Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağacı, ağlayan, efendimiz, gövdesi, hurma, için

Efendimiz İçin Ağlayan Hurma Ağacı Gövdesi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Efendimiz İçin Ağlayan Hurma Ağacı Gövdesi



Efendimiz İçin Ağlayan Hurma Ağacı Gövdesi Asrı saadette Efendimiz mescidinde hutbeleri orada bulunan belli bir hurma ağacı gövdesine dayanarak verirdi Cemaat kalabalıklaşınca yani Müslümanların adedi artınca marangozlar Efendimiz'e cemaati komple görebileceği cemaatin da onu görebileceği bir minber yapmayı düşündüler ve yaptılar Bir müddet sonra bu hurma ağacı gövdesi aynen ızdıraplı bir deve yavrusunun çıkardığı ses gibi ses çıkarmaya başladı Bu sesi sahabelerden bir çoğu duyuyordu Efendimiz bir defasında minberden inerek elini onun üzerine koydu Ve onunla konuştu Ona neden ağladığını sordu Oda kendisinden ayrıldığı için ağladığını söyledi



Bu olay, Risale-i Nur Külliyat'ında şöyle açıklanır :

Evet Mescid-i Şerifte hurma ağacından olan kuru direk, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hutbe okurken ona dayanıyordu Sonra minber-i şerîf yapıldığı vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm minbere çıkıp hutbeye başladı Okurken, direk deve gibi enin edip ağladı; bütün cemaat işitti Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yanına geldi, elini üstüne koydu Onunla konuştu, teselli verdi; sonra durdu Şu mu'cize-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm pek çok tarîklerle, tevatür derecesinde nakledilmiştir

Evet Hanin-ül Ciz' mu'cizesi çok münteşir ve meşhur ve hakikî mütevatirdir Sahâbelerin bir cemaat-ı âlîsinden, onbeş tarîk ile gelip, Tâbiînin yüzer imamları o mu'cizeyi, o tarîklerle arkadaki asırlara haber vermişler Sahâbenin o cemaatinden ulemâ-i Sahâbe namdarları ve rivâyet-i hadîsin reislerinden Hazret-i Enes İbn-i Mâlik (hâdim-i Nebevî), Hazret-i Câbir Bin Abdullah-il Ensarî (hâdim-i Nebevî), Hazret-i Abdullah İbn-i Ömer, Hazret-i Abdullah Bin Abbas, Hazret-i Sehl Bin Sa'd, Hazret-i Ebu Said-il Hudrî, Hazret-i Übey İbn-il Kâ'b, Hazret-i Büreyde, Hazret-i Ümm-ül Mü'minîn Ümm-ü Seleme gibi meşâhir-i ûlema-i Sahâbe ve rivâyet-i hadîsin rüesâları gibi, herbiri bir tarîkın başında, aynı mu'cizeyi ümmete haber vermişler Başta Buharî, Müslim, kütüb-ü sahiha; arkalarındaki asırlara, o mütevatir mu'cize-i kübrayı tarîkleriyle haber vermişler

İşte Hazret-i Câbir tarîkında der ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hutbe okurken, Mescid-i Şerifte جِذْعُ النَّخْلِ denilen kuru direğe dayanıp, okurdu Minber-i şerîf yapıldıktan sonra, minbere geçtiği vakit; direk tahammül edemeyerek, hamile deve gibi ses verip inleyerek ağladı Hazret-i Enes tarîkında der ki: Camus gibi ağladı, mescidi lerzeye getirdi Sehl İbn-i Sa'd tarîkında der: Hem onun ağlaması üzerine, halklarda ağlamak çoğaldı Hazret-i Übey İbn-il Kâ'b tarîkında diyor: Hem öyle ağladı ki, inşikak etti

Diğer bir tarîkta, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:

اِنَّ هذَا بَكَى لِمَا فَقَدَ مِنَ الذِّكْرِ Yani: "Onun mevkiinde okunan zikir ve hutbedeki zikr-i İlahînin iftirakındandır ağlaması" Diğer bir tarîkte ferman etmiş:

لَوْ لَمْ اَلْتَزِمْهُ لَمْ يَزَلْ هكَذَا اِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ تَحَزُّنًا عَلَى رَسُولِ اللّهِ Yani: "Ben onu kucaklayıp teselli vermeseydim, Resulullah'ın iftirakından kıyamete kadar böyle ağlaması devam edecekti" Hazret-i Büreyde tarîkında der ki: Ciz' ağladıktan sonra, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, elini üstüne koyup ferman etti:

اِنْ شِئْتَ اَرُدُّكَ اِلَى الْحَائِطِ الَّذِى كُنْتَ فِيهِ تَنْبُتُ لَكَ عُرُوقُكَ وَيَكْمُلُ خَلْقُكَ وَيُجَدَّدُ خُوصُكَ وَثَمَرُكَ وَاِنْ شِئْتَ اَغْرِسُكَ فِى الْجَنَّةِ يَاْكُلُ اَوْلِيَاءُ اللّهِ مِنْ ثَمَرِكَ

Sonra, o ciz'i dinledi ne söylüyor; ciz' söyledi, arkadaki adamlar da işitti:

اِغْرِسْنِى فِى الْجَنَّةِ يَاْكُلُ مِنِّى اَوْلِيَاءُ اللّهِ فِى مَكَانٍ لاَ يَبْلَى Yani: "Cennet'te beni dik ki; benim meyvelerimden Cenâb-ı Hakk'ın sevgili kulları yesin Hem bir mekân ki, orada beka bulup, çürümek yoktur" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti:

قَدْ فَعَلْتُ Sonra ferman etti: اِخْتَارَ دَارَ الْبَقَاءِ عَلَى دَارِ الْفَنَاءِ

İlm-i Kelâm'ın büyük imamlarından meşhur Ebu İshak-ı İsferanî naklediyor ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm direğin yanına gitmedi; belki direk onun emriyle, onun yanına geldi Sonra emretti, yerine döndü Hazret-i Übey İbn-i Kâ'b der ki: Şu hâdise-i hârikadan sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm emretti ki: "Direk, minberin altına konulsun" Minberin altına konuldu, tâ mescid-i şerifin tamiri için hedmedilinceye kadar O vakit Hazret-i Übey İbn-i Kâ'b yanına aldı, çürüyünceye kadar muhafaza edildi

Meşhur Hasan-ı Basrî, şu hâdise-i mu'cizeyi şakirdlerine ders verdiği vakit, ağlardı ve derdi ki: "Ağaç, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a meyl ve iştiyak gösteriyor sizler daha ziyade iştiyâka, meyle müstehaksınız" Biz de deriz ki: Evet hem ona iştiyak ve meyl ve muhabbet, onun Sünnet-i Seniyesine ve Şeriat-ı Garrâsına ittiba' iledir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.