Prof. Dr. Sinsi
|
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Felak Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )
Felak ve Nas Suresine “Muavvizateyn” denir Bu iki sure “İhlâs Suresi” ile beraber “Muavvizât” adını alır Muavvizat “Allaha sığınma” anlamına gelmektedir Peygamberimiz (sav) herhangi bir rahatsızlık duyduğu zaman okur ve bu sureler ile Allaha sığınırdı Akşam yatarken ve hasta olduğu zaman üçer defa okur ve kendisine üflerdi (Buhari, Fedâilul-Kurân, 14; Megâzî, 83; Müslim, Selam, 51; Ebu Davud, Tıp, 19)
Felak Suresi Mekkede nazil olmuştur Nüzul sırasına göre 20 Suredir Fil Suresinden sonra nazil olmuştur (Şevkânî, 5:615) NÜZUL SEBEBİ:
Yahudi, Lebid b Asam müşriklerin isteği üzerine peygamberimize (sav) sihir yapar Bir tarağa saç bağlayarak on bir düğüm atıp Zervan Kuyusuna atar Bu sihrin tesiri ile peygamberimiz (sav) büyük bir sıkıntıya girer Bu üç gün devam eder Bu hadise üzerine yüce Allah bu iki sureyi inzal buyurmuştur Cebrail (as) bu iki sureyi getirdikten sonra durumu peygamberimize (sav) haber verir Peygamberimiz (sav) Hz Ali, Zübeyir b Avvam ve Ammar b Yasiri göndererek kuyudan tarağı çıkartır ve peygamberimizin (sav) huzuruna getirir Her bir ayet okundukça bir düğüm açılır ve on bir ayet okunup bitince on bir düğüm açılır Peygamberimiz (sav) bağlarından çözülmüş gibi rahatlar (Buhari, Tıbb, 39; Fedâilul-Kurân, 14; Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Daavât, 21) Peygamberimize (sav) “O pis herifi öldürelim mi?” dediler Peygamberimiz (sav) “Allah bana şifa vermiş bulunuyor Ben insanların aleyhine bir kötülüğü körüklemekten hoşlanmam” buyurdular (İbn-i Kesir, Tefsir-i Kebir, 4:575)
Bu yapılan sihir peygamberimize (sav) bir zarar vermemiş; ancak sıkıntı ve üzüntü vermiştir Çünkü “Allah seni her türlü tehlikeden koruyacaktır” (Maide, 5:67) ayeti ile yüce Allah peygamberimizi (sav) koruyordu Ama ne var ki hikmet-i ilâhî gereği “Muavvizateyn” surelerinin fazilet ve değerini göstermek ve sihirden korunmayı öğretmek için sihrin tesirine müsaade buyurmuştur
Peygamberimiz (sav) sihir yapmanın eski zamandan gelen bir ilim olduğunu, kötüye kullanmanın da caiz olmadığını ifade etmiştir Hatta “Beyanda sihir vardır” (Buhari, Tıbb, 51) buyurarak bazı sözlerin sihir gibi insanda tesir meydana getireceğini söylemiştir İnsanları överek, yererek, tenkit ederek ve iftira ederek yanlış yollara sevk etmek mümkün olduğu gibi, yanlış ve kötü telkinler ve fikirler ile bozmak, inancını ve fikrini değiştirmek mümkündür Yüce Allah bu hususu Hz Musa (as) zamanında sihirbazların insanların gözlerini boyayarak sihir yaptıklarını bize haber vermektedir (Arâf, 7:116) Bu ayet bize sihir yapılabileceğini ve insanların gözlerini boyadıkları gibi ruhlarına da tesir edeceklerini anlatmaktadır
MEÂL-İ ÂLİSİ:
Ey Habibim! De ki: “Ağaran sabahın Rabbine sığınırım Yarattığı varlıkların her çeşit şerrinden… Karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden… Düğümlere üfleyen büyücü sihirbazların şerrinden… Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden… Rabbime sığınırım ”
TEFSİRİ:
1 “Felakın Rabbine sığınırım ” Ağaran Sabah anlamına gelen bir kelime olmakla beraber, her şeyin doğumu demek olan sabahına erdirme ve çıkarma anlamını da içermektedir Yüce Allah bu manayı “Fâlıkul-Habb-i Ven-Nevâ” ismi ile kendisine izafe eder “O Allah ki, dâneleri, çekirdekleri patlatıp içinden hayat çıkartır Ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkaran Odur Tan atıp geceden sonra sabahı da çıkaran da Odur” (Enam, 6:95-96) ayeti ile açıklar “Falıkul-Isbah” Sabahı çıkaran tabiri ile yüce Allahın bir ismine de işaret eder
Müfessirler bu ayetten yüce Allahın iki ismini çıkarırlar Birisi “Falıkul-Habbi ven-Nevâ” (Çekirdekleri çatlatarak hayatı çıkaran) ikincisi ise, “Fâlıkul-Isbah” (Geceden sonra sabahı çıkaran) Her ikisinde de “Fâlık” kelimesi geçmektedir Geceden sabahı çıkaran, karanlıkları aydınlığa tebdil eden Allahtır Öyle ise her nevi sıkıntınızı ve üzerinize çöken karanlıklardan sizi kurtaracak olan da Allahtır Yalnız ona sığının manasını ifade eder
Müfessirler bu ayetten farklı anlamlar da çıkarmışlardır Bunları maddeler halinde ele alacak olursak:
1 Yokluk karanlıklarından varlığı çıkaran,
2 Gecenin karanlığından gündüzü çıkaran,
3 Kuru ve cansız çekirdeklerden hayatı nebatı çıkaran ve onlardan yaprak çiçek ve tonlarca meyveleri çıkaran,
4 Zulmetten nuru, ölümden hayatı ve ademden vücudu çıkaran anlamları vermiştir
5 Müfessirlerden Celaleddin-i Suyûtî ve Âlûsî “Felak, cehennemde bir vadinin adıdır Cehennem bu vadideki azabın dehşetinden Allaha sığınır” demişlerdir (Suyutî, 8:688; Âlûsî, 15:359)2 “Halkın şerrinden Allaha sığınırım ” Bu genel bir ifadedir Burada halktan kastedilen bütün yaratılan varlıklardır Allahın yarattığı her şeyin hem hayır hem de şer yönü vardır Ayet umumi olarak bütün varlıkların şerlerinden Allaha sığınmayı ifade etmektedir Zarar verecek olan hastalıklar, kaht-u galalar, belâların her nevi, âfât-ı semaviye ve arzıyenin cümlesine şamildir Peygamberimizin (sav) “Allahım senden yine sana sığınırım” (Kütüb-ü Sitte, Hadis No: 1777) ifadesi ve duası bunu en güzel bir şekilde açıklamaktadır
Şerrin başı nefistir Her şeyden önce nefsimizin şerrinden Allaha sığınmak gerekir Nitekim yüce Allah “Sana isabet eden iyilikler Allahtan, kötülükler ise nefsinizdendir ” (Nisa, 4:79) çünkü nefis Allahtan gelen her şeyi kendisine mal ederek büyük şerlere sebep olmaktadır Kötü niyet ve isyan kasdı ile yapılan her şey sonuçta şerre sebep olmaktadır Peygamberimiz (sav) “Sizin en büyük düşmanınız iki yakanızın arasında bulunan nefsinizdir ” (Keşful-Hafa, 1:60)
3 “Vukûbu zamanında gâsıkın şerrinden Allaha sığınırım ” Bu ayet genel olarak “karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden Allaha sığınırım” şeklinde izah edilmektedir Gâsık: dalmak, batmak, korkaklık, akan ve dökülen şeyler anlamında genel bir ifadedir Bazı müfessirler bunu “Şehvetin kabardığı zaman şerrinden Allaha sığınmak” şeklinde açıklamışlardır
Gâsık, ay tutulması anlamına da gelmektedir Ayrıca ayın burçlara girip çıkması ve ayın başı ve sonu manası da verilmektedir Buna iman ve ilim nurunu Kuran güneşinden alamayan kalbin kararması olarak yorumlayanlar da vardır Akıl bir ay gibi Kurana dalıp çıktığı halde kalbi aydınlanmadan ve aklı nurlanmadan çıkması da büyük şer ve fitnelerin başlangıcını teşkil etmektedir Bundan da Allaha sığınmak gerekir ki bu mana ayetin şümulüne dâhildir
Bir gün peygamberimiz (sav) aya baktı ve buluta girip çıkmasını sahabelere gösterdi ve buyurdu: “İşte ayın bu batıp çıkmasından Allaha sığınmalıyız; çünkü aydınlık gittikçe karanlık gelmektedir ” (Tirmizi, Tefsir, 113) buyurdu
Şerir varlıklar gecenin karanlığından istifade ederek şerlerini ortaya çıkarırlar Bu sebeple güneşin gurubu gece karanlığının ve şerlerinin başlangıcı sayılır Gecenin başlangıcı cinlerin yeryüzüne dağılma zamanıdır Bu vakitte cinler dağılır ve toplanırlar Bu zamanlarda şerirlerin ve şeytanların şerrinden Allaha sığınmak gerektiği ayet-i kerime ile ifade edilmektedir 4 “Ukdelere üfleyen nefeslerinden Allaha sığınırım ” Ukde, düğme anlamına geldiği gibi, düğüm anlamına da gelmektedir Sihir kelimelerini söyleyerek düğüm atanlar olduğu gibi, düğme şeklinde mikrofonlara konuşarak insanların akıllarını ve fikirlerini şaşırtan, yalan yanlış bilgilerle radyo, televizyon gibi aletlerle yaptıkları propagandalarla akılları şaşırtan ve kalpleri değiştiren ve sihir gibi kalplere ve akıllara işleyenlerin şerrinden Allaha sığınmak gerektiğini ifade etmektedir Bunlar fitne ve fesatlarını ortaya döküp her tarafa yayarak insanlığı ifsat ederler Elbette bunların şerrinden Allaha sığınmakla kurtulabiliriz
Rukye Yapmak: Kurân-ı Kerimi okuyarak şefaatçi yapıp Allahtan şifa istemeye “Rukye” denir Peygamberimiz (sav) “Her şeyin bir devası ve ilacı vardır” (Buhari, Tıp, 1) buyurur Bedeni hastalıkların devası maddi ilaçlar olduğu gibi, ruhani ve ruhî şeylerin devası ve ilacı da manevi devalardır Yüce Allah Kuran-ı Kerimin şifa olduğunu ifade eder “Kuran müminler için şifa ve rahmettir” (İsra, 17:82) buyurur Bu sebeple peygamberimiz (sav) hastalığında kendisine okur ve rukye yapardı (Buhari, Tıp, 38) Ağrı ve sızılara okumayı emretmiştir (Tirmizi, Tıp, 26; Müslim, Zikr, 54; Ebu Davud, Tıp, 19) Peygamberimiz (sav)hem dua ile hem de ayetler ile bilhassa “Muavvizateyn” ile okumayı emretmişlerdir Biz de bu tavsiyelere uyarak okumalı ve Allahtan şifa bekleyerek tevekkül içinde olmalıyız
5 “Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allaha sığınırım ” Hasit haset ettiği zaman çok tehlikelidir; bu durumda onun şerrinden Allaha sığınmaktan başka çare yoktur Hasetçi hasedini kuvveden fiile çıkarmak için kavlen ve fiilen şer mukaddematını tertip ve icra faaliyetine başladığı zaman şerrinden Allaha sığınmak gerekir Haset bil-kuvve kalpte gizli kaldığı zaman mahsuda bir zararı olmaz, ancak hâside olur
Haset, bir nimetin müstahakkından zevalini istemektir Bunun için kavlen ve fiilen çalışmaya başlar Sözleri ile yalan, gıybet, iftira ve söz taşıyıcılık yapmaya başlar Kavga çıkarır Alay ve dalga geçmeye ve her yaptığını irdelemeye ve tenkide başlar Nimet sahibinin başına sıkıntının gelmesini ve nimetin elinden çıkmasını, belanın devamını ister
Peygamberimiz (sav) “Mümin gıpta eder; münafıklar haset eder” (Ebu Nuaym, Hilye) buyurmuştur Müminin iki nimete gıpta edebileceğini, bunun dışındaki şeylerin imrenmeye değmeyeceğini de sahabelerine ders vermiştir “Ancak iki şeye gıpta edilir Birincisi, Allahın kendisine mal verdiği bir zengindir ki, malını gece gündüz Allah yolunda harcar Buna gıpta edilir İkincisi de Allah kendisine ilim vermiştir O da bunu gece gündüz insanlara öğretmeye ve ilmi yaymaya çalışır Bir de buna gıpta edilir” (Buhari, Zekât, 5) buyurur
Gıpta, hamiyet, gayret ve çalışmayı teşvik eder Haset ise, her nevi kötülüğün kaynağıdır Şeytan Hz Âdeme Allahın ihsan ettiği nimetlere haset ettiği için her türlü fitne ve fesadı çevirmeye başlamış, kalbi kin ve nefretle dolmuş ve kalbinden ilim, hikmet ve marifet çıkmış gitmiştir Bu sebeple nasıl ki şeytanın şerrinden Allaha sığınıyor isek, aynı şekilde hasetçinin de şerrinden Allaha sığınmak gerekir
Peygamberimiz (sav) “Üç sınıf insan vardır ki Allah onların duasını kabul etmez: Haram yiyenler, çok gıybet yapanlar, kalbinde müminlere karşı kin ve haset bulunan kişiler” buyurmuşlardır (Ali Aslan, Büyük Kurân Tefsiri, 16:264-268) Çünkü hasetçi beş cihette Allaha karşı gelmiştir Allahın verdiği nimetlere karşı öfke duymuş, Rabbin taksimine razı olmamış, Allahın fazlından dildiğine vermesine razı olmamış, Allahın kullarının mahrum kalmasını istemiş ve şeytana yardımcı olmuştur Bu durumda hasetçi pişmanlıktan başka bir şey kazanmaz Melekler katında lanete maruz kalır, kendi kendine sıkıntı ve üzüntü içinde kalır Allahtan uzaklaşır ve ahirette hüsran ve ateşte girmektir
Fazileti:
Peygamberimiz (sav) “Bu gece bana misli görülmemiş ayetler inzal edildi Bunlar Kul Eûzu bi-Rabbil-Felak ve Kul Eûzü bi-Rabbin-Nâs sureleridir” (Müslim, Müsafirîn, 264) buyurmuşlar ve bu surelerin en güzel sığınma duaları olduğunu açıklamış ve okunmasını tavsiye etmiştir (Dârimî, Fezâilul-Kurân, 25)
alinti
|