![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )Fizilal-il Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) 1- Kayan yıldız hakkı için ![]() 2- Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı ![]() 3- O havadan konuşmuyor ![]() 4- Söyledikleri, kendisine indirilen bir vahiydir ![]() 5- Bu vahyi O'na müthiş güçleri olan Cebrail öğretti ![]() 6- O üstün yetenekli melek doğruldu ![]() 7- Yüce ufuktayken ![]() 8- Sonra yaklaştı, yere doğru uzandı ![]() 9- Öyle ki, Peygamberle araları iki yay aralığı ya da daha yakın oldu ![]() 10- O anda Allah dilediği mesajı Kul'una vahyetti ![]() 11- O'nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı ![]() 12- Siz şimdi gözü ile gördükleri hakkında O'nunla tartışmaya mı girişiyorsunuz? 13- O, Cebrail'i bir başka inişinde de görmüştü ![]() 14 En uçtaki ağacın (Sidret-ül Münteha'nın) yanında ![]() 15- Yanıbaşında me'va cenneti vardı ![]() 16- O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü ![]() 17- Muhammed'in gözü ne yana kaydı ve ne de öteye geçti 18- O gerçekten Rabb'inin bazı büyük ayetlerini gördü ![]() Surenin bu ilk ayetlerini okurken Peygamberimizin kalbinin yaşadığı o aydınlık, o engin, o uçarı ufukta bir kaç saniyeliğine yaşıyoruz ![]() ![]() Evet, birkaç saniyeliğine Peygamberimizin kalbi ile başbaşa yaşıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çarpıcı niteleme, yüce Allah'ın bir yemini ile başlıyor: "Kayan yıldız hakkı için ![]() Burada yıldızın parıldaması, sonra yörüngesinden kayıp yere yaklaşması hareketini gözlüyoruz ![]() ![]() "Yüce ufuktayken ![]() Sonra yaklaştı, yere doğru uzandı ![]() Öyle ki, Peygamber ile araları iki yay aralığı ya da daha yakın oldu ![]() O anda Allah, Kul'una dilediği mesajı vahyetti ![]() Görüldüğü gibi surenin ilk ayetlerinden itibaren sahneler, hareketler, çağrışımlar ve mesajlar arasında uyum gözetiliyor ![]() Evet "Kayan yıldız hakkı için" ![]() Bu yemin cümlesinde kasdedilen yıldızın hangi yıldız olduğu konusunda çeşitli yorumlar yapılmıştır ![]() ![]() ![]() "(Bazı müşriklerin taptıkları) Şira' yıldızının Rabb'i de O'dur ![]() Eski çağlarda bu "Şira" yıldızına büyük önem verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk ayet yemin cümlesi idi ![]() ![]() "Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı ![]() O havadan konuşmuyor ![]() Söyledikleri kendisine indirilen bir vahiydir: ' Yani arkadaşınız Muhammed -salât ve selâm üzerine olsun- akıllı bir insandır, şaşkın değildir; doğru yoldadır, sapık değildir; samimidir, kötü niyetli değildir; Hak'tan, yani Allah'tan aldığı gerçeği size duyuruyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu vahyin taşıyıcısı belli, hangi yoldan geldiği belli, nasıl bir çizgi izlediği bellidir ![]() ![]() ![]() "Bu vahyi O'na müthiş güçleri olan Cebrail öğretti ![]() ![]() Yüce ufuktayken ![]() Sonra yaklaştı, yere doğru uzandı ![]() Öyle ki, Peygamber ile araları iki yay aralığı ya da daha yakın oldu ![]() O anda Allah, Kul'una dilediği mesajı vahyetti ![]() O'nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı ![]() Siz şimdi gözü ile gördükleri hakkında ![]() O'nunla tartışmaya mı girişiyorsunuz?" "Müthiş güçleri olan, üstün yetenekli melek" Cebrail'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki, "uzaktan görme" olayını izleyen bir "yakından görme" olayı ile karşı karşıyayız ![]() ![]() Olayda "görme yanılgısı", "göz aldanması" sözkonusu değildir ![]() ![]() "O'nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı ![]() Şimdi siz, gözü ile gördükleri konusunda O'nunla tartışmaya mı girişiyorsunuz?" Gönlün görmesi daha doğru, daha değişmezdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin Cebrail'i öz kılığı ile görmesi, sadece bir kereliğine olmuş bir olay değildi ![]() ![]() "O, Cebrail'i bir başka inişinde de görmüştü ![]() En uçtaki ağacın (Sidret-ül Münteha'nın) yanında ![]() Yanıbaşında Me'va cenneti vardı ![]() O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü ![]() Muhammed'in gözü ne yana kaydı ne de öteye geçti ![]() O gerçekten Rabb'inin bazı büyük ayetlerini gördü: ' Elimizdeki en güvenilir bilgiye göre bu "ikinci görme" olayı Mirac gecesi meydana gelmişti ![]() ![]() Okuduğumuz ayetlerin ikincisinde geçen "sidret" sözcüğü "bir tür ağaç" anlamına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Olaya güç ve kesinlik kazandırmak amacı ile ayette "en uçtaki ağacın yanında" gerçekleşen bu görmeye eşlik eden bir ayrıntıya değiniliyor ![]() "O sırada ağacı yaman bir şey bürümüştü ![]() Yalnız ağacı neyin bürüdüğü açıkça belirtilmiyor ![]() ![]() Bütün bu olup bitenler kesin birer gerçektir ![]() "Muhammed'in gözü ne yana kaydı, ne de öteye geçti ![]() Yani ne bir göz kayması, ne de bakış sekmesi sözkonusu değildi ![]() ![]() ![]() Buna göre olay "vahiy" olayıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Peygamberimizin müşriklere yönelttiği çağrı böylesine kesin esaslara dayanıyor ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )19- Lât ve Uzza hakkındaki görüşünüz nedir? 20- Ya bunların öbürü, üçüncüsü olan Menat hakkında ne düşünüyorsunuz? 21- Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın, öyle mi? 22- Öyleyse bu haksız bir bölüştürmedir ![]() "Lat" üzerinde yazılar bulunan beyaz bir kaya parçası idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Uzza" Mekke ile Taif arasındaki "Nahte" denen yerde bulunan bir ağaçtı, bu ağacın üzerinde bir anıt-yapı vardı ve anıt da bir perde ile örtülü idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Menat" adlı put ise Mekke ile Medine arasındaki bir sapa yol üzerinde bulunan "Muşellel" denen yerde idi ![]() ![]() Arap yarımadasında bunların yanısıra çeşitli kabileler tarafından tapılan daha pek çok put vardı ![]() ![]() Öyle sanılıyor ki, bu düzmece ilahlar meleklerin sembolleri idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayette kullanılan soru kalıbından anlaşılacağı üzere yüce Allah gerek bu üç putu, gerekse bunlara tapınılmasını hayretle karşılıyor, bundan tuhaf bir olay olarak sözediyor ![]() "Lât ve Uzza hakkındaki görüşünüz nedir? Ya bunların öbürü, üçüncüsü olan Menat hakkında ne düşünüyorsunuz?" Gerek "Görüşünüz nedir?" şeklinde başlayan soru cümlesinde, gerekse bu putların üçüncüsü olan Menat'tan sözeden ifadelerde hayret duygusu ve teşhir edip rezil etme amacı belirgindir ![]() Yüce Allah bu putlardan sözettikten sonra müşriklerin erkekleri kendilerine ayırıp dişileri yüce Allah'a bırakan iddialarını kınıyor ![]() "Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın öyle mi? Öyleyse bu haksız bir bölüştürmedir ![]() Bu mizah üsluplu ayetler, bu putlar ile meleklerin dişi varlıklar olduğu ve bunların müşriklerce Allah'a yakıştırıldıkları yolundaki masal arasında ilişki olduğunu gösteriyor ![]() ![]() Araplar kız çocuklarını hor görüyorlardı ![]() ![]() ![]() Yüce Allah burada onları bu düşünceleri ile, bu düzmece masalları ile suçüstü yakalayarak hem kendilerini, hem de uydurdukları masalı alaya alıyor ![]() "Demek erkekler sizin, dişiler Allah'a, öyle mi?" O halde Allah ile aranızda yaptığınız bu bölüştürme adalet ilkesine aykırı bir bölüştürmedir ![]() "Öyleyse bu haksız bir bölüştürmedir ![]() Aslında mesele tümü ile kuruntudur; hiçbir bilimsel ve objektif dayanağı yoktur; delilden ve ispattan tamamı ile yoksundur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )23- Aslında bunlar sizin ve atalarınızın uydurduğu kuru isimlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() 24- Yoksa insanın her hayal ettiği şey gerçekleşir mi sanıyorsunuz? 25- Oysa hayatın sonu da ilki de (ahiret de dünya da) Allah'a aittir ![]() 26- Göklerde nice melek var ki, Allah'ın dilediklerine ve hoşlandıklarına ilişkin izni olmadıkça, şefaatleri hiç bir yarar sağlamaz ![]() 27- Ahirete inanmayanlar meleklere dişi adları takıyorlar ![]() 28- Oysa onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur ![]() ![]() ![]() Gerek bu Lât, Uzza, Menat ve benzeri isimler, gerek bunlara ilah ve melek adlarının takılması, gerek meleklere "dişi" varlıklar denmesi ve bu dişi varlıkların yüce Allah'a ayrılması; bütün bunlar hiçbir anlam taşımayan, ardında hiçbir gerçek bulunmayan kuru "isim"lerden ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Okuduğumuz ayetin ortalarında müşrikler asılsız kuruntuları ile, masalları ile başbaşa bırakılıyor ![]() ![]() "Onlar sadece sanılarının ve canlarının istediğinin peşinden gidiyorlar Hiçbir delilleri, hiçbir bilgileri ve hiçbir sağlam kanıtları yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Oysa onlara Rabb'leri katından doğru yola ilişkin bilgi geldi:' Bu bilginin gelişi ile mazeretleri sona erdi, bahaneleri geçersiz kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan dolayı bir sonraki ayette kınama içerikli bir soru ile karşılaşıyoruz ![]() "Yoksa insanın her hayal ettiği şey gerçekleşir mi sanıyorsunuz?" İnsan hayalperest olunca her özlediği şey gerçeğe dönüşür, her içinden geçirdiği şey pratiğe yansır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Oysa hayatın sonu da ilki de (ahiret de dünya da) Allah'a aittir ![]() Burada ahiretin dünyanın önüne geçirildiği dikkatlerimizden kaçmamalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi ahirette de dünyada da her iş yüce Allah'ın elindedir, her işi yönlendirme yetkisi O'nun tekelindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Göklerde nice melek var ki, Allah'ın dilediklerine ve hoşlandıklarına ilişkin izni olmadıkça şefaatleri hiçbir işe yaramaz ![]() Böylece müşriklerin iddiaları kökten yıkılmış, havada kalmış olur ![]() Zaten daha önce okuduğumuz ayetler bu iddiayı çürütmüş, asılsızlığını ortaya koymuşlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kümeyi oluşturan ayetlerin sonunda ahirete inanmayan bu müşriklerin meleklere ilişkin saplantıları, kuruntuları son kez tartışılıyor ![]() ![]() ![]() "Ahirete inanmayanlar, meleklere dişi adları takıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu son değerlendirme Lât, Uzza ve Menat adlı putlar ile müşriklerin melekleri dişi varlıklar kabul eden ve onları Allah'ın kızları sayan masalları arasında ilişki olduğunu vurguluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Okuduğumuz ayetlerde müşriklik inancının çürüklüğü açıklanmış; Allah a ortak koşanların, ahirete inanmayanların, yüce Allah'a kız evlat yakıştıranların ve meleklere dişi isimleri takanların inançlarının tutarsızlığı vurgulanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )29- Bizi anmaktan yüz çeviren ve sadece dünya hayatını isteyenlerden yüz çevir ![]() 30- Onların bilgilerinin erişebileceği sınır budur ![]() ![]() 31- Göklerde ve yeryüzünde ne varsa hepsi Allah'a aittir ![]() ![]() 32- İyilik işleyenler büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan uzak dururlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ayetlerde yüce Allah'ı aklına getirmeyen, ahirete inanmayan ve dünya hayatından başka hiç düşüncesi olmayan kimselerden yüz çevirilmesi emrediliyor ![]() ![]() ![]() Fakat bu emir, Peygamberimizden sonra bütün müslümanlara da yöneliktir ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah'a ve ahiret gününe inananlar, Allah'ı aklına getirmeyen ve ahireti hiç hesaba katmayan insanlar ile dostça yanyana yaşamak şöyle dursun, onlara zihinlerinde bile yer vermezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üstelik bu yüz çevirmenin, bu ilgi kesmenin bir başka anlamlı yönü daha var ![]() ![]() ![]() "Onların bilgilerinin erişebileceği sınır budur ![]() Erişebildikleri bu bilgi sınırı aslında basittir, istediği kadar büyük ve önemli görünsün; yetersizdir, istediği kadar geniş kapsamlı görünsün; yanıltıcı ve sapıktır, istediği kadar doğru ve erdirici görünsün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah'ı kafasından silerek dünyanın dar sınırları içinde tutsak kalan sapıklardan işte bu gerekçe ile yüz çevirmek gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hiç şüphesiz senin Rabb'in kimin yolundan saptığını bildiği gibi kimin doğru yolda olduğunu da bilir: ' Yüce Allah sözü edilen şaşkınların sapık olduklarını biliyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sapıkların yetersiz bilgileri sıradan halkın gözünde hayatın özünü yapıcı yönde etkileyen, önemli bir faktör olarak görülür ![]() ![]() ![]() Çünkü bir bilginin gerçek bilgi olabilmesi için şu varlık bütünü ile yaratıcısı arasındaki bağıntının özünü ve insan davranışı ile bu davranışa verilecek karşılık arasındaki bağıntının mahiyetini kavraması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın bir yaratıcısının olduğunu, bu yaratıcının aynı zamanda tüm evrenin de yaratıcısı olduğunu, kendisinin ve evrenin yaratılışının aynı doğal yasalar uyarınca gerçekleştiğini düşünmesi, bu gerçeğin bilincine varması hayata, çevresindeki tüm canlı-cansız varlıklara yönelik bakış açısını kökten değiştirir ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın yaratıcısı tarafından ahirette hesaba çekileceğinin ve davranışlarının haklı karşılıklarını alacağının bilincinde olması onun düşüncelerini, değer yargılarını, duyarlıklarını ve amaçlarını kökten değiştirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan böyle bir insan iyiliğe gönülden bağlıdır, son hesaplaşmada onun muzaffer olacağından emindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi Allah'a ve ahirete inanma meselesi, son derece büyük bir meseledir, insan hayatının en temel meselesidir ![]() ![]() ![]() İnsanlar arasında ölçüler, amaçlar ve hayata ilişkin düşünceler böylesine bağdaşmaz oranda birbirine ters düşünce aralarında işbirliğine, ortak yaşamaya, hatta belli oranda ilgi doğuran tanışmaya imkan kalmaz ![]() Bundan dolayı Allah'a inanan insan ile Allah kavramını kafasından silerek sırf dünya hayatı peşinde koşan insan arasında arkadaşlığa, dostluğa, ortak yaşamaya, işbirliğine, alış-verişe, ilgiye, umursamaya dayalı ilişkiler kurulamaz, gelişemez ![]() ![]() ![]() "Göklerde ve yeryüzünde ne varsa hepsi Allah'a aittir ![]() ![]() Yüce Allah'ın gökler ve yeryüzü üzerindeki ortaksız "mülkiyet"inin böylesine kesin bir dille vurgulanması ahiret olgusuna güç ve etkinlik kazandırır ![]() ![]() ![]() ![]() "Amaç kötülük işleyenlere kötülüklerinin ve iyilik yapanlara da iyiliklerinin karşılığını vermektir ![]() Arkasından sözkonusu "iyiler" ile "iyiliklerinin karşılığında ödüllendirilenler" kimler oldukları belirtiliyor ![]() "İyilik işleyenler, büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan uzak dururlar ![]() ![]() Ayetin orjinalindeki geçen "Kebar-ül ism" tamlaması "Büyük günahlar", "Fevahiş" sözcüğü "ağır ve çirkin günahlar" demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah bir insanın hesabına zinadan bir pay yazdığı zaman o pay o kulu mutlaka bulur ![]() ![]() ![]() Tanınmış tefsir bilgini İbn-i Cerir ise aynı konuda şunları söylüyor; "Muhammed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mesruk ile Şaaki de bu görüşü paylaşıyorlar ![]() "Lubat-ut Taif'inin oğlu" diye anılan Abdurrahman b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu açıklamalar "Lemem" sözcüğünün tanımı konusunda birbirine yakın görüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanınmış tefsir bilgini İbn-i Cerir bu konuda diyor ki; "Süleyman b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hadisi Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hasan'a "mevkuf" olarak da bu sözlerin benzeri nakledilmiştir ![]() Bunlar da "lemem" sözcüğünün anlamını birinci guruptaki görüşlerden farklı biçimde açıklayan başka bir görüş grubudur ![]() Kişisel görüşümüze göre ikinci grubun görüşü ayetin devamını oluşturan "Senin Rabb'inin bağışlayıcılığı geniş kapsamlıdır" cümlesine daha uygun düşer ![]() Çünkü "bağışlamanın geniş kapsamlı" oluşunun vurgulanması ile sözkonusu "lemem"in büyük günahlar ve çirkin davranışlar işledikten sonra tevbe etme durumu arasında uyum vardır ![]() ![]() ![]() "Yine onlar bir kötülük işlediklerinde ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini dilerler ![]() ![]() Bu ayetin öncesinde yüce Allah bu kimseleri "takvalılar" sıfatı ile nitelemekte ve onlara "bağışlanma"yı ve "gökler ile yeryüzü kadar genişlikteki cennete girme"yi vaadetmektedir ![]() ![]() Ayetin sonunda iyiliklere iyi ve kötülüklere kötü karşılık biçilmesi işleminin yüce Allah'ın bilgisine dayandığı ve bu bilginin insan yaratılışın bütün evrelerinin karmaşık sırlarını kapsadığı belirtiliyor ![]() "O sizi gerek ilk başta topraktan yaratırken ve gerekse annelerinizin karınlarında cenin aşamasındayken bilir ![]() Yani yüce Allah'ın insanlara ilişkin bilgisi onların somut davranışlarının ortaya çıkışının çok öncesine uzanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgisinin niteliği bu olan yaratıcıya insanın kendini tanıtması, özünü anlatmaya kalkışması, karşısına geçerek "ben şöyleyim, ben böyleyim" diye övünmesi boş bir iş, hatta edepsizliktir ![]() "Öyleyse kendinizi temize çıkarmayınız ![]() ![]() Öyleyse gayretkeşlikle O'nun gözüne batmaya çalışmanıza, O'nun karşısında davranışlarınıza değer biçmenize gerek yoktur ![]() ![]() ![]() Bundan sonra surenin son bölümü geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )33- Ey Muhammed, görüyor musun, şu gerçeğe sırt çevireni? 34- Önce biraz verip de arkasını getirmeyeni ![]() 35- Acaba gaybın bilgisine sahiptir de o alemin sırlarını mı görüyor? 36- Yoksa Musa'ya indirilen kutsal sayfaların içeriğinden haberi olmadı mı? 37- Ve görevini titizlikle yerine getiren İbrahim'e inmiş olan kutsal sayfaların içeriğinden haberdar olmadı mı? 38- Ki, hiç kimse başkasının günah yükünü taşımaz ![]() 39- İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir ![]() 40- Onun çalışması, ilerde kesinlikle gözler önüne serilecektir ![]() 41- Sonra çalışmasının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir ![]() 42- Sonunda kesinlikle Rabb'inin huzuruna varılacaktır ![]() 43- Güldüren de, ağlatan da O'dur ![]() 44- Öldüren de dirilten de O'dur ![]() 45- Erkeği ve dişiyi çiftler halinde yaratan O'dur ![]() 46- Fışkıran spermadan ![]() 47- Tekrar diriltecek olan da O'dur ![]() 48- İnsana zenginlik veren de gözünü doyuran da O'dur ![]() 49- (Bazı müşriklerin taptıkları) "Şıra" yıldızının Rabb'i de O'dur ![]() Bu bölümü oluşturan ayetlerin ilk ikisinde "Gerçeğe sırt çeviren, önce biraz verip de arkasını getirmeyen" bir kişiden sözediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hikayenin asılsızlığı apaçıktır ![]() ![]() Bu ayetlerde belirli bir kişi de kasdedilmiş olabilir, belirsiz bir "insanlık" örneği de sunulmuş olabilir ![]() ![]() ![]() "Acaba gaybın bilgisine sahiptir de o alemin sırlarını mı görüyor?" "Gayb" alemi tüm yönleri ile yüce Allah'ın tekelindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yoksa Musa'ya indirilen kutsal sayfaların içeriğinden haberi olmadı mı? Ve görevini titizlikle yerine getiren İbrahim'e inmiş olan kutsal sayfaların içeriğinden haberdar olmadı mı?" Bu dinin kökü eskilere dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peki gerek Hz ![]() ![]() " ![]() ![]() ![]() ![]() Evet, hiç kimse başkasının yükünü kendî sırtına alamaz ![]() ![]() ![]() "İnsan ancak kendi çalışmasının karşılığını elde edebilir ![]() Evet, böyle işte ![]() ![]() ![]() Şu dünya hayatı insana verilmiş bir çalışma ve kazanma fırsatıdır ![]() ![]() "İnsan ölünce sevap defteri kapanır ![]() 1- Ana-babası için dua eden hayırlı bir evlat bırakan kimse, 2- Arkada kamuya yararlı bir eser bırakarak ölen kimse, 3- İnsanlara faydalı bir bilgi öğreterek ölen kimse ![]() Burada Peygamberimizin saydığı üç davranış, aslında insanın kendi eylemleri, kişisel kazanımlarının bir bölümüdür ![]() İmam-ı Şafii ile taraftarları bu ayete dayanarak ölülerin arkasından okunan Kur'an'ın sevabının onlara ulaşmayacağını ileri sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Onun çalışması, ilerde kesinlikle gözler önüne serilecektir ![]() Sonra çalışmalarının karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir ![]() Yani emekler, çalışmalar, kazançlar asla yok olmayacak, havaya gitmeyecektir ![]() ![]() ![]() Böylece "sorumluluğun kişiselliği" ilkesi yanında "ödül ve cezanın adilliği" ilkesi de belirleniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sonunda kesinlikle Rabb'inin huzuruna varılacaktır:' O'na varan yoldan başka bir yol yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetler, insan kalbini yolculuğun son durağına ulaştırdıktan sonra onu tekrar hayata döndürüyor, ona bu sürenin her aşamasında ve her durumunda beliren ilahi dileği gösteriyor ![]() "Güldüren de, ağlatan da O'dur ![]() Bu ifadede birçok gerçek saklıdır ![]() ![]() Evet "Güldüren de, ağlatan da O'dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet, "Güldüren de, ağlatan da O'dur" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet "Güldüren de, ağlatan da O'dur" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet "Güldüren de, ağlatan da O'dur" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Burada kısa bir Kur'an ayetinin zihinde canlandırdığı, bilinçte kıvılcımlaştırdığı çok sayıdaki imajın, çağrışımın ve duygunun bir bölümü ile karşı karşıyayız ![]() ![]() ![]() "Öldüren de, dirilten de O'dur ![]() Evet "Öldüren de, dirilten de O'dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evet "Öldüren de, dirilten de O'dur" ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görülüyor ki, hayalimizin önünde yığın yığın sahneler cirit atıyor ![]() ![]() ![]() "Erkeği ve dişiyi çiftler halinde yaratan O'dur ![]() Burada her an tekrarlanan görkemli bir gerçektir ![]() ![]() ![]() Düşünelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hangi insan kalbi bu müthiş, bu çarpıcı gerçek karşısında şaşkınlıktan donakalmaz da şımarık ve inkarcı bir tavırla şöyle sözler gevelemeye kalkışabilir?: "Bu iş böyle oldu, o kadar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu defa bu açıklamanın kendisi açıklanmaya muhtaçtır ![]() Sonra her an gözler önünde tekrarlandığı için hiç kimsenin inkar edemeyeceği "ilk yaratılış" olgusundan hemen "yeniden diriliş"olgusuna dönülüyor ![]() "Tekrar diriltecek olan da O'dur ![]() "Yeniden diriliş" insan bilgisine kapalı bir "gayb" olgusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek ilk yaratılış aşamasında gerekse yeniden diriliş döneminde yüce Allah, dilediği kullarına varlık sunar, onları tatmin eder ![]() "İnsana zenginlik veren de, gözünü doyuran da O'dur ![]() Yüce Allah dünyada dilediği kullarına türlü alanlarda zenginlik bağışlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kullar yoksuldurlar, açtırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "(Bazı müşriklerin taptıkları) "Şira" yıldızının Rabb'i de O'dur ![]() ![]() Araplar arasında bu "Şıra" yıldızına tapanlar vardı ![]() ![]() ![]() Bir yandan insanın iç dünyasının derinliklerine ve öbür yandan dış dünyanın çeşitli ufuklarına yönelik uzun gezi burada noktalanıyor ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Necm Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )50- Eski dönemlerde yaşamış Adoğullarını yokeden O'dur ![]() 51- Semudoğullarının da ![]() ![]() 52- Daha önce de Nuh'un soydaşlarını yoketmişti ![]() ![]() 53- Lût'un soydaşlarının yaşadıkları yöreleri alt-üst eden O'dur ![]() 54- Buraları yerin dibine O geçirmiştir ![]() 55- Ey insanoğlu, öyleyse Rabb'inin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun? 56- Bu Peygamber de eski uyarıcıların bir halkasıdır: 57- Kıyamet günü iyice yaklaştı 58- Onun dehşetini Allah'tan başka hiç kimse başınızdan savamaz ![]() 59- Bu Kur'an sizin tuhafınıza mı gidiyor? 60- Onu dinlerken ağlayacağınıza gülüyorsunuz, öyle mi? ![]() 61- Gaflet içinde yüzüyorsunuz, değil mi? 62- Haydi, hemen Allah'a secde ediniz, O'na kulluk ediniz ![]() Bu ayetler bizi hızlı bir geziye çıkarıyor ![]() ![]() Kur'an okuyucuları Adoğullarını, Semudoğullarını ve Nuh'un soydaşlarını çeşitli ayetlerin verdikleri bilgiler sayesinde yakından tanıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah'ın bu toplumları ve yaşadıkları yurtları derinliklere batırmış, toprağa gömmüş, ayetin deyimi ile "yerin dibine geçirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey insanoğlu, öyleyse Rabb'inin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun?" Demek oluyor ki, eski dönemlerde gerçekleşen bu toplu yoketmeler yüce Allah'ın insanlığa yönelik birer nimeti, birer lütfudur ![]() ![]() Gerek insanın iç dünyasına ve gerekse dış dünyaya yansıyan ilahi iradenin görüntüleri gözden geçirildikten sonra gözlerimizin önüne serilen eski milletlere, peygamberlerini yalanlayan toplumlara ilişkin toplu yokediliş sahnelerinin külleri karşısında çınlayan müthiş ve tüyler ürpertici bir çığlıkla sarsılıyoruz ![]() ![]() "Bu Peygamber de eski uyarıcıların bir halkasıdır ![]() Kıyamet günü iyice yaklaştı ![]() Onun dehşetini Allah'tan başka hiç kimse başınızdan savamaz ![]() Peygamber olup olmadığı hakkında kuşku duyduğunuz, uyarıcılık görevini onaylamak istemediğiniz bu Peygamber var ya? O eski uyarıcılar zincirinin bir halkasıdır; şu güne kadar o eski uyarıcıları birçok uyarıcılar izlemiştir ![]() ![]() ![]() Sözü edilen felaket ve dehşet günü, ya bu Peygamberin sizi tehdit ettiği kıyamet günüdür ya da yüce Allah'tan başka hiç kimsenin türünü ve zamanını bilmediği bir azabın dehşetidir ![]() ![]() ![]() Koyu tehlike yakınınızdayken ve aranızdaki iyi niyetli uyarıcı sizi kurtuluşa çağırırken sizler umursamazlık içinde yüzüyor, boş şeyler ile oyalanıyorsunuz, durumunuzu değerlendirmekten uzak duruyor, aklınızı başınıza getirmeye yanaşmıyorsunuz ![]() "Bu Kur'an sizin tuhafınıza mı gidiyor? Onu dinlerken ağlayacağınıza gülüyorsunuz, öyle mi? Gaflet içinde yüzüyorsunuz, değil mi?" Ayetteki orjinal deyimle "bu söz" yani Kur'an, son derece ciddi ve önemlidir İnsanların omuzlarına büyük görevler yüklediği gibi aynı zamanda kendilerini eksiksiz bir hayat sistemine iletiyor ![]() ![]() Bu noktada müşriklere gök gürlemesini andıran bir uyarı yöneltiliyor ![]() ![]() ![]() "Haydi, hemen Allah'a secde ediniz, O'na kulluk ediniz ![]() Uzun bir hazırlama aşamasından sonra sure, işte bu kalpleri titreten, ürpertici ve akılları baştan alıcı bir çığlıkla noktalanıyor ![]() Bundan dolayı adamlar hemen secdeye kapandılar ![]() ![]() ![]() Kalplerine ardarda inen bu müthiş darbelerin etkisi altında alınlarını yere koydular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Değişik kanallardan gelen rivayetler bu olayı aktardıktan sonra bu şaşırtıcı gelişmeyi açıklama konusunda farklı görüşler öne sürüyorlar ![]() ![]() ![]() GARANİK OLAYI VEYA ŞEYTAN AYETLERİ Değişik rivayet kanallarının bize aktardığı bu olay, yani müşriklerin müslümanlarla birlikte secde etmeleri olayı, uzun zaman kafamı kurcaladı ![]() ![]() ![]() ![]() "Garanik Olayı" diye anılan bu olay hakkındaki uydurma rivayetleri daha önce okumuştum ![]() ![]() "Senden önce gönderdiğimiz bütün resuller ve nebiler birşey dilediklerinde şeytan, bu dileklerine mutlaka birtakım beşeri arzular karıştırırdı ![]() ![]() ![]() Amaç şeytanın körüklediği bu arzular vesilesi ile kalpleri hasta olanları ve katı yüreklileri sınavdan geçirmektir ![]() ![]() Ünlü tefsir bilgini İbn-i Kesir, tefsirinde bu rivayetlerden sözederken "Bunların tümünün rivayet zincirlerinde kopukluk var, aralarında rivayet zincirinin halkaları tamam olanına rastlamadım" der ![]() Bu rivayetlerin en ayrıntılısı, hurafelere en az batmış olanı ve Peygamberimize yönelik en az iftiraya yer vereni İbn-i Hatem'in aktardığı şu rivayettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Necm suresi inmişti ![]() ![]() ![]() Bu sıralarda müşriklerin Peygamberimize ve arkadaşlarına yönelik baskıları ve yalanlama girişimleri doruk noktasına ulaşmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu iki cümle bütün Mekke müşriklerinin hoşuna gitmişti ![]() ![]() ![]() Bu arada Peygamberimiz, surenin son ayetini okuyup da secdeye kapanınca müslüman ve müşrik bütün dinleyicileri de secdeye kapandı ![]() ![]() ![]() ![]() Her iki grup ta taraftarlarının Peygamberimiz ile birlikte secde etmelerine şaşırmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözler kısa sürede halk arasına yayıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ama yüce Allah, şeytanın sözlerini silip atmış, ayetlerini sağlamlaştırmış ve bu aldatma girişiminden korumuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konuda daha aşırı ve daha çok iftira dolu rivayetler de vardır ![]() ![]() Ben daha işin başından beri bu rivayetlere tümü ile karşı çıktım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın, öyle mi? Öyleyse bu haksız bir bölüştürmedir ![]() Aslında bunlar sizin ve atalarınızın uydurduğu kuru isimlerdir ![]() ![]() "Ahirete inanmayanlar, meleklere dişi adları tapıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() "Göklerde nice melek var ki, Allah'ın dilediklerine ve hoşlandıklarına ilişkin izni olmadıkça şefaatleri hiçbir yarar sağlamaz ![]() Adamlar o uydurma cümlelerin arkasından bu ayetleri işitince Peygamberimizle birlikte secdeye varmazlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Durum böyle olunca gerek müşriklerin Peygamberimizle birlikte secde etmelerinin ve gerekse göçmen müslümanların Habeşistan'dan dönmelerinin ve bir süre sonra başka müslümanlarla birlikte oraya geri gitmelerinin başka sebepleri olmalıydı ![]() Göçmen müslümanların neden önce Habeşistan'dan döndüklerini ve bir süre sonra niçin başkaları ile birlikte tekrar oraya gittiklerini incelemenin yeri burası değildir ![]() Müşriklerin secde etmelerine gelince burada bu konu üzerinde durmamız gerekir ![]() Uzun bir süre bu secde olayına tutarlı bir sebep aradım ![]() ![]() ![]() İşte bu tereddütlü günlerimden birinde yukarda sözünü ettiğim özel psikolojik deneyimi yaşadım ![]() ![]() ![]() Derken bir ara kulağımıza Kur'an sesi geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yavaş yavaş okunan ayetlerin ahengine ve içeriğine kapıldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İnsan" denen varlığın topraktan yaratılışını ve analarının karnındaki "cenin"leri somutlaştıran sahnelerin önünde durdum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Derken "son uyarıcının" "müthiş felaketin eşiğindeki şu çığlığına kulak verdim; "Kıyamet günü iyice yaklaştı ![]() Onun dehşetini Allah'tan başka hiç kimse başınızdan savamaz ![]() Arkasından son feryadın titreşimleri kulak zarlarıma çarptı ve bu müthiş "Bu Kur'an sizin tuhafınıza mı gidiyor? Onu dinlerken ağlayacağınıza, gülüyorsunuz, öyle mi? Gaflet içinde yüzüyorsunuz değil mi?" , darbe karşısında tiril tiril titredim Bütün bunlardan sonra "Haydi, hemen Allah a secde ediniz, O'na kulluk ediniz: ' duyunca kalbimin titremesi gerçekten eklemlerime, kemiklerime geçti ![]() ![]() ![]() ![]() İşte o anda sözkonusu "secde olayı"nın doğru olduğunu ve bu olayın nedenini açıklamanın hiç de zor olmadığını anladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlaşılan Necm suresinin o günkü bütün dinleyicilerinin kalpleri böyle bir ana yakalandılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Denebilir ki; "Sen bu açıklamayı yaparken kendi başından geçen bir anı yüzyüze geldiğin bir psikolojik deneyimi ölçü olarak alıyorsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat bu itirazı yapanlar şu iki önemli noktayı gözönünde tutmalı, hesaba katmalıdırlar: 1- O gün bu sureyi okuyan, Peygamberimizdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Sözü edilen müşrikler, Peygamberimizi dinlerken ürpermekten ve titremekten kendilerini alamazlardı ![]() ![]() İbn-i Asakir, azılı müşriklerden biri olan Utbe b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Utbe Peygamberin yanından ayrılarak babasının yanına döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yola çıktık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlatılan bu ilk olayın kahramanı Ebu Leheb'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müşriklerin Peygamberimizin hakkında besledikleri gerçek duyguyu belgeleyen ikinci olay da şudur: Bu olayın kahramanı önde gelen müşriklerden biri o an Utbe b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ha Mim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Surenin devamında sıra "Eğer yüz çevirirlerse de ki; Ben sizi Ad ve Semudoğullarının başlarına gelen yıldırıma benzer bir yıldırım tehlikesine karşı uyardım" gelince Utbe, büyük bir korku içinde yerinden fırlayarak eli ile Peygamberimizin ağzını kapattı ve "aramızdaki akrabalığın hatırı için seni susmaya çağırıyorum" dedi ![]() ![]() ![]() İşte müslüman olmayan bir adamın Peygamberimize yönelik gerçek duyguları ![]() ![]() ![]() İşte bu gibi insanlar peygamberimizin sesinden dinlediklerinde kalplerinin en duyarlı anını yaşamaları, bu yüzden işittikleri sözlere karşı koyamayarak kendilerini Kur'an'ın çarpıcı etkisine kaptırmaları ve bunun sonucunda secdeye kapanan müslümanlarla birlikte secdeye varmaları son derece akla yakın bir ihtimaldir ![]() ![]() NECM SURESİNİN SONU |
![]() |
![]() |
|