzu öldürmesi, cizyeyi kaldırması çok yaklaştı ![]() ![]() ![]() Cabir -Allah ondan razı olsun- Peygamber Efendimizin şöyle dedïğini anlatır: "Benim ümmetimden her zaman hak uğruna savaşacak bir grup bulunacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Onlar kıyametin kopacağından kuşku duyuyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Kur'an-ı Kerim sapıklıklarının, doğru yoldan kaçmalarının şeytana uymalarından kaynaklandığını açıklıyor ![]() "Şeytan sizi bundan alıkoymasın ![]() ![]() Kur'an-ı Kerim sürekli, insanlara ataları Adem'den bu yana ve cennetteki ilk çatışmadan beri süregelen şeytanla aralarındaki kesintisiz savaşı hatırlatır ![]() İslam, insanın şu yeryüzündeki hayatı boyunca şeytanla aralarındaki kesintisiz savaşta onu desteklemiş ve bu savaşta şeytanı yenmesi durumunda insanın aklına gelmeyecek ganimetler hazırlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu değinmeden sonra surenin akışı yeniden Hz ![]() |
![]() |
![]() |
|