Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
jean, paul, sartre

Sartre, Jean Paul:

Eski 04-30-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Sartre, Jean Paul:



Sartre, Jean Paul:






Varoluşçuluğun en ünlü ismi olan çağdaş Fransız filozofu 1905-1980 yılları arasında yaşamış olan Sartre’ın Temel Eserleri: L’Etre et le Neant [Varlık ve Hiçlik], La Transcendence de l’Ego [Benin Aşkınlığı], La Nausee [Bulantı], Les Chemins de la Liberte [Özgürlüğün Yolları) L ‘Existentialisme est un humanisme [Varoluşçuluk], Critique de la Raison Dialectique [Diyalektik Aklın Eleştirisi]’dir O, akademik bir kurumda profesyonel bir filozof olarak çalışmak yerine, zaman zaman popüler birtakım eserlerle geniş halk kitlelerine ulaşmayı denemiş olan ünlü bir düşünürdür


Temeller: İnsanın kendi yazgısını belirlemedeki aktif rolünü vurgulayan ve Marx, Husserl ve Heidegger gibi düşünürlerden etkilenmiş olan Sartre’ın temel çıkış noktası, insan varlığı ile öteki nesnelerin varlığı arasındaki farklılığın incelenmesinden oluşur Başka bir deyişle, bilincin yapısını betimlemek üzere fenomenolojik yöntemi kullanan Sartre, öncelikle “Bir insan varlığı olmanın ne anlama geldiği?” sorusunu ele almıştır Descartes’ın yaptığı gibi, özneden yola çıkan Sartre, Kant’ın problemini, yani şeylerin ya da nesnelerin nedensel olarak belirlenmiş dünyasında, insanın özgürlük ve sorumluluğunun nasıl açıklanabileceği problemini ortaya koyup, bu probleme bir çözüm getirmeye çalışmıştır


Metafiziği: Ona göre, insanın doğası, insan tarafından üretilmiş olan bir ürünü tanımladığımız tarzda açıklanamaz Sartre’ın bu tezine göre, herhangi bir alet, nesne yapacak olsak, Önce bu nesnenin nasıl olacağını tasarlarız Örneğin, bir masayı ele alalım Masa kafasında bir masa fikrine sahip olan, masanın ne için kullanılacağını ve nasıl üretileceğini bilen bir insan tarafından imal edilmiştir Buna göre, masa, meydana getirilmezden önce, belirli bir amacı olup, bir sürecin ürünü olan bir şey olarak tasarlanmıştır Masanın özüyle, masanın meydana getiriliş sürecini ve onun yapılma amacını anlarsak eğer, masanın özü, onun varoluşundan önce gelir Sartrea göre, insanda durum böyle değildir


İlk bakışta insanın da bir yaratıcının, Tanrı’nın eseri olduğunu düşünürüz Tanrı’yı, masayı imal eden marangoz benzeri doğaüstü bir sanatkar olarak görür ve böylelikle, Tanrı’nın insanı yarattığı zaman, neyi yaratmış olduğunu bildiğine işaret ederiz Oysa, Sartre Tanrı’nın varoluşunu inkar etmiş olan tanrıtanımaz bir düşünürdür Tanrı var değilse, Sartre’a göre, insanın Tanrı tarafından önceden belirlenmiş bir özü de olamaz İnsan, yalnızca vardır, kendinden önceki bir modele, bir taslağa, bir öze göre ve belli bir amaç gözetilerek yaratılmamıştır İnsan öncelikle varolur ve kendisini daha sonra tanımlar İnsan yalnızca vardır ve Sartre’a göre, kendisini nasıl yaparsa, öyle olur
İnsanın önceden belirlenmiş bir özü olmasa da, o, Sartre’a göre, bir taş ya da sopa gibi, basit ve bilinçsiz bir varlık değildir O, bir taş parçasının her ne ise o olduğunu söyler; taşın varlığı, kendi içine kapanık, kendisinden başka bir şey olamayan varlıktır Söz konusu taş parçasının şöyle ya da böyle olmak imkanı yoktur; o, ne ise daima odur Bu, Sartre’a göre, kendinde varlıktır



Buna karşın, insan, kendinde varlık (yani, tar parçasının var olduğu tarzda var) olmak dışında, kendisi için varlığa (yani, onu taş parçasından farklılaştıran varlık tarzına) sahiptir Yani, insan bilinçli öznedir; insan, varolduğunun bilincindedir İnsanın varlığı bilincinde, kendine dönmekte, kendini bilmektedir Bundan dolayı, insana önceden verilmiş ve değişmeyen bir öz yüklemek söz konusu olamaz Bilinçli bir varlık olan insan, ne değilse odur, ne ise o değildir Yani, bilinçli bir varlık olan insanda, sonsuzca değişme kapasitesi vardır Onu şimdi olduğu şeyle tanımlayamazsınız, çünkü tanımladığınız anda, o başka bir şey, başka bir birey olma yoluna girmiştir Bilinci insanı her zaman başka bir şeye, bir öteye götürür Bilinçli bir özne, sürekli olarak bir gelecek önünde duran varlıktır Ve bilinç, özgürlük ve bir geleceğe doğru yöneliştir


Başka bir deyişle insan doğası, başka herhangi bir gerçeklik türünden, bir bakıma hiç farklı değildir İnsan başka herhangi bir şey gibi vardır, yalın bir biçimde oradadır Bununla birlikte, insan diğer şeylerden ya da gerçekliklerden farklı olarak, bir bilince sahiptir Bu nedenle, insan şeylerin dünyası ve başka insanlarla farklı ilişkiler içinde olur Buna göre, bilinç her zaman bir şeyin bilincidir ki, bu, bilinci kendisini bir nesnenin varoluşunu tasdik etmek suretiyle varolduğu anlamına gelir Bilincin nesnesi, yalnızca ‘orada olan’ bir şey olarak dünya olabilir


Tek bir katı kütle olarak dünya dışında, Sartre’a göre, sandalye, dağ benzeri belirli nesnelerden söz ederiz Masa dediğimiz nesne, bilincin faaliyetiyle, dünyanın bütününden koparılarak şekillendirilir Dış dünya yalnızca bilince, ayrı fakat karşılıklı ilişkiler içinde bulunan şeylerden meydana gelen anlaşılır bir sistem olarak görünür Bilinç olmadan, dünya yalnızca vardır; o, kendinde varlıktır ve bu haliyle anlamdan yoksundur Bilinçtir ki, dünyadaki şeylere, varlık vermese bile, anlam verir Buna göre, bilinç her şeyden önce, dünyadaki şeyleri tanımlar ve onlara anlam yükler İkinci olarak, bilinç kendisini aşar, yani kendisiyle nesneler arasına bir mesafe koyar ve bu şekilde nesneler karşısında bir bağımsızlık elde eder Bilinçli ben, dünyadaki şeyler karşısında bu tür bir bağımsızlığa sahip olduğu için, şeylere farklı ya da alternatif anlamlar yüklemek, bilincin gücü içindedir İnsan, Sartre’a göre, mühendis ya da işçi olmayı seçebilir, şu ya da bu proje veya tasarıya bağlanır; dünyadaki varlıklar da, insanın bu tercihlerine bağlı olarak anlam kazanırlar


Etik Görüşü: Buna göre, insan öncelikle vardır, insanın varoluşu, onun ne olacağından önce gelir İnsanın ne olacağı, bilincin belli bir mesafeden gördüğü dünya karşısında nasıl bir tavır alacağına bağlı olacaktır İnsan, bu uzaklıktan, şeyler ve kişiler karşısındaki bu bağımsızlık hali içinde, bu şeylere ve kişilere nasıl bağlanacağıyla ilgili olarak bir tercihte bulunur İnsan dünya karşısında bu tür bir özgürlüğe sahip bulunduğu için, dünya insanın bilincini ve tercihlerini etkileyemez Dünyayı aştığı, dünyaya yukardan ve uzaktan bakabildiği ve sürekli olarak tercihlerde bulunmak durumunda olduğu olgusunu değiştirmek, insan için asla söz konusu olamaz Kısacası, Sartre’a göre, insan özgürlüğe mahkumdur İnsan Özgür seçimleriyle kendisini tanımlar ve yaratır Buna göre, insan, kendisini yoktan varetmez, fakat bir dizi seçim ve karar aracılığıyla, varoluşunu belli bir öze dönüştürür, yani kendi özünü oluşturur


Başka bir deyişle, kendi kendisini sürekli olarak yeniden yaratmak durumunda olan insan, bir varoluş olarak, kendisini ilk anda terkedilmiş biri olarak bulur ve umutsuzluğa düşer İnsan bu durumda geçmişine dönemez, şimdinin kendisi için boş bir imkan olduğu insan, geleceğe de güvenemez İşte insan bundan dolayı, kendisini saçma bir dünya içinde hisseder Doğmak, yaşamak, ölmek ve eylemek ona hep saçma gelir İşte insan böyle bir anda başkalarını hisseder, ve kendisini bir merkez olmaktan çıkarır Bu ise onun varoluşunu öznel olarak yaşamasını önleyip, onu başkalarıyla birlikte olmaya, toplum içinde yaşadığı gerçeğine götürür

Böyle olunca da insan başkalarının sorumluluğunu duymaya başlar Bu nedenle, Sartre’ın gözünde özgürlük ancak sorumluluk yüklenmekle mümkün hale gelir Tüm eylemlerinin sorumluluğunu üzerine alabilmiş olan insan özgür olup, sadece böyle biri gerçek varoluşa sahip olabilir Bu nedenle tek mutlak değer özgürlük olsa bile, sorumluluğa bağlanan bu özgürlük, katı bir ahlâki gerektirir Onun gözünde doğru eylem, sorumluluğu özgürce yüklenilmiş olan eylemdir Bununla birlikte, genel geçer ve mutlak bir doğruluğun da olmadığı unutulmamalıdır Her çağ kendi doğrusunu yaratırken, ahlâklılık da her çağda kendi doğrusunu



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.