İznik'in Tarihi Değerleri,Gezilecek Yerleri, Turizm Bilgileri |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İznik'in Tarihi Değerleri,Gezilecek Yerleri, Turizm Bilgileriİznik'in Tarihi Değerleri,Gezilecek Yerleri, Turizm Bilgileri İznik, her avuç toprağı binlerce yıldır kültür kalıntıları ile yoğrulmuş, bölgede, yüzyıllar boyu tarih sayfalarının baş köşelerinde yerini almış bir kenttir Dört imparatorluğa başkentlik yapmış nadir yerleşimlerden biridir Çinicilik İznik çiniciliğinin gelişimini, tarihleri bilinen yapılar üzerindeki çini kaplamalardan açık-seçik görülebilir1378-1391 yılları arasında yapılan İznik Yeşil Cami minaresini süsleyen en eski Osmanlı çinileri teknik ve dekor bakımından Selçuk geleneğini devam ettirmekle beraber renk ve tonları onlardan daha zengindir Camiye ismini veren bu çiniler firuze ve yeşil renklerin çeşitliliği ve zenginliğiyle dikkat çekerler İstanbul'daki yapılarda kullanılan çinilerin İznik'te yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruzMilet,Şam grubu ve Rodos işi adı ile tanınan seramiklerin merkezi İznik'tir XVII yyda İznik'e gelen gezgin Evliya Çelebi, 300'den fazla çini fırınının bulunduğundan söz ederİznik çinilerinde; lâle,sümbül,nar,karanfil gibi çiçek motifleri kullanılmıştırAyrıca insan,kuş,balık,tavşan, köpek gibi hayvan ve gemi motiflerine de rastlanırMavi, firuze, yeşil ve kırmızı en çok kullanılan renklerdir Tarihçe: Kent yakınlarındaki Karadin, Çiçekli, Yüğücek ve Çakırca Höyüklerinde MÖ 2500 yıllarına inen uygarlık izleri saklıdır MÖ VII yüzyılda Trak kavimlerinin göçlerinden önce burada kurulan yerleşim 'Helikare' adını almıştırKentte basılan sikkelerde Khryseapolis (Altın Şehir) adı okunmaktadır Makedonya İmparatoru İskender'in generali Antigonos tarafından MÖ 316 yılında yenilenen kent Antigoneia adını almıştır İskender'in ölümünden sonra Antigonos ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente, Antipatros'un kızı olan eşi Nikaia'nın adını vermiştir MÖ 293'te Bithynia Krallığı'na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir Bir süre Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür Nikaia, Bithynia havarilerden Petrus'un çabaları ile Hıristiyanlık ile tanışır İmparator l Constantinus döneminde Hıristiyanlık üzerindeki yasaklar kalkar 325 yılı yazı başında Nikaia, Hıristiyanlık için çok önemli bir olaya sahne olur ve Birinci Konsül, Senatus Sarayı'nda toplanır İmparator Constantinus'un da katıldığı toplantıda iki önemli görüş tartışılır İskenderiyeli din adamı Arius'un görüşü Hz İsa'nın sadece bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediğidir" Kısa sürede taraftar toplayan bu teze, Piskoposlar karşı çıkmıştır Hıristiyan dünyasınca bugün de savunulan "Hz İsa'nın Tanrı' nın oğlu olduğu" tezi uzun tartışmalardan sonra kabul görmüştürHıristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir787 yılında İznik Ayasofya'sında VII Konsül toplandı İmparatoriçe İrene'nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırıldıİznik, Selçukluların da ,Bizanslıların da başkenti olmuştur 1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte canlanmaya başladı Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti İznik'te inşa edildi XIV ve XV yüzyıllarda XVI yüzyılda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir İznik, Hellenistik çağdan kalma ızgara planlı kent yerleşimi, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır İklim: İznik genellikle ılıman bir iklime sahiptir İlçede kışlar genel olarak çok yağışlı, yazlar ise kuraklığa sebep olmayacak derecede yağışlı geçer Gezilecek Yerler Tümülüs, Kaya Mezar ve Anıtları Berber Kaya: İznik'in doğusunda yer alan bir tepenin eteğindedir Yek pare kayadan oyulmuş büyük bir oda şeklinde mezar anıtıdır Zemininde mezarlar bulunmaktadırMÖ II yüzyıla ait olup Hellenistik dönemin İznik'teki önemli bir örneğidir Devasa boyuttaki bu lâhdin Bithynia Kralı II Prusias'a ait olduğu öne sürülmektedir Beştaş (Obelisk): Kentin kuzeyinde bağlar arasında yükselen bu mezar anıtı, eski Roma yolu üzerindedir Beştaş,Nişantaşı, ve Dikilitaş adları ile de bilinmektedir Üzerindeki Yunanca kitabeden I yüzyılda C Cassius Philiscus'a ait olduğu anlaşılmaktadır Anıtın tepesindeki altıncı taşın üzerinde bir kartal veya zafer tanrıçası Nike'nin heykeli olduğu sanılmaktadır Anıtın bir yönünde ise Philiscus'un heykeli olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır Mezar anıtı 12 metre yüksekliktedir Hypoge: Elbeyli Beldesi'nin Hespekli mevkiinde benzersiz bir yeraltı mezarıdır IV - V yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Tavanı ve duvarları erken Hıristiyanlık döneminin tipik renkli freskoları ile kaplıdır Mezar odasında üç adet mezar yer alır Dörttepeler Tümülüsü: Elbeyli Belediyesi mezarlığı içindedir Tümülüs'te iki anıt mezar belirlenmiştir İlk mezar yol kenarındadır Dromosiu dikdörtgen mezar odası ile iki yanında ikişer kilisesi bulunmaktadır Diğer mezar İse beyaz mermerden yapılmış mezar odası ile kaba taş ve ağaçlarla örtülüdür Diğer Tarihi Kalıntılar Senatüs (Bizans sarayı): Sarayın 4 yüzyılda yapıldığı katî olup halen göl suları tarafından örtülmüştür Zemin mozaikleri toprak altında mevcut olup Hristiyanların Teslis ve İsanın ulûhiyeti,insaniyeti münakaşalarını yapan 318 papazın ilk Konsili 325 yılında burada akdolunmuştur 787 yılında Ortodokslar arasında Azizlerin tasvirleri hakkında çıkan ihtilâfın münakaşası için toplanan 7 Konsil de burada toplanmıştır Surlar: İznik'in çevresini beş kenarlı çokgen şekilde kuşatan surlar 4970 metre uzunluğundadır İznik'in iki ana caddesinin kesiştiği noktadan bakıldığında, dört ana kapı görünür Hellenistik dönemde inşa edilmeye başlanan surlar, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni ilavelerle günümüzdeki şeklini almıştır Kentin dört ana kapısından günümüze Lefke Kapı ile İstanbul Kapı sağlam ulaşabilmiştir Yenişehir Kapı kısmen, Göl Kapı tamamen yıkıktır İstanbul Kapıda tiyatrodan getirilen masklar bulunmaktadır, İstanbul ve Lefke kapısında mermer kabartma friz parçalarının da kullanıldığı görülmektedir Tiyatro: İznik Antik Tiyatrosu göl kıyısı ile Yenişehir Kapı arasında geniş bir alana inşa edilmiştir Tiyatro, İmparator Traianus döneminde Bithynia prokonsülü (valisi) Plinius'un çabalarıyla 111-112 yıllarında yapılmıştır Tiyatro, XIII yüzyılda toplu mezarlığa dönüştürülmüştür Daha sonraki yıllarda içinde kilise, saray ve Osmanlı seramik atölyeleri ve çini fırınları yapıldığı, yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır Böcek Ayazma: Koimesis Kilisesi yakınındadır Üstü kubbe ile örtülü, yuvarlak bir yapıdır Hyakinthos Manastırının bir bölümü olduğu sanılmaktadır Ayazma VI yüzyıldan günümüze sağlam gelmiş eserlerdendir Kilise ve Camiler Koimesis Kilisesi: Piskopos Hyakinthos tarafından VIII yüzyılda yaptırılmıştır Hyakinthos Manastırı'nın bir bölümü olduğu sanılmaktadır 1065 depreminde yıkılmış, Koimesis Kilisesi kalıntıları ancak ilavelerle tamir edilmiştir Kilisenin mozaikleri ve ikonaları 1807'de İznik Metropoliti Daniel'in isteği üzerine yenilenmişti Ayasofya Kilisesi: İki ana caddenin kesiştiği yerde, kentin tam ortasındadır Bizans dönemi eseridir ve tahminen XI yüzyıldaki depremden sonra yenilenmiştir 1331 yılında Orhan Gazi Camii adını almıştır Deprem ve yangınlarda tahribe uğramıştır XVI yüzyılda Mimar Sinan tarafından büyük ölçüde değişikliğe uğratılmış ve yenilenmiştir Bir mezar odası duvarında Hz İsa freski bulunmaktadır VII Konsil'in toplandığı yerdir Bu nedenle inanç turizmi için önemli bir merkezdir Hagios Tryphonos Kilisesi: İstanbul Kapıya giden caddenin sol tarafındadır Birkaç duvar ve döşeme mozaiklerinden parçalar bulunmuştur Duvar tekniği ve planı kilisenin X - XII yüzyıllarda yaptırılmış bir Bizans eseri olduğunu göstermektedir Ayatrifon Kilisesi: Yenişehir Kapı'ya giden caddenin sağındadır Plan, İstanbul'daki Kariye Camine benzer Planına göre büyük bir kubbe ile örtülü olduğu ve tabanının çok süslü mozaiklerle kaplandığı anlaşılmaktadır Kilisenin XIII yüzyılda Teodoros Laskaris tarafından, Aya Trifon adına yaptırdığı sanılmaktadır Hacı Özbek Cami: İznik'te inşa edilen ilk Osmanlı camisidir Üstü 8 metre çapında kiremit kaplı bir kubbe ile örtülüdür 1333 yılında inşa edilmiştir Yeşil Cami: İznik'in sembolü olan Yeşil Cami, adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden almıştır Caminin yapımını Çandarlı Hayreddin Paşa 1378 yılında başlatmış, fakat ölümü üzerine oğlu Ali Paşa 1391'de tamamlatmıştır Erken Osmanlı döneminin tek kubbeli camileri arasında en görkemlilerindendir Eşsiz minaresi caminin sağ köşesindedir Gövdesi mavi ve yeşil renkli çinilerle zigzaglı mozaik tekniğiyle bezenmiştir Selçuklu minare geleneğinin ilk dönem Osmanlı sanatına yansımasının önemli bir örneğidir Mahmut Çelebi Cami: Çandarlı Hayreddin Paşanın torunlarından Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında inşa ettirilmiştir Orhan Bey Camii Ve Hamamı: Cami, Yenişehir Kapı dışında sol tarafta tarlalar arasında kalıntı halindedir Hamam ise, cami ile surlar arasında bulunmaktadır Türbeler Şeyh Kutbettın Camı Ve Türbesi, Eşref-1 Rumî Camı Ve Türbesi, Yakub Çelebi Zaviyesi Ve Türbesi, Kırgızlar Türbesi , Sarı Saltuk Türbesi, Åandarli Hayrettin Paşa Türbesi, Åandarli İbrahim Paşa Türbesi Ve İmareti, Åandarli Halil Paşa Türbesi, Huysuzlar Türbesi, Ahiveyn Sultan Türbesi, Abdülvahap Sancaktarı Türbesi İznik'in önemli türbeleridir Han ve Hamamlar Rüstem Paşa Hanı:Bu gün evler arasında kalmış duvar kalıntıları halindedir Yalnız kuzey ve batı duvarının bir bölümü ayaktadır Yapı XVI yy da Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa adına Mimar Sinan tarafından inşa edildiği sanılmaktadır İsmail Bey Hamamı:XIV yy sonları ile XV yy başlarına aittir İç mimarisiyle seçkin bir yapıdır Haci Hamza Hamamı:Mahmut Çelebi Caminin yanındadır, ikinci Murat hamamı olarak da anılır XV yy da inşa edilmiştir Meydan Hamamı:1Murat Hamamı olarak da bilinir Çifte hamam biçiminde inşa edilmiştir Hamam XIV yy sonlarına tarihlenir Müzeler İznik Müzesi: (Nilüfer Hatun İmareti) İmaret 1388 yılında Osmanlı Sultanı l Murat tarafından annesi Nilüfer Hatunun anısına inşa ettirilmiştirİmaret olarak kullanılan yapı, yoksullar için her gün yemek dağıtan bir hayır kurumuydu Cumhuriyet döneminde değişik gereksinimler için depo olarak kullanılan bina 1960 yılında müze olarak hizmete açılmıştırTarihsel bir yapı olan imaret, XIV yy Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir Müzede,İznik ve çevresinden toplanan arkeolojik buluntular ile Ilıpınar, Tiyatro ve İznik'teki çini fırınları kazılarından çıkarılan eserler sergilenmektedir Müze bahçesinde; Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri yer almaktadır Ne Yenir? Istakoz güveci, sazan balığı çorbası, yayın balığı, şiş veya buğulama, kerevit salatası ve kerevit güveç İznik Gölü çevresinde bulunan lokantalarda tadılabilecek yiyecek türleri olarak sayılabilir Ne Alınır? İznik'ten öncelikle meşhur İznik çinisi alınabilir Ayrıca bölgede yoğun olarak yetiştirilen zeytin çeşitlerinden de almak mümkündür Yapmadan Dönme İznik Müzesini görmeden, Tümülüs ve Mezar Anıtları görmeden, İznik surlarını gezmeden, VII Konsil'in toplandığı Ayasofya Kilisesini ziyaret etmeden, Çini süslemeleriyle ünlü camileri görmeden, İznik çinilerinden almadan, Dönmeyin |
|