![]() |
Kişi, Sevdiğiyle Olmak İster |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kişi, Sevdiğiyle Olmak İsterKişi, Sevdiğiyle Olmak İster Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar! ![]() Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız ![]() ![]() ![]() “Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar! ![]() Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlûkatta çok yaygın bir duygudur! ![]() Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister ![]() “Sevmek” ise bundan çok farklıdır… Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin! ![]() Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde! ![]() ![]() Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! ![]() ![]() Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!… Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir rûh, tek bir şuur olmayı dilersin! ![]() Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler! Beğenen sahip olmak ister… Seven ise sevdiğinde yok olur; fedâ eder her şeyi sevdiği uğruna! ![]() Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır! ![]() ![]() Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz! ![]() Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, lâyık olmadığını yaşamanın sanısı içinde! ![]() ![]() Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır! ![]() Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, nâmdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı… Fıtratından gelir sevgi! ![]() ![]() Seven, karşılıksız sever!… Beğenen karşılığını ister! ![]() Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen! ![]() ![]() Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu! ![]() ![]() ![]() ![]() Sevgi sonunda yanmayı getirir! ![]() ![]() ![]() Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür! ![]() ![]() Beğenme bir tür “hobi”dir!… Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaçyıl, bazen bir kaç ay! ![]() ![]() Sevgi bir ömür boyudur!… Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez! ![]() İçinde, özünde hissedilip açığa çıkaramadığını karşısındakinde bulduğun anda onu sevmeye başlarsın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çoğunlukla karşısındakinden, ondakinin yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana! ![]() ![]() Bazen de özünden gösterir yüzünü O!… O zaman onlar için derler ki, “Allaha âşık oldu”! ![]() ![]() “Kendine seçtikleri”dir sevenleri bir çehreden!… Özünden sevgiyi yaşayanlardır, “mukarreb”leri!… Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır herşeyi… Sevmek için yaratmıştır sevilenleri! ![]() Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır “aşk”ı yaşattıklarını! ![]() ![]() Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı! ![]() ![]() ![]() Oysa gerçek “aşk” Onun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını Onda yitirip; Onun “Bâki”liğini yaşattıklarıdır gerçek “âşık”lar! ![]() ![]() Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, “âşık” olmak için! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçek anlamıyla onlar “yaşarlar aşkı”; “Yaşar onlarda aşkı”; sever, acır, merhamet eder onlarda kullarına; çünkü bu sıfatlar için yaratmıştır onları! ![]() ![]() Var gel dostum, biz dönelim dünyamıza; bu masal gibi gelen sözler yeteri kadar ıslattı bizi!… Şimdi kurulanmak zamanı! ![]() Dönelim dünyamıza, koşalım, çalışalım, didinelim; insanları sevindirmek için onlara bir şeyler verelim; ve gönüllerini hoş etmek için güllâbicilik eyleyelim! ![]() ![]() Sonra da, bunları hep “Tanrı –pardon Allah- için yapıyoruz!” diyerek vicdanlarımızı tatmin edelim! ![]() ![]() Gönül “aşk” için yaratılmamışsa, neye yarar bunca demek!… İyisi mi, “hobi” kabilinden “dinle ilgilenip”, günümüzü gün eylemek! ![]() |
![]() |
![]() |
|