Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
içten, pazarlik

İçten Pazarlik

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İçten Pazarlik



Içten Pazarlik

Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabbim

Sen çağırınca, kendime ayırdığım vakitlerden çalındığını düşündüm

Ezan okununca,sevdiklerimle geçirdiğim zamanların azalmasından korktum

Vakit girince, içim “cız” etti hep

Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi, bozdum keyfimi; öylece namaza durdum

Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim

“Az sonra”larım “çok sonralar”a döndü, geç kaldım,

geç kalmaktan utanmadım

Sonunda ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna

Pazarlığımı vaktin daralmışlığını bahane ederek yeniden ileri sürdüm

Kaçıyordu namaz ya; o yüzden çabucak kıldım, selam verdim,

hemen kalktım, rahatladım

Oysa rahatlığı Sana borçluyum

Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana

Damarlarımın her bir noktasında pıhtılaşmayan kanım kadar

sükûnet borçluyum Sana

Tenimin kaşınmayan her bir noktası kadar rahatlık borçluyum Sana

Dişlerim ağrıyacak olsa her biri için harcayacağım zaman Senin

Kanım pıhtılaşıp damarlarım tıkanacak olsa, her defasında ızdırap ve korkuyla

geçireceğim saatlerin hepsi Senin

Tenim her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime

dar geleceğim huzursuz günler Senin

Gün oldu; usandım Sabrımı tükettim; tükendim

Kendimi yontmaya heveslendim Benden istediğin zamanı çok gördüm

Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum

Fazla buldum namazın rekatlarını; kısaltmak için bahaneler aradım

Günümü delik deşik etmeni, işimin arasına kesintiler sokmanı,

hayatımın ortasına duraklar koymanı, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm

“Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna;

içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende,

belki sadece bedenimle, mıhlı kaldım

Oysa Sen, dileseydin dar edebilirdin zamanı bana!

Bir uçurumun dibine savrulmuş bir arabada

çaresizce Sana yalvartıyor olabilirdin beni

Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan bombaların altında

günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da delik deşik

etmelerini takdir edebilirdin Düşmeyen bombalar kadar, uçuruma savrulmayan

arabalar kadar genişlik borçluyum Sana

İçten pazarlıktı benimkisi Öyle içten ki kendime bile söyleyemedim

Gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm

Kendimi sıfırlamayı, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim

Ensemde kaderin sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine inemedim

Acelem vardı; alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden

Bütün benliğimle aşağı inemedim

İşim vardı, secdemi işime zaman kazandım

Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım

Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim

İtirafımdır: Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim

Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi dosdoğru olma”nın

ağırlığını sırtıma almayı erteledim “Sırası değil!”di;

“hele dur; sonra da olur!”du En Sevgilini bir gecede ihtiyarlatan emri

üzerime alınmadım

Sen dileseydin, çocuğumun cılız nabızlarının eşliğinde,

loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, gözümü de gönlümü de,

umutsuzca, çaresizce, ürpertiyle, korkuyla bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin

Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar

kıpırtısının gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde

saçlarıma aklar düşürebilirdin

İçten pazarlık mı denir buna? Sen bilirsin Seninle ettiğim pazarlığı

Kendime sakladığım ve hatta kendimden de sakladığım sır bu

Dilime bile değdirmekten korktuğum, ağzıma almaktan utandığım öyle bir sır işte

[color=purple]Fısıldaması bile acı veriyor ya…

Meselâ, uzayınca Fatiha, uzayınca sûre, heceler sanki

özgürlüğe giden yolu taşlar gibi kestikçe, “bitmez şimdi bu namaz!”

dediğim çok oldu Ama içimden Kimseler duymadı

Bir Sen duydun beni ey Rabbim Sırrımı bir Sen bildin

Kendimi lüzumsuz hissederken seccadenin üzerinde,

dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken,

Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi de,

dile getiremediğimi de bildin

Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda,

kovmadın beni, yakınlığında tuttun

İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı…

“Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu namazı Geçiştirdim namazı

Bir “sorun”du çözdüm, hallettim Selam verip sonra yaşamaya başladım…

Yaşamayı namazın içinde aramalıydım

Namazı yaşamanın içine sızdırmalıydım oysa

Bilemedim

Kafa tuttum, ayak diredim, pazarlık ettim; ama Sen utandırmadın,

yine yine yine huzuruna aldın beni

Her secdede rahmetinle okşadın alnımı

Her rükûda “aferinler” fısıldadın gönlüme

Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu

Yüzüme vurmadın Azarlamadın Aşağılamadın

Hepten umut kesmedin benden Yok saymadın Utandırmadın

Pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin ey Rabbim

Kimselere söylemedin Sırdaşım Sensin, bir Sana açabilirim içimi,

bir Senin beni ayıplamandan korkmam

Ben işte böyleyim; yine “bana ait”lerin hesabındayım

Başka kime söyleyeyim?

Başka kimin anlayışından medet umayım?

alıntı-akrep1

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.