Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anestezi, genel

Genel Anestezi Nedir

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Genel Anestezi Nedir



Genel Anestezi Nedir

Genel anestezi, basit olarak davranış ve algılamada oluşan geçici değişiklik*ler şeklinde tanımlanmaktadır Verilen ilaçların etkisiyle yaşamsal fonksiyon*larda önemli bir değişiklik oluşmadan, santral sinir sisteminde (SSS) yukarıdan aşağıya doğru, düzensiz şekilde ilerle*yen bir depresyon tablosu izlenir Bu depresyon tablosunun ortaya çıkışında sırasıyla; kortikal ve psişik merkezler, subkortikal merkezler, bazal ganglion-lar ve serebellum, spinal kord ve son olarak medüller merkezler etkilenir Genel Anestezi Riskleri

Nörolojik fonksiyondaki bu geçici deği*şiklikler farklı komponentlerden oluş*maktadır Bunlar;

bilinç kaybı,
duyu kaybı,
amnezi,
analjezi,
hareketsizlik

cerrahi uyarıya karşı oluşan otonomik ve somatosensoriyel reflekslerin baskılanmasıdır
Anestezi sözcüğü duyarsızlık veya hissizlik anlamına gelmektedir An olumsuzluk eki ve duyu, his anlamına gelen estezi sözcüğünün birleşmesi ile oluşmuştur Amnezi hatırlamama, unut*ma; analjezi ise ağrıya duyarsızlık, ağrı-sızlık durumunu tanımlamaktadır

Yüzelli yıllık geçmişi, yaygın kulla*nımı ve yapılan araştırmalara rağmen anesteziklerin etki mekanizmaları hala tam olarak bilinmemektedir Anestezik etkinin farklı komponentleri, ilaçların SSS'nin farklı bölgelerinde, değişik me*kanizmalar yoluyla oluşan, spesifik et*kileri sonucu ortaya çıkmaktadır Genel anestezinin etki mekanizmasını açıkla*yan pek çok teori olmakla birlikte, gü*nümüzde bunlardan bazılarının sadece tarihsel önemi kalmıştır

Genel Anestezinin Etki Mekanizmaları

Anestezik ilaçların farmakolojik ola*rak spesifik yapıda olmayışı, etkilerinin SSS dışındaki organlarda da gözlenme*si, kesin agonist veya antagonistlerinin bulunmayışı temel mekanizmanın orta*ya konmasını zorlaştırmaktadır Mak-roskobik açıdan baktığımızda; bahsedi*len etkilerin oluştuğu bölgelerin başlıca serebral korteks, beyin sapı (özellikle retiküler aktive edici sistem) ve medulla spinalis olduğu düşünülmektedir Anes*tezik ilaçlar, özellikle inhalasyon anes-tezikleri etkilerini esas olarak nöronal membran üzerinde gösterirler Hücresel ve moleküler düzeyde meydana gelen bu değişiklikler SSS'de nöronal trans*misyonu etkilemektedir Aksonal ve sinaptik alandaki bu değişikliklerin SSS'ndeki yoğun iletişim ağı yardımıy*la kortekse kadar ulaştırıldığı bilinmek*tedir Bu veriler sonucunda günümüz*de anesteziklerin etki mekanizmaları ile ilgili araştırmalar artık mikroskopik dü*zeyde, özellikle sinaptik transmisyon ve intrasellüler değişiklikler üzerinde yo*ğunluk kazanmıştır

Mikroskobik açıdan ele aldığımızda; anestezikler, sinaptik fonksiyonu etkile*yerek nörotransmiter salınımını ve si*naptik kanallardaki iyon akımını değiş*tirmektedirler Eksitatör (uyarıcı özel*likteki) sinaptik transmisyonun bir bölümünü baskılamakta ve inhibitör (baskılayıcı özellikteki) sinaptik trans*misyonun bir bölümünü uyarmaktadır*lar Ancak bu etkinin ortaya çıkışında presinaptik ve postsinaptik aktivitenin rolü henüz tam belirlenememiştir Ayrı*ca hücreiçi bazı mekanizmalar (örn; int*rasellüler kalsiyum gibi) da etkinin or*taya çıkışında rol oynamaktadır

Moleküler açıdan baktığımızda; hüc*re membranındaki etkileşme ile ilgili iki önemli teori dikkati çekmektedir Geç*miş yüzyılın başında Meyer ve Overton yağda erirliğin anestezik güç ile ilişkili olduğunu saptamışlar (Overton-Meyer kuralı) ve lipofılik anesteziklerin hücre*lerin lipit membranlarını etkileyerek bu tabloyu oluşturduklarını savunmuşlar*dır

Lipit Teorileri

Anesteziklerin, iki lipit tabakasından oluşan hücre membranında çözündükle*rini ve membranda belli bir konsantras*yona ulaştıklarında anestezik etkiyi oluşturduklarını ifade eder Daha sonra*ları bu teorinin modifıye edilmesi ile aşırı volüm teorisi ve kritik volüm hi*potezi geliştirilmiştir Membranın fizi-kokimyasal özelliğindeki değişiklikler, protein yapıları da indirekt olarak etkilemektedir Ayrıca anestezik ilacın amfıpatik özelliğinin lipofılik özelliğin*den daha etkin olduğu ve anestezik etkinin ortaya çıktığı yerde hem polar hem de nonpolar özelliğin bulunmasının gerekli olduğu savunulmuştur

Protein Teorileri

Anestezikler iyon kanalları veya modülatör proteinler gibi proteinlere direkt olarak bağlanarak fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyebilirler Bu durum nörotransmitere bağlanma veya yapısal değişikliğe uğrama yeteneğini değiştirir Ayrıca yukarıda bahsedilen protein yapılarla indirekt etkileşimin de benzer sonuçlara neden olabileceği ileri sürülmektedir

Anestezik maddenin hücre membranı özelliklerinde karmaşaya neden oldu*ğu bilinmektedir (Membrane pertubati-on) Bu karmaşadan hem lipit hem de protein yapılar etkilenmektedir Ancak eldeki bilgiler anestezik etkinin oluşma*sında proteinlerin daha önemli bir mo*leküler hedef olduğunu düşündürmekte*dir

Birçok komponenti ve geniş bir spektrumu olan genel anestezi, tek bir ilaçla oluşturulsa bile bu durumu tek bir farmakolojik etki ile tanımlamak olası değildir Günümüzde karmaşık bir yapı*ya sahip anestezik etkinin, artık aynı moleküler bölgede değil, farklı bölge*lerde oluştuğu (multipl etki yeri modeli) kesinlik kazanmıştır

Anestezi Nasıl Yapılır

Genel Anestezinin Evreleri ve Klinik Bulguları

Genel anestezinin güvenli bir şekil*de uygulanması ve cerrahi girişim için uygun koşulların oluşturulabilmesi için yeterli anestezi derinliğinin sağlanması şarttır Anestezi derinliği, uygulama süresince klinik belirtilerin ve cerrahi uyarının neden olduğu yanıtların yakın*dan gözlenmesi ile değerlendirilir Bu nedenle anestezistin anestezi derinliği ile ilgili belirtiler, bunları değerlendir*me yöntemleri ve anestezik ilaçların etkinliği konusunda yeterli bilgiye sahip olması gerekir

Anestezi derinliği ilk kez Plombey ve Snow tarafından tanımlanmış olmak*la birlikte, Guedel 1937'de eter aneste*zisi sırasında gözlenen değişikliklere göre genel anestezi evrelerini geniş kapsamlı bir şekilde 4 evrede tanımla*mıştır Anestezi Ppt

1 Amnezi ve Analjezi Evresi

Anestezi indüksiyonu ile başlar ve bilinç kaybına kadar sürer İstemli hareketler yavaşlar Pupiller hafif dilate olur Kan basıncı ve kalp atım hızında artış gözlenir Amnezi ve analjezi gelişir

2 Deliryum Evresi

Büinç ve istemli reaksiyonlar kay*bolur Çevreden gelecek hoş olmayan uyarılar nedeniyle eksitasyon ve istem*siz reaksiyonlar gözlenebilir Kas tonu-su artışı, solunum düzensizliği, pupil dilatasyonu, hipertansiyon ve taşikardi hatta soluk tutma, laringospazm, kus*ma, istemsiz hareketler ve aritmi görü*lebilir Göz küreleri deviye olur

3 Cerrahi Anestezi Evresi

Bu evrenin başında solunum düzenli hale gelir Göz küresi santrale döner ve pupiller küçülür Anestezinin derinliği arttıkça koruyucu refleksler baskılanır, tüm kaslarda paralizi oluşur Bu evre solunum durumu, dolaşım bulguları, bazı refleksler, pupil ve göz kürelerinin durumuna göre 4 basamağa ayrılır So*lunumun durması, pupillerin dilate ve ışığa reaksiyonsuz hale gelmesi ile bu evre sonlanır

4 Medüller Depresyon Evresi

Solunum durur Kaslar gevşek, pupiller iyice dilatedir Refleks aktivite tamamen kaybolmuştur Kardiyovaskü-ler kollaps gelişir Aşırı dozaj sonucu gözlenir

Tek bir inhalasyon anesteziğinin kul*lanımı ile oluşan bu belirtiler anestezi derinliğini değerlendirmeyi oldukça ko*laylaştırmaktadır Ancak zaman içeri*sinde potent inhalasyon anestezikleri, opioidler, intravenöz anestezikler ve kas gevşeticilerin kullanıma girmesi, anes*tezi derinliğinin değerlendirilmesini zorlaştırmıştır Adı geçen evrelere ait özellikler modern anesteziklerle kısmen gözlenmekte, aynı düzen ve derinlikte izlenmemektedir Günümüzde pratik önemini yitirmiş olsa bile Guedel'in ta*nımladığı bu evrelendirmenin bilinme*si, hastaların uyanıklık durumundan anesteziye geçişini tanımlamada yarar sağlar

Anestezi yeterli derinliğe ulaştığında zararlı uyaranların (örn; cerrahi uyarı) yol açacağı refleks yanıtları ve klinik bulguları baskılar (Anestezi Tez)

Uygulama sırasında anestezinin yü-zeyel veya fazla derin olmasından kaçı*nılmalıdır Yüzeyel anestezi somatik ve otonomik refleksleri yeteri kadar baskı-layamadığı için zararlı olabilmektedir Özellikle kardiyak hasta gibi rezervleri sınırlı hastalarda tehlikeli durumlara yol açacaktır Fazla derin anestezi ise ya*şamsal fonksiyonları deprese ettiğinden koma ve ölüme neden olabilmektedir Günümüzde daha çok kirpik ve kornea refleksleri, pupil büyüklüğü ve ışığa re*aksiyonu, göz kürelerinin hareketi, göz yaşarması, kan basıncı, nabız, solunum sayısı, derinliği, düzeni, cilt insizyonu-na kardiyovasküer ve solunumsal yanıt, terleme, iskelet kası tonusu, yutkunma, trakeal çekilme, diyagrafmatik solunu*mun durumu, akciğerlerin esnekliği gibi klinik belirtiler değerlendirilerek anestezi derinliğine karar verilmektedir Bu*rada en önemli ölçüt cerrahi kesinin bu belirtilerde yol açtığı değişikliklerdir
Bahsedilen klinik değerlendirmenin yanısıra günlük uygulamada henüz yay*gınlaşmamış daha ileri izlem yöntemle*ri de vardır Bunlardan bazıları,

Elektroensefalografı
Bispektral indeks
Uyarılmış potansiyel teknikleri
Alt özofageal kontraktilitedir

Genel Anestezi Yöntemleri ve Anestezi Teknikleri

Anestezi uygulaması genel anestezi ve rejyonal anestezi olmak üzere iki ana gruba ayrılır Genel anestezi yöntemleri ise inhalasyon, intravenöz veya her iki*sinin kombine edildiği dengeli anestezi şeklinde sınıflandırılır Sedasyon ve analjezi uygulaması, intravenöz aneste*zinin bir alt grubudur

İnhalasyon Anestezisi

Azot protoksit (N20) ve volatil anes-teziklerin kullanıldığı uygulamadır Total Inhalation Anesthesia veya TINA, bu yönteme verilen bir diğer addır Sevofluranın tek vital kapasite solunu*mu ile indüksiyon olanağı sağlaması so*nucu Volatile Induction and Maintanen-ce Anesthesia veya kısaca VIMA, hem anestezi indüksiyonu hem de idamesi*nin inhalasyon anestezikleri ile gerçek*leştirildiği yöntem olarak uygulamaya girmiştir

İntravenöz Anestezi

İntravenöz anesteziklerin tek başına veya genellikle N20 ile birlikte kullanıl*dığı uygulama şeklidir Butirofenonla-rın opioidle (droperidol ve fentanil) birlikte kullanıldığı Nörolept anestezi ve ketaminle oluşturulan Dissosiyatif anestezi intravenöz anestezinin ilk örnekleri olmuşlardır Propofol, alfenta-nil gibi hızlı ve kısa süre etkili ilaçların kullanıma girmesi Total Intravenous Anesthesia veya kısaca TIVA'nın gün*celliğini korumasını sağlamıştır

Tanı veya tedavi amacıyla yapılan girişimlerde hastalara uygulanan sedasyon ve analjezi de intravenöz anestezi*nin bir alt grubu olarak değerlendirilir Amaç analjezi ve uyandırılabilir düzey*de sedasyon ile hastaların rahat etmesi*ni sağlamaktır Bir anestezist tarafından hastanın yaşamsal fonksiyonlarının iz*lenmesinin yanısıra gereğinde analjezi ve sedasyon uygulaması ile de, Moni-tored Anesthesia Çare (MAC) kavramı ortaya çıkmıştır

Genel Anestezi Ders Notları

Dengeli Anestezi

Genel anestezi uygulaması sırasında inhalasyon ve intravenöz yolla verilen ilaçların birlikte kullanıldığı yöntemdir İnhalasyon anestezisine opioid eklen*mesi (örn; izofluran, N20 ve 02 anes*tezine fentanilin eklenmesi) veya intra*venöz anestezinin (örn; propofol + opi*oid ile gerçekleştirilen TIVA'nın) N20 veya volatil anestezikle kombine edil*mesi şeklinde uygulanabilir Birkaç anestezik ilacın bu şekilde birlikte kul*lanımı, tek tek ilaçların gereksinimini azaltacak ve istenmeyen bazı etkilerin daha az görülmesini sağlayacaktır

Kombine Anestezi

Rejyonal ve genel anestezinin bir*likte kullanımını tanımlayan anestezi yöntemidir Rejyonal anestezi, vücudun belirli bir bölgesinde, sinir iletiminin ilaçlarla belirli bir süre durdurulması ile oluşturulan anestezi şeklidir

Epidural veya spinal anestezi, plek-sus bloğu, infıltrasyon anestezisi gibi rejyonal anestezi yöntemleri yukarıda bahsedilen her tür genel anestezi yönte*mi ile kombine edilebilir Bu şekil uy*gulamanın sağladığı en önemli yarar, kullanılacak genel anestezik ilaçların daha düşük dozlarına gerek duyulması nedeniyle daha az yan etkinin ortaya çıkmasıdır

Genel Anestezi Uygulaması

Genel anestezinin amacı amnezi, analjezi ve psişik-somatik reaksiyonları baskılayarak uygun cerrahi koşullar sağlamanın yanısıra, hastanın sağlığını ve güvenliğini devam ettirmektir Cer*rahi girişim geçirecek bir hastada genel anestezi uygulaması konusunda kesin sınırlamalar bulunmamakla birlikte bazı ilkelerin dikkate alınması yarar sağlaya*caktır Genel anestezinin tercih edilebi*leceği durumlar,
Bebekler ve küçük çocuklar
Geniş kapsamlı, uzun süreli ve özelliği olan cerrahi girişimler
Mental bozukluğu olan hastalar
Rejyonal anestezinin uygun ve yeterli olmadığı girişimler
Antikoagülan tedavi alan hastalar
Israrla genel anestezi isteyen has*talardır (Bölgesel Anestezi)
Perioperatif yaklaşım, yani operas*yon öncesi, sırası ve sonrası yaklaşım hastanın medikal durumu, cerrahi girişi*min tipi ve uygulama şekline göre deği*şiklik gösterir Anestezist açısından ba*kıldığında, genel anestezi alacak bir hastaya yaklaşım 4 dönemde ele alına*bilir

Anestezi Hakkında Bilgi

Operasyon Öncesi Değerlendirme ve Medikasyon

Anestezistin sorumluluğu, cerrahi girişimden en az bir gün önce hastanın değerlendirilmesi ve uygun premedi-kasyonun verilmesi ile başlar Anamnez ve fizik muayenenin ardından operas*yon öncesinde hasta ile ilgili özellikler ve son değişiklikler gözden geçirilip öğrenilmelidir (tetkik sonuçları, konsül*tasyon ve kullandığı ilaçlar gibi) Anes*teziyi verecek anestezist tarafından mutlaka havayolu değerlendirmesi (Mallampati sınıfı, tiromental mesafe, baş-boyun hareketliliği gibi) yapılmalı*dır

Elektif cerrahi girişim planlanan hastalar anestezi öncesi aç olmalıdır Uzamış açlık süresi, ciddi hastalık, hemoraji, ateş, kusma, diüretik kullanımı veya preoperatif bar*sak hazırlığı gerektiren durumlarda hipovolemi söz konusu olabileceği akılda tutulmalıdır Anestezi indüksiyonundan önce yeterli hidrasyonun sağlanmasına önem verilmelidir Hesaplanan sıvı açı*ğının en azından yarısı indüksiyondan önce verilmiş olmalıdır Damaryolu açı*lırken yerleştirilecek iv kateterin geniş*liği ve sayısı hastanın ve cerrahi girişi*min tipine göre belirlenir Sıvı ve kan kaybı beklenen veya sürekli ilaç infüz-yonu gerekli olacak hastalarda sırasıyla 16-14 G kateter tercih edilmeli ve ikinci bir iv yol daha açılmalıdır

Preoperatif dönem, özellikle anestezisti ile görüşememiş hastalarda anksi-yetenin en fazla olduğu dönemdir Bu nedenle hastanın yaşı, genel durumu ve hastaneden çıkış süresine göre premedi-kasyon uygulanması yararlı olacaktır Genellikle benzodiazepin ve/veya opioid grubu ilaçlar tercih edilir Ayrıca as-pirasyon riski yüksek olgularda (trav*ma, gebelik, geçirilmiş gastrik operas*yon, reflü anamnezi, morbid obezite ve*ya aç olmama) mide asiditesini nötralize edecek ve mide sıvısını azaltacak ilaçlar da verilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.