11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bilier Siroz Tedavisi
Bilier Siroz Tedavisi
Karaciğer içindeki safra yollarındaki ve safra salgısındaki bozukluklarla birlikte bulunan siroz çeşidine “Bilier siroz” denilmektedir Primer ve ikincil olmak üzere başlıca iki çeşit bilier siroz bulunmaktadır “Primer bilier siroz”un etkeni kesin olarak bilinmemektedir Bu tipte karaciğer içinde müzmin bir safra salgılama bozukluğu vardır Yapılan İncelemelerde primerbilier siroz vakalarının % 75'inde karaciğer içindeki safra yollarının duvarlarını oluşturan hücrelere karşı otoantikorlara rastlanmaktadır Vakaların % 80'inde ise IgM artmıştır Bu hastalarda IgG’de de artış görülmektedir Diğer yandan hastaların karaciğerinde bulunan çok sayıdaki lenfositlerin IgM sentez ettikleri gösterilmiştir
Hastaların gecikmiş bağışıklık yanıtlarında da bozukluklara rastlanmaktadır Bütün bu değişiklikler primer bilier sirozun bir “Otoimmün hastalık” olması görüşünü güçlendirmektedir, ikincil bilier siroz vakaları ise karaciğer dışmdak: safra yollarının tam ya da kısmi tıkanmalar: sonucu zamanla ortaya çıkarlar Bu tıkanme safra yollarındaki bir nedbeden, taşdan ya de safra yolları çevresindeki dokulardan örneğir pankreasta gelişen bir tümörün baskısıyla olabilir Tıkanıklığın nedeni ne olursa olsun karaciğer içindeki safra yollarında safra birikmeye başlar Biriken bu safra bir süre sonra karaciğer hücrelerini zedelemeye ve iltihabi bir reaksiyonun başlamasına yol açar Eğer tıkanıklık ortadan kaldınlmayıp olayın müzminleşmesine engel olunmazsa, zedelenen hücrelerin yerine nedbe dokusu gelişmeye başlar ve bu müzmin gidiş klasik bir siroz tablosuna yol açar Bilier siroz vakaları genellikle 50 yaş dolaylarında kadınlarda görülmektedir Hastalığın ilk belirtisi genellikle inatçı kaşıntılardır Hastada daha sonra sarılık ortaya çıkar Dışkı açık renktedir Çünkü safra bağırsaklara yetersiz akmaktadır ya da akmamaktadır İdrarın rengi ise çok koyu çıkar Çünkü idrar içinde fazla miktarda ürobilin atılmaktadır
Safra bağırsaklara yeterince akamadığından, yağların sindiriminde ve emiliminde bozukluklar gelişir Bunun sonucu olarak da yağlı bir dışkı çıkartılır Yağ içinde eriyen, A,D,E ve K vitaminlerinin de emiliminde aksaklıklar gelişir D vitaminindeki bozukluklar kemiklerdeki kalsiyumun azalmasına yol açabilir Bu ise hastada bel ve sırt ağrılarına yol açar Bu ağrıların nedeni bel ve sırt omurlarmdaki kalsiyum kaybı nedeniyle omurların zedelenmeleri ve yakındaki sinirlere baskı yapmalarıdır K vitamini emilimindeki bozukluklar ise kanın pıhtılaşmasında aksaklıklara yol açmaktadır
Hastaların kanında lipidler ve özellikle kolesterol artmış olarak bulunur Hastaların eklem bölgelerini örten deride “Ksantoma”, göz çevresinde ise “Ksantelema” denilen yağ birikintisinden oluşmuş sarı leke ve kabartılara rastlanabilir Bütün bunlara ek olarak, klasik bir sirozda gelişmesi beklenen deride kanama odakları, karında asit sıvısı birikmesi, zayıflama, kas kitlesinde azalma, özofagus, karın ön duvarında ve hemoroid toplardamarlarında varis gelişmesi, avuç içinde kızarma gibi belirtilere de rastlanmaktadır Primer bilier siroz vakalarının tedavisinin yüz güldürücü olduğu söylenemez Bu vakalarda tedavi daha çok belirtilere yöneliktir Metanol losyonları, antihistaminik ilaçlar, kortizonu ilaçlar, yatıştırıcı ilaçlar şiddetli kaşıntıları önleyebilirler Hastadaki vitamin eksikliklerinin de giderilmesi gerekir
ikincil bilier siroz vakalarında ise tedaviyi sağlayacak en iyi girişim olabildiğince erken devrede safra yollarındaki tıkanıklığın cerrahi bir girişim ile ortadan kaldırılmasıdır
KARDİAK SİROZ:
Kardiak siroz, sağ kalpteki bazı hastalıklara bağlı olarak gelişen, ender rastlanan bir siroz tipidir Sağ kalp yetmezliği, konstriktiv perikardit ve sağ kalpteki kapak bozukluklarında vücudun toplardamar kanının yeterince kalbe dönememesi nedeniyle toplardamar kanının vücudun toplardamarlarında ve özellikle de karaciğerde göllenmesine bağlı olarak gelişen bir siroz tipidir Karaciğerde toplardamar kanının göllenmesi, bu dokunun oksijenlenmesinde yetersizliklere yol açmaktadır Bu durum ise karaciğer hücrelerinde zedeleyici olmaktadır Kardiak sirozun gelişmesi için sağ kalpteki bozukluğun uzun süre karaciğeri etkilemiş olması gerekmektedir
Kardiak sirozda karaciğer büyür Hastada gerek siroza gerekse altta yatan kalp hastalığına ait belirti ve bulgulara rastlanır Hastaların tedavisinde ilk amaç kalp hastalığının tedavisidir Siroza ait belirtiler ise ayrıca tedavi edilir
POSTNEKROTİK SİROZ:
Postnekrotik siroz, en sık rastlanan siroz tipidir Hastalığın kesin etkeni ortaya konulmamıştır, fakat geçirilmiş olan bir “Viral nepatif’in bir ön etken olduğu kanıtlanmış gibidir Örneğin Amerika Birleşik Devletlerindeki postnekrotik siroz vakalarının % 25'inde, önceden geçirilmiş bir viral hepatite rastlanmaktadır Vakaların çoğunda ise viral hepatitin “Serum hepatiti” tipine rastlanmaktadır Postnekrotik siroz vakalarının az bir bölümünde ise etken olarak fosfor, kloroform, iproniazid gibi zehirlenmeler ve bazı infeksiyon hastalıklarına rastlanmaktadır Karaciğer incelendiğinde küçülmüş ve yüzeyinin düzgünlüğünü yitirmiş olduğu görülür Organın içinde adacıklar halinde karaciğer dokusuna rastlanır Ancak bunların çoğu normal işlev görebilecek durumda değildir Geniş alanlarda karaciğer hücreleri kaybolmuş, bunların yerini nedbe dokusu almıştır
Hastalık genellikle genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır Postnekrotik siroz belirtileri de klasik siroz belirtilerinden farklı değildir Hastalığın etkeni kesin olarak bilinmediğinden ve karaciğerdeki bozukluklar da düzeltilemediği için, uygulanacak tedavi belirtilerin tedavisinden ve hastanın genel durumunun düzeltilmesinden oluşmaktadır
SİROZ KOMPLİKASYONLARI VE SİROZ VARİSLERİ:
Siroz hastalığının yol açacağı belli başlı komplikasyonlar “Siroz varisleri”, “Portal hipertansiyon” “Asit sıvısı” ve “Karaciğer koması” dır Bu komplikasyonlan ayrı ayrı incelemeyi uygun görmekteyiz
Sıklıkla kansere dönüşen siroz tipleri var mıdır?
Evet vardır Özellikle demir metabolizmasının bozukluğuna bağlı ve bronz şeker hastalığı da denilen hemokromatozda oluşan siroz tipinde her beş olgudan biri kansere dönüşür Çoğunlukla ağır bir klinik tablo görülür, o zamana değin iyi olan genel durum hızla bozulur Hasta hızla zayıflar, birkaç gün ya da birkaç hıfta içinde sanlık ve karın zarı boşluğunda sıvı birikmesi ortaya çıkar
|
|
|