![]() |
Diplomatik Terimler - P |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Diplomatik Terimler - PPalestine Question: Filistin sorunu -Paraphrase: Açıklama, açıklık -Participation: Katılım -Parlimentary regime: Parlamenter rejim -Partly: Kısmen, bir dereceye kadar -Partnership: Ortaklık -Pass the amendment: Herhangi bir yasa maddesindeki değişikliğin parlamentodan geçmesi -Pay special attention: Özel bir önem vermek -Pay tribute: Kutlamak, onurlandırmak -Peacemaking: Ara bulma, uzlaştırma -Penetrate: Nüfuz etmek, etkisi altına almak -People's assembly: Halk meclisi -Per annum: Her yıl yapılan -Per annum session: Yıllık olağan toplantı -Per capita real income: Kişi başına reel gelir -Periodic review: Periyodik kontrol -Periodical publications: Periyodik yayınlar, gazete ve dergiler -Permanent seat: Daimi üyelik -Perspective: Görüş, öngörü -Persuade: İkna etmek -Petition: Dilekçe -Phase: Evre, safha -Pipeline: Boru hattı -Place of honour: Şeref konuğu -Place of residence: Resmi konut -Plot: Suikast düzenlemek -Point of view: Bakış açısı -Political rights: Siyasal haklar -Policy: Politika, siyaset -Political asylum: Siyasi sığınma -Political believes: Siyasi inançlar -Political circles: Siyasi çevreler Political regime: Siyasal rejim -Political rights: Siyasi haklar -Political solidarity: Siyasal dayanışma -Political solutions: Siyasal çözümler -Political system: Siyasi sistem -Politician: Siyasetçi -Poll: Oylama, oy verme -Polling stations: Oy merkezleri -Poor image: Olumsuz imaj -Population exchange: Nüfus değişimi, mübadele -Population explosion: Nüfus patlaması -Pose a threat: Tehdit oluşturmak -Position: Mevki, konum -Postpone: Ertelemek, geciktirmek -Potentials: İmkanlar, olanaklar -Power sharing: İktidar paylaşımı -Precendition: Önkoşul, önşart -Prediction: Beklenti, tahmin -Predominance: Hakimiyet, üstünlük -Prefer: Öncelik tanımak, tercih etmek -Prejudice: Önyargı, peşin hüküm -Preparation stage: Hazırlık dönemi -President: Cumhurbaşkanı -Press conference: Basın konferansı -Presumption: Olasılık, ihtimal -Prevail: Yürürlükte olmak -Previously: Önceden, daha önce Prime Minister: Başbakan -Privacy: Mahremiyet, özel -Private conversation: Özel ya da dışa kapalı görüşme -Privatization: Özelleştirme -Privilege: Ayrıcalık, imtiyaz -Probability (expectation): Olasılık, ihtimal -Proclamation: Halka duyurma, resmi olarak açıklama -Production: Üretim -Proficiency: Ustalık, beceriklilik -Progress: İlerleme, gelişme -Prohibition: Yasaklama, men etme -Prominent: Önemli, tanınmış -Promulgate: Resmi olarak duyurmak (ki bu kelime proclamationla çok benzer) -Proposal: Önerge, teklif -Prospect: Beklenti, olasılık -Prosperity: Refah, zenginlik Prove: Onaylamak -Provide with: Temin etmek, donatmak -Province: Eyalet, şehir -Provisional: Koşullu, şarta bağlı -Public: Halk, kamu -Public aids: Devlet yardımları -Public indeptments: Devlet borçları (ne kadar aşinayız dimi)) -Public opinion: Kamuoyu -Public order (public peace): Kamu düzeni, asayiş -Publication: Yayın -Pullback: Askeri kuvvetleri geri çekme -Purpose: Amaç, gaye -Put into effect: Yürürlüğe koymakkk(intimm editörüm demiştim sana bu phrasal her yerde diye)) |
![]() |
![]() |
|