Prof. Dr. Sinsi
|
Nefs-İ Emmare Ve Akl-İ Selim
Nefs-i emmare ve akl-ı selim Sual: Nefs-i emmare nedir? Bundan nasıl kurtuluruz?
CEVAP
Nefs-i emmare, şehvetlere kavuşmak ve kızdıkları ile dövüşmek için bir ölçü, bir sınır tanımaz Yaptığı işler, hep aşırı, hep zararlı olur Mesela hayvan susayınca, temiz suyu kolayca bulur, içer Doyunca, artık içmez İnsanı nefsi, doyduktan sonra da içirir Sığır aç olunca, çayırda otlar Doyunca, yatar, uyur İnsan aç olunca, çayırda otlayamaz Bulduğu otlar arasında seçim yapması, seçtiğini soyup, temizleyip, pişirmesi lazımdır Nefs, bu yorucu, usandırıcı işleri seve seve yaptırır Fakat, hoşuna gideni, doyduktan sonra da yedirir
Allahü teâlâ, merhameti sonsuz olduğu için, her devirde, Peygamberleri vasıtası ile nefsin insanı felakete sürüklemesine mani olmak maksadı ile nefsin arzularına uymayı sınırlayan, hem de nefsi temizleyip emmarelikten [taşkın olmaktan] kurtaran emir ve yasaklar gönderdi En son olarak İslamiyet�i göndermiştir, ötekileri de nesh etmiş, yani yürürlükten kaldırmıştır Önceki dinler hiç değişmemiş bile olsa, 4 incil değil tek İncil bile olsa artık onlarla amel etmek caiz olmaz
Bir insan, işlerini yaparken, İslamiyet�e uyarsa, nefsi, emmarelikten kurtulup, mutmainne olur Bu zaman, şehveti ve öfkeyi faydalı olarak çalıştırır
Nefs-i emmare, şehveti ve öfkeyi aşırı çalıştırdığı için, buna uymak tatlı gelir İslamiyet'e uymak ise, bu arzuları frenlediği, tahdit ettiği için, acı, zor gelmektedir Bunun için insan, İslamiyet'e uymak istemez Nefse uymak ister Nefsine uyan da felaketlere sürüklenir
Allahü teâlânın merhameti sonsuz olduğundan, insanlarda, saadeti felaketten, doğruyu eğriden ve yararlıyı zararlıdan ayırabilen bir kuvvet de yarattı Bu çok kıymetli kuvvet, Akıldır Şaşmayan, yanılmayan akla Akl-ı selim denir Akl-ı selim sahibi olan kimse nefsine uymaz, İslamiyet�e uyar Aklı dinlemeyen kimse ise, nefsine uyar
Kalb, hem nefse, hem his uzuvlarına bağlıdır His uzuvları ne ile meşgul olursa, kalb ona bağlanır İnsan güzel bir şeyi görünce, güzel bir ses duyunca, tatlı bir şey alınca, kalb bunlara bağlanır Bu sevgi insanın elinde olmaz İnsan güzel bir şey okuyunca, kalb, bunların manalarına, yazarına bağlanır Güzel, tatlı demek, kalbe güzel, tatlı gelen şey demektir İnsan, çok defa hakiki güzelliği anlayamaz Nefse güzel gelen ile, kalbe güzel geleni birbiri ile karıştırır Kalb kuvvetli ise, hakiki güzelliği anlayıp, onu sever, bağlanır
Âyet-i kerimeler, hadis-i şerifler, Evliya zatların sözleri, dua, tesbih gibi kıymetli şeyler, aslında güzeldir Çok tatlıdır Kalbin nefse bağlılığı azalınca ve nefsin elinden kurtulunca, bunları okuduğu, duyduğu zaman, bunların güzelliğini anlar ve bağlanır da, insanın haberi olmaz Kur'an-ı kerim okuyunca veya dinleyince, zikir yapınca, ibadetleri yapınca, Allahü teâlâyı sever
Kalbi, nefsin elinden, baskısından kurtarmak için, nefsi ezmek, kalbi uyandırıp kuvvetlendirmek lazımdır Bu da, Resulullah efendimize uymakla olur
Muhammed aleyhisselama uyarak, kalbini nefsinin pençesinden kurtaran bir kimse, evliyadan bir zatın hayatını incelerse, onun Resulullahın vârisi, Allah�ın sevgili kulu olduğunu anlar Allahü teâlâyı çok sevdiği için, Allah�ın sevdiğini de çok sever Ancak, ehl-i sünnet âlimlerinin yolundan gidilmezse, insan sevmekte yanılabilir Nefsin sevdiklerini, kalbin sevdiği hakiki güzellikler sanarak aldananlar çok olmuş, felakete sürüklenmişlerdir Onun için dinimizi bilmek ve nefsi iyi tanımak gerekir
|