Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji SözlüğüMeteoroloji Sözlüğü A AÇIK HAVA TÜRBÜLANSI ((CAT) CLEAR AIR TURBULENCE) Görülebilen alanda bulut veya bulut benzeri herhangi bir şeyin olmadığı durumda oluşan türbülansa verilen isim Çoğunlukla jet-stream alanlarında yani üst troposfer ile aşağı stratosferde görülür Dağ yakınları ve kapalı alçak merkezlerde rüzgar şiri olması durumlarında da açık hava türbülansı görmek mümkündür [ADVEKSİYON (ADVECTION) Havanın hareketi (rüzgar) sonucunda, atmosfer içindeki herhangi bir özelliğin yatay taşınımı Örneğin; sıcaklık ve nem adveksiyonu gibi En basit anlatımıyla, yatay olarak ısının bir bölgeden bir bölgeye taşınmasıdır ADVEKSİYON SİSİ (ADVECTION FOG) Sıcak ve nemli bir hava kütlesinin serin veya soğuk bir yüzey üzerinden geçmesi veya tam tersine soğuk hava kütlesinin sıcak ve nemli bir yüzey üzerinden geçmesi durumunda oluşan sis Sıcak ve nemli havanın soğuk yüzey üzerinden geçmesiyle oluşan adveksiyon sislerine, muson sisi, deniz sisi ve tropikal hava sisi örnek gösterilir ALÇAK BASINÇ SİSTEMİ (LOW PRESSURE SYSTEM) Kuzey yarımkürede saat yönünün tersine, Güney yarımkürede saat yönünde dönen, konverjans rüzgarlarına sahip, etrafına göre nispeten düşük basınca sahip alan Dönüşü Kuzey yarımkürede saat yönünün tersine Güney yarımkürede saat yönündedir Siklon olarak ta bilinir Yüksek basıncın (antisiklon) tersidir ALÇAK BULUTLAR (LOW CLOUDS) İster stratiform ister cumuliform tipi bulut olsun taban yüksekliği 6000 feet''''''''in altında olan bulutları belirlemede kullanılan terim Stratiform bulutlar stratus ve stratocumulus bulutlarından oluşurken, cumuluform tipi bulutlar cumulus ve cumulonimbus bulutlarını içerir Bulut taban yükseklikleri sıcak kuşaklarına göre değişir Örneğin alçak bulutların taban yüksekliği kutuplarda daha alçak iken ekvatorda daha yüksektir ALTOKÜMÜLÜS (ALTOCUMULUS) (Ac) Uluslararası bulut sınıflandırmasında, B ailesi içinde bir orta bulut türü Beyaz yada gri renkte, tabaka veya parça şeklinde olabilen gölgeli bulutlardır Kenarları ince ve geçirgendir Birkaç farklı seviyede birden gözlenebilir Altostratus bulutu gün içinde değişerek altocumulus şekline dönüşebilir ve bu gün boyunca devam edebilir Çoğunlukla genel görünüşü lif lif ve dağınık olmalarıdır Orta enlemlerde bulut tabanı 8 000-18 000 feet arasındadır Yün demeti şeklindeki görüntülerinden dolayı bazen cirrocumulus bulutlarıyla karıştırılır ama onlardan farkı kütlelerinin büyük olması ve gölgesinin olmasıdır Bu bulut tipinin altocumulus castellanus veya altocumulus lenticularis, cumulogenitus, floccus, opacus, translucidus, undulatus ve Virga gibi alt tipleri vardır ALTOKÜMÜLÜS KASTELLANUS (ALTOCUMULUS CASTELLANUS) Altocumulus bulutlarının dikey gelişme gösteren tipi Üst tarafları genelde buz kristallerinden oluşur ve az da olsa tepe yapabilir Oluşması durumunda kararsızlık, oraj ve türbülans gözlenir ALTOSTRATUS (ALTOSTRATUS) Uluslararası bulut sınıflandırmasında, B ailesi içinde bir orta bulut türü Bu tür orta bulutlar su damlacıkları ve bazen buz kristallerinden oluşur Orta enlemlerde, bulut tabanı 15 000 - 20 000 feet arasında değişir Beyazdan gri ve mavimsi renge kadar değişen renklere sahiptir Lif lif veya tabaka şeklindedir Zaman zaman güneş ve ayın görünmesini engelleyecek kadar kalın bir tabaka şeklinde olabilir Hale olayı bu bulut türünde gözlenmez İyi bir yağış göstergesidir veya fırtına habercisidir Virga tipi bulutlar bu grupta yer alır Daha çok tabaka altocumulusların değişmeleriyle oluşurlar Hafif yağmur ve kar yağışına neden olabilir Altostratus opacus, precipitans ve translucidus gibi alt tipleri vardır ANA BULUT (MOTHER CLOUD) Kendisinden bir başka bulut cinsinin doğduğu bulut türü ANA YÖN RÜZGARLARI (CARDINAL WINDS) Pusuladaki dört ana yönden (kuzey, doğu, güney ve batı - N, E, S, W ) esen rüzgarlara verilen isim ANABATİK RÜZGAR (ANABATIC WIND) Genel basınç değişimlerinden etkilenmeksizin, tepe yamaçlarının ısınması sonucunda, yamaçlardan tepelere doğru esen yerel rüzgar Genelde, yukarı yönlü tüm hava akımları, yüksek seviyelerdeki dikine hareketler, cumulus bulutlarının oluşumundaki dikey faaliyetler ve vadi meltemleri yerine de bu kavram kullanılmaktadır Anabatik rüzgar tam tersi işlemle gerçekleşen katabatik rüzgara göre daha ender rastlanan rüzgar tipidir ANEMOMETRE (ANEMOMETER) Rüzgarın hızını, kuvvetini ve hatta yönünü ölçmekte kullanılan alet Rüzgarı algılayan kepçeli veya basınç borulu olabilir Anemometrenin yazıcı olan tipine ANEMOGRAF, üzerine kayıt yapılan diyagrama da ANEMOGRAM adı verilir ANTİSİKLON (ANTICYCLONE) Kapalı izobarlarla çevrili ve göreceli olarak basıncın yüksek olduğu alan Basınç gradyan kuvveti, merkezden dışarıya doğru olduğundan, rüzgar; kuzey yarımkürede, dışarıya doğru spiral olarak ve saat yönünde, güney yarımkürede ise saat yönünün tersine eser İki tür antisiklon vardır: Soğuk çekirdekli antisiklon: Yerin havaya göre daha soğuk olması durumudur Bu durumda basınç yükseklikle birlikte çok çabuk düşer, yer soğur Sıcak antisiklon: Derin sistemlerdir ve yüksek basınç uzun süre devam eder Hava yere göre daha sıcaktır ATMOSFER (ATMOSPHERE) Yerkürenin etrafını saran gaz örtüsü Gaz örtüsünün dünya etrafında bulunmasının temel nedeni de yerçekimi kuvvetidir Aşağıdan yukarıya doğru sırasıyla atmosferin bölümleri: troposfer, stratosfer, mezosfer, iyonosfer ve en dış kabuğu da eksosferdir Atmosfer, renksiz, kokusuz, tatsız, çok hızlı hareket edebilen, akışkan, elastik, sıkıştırılabilir, sonsuz genleşmeye sahip, ısı geçirgenliği zayıf ve titreşimleri belli bir hızda ileten bir yapıya sahiptir Tam olarak yüksekliği saptanamamıştır "Homojen atmosfer" olarak isimlendirilen ve yoğunluğun hemen hemen aynı olduğu alt bölümün yüksekliği beş mil civarındadır Bu seviyeden sonra yoğunluk yükseklikle azalır ve seyrek gaz kütleleri şekline dönüşerek uzay boşluğuna kadar uzanır ki bu bölge de ''''heterojen atmosfer'''' olarak isimlendirilir Belirgin olan bir şey; atmosferin üst seviyesinin 20 000 mil civarında son bulduğudur Bu seviyeden sonra da hava bulunduğunu söylemek doğrudur fakat bu bölümün meteoroloji ile bir ilişkisi yoktur Şöyle ki 50 000 mil yukarıda güneş ışınlarını yansıtabilecek kadar hava, 200 000 mil yukarıda meteorların atmosfere girişinde sürtünme nedeniyle ışık verebilmesi ve hatta 375 000 mil yukarıda aurora''''ların gözlenmesi buralarda da az da olsa atmosferin olduğu yönünde ipuçları vermektedir Yerçekimi nedeniyle dünya ile beraber dönmesi ve dünyanın eksenindeki yatıklık nedeniyle atmosfer içinde "merkezkaç kuvveti" oluşur Atmosfer kendini oluşturan gazların yanında az da olsa su buharı ile sıvı ve katı parçacıkları da içerir Su buharı sayılmazsa, atmosferi oluşturan gaz ve oranları şöyledir (yüzde olarak): Nitrojen-7809, Oksijen-2095, Argon-093, Karbondioksit-003, Neon-00018, Kripton-00001, Helyum-000053, Hidrojen-000005, Ksenon-0000008 ve Ozon-0000001 (bu oran değişebilir) Basıncın birimi: Normal atmosferde, 0 °C''''de, 760 mmlik bir cıva kolonunun yarattığı basınca eşittir A/D konverter: Analoğu dijitale çeviren konverter Alıcıya gelen analog (voltaj) sinyali sayıya dönüştüren elektronik bir cihazdır Alıcı(receiver): Teşhis ettiği geri saçılan radyasyonun gücünü artıran ve hedefin özelliklerine göre düşük frekanslı sinyale dönüştüren elektronik cihaz Ana lobe (main lobe): Ana eksen boyunca yayılan elektromanyetik ışın Anormal yayılma (anomalous propagation): Atmosferdeki kırılmanın standart indis değerlerini aştığı zamanlarda anormal yayılma oluşur Anten kazancı: Doğrusal bir anten ile izotropik bir antenin tesirliliği ölçülerek karşılaştırıldığında elde edilen maksimum değerlerdir Kazanç antenin bir noktasındaki güç olarak tanımlanabilir, g = izotropik antenin aynı noktasındaki güçtür (Antenin izotropik olması, ışının saçılmadan direkt gidebilmesi demektir) Anten reflektörü: Işını odaklayarak enerjiyi yansıtmaya yarayan anten sisteminin bir parçası Radar sistemleri için reflektörler genellikle dairesel paraboliktir Aşağı akımlar(downdraft): Aşağı doğru hareketli belirgin düşey hava akımları Atenüasyon(eko zayıflaması): Işının yoğunluğundaki değişimin giderilmesini sağlayan yöntemlerden biri Ayrı fırtına: Radar ekranında bir coğrafi bölgede diğer hücrelerden ayrılmış halde bulunan bireysel tek bir fırtına hücresi veya hücreler topluluğu Azimut: Pusuladaki 360° lik yön; 0° de kuzey, 90° de doğu, 180° de güney, 270° de batı, vs |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji SözlüğüB BASAMAK BULUTLAR (ECHOLON CLOUDS) Ters dönmüş uçan bir merdivenin basamaklarına benzeyen bulut grubu Bulut tabanlarının yükseklikleri birbirinin hemen hemen aynısıdır fakat bulutlar gözlemciden uzak ve yüksek oldukları için, dizi halinde uzanan bulutların gözlemciye olan uzaklığı artıkça sanki olduğundan daha aşağı seviyedeymiş gibi görünür Bu nedenle, tüm bulut hattı gözlemciden uzaklaştıkça aşağıya doğru inen bir çizgi, bir merdiven şeklinde görünür BASINÇ (PRESSURE) Meteorolojide, herhangi bir yerdeki birim alana atmosfer ağırlığının yarattığı kuvvet Atmosfer basıncı veya barometrik basınç olarak ta bilinir Herhangi bir noktadaki atmosfer basıncı denilince, bu nokta birim alan üzerinde dikey olarak uzanan havanın ağırlığı akla gelir Standart atmosferde bu değer 760 mmlik cıva sütununa eşittir Basınç birimlerinin çeviri formülleri ise şöyledir Milibar = inç * 254 * 135951 * 980665 * 10 -3 Milibar = mm * 135951 * 980665 * 10 -4 BAYRAK BULUT (BANNER CLOUD) Yüksek bir dağın tepesinde sallanan büyük, beyaz bir bayrağa benzeyen bulut Bu tür bulutlar Everest Tepesi gibi büyük yükseltilerde, soğuk ve sert esen rüzgarın hemen tepeyi aşar aşmaz seviye kaybetmesi ve biraz da olsa ısı kazanması ile dağın rüzgara ters tarafında yoğunlaşması ile oluşur ve durağan bir yapıya sahiptir [b]BC (BC) Bofor Hava Simgeleme Sisteminde, gökyüzünün parçalı bulutlu olması (1/4-3/4) durumunda kullanılan kısaltma BULUT (CLOUD) Serbest atmosferde, buz kristalleri, ve su damlacıkları gibi gözle görülür parçacıkların bir araya gelmesiyle oluşan bütün Bulut, hava parselinin atmosfer içerisinde yükselmesi ile içerisinde bulunan su buharının yoğunlaşması sonucunda oluşur Sisin buharlaşması şeklinde oluşumu da söz konusudur Yoğunlaşma çekirdekleri adı verilen toz ve duman parçacıkları sayesinde su buharı yoğunlaşabilir Bulutun oluşumunda her şeyden önce, ister konvektif faaliyetle olsun, isterse bir dağ yamacının zorlamasıyla olsun veya isterse yerin ısınmasıyla yere yakın yerlerdeki hava parselinin ısınarak yükselmesi sonucunda olsun yükselme, soğuma ve yoğunlaşma gerekli olan üç temel özelliktir BULUT ARAMA IŞIĞI (CLOUD SEARCHLIGHT) Geniş bilgi "clinometer"de verildi Bulut tabanının yüksekliğini belirlemede kullanılan, açısal yükseklik belirleyen klinometre''''''''nin kullanımında buluta bu projektörle ışık demeti gönderilir [i]BULUT BANKASI (CLOUD BANK) Belli bir mesafeden gözlenebilen çok net tanımlanmış bulut kütlesi Gözlemcinin tam başının üzerinde olmayıp, yatay görüş düzeyinde olan dikey yükseltili bulutlar [i]BULUT BOŞALIMI (CLOUD DISCHARGE) Cumuluform tipi bulutlar içinde gerçekleşen, şimşek çakması şeklinde elektrik deşarjı "lightning" - şimşek ile aynı anlama gelmektedir [i]BULUT ÇEŞİDİ (CLOUD GENERA) Bulut sınıflamasında belirtilen 10 çeşit bulut: Ci, Cc, Cs, Ac, As, Ns, Sc, St, Cu, ve Cb [i]BULUT KARTI (CLOUD CHART) Her istasyonun vermiş olduğu rapora dayanarak hazırlanmış, üzerlerine bulut sembolleri işaretlenmiş, farklı renklerle aşağı ve yukarı seviyelerdeki bulut yönleri ve rüzgar hızları belirtilmiş ve bulut kapalılık miktarı istasyon yuvarlağı içinde gösterilmiş olan kart Renkler ülkeden ülkeye değişebilir ama genellikle yeşil taramalar çok bulutlu ve kapalı alanları, sarı taramalar ise yağış olabilecek yerleri gösterir "nephanalysıs" olarak da bilinir [i]BULUT MİKTARI (CLOUD AMOUNT) Belli bir bulut tipine göre veya tüm bulutlara göre gökyüzünün örtülmüşlük oranı Sinoptik Meteorolojik amaçlarla gökyüzünün rasatçı tarafından görülen kısmı 8 eşit parçaya bölünür ve 0 ile 8 arasında kapalılık değerlendirilir 0 açık havayı, 8 ise tamamen kapalı havayı gösterir Eğer herhangi bir engel tarafından -sis,duman vs- gökyüzü görülemiyorsa o zaman da 9 ile kodlama yapılır Klimatolojik olarak ise, gökyüzü 0 ile 10 arası değerlendirilir [i]BULUT OLUŞUMU (CLOUD FORMATION) Değişik tipteki bulutların meydana gelme süreci Genel bir bakış açısıyla, troposferik bulutların oluşumu için dört süreç vardır: 1)Karasız hava kütlesinden bulut oluşumu, 2) Kararlı hava kütlesinden bulut oluşumu, 3) Yarı-yatay enverziyonel durumla bağlantılı bulut oluşumu ve, 4) Cephesel bulut oluşumu [i]BULUT PATLAMASI (CLOUDBURST) Son derece kuvvetli sağanak ve yağmurun aniden başlaması/boşalması Yağmurun damla şeklinde değil de, sürekli bir akıntı şeklinde olması durumu Bulut patlamasının nedeni, çok ani ve kuvvetli bir ısınma ile deniz ve okyanus üzerinden çok fazla nem koparılması, çok hızlı dikine yükselme ile oluşan kuvvetli Cb bulutlarının aniden taşıdığı nemi bırakmasıdır Bu olayla beraber, dolu, şimşek, yıldırım, gök gürlemesi gibi olaylarda yaşanır [i]BULUT SINIFLANDIRMASI (CLOUD CLASSIFICATION) Görünüş, yükseklik ve oluşum şekillerine göre bulutlar arasındaki farkı belirleyip, gruplara ayırma işlemi Bu sınıflama 1929 yılında Uluslararası Meteoroloji Komisyonu tarafından yapılmıştır A AİLESİ: YÜKSEK BULUTLAR (Ortalama en düşük seviye 20 000 feet) Cirrus: Ci Cirrocumulus: Cc Cirrostratus: Cs B AİLESİ: ORTA BULUTLAR (Ortalama en yüksek seviye 20 000 feet) Altocumulus: Ac Altostratus: As C AİLESİ: ALÇAK BULUTLAR (Ortalama en yüksek seviye 6 500 feet; ortalama en düşük seviye yer ve yere yakın yer) Stratocumulus: Sc Stratus: St Nimbostratus: Ns D AİLESİ: DİKEY GELİŞMELİ BULUTLAR (Ortalama en yüksek seviye Cirrus seviyesi; ortalama en düşük seviye 1 600 feet) Cumulus: Cu Cumulonimbus: Cb BULUT SİSTEMİ [i]BULUT SOKAĞI (CLOUD STREET) Az bulutlu gökyüzünde, rüzgar yönüne paralel olarak uzanmış olan cumulus bulut bandı Bu olay konveksiyon seviyesinin belirli bir tepesi olduğunu, aynı zamanda bu seviyede rüzgar yönünün de doğrusal olduğunu gösterir [i]BULUT TABANI (CLOUD BASE) Bulut olarak tanımlanan kütlenin en alt tabanı ile yer arasındaki yükseklik Bu yükseklik değeri meteorolojide ''''''''feet'''''''' olarak verilir [i]BULUT TOHUMLAMASI (CLOUD SEEDING) Suni yağış elde edebilmek için bulut içerisine dışarıdan kuru buz (katı karbondioksit), gümüş iyodür, tuz parçacıkları veya su damlacıkları püskürtmek yoluyla bulut içerisinde bulunan nemin bunlar etrafında toplanmasını sağlayıp, yağış olarak yere inmesini gerçekleştirmektir Benzer tür tohumlamalar, stratus ve oraj bulutlarını dağıtmak içinde kullanılmış fakat fazla başarılı olmamıştır Özellikle böyle bir yöntem, bazı bölgelerdeki fırtına bulutlarını dağıtmak için çok gereklidir BULUTLU (CLOUDY) Genellikle gökyüzünde bulut olması durumunda kullanılır Gökyüzünün 5-7/8 kapalı olması durumunda kullanılan kavram [i]BULUTLULUK (CLODINESS) Çeşit ve tiplerine bakılmaksızın, gökyüzünün bulutlarla örtülmüşlük miktarı Gökyüzü 8 ya da 10 eşit parçaya bölünür ve bulutluluk bu oran üzerinden gösterilir [i]BULUTSUZ (CLOUDLESS) Açık, bulutsuz hava anlamında kullanılır [i]BUNGUN (SOUPY) Yoğun sisli veya bulutlu havayı betimlemek için kullanılan terim Cb (Cb) [k] Cumulonimbus bulutu ile santibarın (Barın binde biri veya 10 Mb''''''''a eşit basınç değeri) kısaltması için kullanılır |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]CEPHE (FRONT) Farklı sıcaklık ve farklı yoğunluğa sahip iki farklı hava kütlesi arasındaki sınır veya geçiş bölgesi Sıcak ve nemli hava ile soğuk ve kuru hava kütleleri arasındaki konverjans bölgesi cepheye iyi bir örnektir Yerden yukarı seviyelerde gerçekleşen cephelere yüksek soğuk veya yüksek sıcak cephe denir Başlıca üç tip cephe vardır: Sıcak cephe : Sıcak hava kütlesinin soğuk hava kütlesi ile karşılaşması sonucunda oluşan cephe Cephe eğimi oldukça fazladır (100 m'''''''' de 1 m ile 300 m'''''''' de 1 m arasında değişir) Temel özelliği, cirrus, cirrostratus, altostratus, altocumulus bulutları ve yağmurdur Cephenin yaklaşmasıyla beraber, sıcaklık, işba noktası ve basınç tandansı düşüşe geçer Cephe geçişinden sonra sıcaklıkta ani bir artış olur, rüzgar yönü döner ve hava açılır Cephenin etki alanı cephe önünde yaklaşık 350-400 kmdir Soğuk cephe: Hareket etmekte olan bir soğuk hava kütlesinin önündeki sıcak hava kütlesinin altına doğru girerek onu yukarıya itmesi veya onunla yer değiştirmesi sırasında iki farklı hava kütlesi arasında oluşan cephe Genellikle soğuk cephe geçişinde, sıcaklık ve nem oranı düşer, basınç artar ve rüzgar kırılması gözlenir (Kuzey yarımkürede güneybatıdan kuzeybatıya doğru rüzgar yön değiştirir) Yağış genellikle cephe üzerinde veya gerisinde dar bir alandadır Hızlı hareket eden bir sistemdir Cephe önünde squall hattı oluşur Cephe eğimi, diğer cephelere göre daha diktir (1/50) Oklüzyon cephe: Bir alçak merkez sisteminde soğuk ve sıcak cephenin var olması durumunda, soğuk cephe sıcak cepheden daha hızlı hareket ettiğinde sıcak cepheyi yakalar ve aralarındaki sıcak havayı yukarı doğru yükselmeye zorlar Soğuk, sıcak ve doğal tipli olmak üzere üç tür oklüzyon cephe vardır Sıcak oklüzyon: Cephe gerisindeki havanın, cephe önündeki havadan daha sıcak olması durumudur Soğuk oklüzyon: Cephe gerisindeki havanın cephe önündeki havadan daha soğuk olması durumudur Doğal oklüzyonda ise cephe gerisi ve önündeki hava sıcaklıklarında fazla bir fark yoktur [i]CEPHE OLUŞUMU (FRONTOGENESIS) Cephenin oluşması, doğması Oluşum yeni olabileceği gibi eski bir cepheden yeni bir cephenin doğması şeklinde de gerçekleşebilir Cephe oluşumu yoğunlukları ve sıcaklıkları farklı iki hava kütlesinin karşılaşması veya ters yönde hareket etmeleriyle mümkündür Cephe oluşumundan sonra, farklı hava kütlelerinden birisi veya her ikisi de sahip oldukları meteorolojik özellikleri açısından kuvvetlenirler Yeni cephe oluşum yerlerinin belirlenmesindeki en sağlam ipucu, çizilmiş haritalarda sıcaklık gradyanlarının çok olduğu yerlerde aranmasıdır [i]CEPHE ÖLÜMÜ (FRONTOLYSIS) Varolan cephenin bozulması, zayıflaması veya kaybolması yani ölmesi Cephenin yok olması durumunda, ya cepheyi oluşturan iki farklı hava kütlesi karşılıklı alışveriş ile birleşerek tek, homojen hava kütlesine döner, ya da ikisi farklı yönlere doğru hareket ederek aralarındaki mesafe açılır ve geçiş bölgesi kaybolur Cephenin kaybolmasıyla beraber, onları en iyi tanımlayan sıcaklık gradyanı da ortadan kalkar [i]CEPHENİN EĞİMİ (SLOPE OF A FRONT) Farklı özelliklere sahip iki hava kütlesinin birbirleriyle karşılaşması sonucunda oluşan cephe hattının yeryüzü ile yapmış olduğu açı Karşılaşan hava kütlelerinin aralarındaki sıcaklık ve yoğunluk farkı ne kadar fazlaysa cephenin eğimi de o kadar dik olacaktır Örneğin: Sıcak ve soğuk havayı birbirinden ayıran soğuk cephenin eğimi, sıcak ve ılık havayı birbirinden ayıran sıcak cephenin eğimine göre daha diktir [i]CEPHESEL ENVERZİYON (FRONTAL INVERSION) Cephe gerisinde, soğuk hava üzerinde tırmanan sıcak havanın oluşturduğu sıcaklık enverziyonu [i]CEPHESEL GEÇİŞ (FRONTAL PASSAGE) Yerdeki bir noktadan cephenin geçişi olarak tanımlanır Cephenin geçişi, işba noktasındaki değişiklikten, sıcaklıktan, rüzgar yönünde gözlenen kırılmadan ve basınç değişiminden izlenebilir Yere düşen yağış ve bulutluluk cins ve miktarı da geçişin göstergelerindendir [i]CEPHESEL SİS (FRONTAL FOG) Cephe geçişi sırasında, cephe önünde veya gerisinde, cepheyi oluşturan gerekçelerden dolayı oluşan sis Bu sisin oluşumundaki temel neden, serin veya sıcak olan cephesel yüzey üzerinden yere doğru düşen yağışın, yer ve yere yakın seviyelerde bulunan serin hava içerisinde buharlaşması ve serin hava tarafından yoğunlaştırılmasıdır Cephesel sis özellikle sıcak cephe önünde görülür |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]DAĞ MELTEMİ (MOUNTAIN BREEZE) Soğumuş havanın çekim etkisi nedeniyle dağ yamaçlarından aşağıya doğru esmesiyle oluşan yerel rüzgar Kanyon çekimi ve katabatik rüzgarlarla aynıdır Dağlık alanlardaki radyasyonel soğuma ile gerçekleşir Dağın yamaçlarının etrafını saran havadan daha soğuk olması nedeniyle alt tabakadaki hava soğur ve yamaçtan aşağıya doğru akmaya başlar Dağ yamacının dikliğine ve yamacın uzunluğuna bağlı olarak zaman zaman 50 Knots hıza kadar ulaşır Dağ meltemi vadi melteminin tam tersi yönünde eser [i]DAĞ RÜZGAR SİSTEMİ (MOUNTAIN WIND SYSTEM) Dağlık alanlarda, dağ ve düzlük, dağ ve vadi, vadi boyunca, vadiye çapraz olarak veya eğim rüzgarları gibi günlük sıcaklık değişimlerinden kaynaklanan rüzgarların genel oluşum sistemi için kullanılan terim [i]DAĞ-PLATO RÜZGAR SİSTEMİ (MOUNTAIN-PLAIN WIND SYSTEM) Dağlar ile etrafını çevreleyen platolar arasında oluşan, kapalı, büyük ölçekli termal kaynaklı sirkülasyonlara verilen isim Dağdan platoya rüzgar akışı şeklindeki sirkülasyon genelde geceleri, platodan dağa doğru rüzgar alışı şeklindeki sirkülasyon ise gündüzleri gerçekleşir [i]DENİZ MELTEMİ (SEA BREEZE) Gece ve gündüz boyunca kara ve denizlerin farklı ısınmaları sonucu ortaya çıkan sıcaklık farkından doğan ve denizden karaya doğru esen rüzgar Gündüz karalar denizlerden daha çabuk ve daha fazla ısındığından, deniz meltemi gündüz esen bir rüzgardır ve öğle saatlerinden sonra hızı maksimuma ulaşır Kara melteminin tam tersi yönünde eser [i]DENİZ MELTEMİ CEPHESİ (SEA BREEZE FRONT) Büyük su kütleleri tarafından çevrilmiş karaların kıyı kesimlerinde görülen meteorolojik bir olay Deniz melteminin karaya ulaştığı yerlerde oluşur Su ve kara arasındaki dengesiz ısınma nedeniyle, maksimum yukarı doğru hareket alanı veya konverjans sahası karanın 15 ile 20 km içlerinde ve öğleden sonra ortalarında gerçekleşir Bu alanda oraj bulutu veya sağanak yağışa neden olabilecek tepeli cumuluslar gelişir Bu aşamada sahilde mavi bir gökyüzü ile hafif bir meltem vardır Bu meteorolojik olaylar sık sık Meksika Körfezinde ve Florida''ın doğu kıyılarında görülür [i]DENİZ MELTEMİ KONVERJANS ZONU (SEA BREEZE CONVERGENCE ZONE) Deniz melteminin konverjans yapmaya başladığı sınır bölgeye verilen isim Denizden esen meltemle bu bölgeye gelen nemli hava burada yükselir ve konvektif bulutların oluşmasına neden olur [i]DRENAJ RÜZGARI (DRAINAGE WIND) Bir dağ yamacı boyunca soğuyan havanın neden olduğu katabatik rüzgar Dağ meltemleri bu olaya iyi bir örnektir [i]DUVAR BULUT (WALL CLOUD) Kuvvetli veya şiddetli tornadolardan önce gelişen, cumulonimbus ana bulutunun tabanından görülmedik şekilde aşağı seviyelere doğru uzanmış, altında görülebilir şekilde yağış olmayan bulut türü Bu tür bulutlar daha çok oraj bulutlarının yukarı dikey yükselme alanlarında veya içeri doğru toplanma alanlarında oluşur ve yukarı doğru hareketle birlikte siklonik dönüş sergiler [i]EĞİM-YAMAÇ BOYU RÜZGAR SİSTEMİ (ALONG-SLOPE WIND SYSTEM) Termal kaynaklı, kapalı, günlük dağ rüzgar dönüşü Alt seviyelerden dağ yamacı boyunca tırmanan rüzgar üst seviyelerde ters yönde eserek devreyi tamamlar [i]EĞİM RÜZGARI (FALLWIND) Fön rüzgarlarına benzer yapıda olan, dağ yamaçlarından aşağıya doğru inen rüzgarın, seviye kazanması sonucunda ısınması durumu Dağ yamacından aşağıya inen rüzgar ne kadar ısınsa da etrafındaki hava parselinden daha serin bir yapıdadır [i]FÖN (FOEHN) Yüksek dağ sıralarının kuytu yamaçlarında yaşayanların yakından bildikleri rüzgar şekli Dağ yamacından aşağıya doğru esen kuru ve sıcak rüzgar Herhangi bir hava parseli dağ yamacına tırmanmaya başladığında, kuru adyabatik lapse-rate oranında (100 mde, 1 °C) soğumaya başlar ve bu soğuma işba/doyma noktasına ulaşılana kadar devam eder Soğuyan hava parseli yoğunlaşacağından dağın üst taraflarında fön bulutları oluşur ve büyük olasılıkla dağın rüzgara bakan yamaçlarına yağış bırakır Dağın öbür yamacına geçen rüzgar ise tepeden aşağıya indikçe kuru adyabatik lapse-rate oranında ısınmaya başlar, genleşir ve kurur Dağın eteklerindeki düzlüklere ulaştığında ise artık kuvvetli, kuru ve sıcak bir rüzgardır Örneğin, 3000 mlik bir dağı tırmanmaya başlayan 20 °C sıcaklığında ve % 60 neme sahip olan hava parseli dağın öteki tarafına geçtiğinde sıcaklığı 30 °C ''ye ulaşır ve tamamen kurudur Fön rüzgarı, genellikle kış aylarında havayı ısıtan, çevredeki kar ve buzu eriten sihirli bir değnek gibidir Meteorolojide dağ yamacından aşağı doğru esen her türlü rüzgarın fön olarak tanımlanması gibi yanlış bir kullanım vardır Doğrusu, dağ yamacından aşağıya doğru esen, havayı ısıtan, kar ve buzları eritebilen, sıcak rüzgarlar olması gerekir [i]FÖN BULUTU (FOEHN CLOUD) Fön rüzgarlarını oluşturan hava parselinin dağ yamacını aşması sırasında, dağın rüzgara bakan yamaçlarında oluşan cumuluform bulutlar Aynı zamanda ''''''''fön duvarı''''''''da denir [i]FÖN DUVARI (FOEHN WALL) Fön rüzgarlarını oluşturan hava parselinin dağ yamacını aşması sırasında, dağın rüzgara bakan yamaçlarında oluşan ve duvarı andıran, belli bir seviyede tabanı olan cumuluform bulutlar Aynı zamanda ''''''''fön bulutları''''''''da denir [i]FÖN MOLASI (FOEHN PAUSE) Yerde soğuk hava tabakasının oluşması sonucunda, esmekte olan fön rüzgarının bu soğuk hava tarafından yerden yukarıya kaldırılması sonucunda zaman zaman fön rüzgarının yerde esmiyor gibi algılanması durumu [i]FÖN RÜZGARI ALÇAĞI (FOEHN CYCLONE) Fön rüzgarının esmesi sırasında dağın iki tarafındaki sıcaklık farkının zaman zaman 10-15 °C'''''''' ye ulaşması sonucunda oluşan kuvvetli sıcaklık farkının, dağın doğu yamacında oluşturduğu alçak basınç [i]FRAKTOKÜMÜLÜS (FRACTOCUMULUS) Bir cumulus bulut türü Alçak, küçük, dikine gelişmeli, parçalı ve kenarları keskin hatlarla ayrılmamış cumulus Genellikle kötü havalarda, altostratus veya nimbostratus bulut tabakalarının altında yer alır [i]FRAKTOSTRATUS (FRACTOSTRATUS) Stratus bulutunun parçalı tabakası Bağımsız bir şekilde gelişen, altostratus veya nimbostratus bulut tabakalarının altında yer alan, ince, alçak seviyeli, saydam bulut tipi Nimbostratustan ayırıcı özelliği renginin daha koyu ve parçalı olmasıdır Eğer bu bulut tipi tabaka şeklinde değil de, parçalı ve dikey gelişme gösteren tipteyse o zaman fractocumulus denir [i]FRAKTUS/PARÇALI (FRACTUS) Bulutlarda ''parçalı'' anlamına gelen Latince kelime Oldukça karışık görünüme sahip, düzensiz parçalar şeklindeki bulut kümeleri Stratus ve Cumulus bulut çeşitlerini tanımlamada ön ek olarak kullanılır [i]FUMULUS (FUMULUS) Bulut sınıflandırmasında kullanılan ve bulutu tanımlamada kullanılan Latince kelime Stratustan sirrüse tüm seviyelerde gözlenebilen ince örtü şeklindeki doğrudan gözlenmesi zor olan bulut çeşidi Sıcak günlerde ve alçak enlemlerde daha fazla görülür Çabucak kalınlaşan bu bulut türü, görünür hale gelerek cirrus ve kümülüse dönüşür Zaman zaman kararsız yapıya bürünen bu bulut, yağışını bıraktıktan sonra aniden kaybolur |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]GÖL MELTEMİ (LAKE BREEZE) Deniz meltemi oluşum şekliyle aynı şekilde gelişen, göl su yüzeyi ile etrafındaki kara arasındaki farklı ısınmadan kaynaklanan hafif rüzgar Termal olarak gerçekleşen bu rüzgar, gün boyunca göl yüzeyinden kıyılara doğru eser [b]GPS ((GPS) - GLOBAL POSITIONING SYSTEM) Küresel Pozisyonlama Sistemi (Global Positioning System): Yapay uyduların, yeryüzündeki enlem ve boylamlara göre yörüngeleştirilmesinde, yerinin belirlenmesinde kullanılan bir havacılık sistemi terimi [i]GRADYAN RÜZGARI (GRADIENT WIND) Değişmeyen basınç veya kontur alanı içinde, merkezkaç, Koriolis ve basınç gradyan kuvvetinin dengede olduğu durumda, izobarlara veya konturlara paralel olarak, doğrusal yönde gerçekleşen hava hareketi Bu tür rüzgarda, sürtünmenin olmadığı, akışın eğimsiz ve doğrusal olduğu, konverjans ve diverjansın olmadığı varsayılır Yerde sürtünme olduğundan bu tür rüzgarları yerden yaklaşık 500 m yukarılarda görmek mümkündür [i]HAKİM RÜZGAR (PREVAILING WIND) Gün, ay, mevsim veya yıl gibi belirli bir periyotta, diğerlerine göre en sık, en fazla esen rüzgarın yönü için kullanılan terim Herhangi bir yer için nokta tahmini yaparken veya o yerde herhangi bir inşaat yaparken o yerin hakim rüzgarının bilinmesinde büyük yarar vardır [i]HELYOTROPİK RÜZGAR (HELIOTROPIC WIND) Doğuşundan batışına kadar güneşin gökyüzündeki konumuna bağlı olarak rüzgar hız ve yönündeki değişmeler Ortalama yer rüzgarı yönü, güneşin gökyüzündeki konumuna göre günlük değişiklik gösterir Kuzey yarımkürede, sabahları rüzgarın esme yönü genellikle doğu yönü eğilimli, öğle öncesi güneyli, öğleden sonra ve akşamın erken saatlerinde batılıdır Rüzgar hızı da artan sıcaklık ve düşen basınçla beraber artış gösterir Aynı şekilde kara ve deniz meltemlerinin oluşum nedenlerinden birisi de Güneşten gelen ışınlarla kara ve denizler tarafından farklı oranlarda emilmesidir [i]İYİ HAVA CUMULUS''LERİ (FAIR WEATHER CUMULUS) Basık görünüşlü, dikey gelişmenin çok az veya hiç olmadığı cumulus bulutları Gelişmeleri sıcaklık enverziyonu ile sınırlıdır Bulutun alışılmamış benzer/homojen bir yüksekliği vardır İyi hava kümülüsleri olarak bilinir (cumulus humulis) [i]KATABATİK RÜZGAR (KATABATİK WIND) Dağ yamaçlarından aşağı doğru sürüklenen hava parselinin yaratmış olduğu rüzgar Aşağı doğru inen hava ısındığı zaman''fön'' rüzgarı veya yöresel olarak ''chinook'' veya ''Santa Ana'' adı verilir Hareket halindeki hava soğuk ise o zaman, ''drenaj'' rüzgarı veya yöresel olarak, dağ meltemi, yamaç rüzgarı gibi isimler verilir Anabatik rüzgarın zıt anlamlısıdır Katabatik rüzgarların oluşum nedenleri şöyledir: Zayıf basınç gradyanı ve açık gecelerde görülen radyasyon kaybı, yer ve yere yakın seviyelerde soğuk bir hava ve buna bağlı olarak sıcaklık enverziyonununoluşmasına neden olur Yeryüzü de eğimli ise, soğuyan ve daha aşağıdaki hava parselinden daha yoğun olan hava parseli yamaç boyunca aşağı kayar ve katabatik rüzgarı oluşturur Buzullarda oluşan rüzgarın mantığı da katabatik rüzgarın oluşum mantığıyla aynıdır [b]KÜMÜLİFORM (CUMULIFORM) Dikey gelişmelerle tanınan ve su damlacıklarından oluşan bulut türü Damlacıkların yoğunluğu nedeniyle güneş ışınlarını geçirmezler ve yeryüzünde gölge yaparlar Taban seviyeleri bir çizgiyi andırırken, tepeleri, kubbeye veya karnabahara benzer Dikey yükselmeden dolayı genellikle konveksiyonla birlikte anılırlar Bu bulutların tabanı genellikle yerden 3 000 feetten fazla yüksek değildir ama tepeleri sıcak kuşakta ve tropik enlemlerde troposfer seviyesinin de üstüne kadar gelişebilir Alçak bulut sınıflaması içinde yer alır ve cumulus ile cumulonimbus gibi çeşitleri vardır Bu bulut tipinin zıt anlamda kullanımı ise yatay gelişme gösteren ve tabaka bulutları olarak isimlendirilen stratiform tipi bulutlardır [i]KÜMÜLONİMBUS (CUMULONIMBUS) (Cb)) Çoğunlukla tepesi örs şeklindeki cirriform tipi bulutla tamamlanmış dikey olarak çok fazla gelişmiş cumulus bulutu Oraj bulutu olarak da bilinir Kuvvetli sağanak yağış, şimşek, gök gürültüsü, bazen dolu, kasırga, kuvvetli ve hamleli rüzgar en belirgin özellikleridir Boyu enine göre daha fazla olan, alt tabakaları su damlaları üst tarafı ise buz kristallerinden oluşan yapıda bir bulut Cb bulutu bir bulut fabrikasıdır Uzantıları zaman zaman bir cirrus buluta, bazen altocumulus veya stratocumulusa dönüşür [i]KÜMÜLONİMBUS MAMATUS (CUMULONIMBUS MAMMATUS) Cb bulutlarının altlarında oluşan kese veya hayvan memesini andıran bölümleri Kuvvetli hava olaylarına neden olmamalarına rağmen fırtınalarla birlikte görülürler Birçok fırtınada örsün altında yer aldıkları gözlenmiştir, konvektif faaliyetten uzak oldukları için şekilleri yavaş değişir Alt kısımlarında orta kuvvette türbülans gözlenir Literatürde Mammatocumulus olarak geçer [i]KÜMÜLÜS (CUMULUS) Üç ana bulut şeklinden (diğerleri cirrus ve stratus) ve iki alçak bulut tipinden biri Tabandan tavana doğru dikey olarak gelişir Düz bir taban ile kubbe veya karnabahar benzeri tepelerle tanınır Taban yüksekliği 3 000 feet civarında iken tavan yüksekliği yer ve zamana göre değişir Küçük ve ayrı olarak gelişen kümülüsler (cumulus humilis) hafif hava olaylarına neden olurken, yeryüzünün ısınmasından dolayı yerden ısı kazanması sonucu gün boyunca dikey olarak gelişir ve tepe yüksekliği 20 000 feet veya troposfer seviyesine ulaşabilir Belli atmosferik koşullar sağlanırsa, çok büyük kütleli bulut şekline dönebilir, tepeleri kule şekline dönüşür (cumulus congestus) ve sağanak yağışlara neden olur Daha da gelişmesi durumunda ise Cb bulutuna dönüşür [i]KÜMÜLÜS FRAKTUS (CUMULUS FRACTUS) Düzensiz parçalar halinde görülen, lime lime cumulus bulutları Cirrus bulutları içinde görünmez ama stratus bulutları içinde görülür [i]KÜMÜLÜS HÜMİLİS (CUMULUS HUMILIS) Basık görünüşlü, dikey gelişmenin çok az veya hiç olmadığı cumulus bulutları Gelişmeleri sıcaklık enverziyonu ile sınırlıdır Bulutun alışılmamış benzer/homojen bir yüksekliği vardır İyi hava kümülüsleri olarak bilinir [i]KÜMÜLÜS KONGESTUS (CUMULUS CONGESTUS) Keskin hatlı, çok kuvvetli dikey hareketlere sahip, tepesi kule yapabilen ve karnabahara benzeyen bulut Bol sağanak yağış bırakır ve Cb bulutu içinde gelişir Kule/tepe yapan cumulus olarak ta bilinir [i]KÜMÜLÜS MEDİOKRİS (CUMULUS MEDIOCRIS) Orta seviyede bir dikine faaliyet ile tepeleri tam belli olmayan cumulus Yağışa neden olmaz ama eğer tepe yaparsa veya Cb''''''''ye dönerse yağışa neden olabilir [i]KARA (veya DENİZ) MELTEMİ (LAND (or SEA) BREEZE) Deniz yüzeyi ile etrafını çevreleyen kara arasındaki farklı ısınmadan kaynaklanan günlük rüzgar Kara meltemi, geceleyin deniz yüzeyinin karalardan daha sıcak olması nedeniyle karalardan denize doğru eserken, deniz meltemi ise gündüz süresince karaların deniz yüzeylerinden daha fazla ısınmasıyla, deniz yüzeyinden karaya doğru esen şeklidir Kara ve denizlerin farklı ısınıp soğumaları kıyı ve kıyı yakınlarında az da olsa bir basınç gradyanının oluşmasına neden olur Kara ve deniz meltemlerinin hızı ve etkili olduğu seviyenin yerden olan yüksekliği, denizsel alanın genişliği ile etrafını çevreleyen karasal alanın topografyasına bağlıdır |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]MELTEM (BREEZE) Konveksiyon kaynaklı, gece ve gündüz ile yerel yer şekilleri farklılıklarından kaynaklanan hafif veya orta kuvvette rüzgar Bu rüzgarlar, gece ve gündüz, kara ile deniz arasında veya vadi ile tepe arasında düzenli olarak yön değiştirerek eserler Deniz, kara, vadi, dağ ve buzul meltemi olmak üzere beş ayrı sınıfta incelenebilir Bu rüzgarların oluşmasındaki temel neden; iki nokta arasında, güneş ışınlarını farklı derecede emmeden kaynaklanan sıcaklık farkının oluşmasıdır [i]MEMELİ BULUT ((MAMMATUS) POCKY CLOUD) Alt seviyelerinde keseler veya memeler şeklinde bulut oluşumuna sahip bulut cinsleri için kullanılan terim Özellikle, stratocumulus ve cumulonimbus bulutlarının alt seviyelerinde veya örs görünümlü gelişme bulutlarının altında gözlenen meme veya kese benzeri bulut oluşumlarını örsün üzerinde Cb''nin dağılımıyla oluşan Cirrus bulutlarıyla beraber görmekte olasıdır [i]MERCEK BULUTLAR (LENTICULAR CLOUD) Aşağı yukarı birbirlerinde ayrı parçalar halinde olan, düz mercek veya bademe benzeyen, dış hatları kesin olarak belli olan bulutlara verilen isim Bu bulutlar engebelerden kaynaklanan rüzgar dalgalanmalarının bir sonucu olarak oluşur ve engebenin kuytu tarafında aşağı doğru hareketli türbülansın olduğunu gösterir Orografik bir olayın sonucudur Mercek terimi daha çok cirrocumulus, altocumulus ve stratocumulus tipi bulutlarla beraber kullanılır Fön rüzgarlarının görüldüğü her türlü coğrafi alanda bu tür bulutları görmek olasıdır [i]METEOROLOJİ (METEOROLOGY) Atmosfer ve atmosferik olaylarla ilgilenen bilim dalı Meteoroloji bilime de kendi içinde tarımsal meteoroloji, astrometeoroloji, uçuş meteorolojisi, dinamik meteoroloji, hidrometeoroloji, operasyonel, deniz, askeri, uygulamalı ve sinoptik meteoroloji gibi alt dallara ayrılır Meteoroloji kelimesi, Yunanca ''meteoros'', ''yüksek'' ve ''logos'' ''anlatmak'' kelime bileşenlerinden türemiştir Meteoroloji hava olaylarıyla ilgilendiği kadar, iklim, atmosferin fiziki, dinamik ve kimyasal özellikleri ile atmosfer ve yer arasındaki karşılıklı etkileşimle de ilgilenir Meteoroloji, iklimbilim yani klimatolojiden ayrı tutulmalıdır çünkü klimatoloji aktüel hava koşullarıyla değil daha çok onların uzun süreli ortalamalarıyla ve iklim tipleriyle ilgilenir [i]MİSTRAL (MISTRAL) Akdeniz''in kuzeybatı kıyılarından Akdeniz''e doğru esen, kuzeyli, soğuk ve kuru rüzgar Bu rüzgarın estiği zamandaki sinoptik durum incelendiğinde; Cenova Körfezi üzerinde yerleşmiş bir alçak basınç merkezi ve kuzeybatısında bir yüksek basınç merkezinin varlığı gözlenir Mistralın hızı (40 ile 75 Knot) yer yer demiryolunda ilerleyen bir vagonu rayından çıkararak devirebilecek şiddete ulaşır [i]NİMBOSTRATUS (NIMBOSTRATUS) Alçak, şekilsiz, hemen hemen tek tipli, koyu gri renkli ve yağmur taşıyan bulut tabakasına verilen isim Sürekli yağmur ve kar en belirgin özelliği olmasına karşın ayırt edici bir özellik değildir çünkü yağışa neden olmayan nimbostratuslar da vardır Çoğunlukla bu buluttan oluşan yağış yere kadar düşmez veya yoğun yağış nedeniyle bulut tabanı görülemez Bu durumda bulutun alt tabakaları yere doğru salkım saçak uzanır Alışılmış şekilde bir nimbostratus bulutunun evrimi şu şekildedir: Bir altostratus tabaka bulutu gelişir, kalınlaşır ve alçalarak nimbostratus bulutu şekline gelir Nimbostratus bulutunu fractocumulus ve fractostratuslarla beraber görmek mümkündür Çok nadir olarak bu iki tür bulutun evrimi nimbostratus oluşumuna neden olur Her mevsim görülebilmesine rağmen en sık görüldüğü mevsim sonbahar ve kıştır [i]OROGRAFİK BULUT (OROGRAPHIC CLOUD) Hava parselinin yukarıya doğru, bir engebe veya engel tarafından yükselişe zorlanmasıyla oluşan bulut türü Yükselen hava içinde basıncın azalması, adyabatik soğuma görülür ve eğer yeterli neme sahipse yoğunlaşma sonucu yağış gerçekleşir Dağların rüzgar altı yani kuytu taraflarında oluşan mercek ve dalga bulutları orografik bulutlara örnektir Kaynak itibariyle zaman zaman cirrus, cumulus ve stratus bulutları da orografik olarak oluşurlar [i]OROGRAFİK KALDIRMA/YÜKSELME (OROGRAPHIC LIFTING) Dağ veya yüksek tepe gibi doğal engeller tarafından hava akımının yukarıya doğru tırmanmaya zorlanması durumu Nemli hava yukarıya doğru tırmanmaya zorlanınca soğur, yoğunlaşır ve yağmur veya kar olarak yere düşer Tırmanan hava parseli dağın kuytu yamacına ulaşınca aşağıya doğru çöker, ısınır ve nispi nemi düşer Kuytu tarafta yağış olmaz ve belli bir süre sonra var olan bulutların da kaybolduğu gözlenir [i]ORTA BULUTLAR (MIDDLE CLOUDS) Bulut tabanı 6 000 ile 18 000 feet arasında değişen bulutları belirtmede kullanılan bir terim Genellikle su damlacıklarından oluşmasına rağmen yüksek enlemlerde su damlacıklarının yerini buz kristalleri alır Altocumulus, altostratus ve nimbostratus temel orta bulutlardandır Sıcaklık kuşağına bağlı olarak taban yükseklikleri değişir Kutuplarda tabanı daha alçak iken ekvatorda oldukça yüksektir [i]PARÇALI AZ BULUTLU (PARTLY CLOUDY) Günün herhangi bir saatinde, gökyüzünü tam olarak kapatmayan bulutların havada var olması durumu Parçalı bulutlu teriminin kullanımı için kapalılıkta herhangi bir standart yoktur Gökyüzünde bulut olması ve tamamen gökyüzünü kapatmaması durumunda bu terim kullanılabilir Gökyüzünün kapalılığı ile ilgili olarak kullanılan diğer terimler: açık, az bulutlu, çok bulutlu, parçalı çok bulutlu ve kapalıdır [i]PARÇALI ÇOK BULUTLU (BROKEN SKY) Gökyüzünün tamamının kapalılığı göz önüne alındığında, kapalılığın 5/8 ile 7/8 arasında olması durumunda kullanılan kavram |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]RÜZGAR (WIND) Yeryüzü ile ilişkili olarak, genellikle yatay olarak gelişen hava hareketi Rüzgar dört değişik alanda ölçümlenir: Yön, hız, karakteri (hamlesi veya squallı) ve yön kırılması Yer rüzgarı, rüzgar gülü-oku ve anemometre ile ölçülürken yüksek seviye rüzgarları pilot balon, rawin ve uçak raporlarından belirlenmektedir Meteorolojide, rüzgar yönü, coğrafi kuzeye göre rüzgarın estiği yöndür Yeryüzündeki basınç dağılımı ile doğrudan ilişkili olan yer rüzgarının hızında birim olarak; km/saat, metre/saniye, mil/saat, Knot ve feet/saniye kullanılır Bunlar arasındaki ilişki şu şekilde kurulur: 1 km/saat = 0278 m/sec = 0621 mil/saat = 0540 Knot = 0911 ft/sec Yer rüzgarı yerden 10 metre yükseklikteki rüzgar ölçümü ile belirlenir [i]RÜZGAR AÇISI (INCLINATION OF THE WIND) Gözlem yapılan istasyonda gözlenen rüzgar yönü ile istasyondan geçen izobar arasındaki açı Okyanuslar üzerinde bu açı karalara göre daha azdır ve 20-30 derece civarındadır Karalar üzerinde ise sürtünmeye ve yer şekillerine bağlı olarak bu değerlerin daha da üzerindedir Sağlıklı yapılan bir harita analizinde bu açılara çok dikkat edilmesi gerekir [i]RÜZGAR ALAN TARAF (WINDWARD) Yeryüzü şekilleri ile nesnelerin rüzgarın esme yönüne bakan tarafı Herhangi kuzeyli bir rüzgarda, bir tepenin rüzgar alan tarafı o tepenin kuzey yamacı olacaktır [i]RÜZGAR BASINCI (WIND PRESSURE) Hareket eden havanın çarptığı, karşılaştığı yüzeyler üzerinde yarattığı basınç Hareket eden hava yani rüzgarın çarptığı cismin rüzgara bakan tarafında basınç artarken arka yani kuytu tarafında basınç azalır Rüzgar hızı ve rüzgarın çarptığı alan arttıkça yüzeye yapılan basınçta artacaktır Bu terim hız basıncı olarak ta bilinir [i]RÜZGAR ÇORABI (WIND SOCK) Bezden yapılmış ince ucu kırpılmış koni şeklinde çoraba benzer torba Koninin geniş ucu, rüzgar yönünün ölçüleceği yerde, içerisine rahatça rüzgarın girebileceği şekilde dairesel şekilde bir metalle gerdirilmiş ve 360 derece dönebilecek şekilde bir direk üzerine monte edilmiştir Rüzgar estiği ve koninin geniş ağzından içeriye girdiği zaman koninin diğer dar olan ucundan çıkabilmek için koniyi şişirir ve rüzgarın estiği yöne doğru koniyi çevirir Bu durumda koninin geniş ağzı rüzgarın geliş yönünü, dar ucu ise rüzgarın gidiş yönünü gösterir Rüzgar konisi ve rüzgar yeni ile eş anlamlıdır [i]RÜZGAR DALGASI (WIND WAVE) Su yüzeyinde rüzgarın hareketi ve etkisi sonucu oluşan, göl, deniz veya okyanus dalgası Bu dalgalar rüzgarın esim etkisinden veya alanından yani feç sahasından ayrıldıktan sonra ölü dalga olarak isimlendirilir [i]RÜZGAR DEĞİŞİMİ (WIND SHEAR) Mesafeyle rüzgar yön ve hızının değişim oranı Dikey rüzgar değişimi, yükseklikle rüzgarın değişim oranı, yatay rüzgar değişimi ise yatay düzlemde rüzgar değişim oranıdır [i]RÜZGAR DOPPLER RADARI (PROFILER) Atmosfer içerisinde 1500 feet ile 55000 feet arasındaki rüzgar hız ve yönünü ölçmeye yarayan Doppler radar türü [i]RÜZGAR ESME YÖNÜ (UPWIND) Rüzgarın esme yönünü belirtmek için kullanılan terim Aynı terim, bir nesnenin rüzgar alan tarafını belirtmek için de kullanılmaktadır Kuytu teriminin zıt anlamlısıdır [i]RÜZGAR GÜLÜ (WIND ROSE) Belirli bir alanda ve uzun bir dönemde, pusulanın 8 veya 16 ana yönlerinin her birinden esen rüzgar frekanslarını gösteren diyagram Bu diyagram, bir daire ile daire etrafında, yönlere göre esen rüzgarların birikimleşmiş şeklinden oluşur Rüzgar gülü, yer rüzgarları ile diğer meteorolojik olaylar arasındaki ilişkiyi göstermek veya yüksek atmosferde seçilmiş seviyelerde rüzgar hız dağılışını ortaya koymak amacıyla kullanılır Rüzgar gülünün herkes tarafından anlaşılabilecek şekilde temel amacı ise; bir yerin hakim rüzgarının hangi yönden olduğunun belirlenmesidir [i]RÜZGAR HIZI (WIND SPEED) Birim zaman içinde havanın hareket oranı Rüzgar hızı değişik yollarla ölçülebilir Gözlemlerde, knot veya deniz mili kullanılır [i]RÜZGAR KIRAN (WIND-BREAK) Kara ve demiryollarının sürülen kardan etkilenmemesi için yolların rüzgar tarafına, yoldan 15 metre uzaklığa çekilen 15 ile 3 metre yüksekliğindeki çit Eğer kış şartları çetinse ve fazla kar yağışı ve sürülmesi oluyorsa o zaman 30''''''''ar metre aralıklarla üç veya dört ayrı çit çekilmek zorundadır Çekilen çitler rüzgar hızını kestiği için sürüklenen karlar çitin kuytu tarafında yığılır Birçok ülkede yolların kenarlarına dikilen çalı ve ağaçlar doğal kar sürülmesini engelleyici çit olarak görev yapmaktadır Kar çiti ile eş anlamlıdır [i]RÜZGAR KONİSİ (WIND CONE) Değişik materyallerden yapılmış ince ucu kırpılmış koni Koninin geniş ucu, rüzgar yönünün ölçüleceği yerde, içerisine rahatça rüzgarın girebileceği şekilde dairesel şekilde bir metalle gerdirilmiş ve 360 derece dönebilecek şekilde bir direk üzerine monte edilmiştir Rüzgar estiği ve koninin geniş ağzından içeriye girdiği zaman koninin diğer dar olan ucundan çıkabilmek için koniyi şişirir ve rüzgarın estiği yöne doğru koniyi çevirir Bu durumda koninin geniş ağzı rüzgarın geliş yönünü, dar ucu ise rüzgarın gidiş yönünü gösterir Rüzgar yeni ve rüzgar çorabı ile eş anlamlıdır [i]RÜZGAR KOROZYONU (WIND CORROSION) Rüzgar tarafından yerden koparılarak sürüklenen toz ve kum gibi katı maddelerin yere çarpması veya yerde sürüklenmesi sonucunda yeryüzü kabuğu üzerinde oluşan aşınma [i]RÜZGAR OKU (VANE) Rüzgarın hangi yönden estiğini belirlemek için kullanılan alet Alet yere paralel olarak bir direk üzerine monte edilir Rüzgara gelecek tarafı oka benzer Diğer ucuna ise rüzgara karşı duyarlı olması için bir metal levha eklenmiştir [i]RÜZGAR OKU (WIND VANE) Rüzgar yönünü göstermek için dizayn edilmiş alet Hava veya rüzgar oku ile eş anlamlı olarak kullanılır [i]RÜZGAR SOĞUTMA ENDEKSİ (WIND CHILL INDEX) Sıcaklığın insan vücudu üzerindeki etkisi ile rüzgarın genel ortama etkisinin dikkate alınmasıyla hesaplanan sıcaklık değeri Rüzgar soğutma endeksi, vücudun ortalama ısı kaybı ile sıcaklığın nasıl hissedildiğini ortaya koyar Bu değer gerçek hava sıcaklığı değildir ve o değerden farklıdır Şöyle bir örnek konunun anlaşılmasını kolaylaştıracaktır Rüzgarsız sıcak havalarda insan sıcağı daha fazla hissederken, rüzgarlı havalarda aynı sıcaklık daha az hissedilmektedir Bu olayın nedeni, rüzgarın soğutma etkisinden dolayı sıcaklığın insan tarafından daha az olarak algılanmasıdır [i]RÜZGAR YENİ (WIND SLEEVE) Bezden yapılmış ince ucu kırpılmış koni şeklinde, ceket veya gömlek yenine benzeyen torba Koninin geniş ucu, rüzgar yönünün ölçüleceği yerde, içerisine rahatça rüzgarın girebileceği şekilde dairesel şekilde bir metalle gerdirilmiş ve 360 derece dönebilecek şekilde bir direk üzerine monte edilmiştir Rüzgar estiği ve koninin geniş ağzından içeriye girdiği zaman koninin diğer dar olan ucundan çıkabilmek için koniyi şişirir ve rüzgarın estiği yöne doğru koniyi çevirir Bu durumda koninin geniş ağzı rüzgarın geliş yönünü, dar ucu ise rüzgarın gidiş yönünü gösterir Rüzgar konisi ve rüzgar çorabı ile eş anlamlıdır [i]RÜZGAR YÖN DEĞİŞİMİ/KIRILMA (SHIFT) Rüzgar yönünün değişmesini belirtmek için kullanılan terim Rüzgar ''veer'' yapıyor denilince rüzgar yönünün saat istikameti dönüş yönünde yön değiştirdiği, ''back'' denilince ise tam tersi yönde yön değiştirdiği anlaşılır [i]RÜZGAR YÖN KIRILMASI (WIND SHIFT) Bir yerde, 15 dakikadan daha kısa bir süre içerisinde rüzgar yönünde görülen 45 derece veya daha fazla yön değişikliği için kullanılan terim Bu tür rüzgar yön değişimleri, cephesel geçiş sırasında, katabatik rüzgarlarda, deniz melteminde veya oraj olayında görülmesine rağmen bazı yerlerde zaman zaman, zamana bağlı olarak veya gelişigüzel de oluşabilir [i]RÜZGAR YÖNÜ (DIRECTION OF THE WIND) Rüzgarın esme yönünün pusuladaki karşılığı Rüzgar yönü, saat yönünden başlamak üzere kuzeyden başlayarak söylenir Örneğin doğu için 090 °, güney için 180 °, batı için 270 ° veya kuzey batılı rüzgar yönü için 315 ° gibi [i]RÜZGAR YÖNÜ (WIND DIRECTION) Rüzgarın nereden geldiğini gösterir yön Örneğin; Doğulu rüzgar, doğuya doğru değil, doğudan eser Rüzgar yönü, gerçek kuzey yönüne veya pusuladaki 360 dereceye göre, en yakın 5 dereceler halinde pusuladaki temel 16 nokta ( Kuzey, kuzey-kuzeydoğu, kuzeydoğu, doğuvs) temel alınarak rapor edilir [i]RÜZGAR ZONU (WIND ZONE) Kalıcı, hakim ve etken bir rüzgar sisteminin etkisi altında kalan coğrafi alan Ticaret rüzgarları veya batılı rüzgar zonu gibi terimler bu hakim rüzgarların etkisinde kalan alanı belirtmek için kullanılmaktadır Rüzgar zonu, dünya üzerindeki iklim kuşaklarının belirlenmesinde kullanılan önemli ip uçlarındandır [i]RÜZGARALTI DALGA (LEE WAVE) Engebeli dağlık alanlarda, engebelerin kuytu taraflarında, hava parselinin engebeye uygun olarak aşağı ve yukarı doğru hareketi sonucunda oluşan dalgaya verilen isim Oluşum süreçleri dağ dalgaları oluşum süreçleri ile aynıdır Rüzgar altı dalgaların oluşabilmesi için gerekli koşullar şunlardır Aşağı ve yukarı seviyelerde az kararlı bir hava tabakası ile ortada karalı bir hava tabakası, tepelere çapraz olarak esen en az 15 Knot''lık bir rüzgar ve karalı tabakanın üst seviyesine kadar rüzgar yönünün hemen hemen sabit olması [i]RÜZGAR-BAROMETRE TABLOSU (WIND-BAROMETER TABLE) Rüzgarın yoğunluğuna ve değişen yönüne bağlı olarak, barometre salınımlarının gösterdiği hava değişimlerini belirlemede kullanılan tablo [i]RÜZGARIN GÖZÜ (EYE OF THE WIND) Rüzgarın estiği yönü göstermekte kullanılan bir denizci terimi Rüzgarın gözünde doğru rota vermek demek rüzgara doğru gitmek anlamındadır [i]RÜZGARIN GÜNLÜK DEĞİŞİMİ (DIURNAL VARIATION OF THE WIND) Gün boyunca yeryüzünün güneşten gelen enerji ile ısınması sonucunda rüzgarın hem yönünde hem de hızında değişiklikler gerçekleşir Gün boyunca rüzgarın yön ve hızında gerçekleşen değişimler şöyle özetlenebilir: Yer rüzgarı güneşin doğmasıyla birlikte ''''''''veer'' (saat yönünde dönüş) yapmaya başlar ve hızı artar Gece ise işlem tersine döner; hız azalır ve rüzgar ''back'' (saat yönü tersinde dönüş) yapmaya başlar (Kuzey yarımküre ve kara için geçerlidir) Rüzgardaki yön değişimi heliotropik rüzgar kavramı ile açıklanır Rüzgarın hızı ise yerin ısınması sonucu dikey faaliyetlere bağlıdır Günlük değişimin en fazla olduğu dönem ısınmanın en fazla olduğu gün ortasıdır Bu zamanda hem ısınma fazla hem de rüzgar hızı fazladır Sabaha karşı, günün rüzgar açısından en sakin olduğu dönemdir [i]RÜZGARIN SAPMASI (DEFLECTION OF THE WIND) Koriolis kuvvetinin etkisiyle, rüzgar yönünün, Kuzey yarımkürede sağ, Güney yarımkürede ise sol tarafa doğru yön değiştirmesi [i]RÜZGARLAR KULESİ (TOWER OF THE WINDS) İÖ 100 Yılında yapılan ve hala ayakta kalan Atina''''''''daki sekizgen şekilli ve her duvarında pusulanın sekiz ana ve ara yönünden esen rüzgarların adı ile değişik şekilleri olan taş yapı Boreas, Kaikias, Apeliotes, Euros, Notos, Lips, Zephyros ve Skiron Yunanca''''''''da değişik yönlerden esen rüzgarlara verilen isimlerdir Bu kulede bir de rüzgar vanalarıyla çalışan saat vardır Her yönüyle ilkel bir gözlemevini andıran bu kule hala eski görkemliliğini korumaktadır [b]RÜZGARSIZ/SAKİN (LULL) Rüzgarsız hava ''Sakin'' kelimesi ile eş anlamlıdır Rüzgarın halihazır rüzgar ortalama değerinden daha aşağı değerde esmeye devam etmesi durumunda da aynı terim kullanılır |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji SözlüğüSICAK CEPHE (WARM FRONT) İlerleyen sıcak hava kütlesi ile yerini aldığı nispeten soğuk hava kütlesi arasındaki sınır Genellikle, sıcak cephenin geçişi sırasında, sıcaklık ve nem artar, basınç yükselir, Kuzey Yarımkürede rüzgar yönü güneybatıdan kuzeybatı yönüne kırılır/değişir Sıcak cephe geçişinde yaşanan hava olayları soğuk cephe geçişi sırasında yaşananlara hemen hemen hiç benzemez Yağış, cephe önünde yağmur, kar veya çisenti şeklindedir Orografik yapıya bağlı olarak yer yer sağanak ve gök gürültülü sağanak görülebilir Cephe önündeki soğuk hava içinde sis oluşumu genel özelliğidir Sisin kalkması için cephenin geçmesi gerekebilir Sıcak cephenin eğimi (1/150 metre) soğuk cepheye göre daha yatık olduğundan yağışı hafif olsa da yağış sahası çok geniştir (cephe önünde yaklaşık 350-400 km) [i]SİRRİFORM (CIRRIFORM) Çoğunlukla buz parçacıkları gibi küçük parçacıklardan oluşan bulut tipi Parçacıkların çok geniş alana ve seyrek olarak dağılmaları, göreceli bir şeffaflık ve beyazlık yaratır ki bu da diğer bulut tiplerinin hiç birinde görülmeyen hale olayının bu bulut tipinde gözlenmesine olanak verir Bu bulut tiplerini tabanları orta enlemlerde 20 000 feet''in üzerindendir ve yüksek bulut olarak sınıflandırılır Cirrus, Cirrocumulus ve Cirrostratus tipi yüksek bulutlar bu grup altında yer alır [i]SİRROKÜMÜLÜS (CIRROCUMULUS) Birbirine girmiş veya ayrı ayrı, serpiştirilmiş pudrayı andıran, düzgün şekilde sıralanmış, gölge oluşturmayan ince ve beyaz bulut tabakası Gökyüzündeki bu ince tabakalar denizlerdeki uskumru balığı gruplarını çağrıştırır ve dalga dalgadır Altocumuluslarla karıştırılan bir bulut tipidir Bireysel parça bulutlar olması ve gölge bırakmaması ile diğer bulutlardan ayrılır Diğer bulutlara göre görülme olasılığı daha az olan bir bulut türüdür [i]SİRROSTRATUS (CIRROSTRATUS) Cirrus''dan gelişen, gökyüzünü tamamen veya kısmen kaplayan, hale olayı meydana getiren, ince, çarşaf gibi, süt beyazı renginde lif lif veya damar görünüşlü, şeffaf, gölge bırakmayan, kenar hatları kesin bir biçime sahip bulut Bu bulutun en önemli özelliği iyi bir yağış habercisi olmasıdır Genellikle bu bulutlun gökyüzünü kaplamasını izleyen 12 veya 24 saat içinde yağış görülme olasılığı yüksektir Filosus ve nebulosos gibi alt gurupları vardır [i]SİRRUS (CIRRUS Üç temel bulut şeklinden birisi (Diğerleri cumulus ve stratus) Aynı zamanda üç yüksek bulut tipinden birisi Beyaz, ince, dar şeritler veya lif lif saç şeklinde, buz kristallerinden oluşan, genellikle ipek renkli yüksek bulut Bu tip bulutta diğerlerinden farklı olarak hale çok az görülür Gün doğumundan önce ve günbatımından sonra parlak sarı veya kırmızımsı bir renge dönüşür Orta enlemlerde taban yükseklikleri 20 000 ile 30 000 feet arasında bulunur Densus, filosus, nothus ve uncinus gibi alt grupları vardır [i]SİRRUSLU HAVA (EMISSARY SKY) Tek başına veya birbirinden ayrı küçük gruplar halinde cirrusların olduğu gökyüzü Böyle bir gökyüzü belli bir uzaklıkta fırtınalı bir havanın varlığının göstergesidir [i]SİRRÜS NOTUS (CIRRUS NOTHUS) Cb bulutunun üzerinden uzanan, onun bir parçası olan veya Cb bulutunun tepesindeki örsün, donma seviyesinin üzerinde bir seviyede dağılmasıyla oluşan bulut tipi Oraj bulutu olarak ta bilinir [i]SİS (FOG) Atmosferik su buharının çok küçük su damlaları şeklinde yoğunlaşarak, yerde yatay görüşü engelleyen (yatay görüş 1000 metrenin altında olacak) bulut oluşturması Çok nadir olarak, buz kristallerinin yerde veya yere yakın seviyelerde oluşması sonucu görüşün kısıtlanması Yüksek nem miktarı ve uygun sıcaklığa sahip olan hava parsellerinden sis oluşumu için değişik seçenekler vardır Endüstri alanlarında görülen duman ve toz partiküllerinden oluşan devamlı sislerin içerisinde de su buharı ve su damlacıkları vardır Sis tipleri şu şekilde sınıflandırılır: Hava Kütlesi Sisi: Bu sisin oluşumundaki temel neden havanın işba noktasına kadar soğumasıdır Kendi içinde de üç ayrı tipe ayrılır a) Adveksiyon sisi: Sıcak havanın soğuk su ve kara yüzeyleri üzerinden geçmesi sonucu oluşan deniz veya kara tipi sisler b) Radyasyon sisi: Açık ve sakin gecelerde, yerin radyasyon kaybıyla aşırı soğuması nedeniyle yere yakın nemli hava parselinin yoğunlaşması sonucu oluşan sis c) Eğim tırmanma (yamaç) sisi: Dağ yamaçlarından yukarıya doğru tırmanarak yükselen hava parselinin adyabatik soğuma sonucunda yoğunlaşmasıyla oluşan sis Cephesel Sis: Yağış halinde yere düşmekte olan yağmur damlacıklarının buharlaşması, yoğunlaşmayla bitecek seviyede işba noktasına kadar yaklaşması sonucunda oluşan sis Örneğin,cepheyle beraber görülen konveksiyon, dikey yükselmeye ve adyabatik soğumaya neden olur Cephesel sislerde; cephe öncesi, cephe geçişi ve cephe sonrası sisleri olmak üzere üçe ayrılır [i]SİS BANKASI (FOG BANK) Görüş uzaklığında, rüyette iyi belirlenmiş, net olarak görülebilen sis kütlesi Genellikle kıyı kesimlerinde, göller ve denizler üzerinde görülür [i]SİS DAMLASI (FOG-DRIP) Rüzgarla birlikte hareket eden sisin içerisindeki nemin ağaç yaprakları veya diğer objeler üzerinde yoğunlaşarak su damlası oluşturması ve bu su damlalarının da bu objeler üzerinde toprağa düşmesi Damlama işlemi hafif bir yağmura benzediği gibi zaman zaman kuvvetli bir yağış şeklinde de olabilir Kaliforniya, İngiltere ve Güney Afrika bu tür olayların fazla yaşandığı yerlerdir Özellikle, Kaliforniya''daki kızılağaç ormanında sis damlası kuvvetli bir yağıştan farksızdır Aslında bu yörede uzun süre yağış kaydedilmemesine rağmen, kuraklık gözlenmez çünkü bir gecelik sis damlası birikintisi, kuvvetli bir sağanak yağıştan yere düşen miktara eşittir Sis yağışı olarak ta bilinir [i]SİS KUŞAĞI (FOGBOW) Sisin içinde, güneşe karşı tarafta gözlenen yarı dairesel, beyazımsı gökkuşağı Normal gökkuşağı oluşumu bunun için de geçerlidir yani güneş ışınları sis içinde bulunan su tanecikleri tarafından kırılır Sis kuşağının dış tarafı hafif kırmızımsı, içi beyaz, en içteki kuşak ise mavimsidir [i]SİS ÖLÇEĞİ (FOG SCALE Yatay görüşün kısıtlanma derecesi temel alınarak, sis yoğunluğunun sınıflama şekillerinden birisi [i]SİS YAĞIŞI (FOG PRECIPITATION) Sis damlasına verilen bir diğer isim Rüzgarla birlikte hareket eden sisin içerisindeki nemin ağaç yaprakları veya diğer objeler üzerinde yoğunlaşarak su damlası oluşturması ve bu su damlalarının da bu objeler üzerinde toprağa düşmesi Damlama işlemi hafif bir yağmura benzediği gibi zaman zaman kuvvetli bir yağış şeklinde de olabilir Kaliforniya, İngiltere ve Güney Afrika bu tür olayların fazla yaşandığı yerlerdir Özellikle, Kaliforniya''daki kızılağaç ormanında sis damlası kuvvetli bir yağıştan farksızdır Aslında bu yörede uzun süre yağış kaydedilmemesine rağmen, kuraklık gözlenmez çünkü bir gecelik sis damlası birikintisi, kuvvetli bir sağanak yağıştan yere düşen miktara eşittir [i]SİSİN KALKMASI (BURN) Sisin günün ilerleyen saatlerinde yerin güneşten gelen ışınları emerek ısınması sonucunda kalkması Özellikle radyasyon sisi veya alçak stratus tipi bulutlardan kaynaklanan sis, öğle saatlerine doğru yerin ısınması ve ısınan havanın yükselmesi nedeniyle ya yükselerek ya da kaybolarak görüşün normale dönmesine neden olur [i]SKİROKO (SCIROCCO) Sirocco kelimesinin İngiltere''deki kullanım şekli Siroko, Akdeniz bölgesinde esen sıcak ve güneyli rüzgarlara verilen isimdir Rüzgar, Afrika''''''''nın kuzey sahili yakınlarında çok sıcak ve kuru olup fazlaca kum taşır Akdeniz''''''''i kat eden rüzgar nemle donanmış halde Avrupa kıyılarına ulaşır ve alçak stratus bulutlarının oluşumuna neden olur [i]STRATOKÜMÜLÜS (STRATOCUMULUS ''Düzlenmiş yığın'' anlamına gelen Latince kelime Bulut yaması veya tabaka şeklindeki alçak bulut Cumulus bulutlarının fazlaca tabakalaşmasından oluşur Görüntüsü lifsiz, birbirine karışan veya karışmayan mozaik şeklinde, yuvarlak kütleler, yuvarlanan tomarlara benzeyen, aşağı yukarı düz bir taban ve tavan sahip bulut Stratocumulus bulutları her zaman koyu renge sahip bir tarafı bulunan gri veya beyazımsı bir renktedir Bulutların bu renklerden hangisini taşıdığı bulutun sahip olduğu su damlacığı miktarına ve güneş ışığını geçirgenliğine bağlıdır Stratocumulus iki çeşit bulutu kapsar: Stratocumulus translucidus: Çok kalın tabakalar halinde olmayan ve aralarından gökyüzünün mavisi görülebilen, üst seviyelerde daha da incelen tip Stratocumulus opacus: Saydam olmayan, arasından gökyüzünün görülemediği, yuvarlak koyu bulut tabakalarının çarşaf gibi serildiği tip Altocumulus bulutları ile stratocumulus bulutları birbirine her zaman karıştırılabilir çünkü deniz seviyesinde altocumulus olarak algılanan bulut daha yüksek bir yerde gözlem yapan kişiye göre stratocumulus olarak değerlendirilebilir Bazı kalın stratocumulus bulut tabakalarından nimbostratuslar oluşabilir ama nimbostratus oluşunca stratocumulus tamamen kaybolur Stratus bulutu stratocumulus bulutuna veya stratocumulus bulutu stratusa dönüşebilir ama aralarında seviye farkı vardır Stratus bulutları daha aşağı seviyelerde görülür Stratocumulus bulutlarının birincil türleri arasında; stratocumulus vesperalis -cumulus bulutunun günbatımı sırasında günlük değişimiyle ortaya çıkan düz olarak uzanmış şekli, ve stratocumulus cumulogenitus- cumulus bulutlarının tepelerinin yayılmasıyla oluşan ve sonra kaybolan şekli vardır [i]STRATUS (STRATUS) Üç ana bulut türünden (diğerleri cirrus ve cumulus) ve iki alçak bulut çeşidinden birisi Latince "düzlenmiş" anlamına gelen kelime Kalın, gri, alçak seviyeli, tek tabaka şeklinde yatay uzantılı ve çok nadiren yerden 5000 feet yukarıda bulunan bulut tipi Stratus bulutu havaya sisli bir görünüm kazandırır Bulutun yere dokunması halinde sis olayı gerçekleşir Temel yağışı çisenti ve hafif kar yağışıdır Çok nadiren kuvvetli yağışa neden olur ki bu durumda da stratus bulut tabakasının üzerinde başka bir bulut tabakası vardır Zaman zaman nimbostratus bulutu ile karıştırılır ama iki bulut türü arasındaki en önemli fark yağış türüdür Stratustan sadece çok küçük damlalı çisenti oluşurken nimbostratustan iri taneli, sürekli ve etkili yağmur görülür Stratus bulutunun tabanı tamamen düz ve rengi yer yer grinin koyu ve açık tonlarını taşırken, nimbostratusun tabanı daha düzensiz ve rengi fazlaca nemli olduğundan dolayı oldukça koyudur Stratus bulutunun ana kütlesinde kopan veya altostratus ile nimbostratus altında gelişen bağımsız stratus parçalarına da fractostratus adı verilir |
Meteoroloji Sözlüğü |
11-04-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Meteoroloji Sözlüğü[i]TABAKA BULUTLAR (LAYER CLOUDS) Sıralar halinde bulutlar'' olarak da isimlendirilen bu bulut tiplerinde dikey yukarı gelişmeler gözlenmez Cirrus, cirrocumulus, cirrostratus, altocumulus, altostratus, nimbostratus, stratus ve stratocumulus tipi bulutlar tabaka bulutlar grubu içerisinde yer alır [i]TEPE YAPAN KÜMÜLÜS (TOWERING CUMULUS) Cumulus Congestus için kullanılan diğer isim Boyu enini geçen, tek ve kubbe şekilli veya çok hızlı gelişen kümülüs bulutları için kullanılan terim Cb bulutundan farkı tepesinde örsü yoktur, oraja neden olmaz, tepesi karnabahara benzer ve sağanak yağış nedenidir [i]TEPELİ BULUTLAR (HEAP CLOUDS) Stratiform tipi tabaka bulutlarından farklı olarak, dikine gelişebilen, tepe yapabilen cumuliform tipi bulutları ( Cu, Cb ) betimlemekte kullanılan bir terim [i]TURBÜLANS (TURBULENCE) Akışkanların hareketleri sırasında engellerle karşılaşması, sürtünme veya vorteks hareketi nedeniyle gösterdikleri düzensiz hareket veya davranış Genel hava sirkülasyonu içerisinde bir hava parselinin bu sirkülasyona uymayarak, hafif veya hamleli, aşağı veya yukarı hareketler sergilemesi ve birden fazla dalga oluşumuna neden olması Atmosferik türbülans rüzgar akışındaki rasgele salınımlardan, termal konvektif akıntılardan, komşu bölgelerdeki rüzgar hızı farklılıklarından, cephe hatlarından, sıcaklık ve basınç değişimlerinden kaynaklanır [i]TURBÜLANS ENVERZİYONU (TURBULENCE INVERSION) Atmosferin alt tabakalarında, türbülanslı hava tabakası ile bu hava tabakasının üzerinde bulunan ve türbülanstan etkilenmeyen hava tabakası arasında meydana gelen sıcaklık enverziyonu için kullanılan bir terim [i]VADİ BOYU RÜZGAR (DOWN-VALLEY WIND) Vadi boyu rüzgar sisteminin bir parçası Özellikle gece esen, termal kaynaklı ve vadi ekseni boyunca hareket eden rüzgar [i]VADİ BOYU RÜZGAR SİSTEMİ (ALONG-WALLEY WIND SYSTEM) Termal kaynaklı, kapalı, günlük dağ rüzgarı dönüşü Alt seviyelerden vadi ekseni boyunca aşağı veya yukarı doğru esen rüzgar üst seviyelerde ters yönde eserek devreyi tamamlar [i]VADİ MELTEMİ (VALLEY BREEZE) Gündüz süresince, vadi tabanlarının ısınması sonucunda oluşan anabatik rüzgarlara verilen isim Gündüz, yere yakın hava tabakası etrafını saran hava tabakasından daha fazla ısındığı için yükselir ve dağa doğru tırmanmaya yani esmeye başlar Vadi meltemi, dağ melteminin zıt yönünde eser [i]YAĞIŞ BULUTU (RAINFALL CLOUD) Yağmur bulutu ile eş anlamlı olarak kullanılır Yağmur şeklindeki yağışa neden olan her türlü bulut için kullanılan bir terim Eski tür sınıflamaya göre yağmur ve kar yağışına neden olan her türlü buluta nimbus adı verilmekteydi [i]YUKARI EĞİM/YAMAÇ SİSİ (UPSLOPE FOG) Sıcak ve nemli yer havasının esen rüzgarın zorlamasıyla yamaca doğru tırmanması sonucu oluşan sis türü Yamacı tırmanmaya başlayan hava adyabatik olarak alttan soğur ve sıcaklığı başlangıçtaki işba sıcaklığının altına düşer Yükseldikçe de yayılır Özellikle yamaç düzenli ise kalın bir sis tabakası haline dönüşür ki, bu sisin kalkması oldukça uzun bir süre gerektirir [i]YÜKSEK BULUTLAR (HIGH CLOUDS) Tabanları 20 000 feet veya daha yukarıda olan, buz kristallerinden oluşan cirriform bulutları tanımlamada kullanılan terim Temel yüksek bulutlar; cirrus, cirrocumulus ve cirrostratustur Yerden olan yükseltileri enlemler göre değişir Yüksek bulutlar, kutup enlemlerinde yere daha yakın, tropik enlemlerde ise yerden daha yüksektir |
|